|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
05-07-2007, 14:37 | #1 |
|
bankanın çek üzerindeki keşideci imzasını inceleme yetkisi var mıdır??
bütün meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
müvekkilim elinde bulunan çeki bankaya karşılığını almak için ibraz ediyor. fakat banka çek üzerindeki keşideci imzası ile banka kayıtlarında bulunan örnek keşideci imzası tutmadığı gerekçesi ile çekin arkasına karşılıksızdır ibaresi yerine imza tutmamaktadır şerhi koyuyor. ( çekin karşılığıda hesapta yok zaten) bankanın böyle bir yetkisi olduğunu zannetmiyorum. ama ben bankadan yetkili biri ile görüştüm ve biz imzaları karşılaştırmak zorundayız ve ona göre işlem yapmak zorundayız aksi halde suç işlemiş oluruz dedi. çekin arkasına karşılıksız yazılmadığı için kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile takibe koyamıyorum. bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim. nasıl bir yol izlemeliyim. bankanın sorumluluğu nedir? böyle bir işlem yapmasından dolayı tazminat hakkımız varmıdır? |
05-07-2007, 18:27 | #2 |
|
Sayın meslektaşım,
Bir çekin keşide edilmesi banka ile keşideci arasında daha önceden yapılmış bulunan bir akde dayanır. Başka bir ifade ile banka ile hesap sahibi bir anlaşma yapar ve mudii kendi hesabından ödenmek üzere bankayı "muhatap" alıp, çek keşide etme hakkını elde eder. Çekin keşide edilmesi esasen, bankanın çekin ödenmesi için muhatap alındığı bir keşideci talimatından başka bir şey değildir. o halde, çek sahibi ile banka arasında imzalanan sözleşmeye uygun olarak, bankanın; hesap sahibi keşidecinin imzasının sıhhatini kontrol etmesi, hak ve yetkisinden önce "özen sorumluluğu" kapsamında görevidir. Bankanın yaptığı işlem doğrudur. karşılıksız kaşesi vurulmaması, bunun yerine "imza tutmadığından ödenememiştir" denilmesi de hatalı değildir. Siz böyle bir durumda süresi içinde çeki muhataba ibraz etmiş durumdasınız. İbraza rağmen ödenmemiş bir çek vardır, artık elinizde. O halde ilamsız takip yapmanıza engel yoktur. Keşideci, imza inkarında bulunursa eğer bu durumda; sahtecilik nedeniyle suç duyurusunda bulunmanız için sebep de doğmuş olur. Saygılarımla. |
05-07-2007, 19:13 | #3 |
|
Sayın Dikici'nin açıklamalarına şu husus da ilave edilebilir. TTK m.724 uyarınca, sahte veya tahrif edilmiş çeki ödeyen muhatap sorumludur. Bu itibarla keşideci imzasının tahkiki doğrudur.Muhatap bankanın TTK m.713 uyarınca cirantaların imzasını tahkik mecburiyeti yoktur. 724 üncü madde metni aşağıya alınmıştır.
Madde 724 - Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğer ki, senette keşideci olarak gösterilen kimseye kendisine bırakılan çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun isnadı mümkün olsun. Saygılarımla |
11-01-2008, 19:24 | #4 |
|
Bankanın çekin yetkisiz kişi tarafından keşide edildiği iddiası
Müvekkil bir şirketten olan alacağını tahsil etmek için ciro yoluyla kendisine intikal eden çeki bankaya ibraz ediyor ve fakat banka çekin arkasına"çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle işlem yapılamamıştır" şerhi işliyor. Bu durumda ne yapmamı tavsiye edersiniz? Bu şekilde işleme tabi tutulan çek için ihtiyati haciz istesek ne kadar olumlu sonuç alırız? Hukuki ve ceza-i hangi yollara başvurabiliriz?
