|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-04-2004, 11:01 | #1 |
|
Erteli Mahkumiyetin Sabıka Kaydına İşlenmesi
Selamlar,
-647 sayılı yasanın 6.maddesi gereğince , şartları taşıdığında verilecek ceza mahkeme kararıyla ertelenebilmektedir. -TCK.95/2 .maddesi gereğince 5 yıllık deneme süresi içerisinde maddenin gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak yeniden bir suç işlenmediği takdirde failin cezası tecil edilmiş mahkumiyet kararı esasen vaki olmamış sayılmaktadır. TCK.95/2 madde göz önüne alındığında 5 yıl içerisinde bir suç işlenmediğinde mahkumiyet hükmü hiç olmamış,yok hükmündedir.Bu 5 yıllık deneme süresi içerisinde hüküm askıdadır. Buna göre erteli mahkumiyetin adli sicile işlenip işlenmemesi ile ilgili görüşlerinizi beklemekteyim. Selam ve saygılar… Av.M.Aydın BİLEN |
28-04-2004, 12:09 | #2 |
|
Selam,
Ben de bu konu üzerinde biraz araştırma yapmıştım.Erteleme olsa bile bu hüküm adli sicile yazılıyor.Ama önemli bir nokta, adli sicil kanunundaki örneğin sicilden silinmek için 10 yıl gereken bir sahtecilik suçunda eğer erteleme vaki ise 5 yıl içinde sicilin sicilmesi(deneme süresi bitimi) gereğidir.Şu içtihatlar sanırım fikir vermesi açısından faydalı olacaktır: Adli Sicildeki Hükümlülük Kaydının Silinmesi ÖZET : Sanığın sahtecilik suçundan erteli bulunan 10 aylık hapis cezasının kesinleşmesinden itibaren 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 8. maddesinde belirlenen 5 yıllık sürenin dolmuş olduğu gözetilerek adli sicil kaydının silinmesi gerekir.( 3682 sayılı Yasanın 8.md. )E : 1992/3474..K : 1992/3468..T : 30.04.1992...6.CD ------------ Adli Sicildeki Hükümlülük Kaydının Silinmesi ÖZET : 3682 Sayılı Adli Sicil Kanununun 8. maddesinin birinci fıkrasında adli sicil bilgilerinin Adli Sicilden çıkarılması için öngörülen sürelerin, cezanın çekildiği, ortadan kalktığı veya düştüğü tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiş, tecil edilmiş ceza mahkumiyetine ilişkin düzenlemeye ise aynı maddenin ikinci fıkrasında yer verilmiştir. Bu fıkrada “...Ertelenmiş olan hükmün esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde ise, bu tarih esas alınır...” denmek suretiyle ertelenmiş olan hükmün esasen vaki olmamış sayılacağı tarih, sicilden çıkarılma tarihi olarak öngörülmüştür Aksi halde tecile hak kazanmış sanığın mahkumiyetinin sicilden çıkarılması için geçmesi gereken süre,infaz edilmiş mahkumiyet hükmüne ilişkin süreden daha uzun olacağından,hak ve nasfet ilkeleri ile bağdaşmayacaktır. Bu nedenle ertelenmiş cezalarda suçun niteliğine bakılmaksızın TCK.’nun 95 . maddesinde öngörülen şartlar oluştuğunda,mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı gerekçesine dayanılarak, talep konusu ertelenmiş ceza ile ilgili adli sicil bilgisinin sicilden çıkartılmasına karar verilmelidir.( 3682 sayılıYasanın 8. maddesi)E: 1996/1367..K : 1996/1556,08.05.1996, 5 CD |
29-04-2004, 14:34 | #3 |
|
Ertelenen mahkumiyetin sicile (adl sabıka kaydına) işlenmesi bence çok mantıklı. Kişilerin suç geçmişi konusunda tek geçerli kayıt savcılıkça tutulan sabıka kaydıdır. Aksi durumda mahkumun erteleme süresi içerisinde başka bir suç işlemesi durumunda son yargılamayı yapan mahkeme önceki mahkumiyetten haberdar olamayacak belki yeniden bir erteleme kararı verecektir. Benzer durum tekerrür sebebiyle cezanın arttırılması bakımından da doğacaktır.
|
29-04-2004, 17:14 | #4 |
|
Sayın jus_,
Katılımınız için teşekkür ederim.Ancak sorun ,sabıka kaydının silinmesinde değil;sonucu, yeni bir suç işlendiğinde veya 5 yıllık deneme süresi iyi halle geçirildikten sonra hiç olmamış sayılacak mahkumiyet hükmünün adli sicile işlenmesindedir. Sayın OKoseoglu, Düşüncenizin pratikte geçerli olduğuna katılırım.Ancak faili topluma kazandırmak için bir kez daha şans verelim düşüncesiyle cezasını erteledikten sonra hüküm siciline işlendiğinde hayatı yine engellenmiş olmuyor mu?Bu sizce bir çelişki değil midir? Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler. Saygı ve selamlar... |
30-04-2004, 08:06 | #5 |
|
Bence bir çelişki yok. Ceza hukuku yalnız fail değil , kamu perspektifinden de olaylara bakar ve menfaatler dengesini gözetir. Sizin yaklaşımınızı kabul edersek neredeyse sanığa cezaları ertelenebilecek suçlar bakımından en az bir kere rahatça işlemek için açık çek vermiş oluruz.
|
30-04-2004, 16:52 | #6 |
|
Sayın Okoseoglu,
Menfaatler dengesini gözetirken erteli mahkumiyetin sabıka kaydına işlendiğinde dengenin bozulduğunu düşünmekteyim.Örneğin memur olan failin aldığı ceza ertelendiğinde almış olduğu bu ceza memuriyetini etkilememektedir.Ancak,memurluğa başvuracak kişinin erteli bir mahkumiyeti olduğunda sabıka kaydında erteli de olsa mahkumiyet gözüktüğü için memuriyete alınmamaktadır. Aynı kişi,memur