( Sitedeki ilgili diğer linkleri inceledim fakat tatmin edici bir cevaba ulaşamadım. Örneğin kambiyo takibinde bulunma hakkımız var mıdır? İlamsız takip yapsak ve borca itiraz gelse ne şekilde ispat edebiliriz? İhtiyati haciz başvurusu ne şekilde değerlendirilir? ) |
11-01-2008, 19:32 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-01-2010, 01:04 | #6 |
|
Çeke böyle bir açıklama yazılması hukuki ve cezai işlem yapılmasına engel bir hal değildir. Ancak burada farklı bir durum da doğmuş oluyor. Ben benzer bir durumda imzaların benzeşmediğine yönelik şerh vurulmadan evvel bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktarı talep etmeme rağmen imza tutmadığı gerekçesi ile banka ödemeden de imtina etti. şu aşamada bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar ile imzanın tutarsızlığı arasında da bir ilişki olmadığı kanaatindeyim. zira bankanın sorumluluğu imzanın tutarsızlığı ile değil çek yaprağına ilişkin sorumluluğu ile ilgili olmalı diye düşünüyorum. Zira çek keşidecinin imzasına benzemese de imza da dahil olmak üzere tüm yasal unsurlarını taşıyor. İTM den bankanın ödemekle yükümlü olduğu bedeli dava ile talep etmek Vs gibi yapılabilecek bir şey var mı sizce???
|
13-01-2010, 10:32 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Çekin unsurları tamam olduğu müddetçe bankanın kanuni ödemeyi yapmak zorunluluğu vardır diye düşünüyorum. İmzanın keşidecinin imzasına benzememesi bir idddiadır, kanıtlanmış değildir. Mahkemece sahteliğine hükmedilmedikçe banka (kanuni tutarı) ödemekten kaçınamaz. |
13-01-2010, 11:48 | #8 |
|
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi Esas: 2005/8322 Karar: 2006/8927 Karar Tarihi: 19.09.2006 ÇEK KARŞILIĞININ TAHSİLİ İSTEMİ - DAVALININ ÇEKİN SAHTE OLDUĞUNU BİLDİĞİ DURUMDA ÇEK BEDELİNİ ÖDEMEKTEN KAÇINABİLECEĞİ - DAVACININ CİRANTAYA KARŞI TAKİPTE BULUNMADIĞI VE ZARARA UĞRADIĞINI KANITLAMADIĞI ÖZET: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın muhatabı olduğu çeke ciro yolu ile hamil olduğunu, davalı bankaya ibraz ettiği çekin arkasına, keşideci imzası ile banka kayıtlarındaki imzanın birbirini tutmadığına ilişkin ibarenin yazılarak işlem yapılmadığını, davalının çekin sahte olmadığını bilmesine ve keşideci tarafından ödeme yasağı konulmamasına rağmen, çekin arkasına keşideci imzasının örnek keşideci imzasını tutmadığı yazılması nedeniyle müvekkilinin takip hakkını yitirerek zarara uğradığını ileri sürerek, çek karşılığının davalıdan temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalının çekin sahte olduğunu bildiği durumda çek bedelini ödemekten kaçınabileceği, davacının cirantaya karşı takipte bulunmadığı ve zarara uğradığını kanıtlamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. (6762 S. K. m. 724) Dava: Taraflar arasında görülen davada Niğde Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15.03.2005 tarih ve 2003/625 - 2005/106 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Abdullah Turgut tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın muhatabı olduğu çeke ciro yolu ile hamil olduğunu, davalı bankaya ibraz ettiği çekin arkasına, keşideci imzası ile banka kayıtlarındaki imzanın birbirini tutmadığına ilişkin ibarenin yazılarak işlem yapılmadığını, davalının çekin sahte olmadığını bilmesine ve keşideci tarafından ödeme yasağı konulmamasına rağmen, çekin arkasına keşideci imzasının örnek keşideci imzasını tutmadığı yazılması nedeniyle müvekkilinin takip hakkını yitirerek zarara uğradığını ileri sürerek, çek karşılığı olan 6.500.000.000 TL.nın davalıdan temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davayı konu çeki hesap sahibine teslim etmediğini, çek üzerindeki imzanın hesap sahibinin imzasından farklı olduğunu, çekin hesap sahibine teslim edilmemesi nedeniyle ödeme yasağı konulmasının mümkün olmadığını, çek arkasına yazılan ibarenin davacının ciranta ve keşideciye karşı yasal haklarını kullanmasına engel olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının çekin sahte olduğunu bildiği durumda çek bedelini ödemekten kaçınabileceği, davacının cirantaya karşı takipte bulunmadığı ve zarara uğradığını kanıtlamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, esasen TTK.nun 724. maddesi hükmü gereğince sahte çekin bedelinin ödenmemesinin gerekmesine ve davalı bankaca imzası keşideciye ait olmadığı sabit olan çekin ödenmemesinde bir usulsüzlük olmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.00 YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19.09.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
13-01-2010, 11:49 | #9 |
|
TTK.nun 713 ve 727. maddeleri uyarınca bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
|
13-01-2010, 11:51 | #10 |
|
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi Esas: 2004/8079 Karar: 2005/3559 Karar Tarihi: 04.04.2005 İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - KARŞILIKSIZ ÇEKTE BANKANIN SORUMLULUĞU - PERSONEL TARAFINDAN KEŞİDECİNİN İMZASININ KONTROLÜ ÖZET : Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir.Bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmakta olup, çekin sıhhati bakımından mahkemece çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak bankanın sorumluluğu yönünden uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi, benimseme biçimi bakımından da faize faiz yürütülecek biçimde itirazın iptaline karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. (3167 S. K. m. 10) (2004 S. K. m. 67) (6762 S. K. m. 713, 727) (818 S. K. m. 104) Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, hamil olan müvekkilinin çeki 10.11.2003 tarihinde bankaya ibraz ettiğini, davalı bankanın keşideci imzasının benzeşmemesi nedeniyle arkasını 21.11.2003 tarihinde yazarak çek bedelini ödemediğini, 3167 sayılı Yasanın 10. maddesi gereği her çek yaprağından muhatap bankanın 300.000.000.-TL.ye kadar sorumlu olması nedeniyle davalı banka hakkında yapılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının çekinin keşideci imzası ile benzeşmediğinden ödeme yapmadıklarını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bankaya ibraz edilen çekin şekil unsurlarının olması nedeniyle ödemekten kaçınamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir. TTK.nun 713 ve 727. maddeleri uyarınca bankanın çekteki keşideci imzasını kontrol etme yükümlülüğü bulunmakta olup, çekin sıhhati bakımından mahkemece çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak bankanın sorumluluğu yönünden uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi, benimseme biçimi bakımından da faize faiz yürütülecek biçimde itirazın iptaline karar verilerek BK.nun 104/son maddesine aykırılık oluşturulması yanlıştır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
13-01-2010, 13:20 | #11 |
|
Çek , bonodan daha hassas bir belge
Çekte arada ödeme yapacak muhatabın - bankanın - olması ve evrakın tamam olması için arada ZAMAN bulunması vadeli işlerde çeki bonoya karşı daha zayıf kılıyor bence. (Çekte vade yoksa da aslında vadesiz çek yoktur, bilindiği gibi )
Bir müvekkilimin çeki için de keşideci , rızam dışında elimden çıktı diye müracaat etmişti. Banka bu şerhi koymuş savcılık da TAKİPSİZLİK kararı vermişti. Gerekçe : Öncelikle bu şerhin kaldırılması gerekir. Somut soruna gelince banka uygulaması doğru olmakla beraber, iyi niyetli hamilin yasal takip yapması önünde engel bulunmamaktadır. Ancak benim yaşadığım bu olayda savcılık yasal takipte böyle bir güçlük çıkartmıştı. Demek istediğim yargının böyle zorluklar çıkartmaması iyiniyetli kişilerin önünü açabilmasidir. |
18-09-2010, 13:14 | #12 |
|
Sayın meslektaşlarım,
Müvekkil Çeki kanuni iraz süresi içerisinde bankaya ibraz ediyor ve banka, kendilerinde bulunan imza örnekleri ile çekte bulunan imzanın birbirini tutmadığından bahisle "keşideci imzası ile bankamız kayıtlarında bulunan imza birbirini tutmadığından işlem yapılamamıştır" ibaresi ile çekin arkasını yazıyor. Bu durumda; 1- Kambiyo takibi yapılabilir mi? 2- Karşılıksız çek keşide etmekten dolayı şikayette bulunulabilir mi? 3- Yeni Çek yasasının 3/8 maddesinde "İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır." demektedir. Buna göre bu çeke ilişkin hukuki takip yapılamayacak mı? Görüşlerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler. (yeni konu açmıştım ama ilgili arkadaşlara ulaşabilmesi için buraya da sorumu ekledim.) |
18-09-2010, 13:35 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Çekin bankaya ibraz edilmesi ve bu ibrazın çekin arkasında mevcut banka kaşesi ile ispatlanması, -çekin zorunlu unsurları olmak kaydıyla- kambiyo senetlerine mahsus takip yapmanız için yeterlidir. Keza şikayet hakkınızı kullanmanıza da engel yoktur. Karşılıksızlık, çekin tutarının gününde tam olarak ödenememesidir. Ancak Bankanın kaşesi, karşılığının olup olmadığını ispata elverişsiz olduğundan suçun koşullarının oluşmadığı düşünülerek takipsizlik kararı verilebilir. Savcılık bankaya yazı yazarak ibraz gününde karşılığının bulunup bulunmadığını sorarak da sonucuna göre işlem yapabilir düşüncesindeyim. |
22-09-2010, 22:09 | #14 |
|
Sayın Dursunal,
TK 720/b. 2'de muhatap (banka) tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla çekin ödenmemiş olduğu ve ödenmeden imtina keyfiyetinin yazılacağından bahsediliyor. Bence bu madde geniş yorumlanarak, sadece karşılıksız kaldığı gerekçesiyle değil, ödemeden kaçınılan diğer hâllere de müracaat hakkı tanınmalı. Saygılar. İlhan Yiğit |
02-10-2010, 10:05 | #15 |
|
Sayın Dikici'ye tamamen katılıyorum. Çekte TTK.nun aradığı şekil şartları tamamsa, Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla takibe koymanızda bence de sakınca yoktur zira siz süresi içinde bankaya ibraz etmişsiniz, bankanın, arkasındaki kaşesi, ibrazın delilidir. Savcılığa baş vurabilirsiniz. Savcılık, bankaya, çekin ibraz tarihinde hesapta karşılığının olup olmadığını ve keşidecinin düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığını soracak, ona göre takipsizlik kararı verecek yada iddianame hazırlayacaktır sanıyorum. Saygılarımla
|
14-10-2010, 12:54 | #16 |
|
Sayın meslektaşlarım;
Anlatılanlar ışığında bankanın kontrolü sonrası tutmayan imzalar neticesinde, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yaptık diyelim. Keşideci imzaya itiraz etti. Yargılama neticesinde de imzanın keşideciye ait olmadığı belirlendi. Takip iptal edildi ve alacaklı tazminata mahkum edildi. Alacaklı iken bir de tazminat ödeme durumu söz konusu olmayacak mı? Sonuç olarak keşideci hakkında icra takibi yapmak biraz riskli değil mi? |
22-04-2013, 15:34 | #17 |
|
[quote=Av.Mehmet Saim Dikici]Çekin bankaya ibraz edilmesi ve bu ibrazın çekin arkasında mevcut banka kaşesi ile ispatlanması, -çekin zorunlu unsurları olmak kaydıyla- kambiyo senetlerine mahsus takip yapmanız için yeterlidir.
Peki, sayın meslektaşlarım.Bu argümanı destekleyen bir Yargıtay kararı elinde olan var mı? Ona göre müvekkilime karşı başlatılan takipteki örnek 10 ödeme emrine itiraz edeceğim. |
23-01-2019, 12:30 | #18 |
|
Sayın meslektaşlarım;
Yetkisiz temsilci çek keşide ediyor ve sonucunda muhatap banka tarafından imza farklılığı nedeniyle imza farklı ibaresi yazılıyor. Bu nedenle şirket aleyhine örnek 10 takip başlatmamız mümkün değil.Yetkisiz temsilci aleyhine doğrudan örnek 10 takip yapılması mümkün müdür? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatın,aslı kendisinde olmayan sureti onaylama yetkisi var mıdır? | Gamze Dülger | Meslektaşların Soruları | 14 | 03-03-2017 13:47 |
Avukatların dosya inceleme usulü ! | Av.Ergün Vardar | Hukuk Haberleri | 2 | 21-01-2011 23:30 |
Şişli İcra Dairelerinde dosya inceleme | av.fundasin | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 3 | 12-12-2008 18:03 |
bankanın tabelası ortak yere tecavüz müdür? | avukat.ayça | Meslektaşların Soruları | 1 | 24-04-2007 17:41 |
ankaradaki dosyayı inceleme | av.asen öznur | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 07-02-2007 14:41 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |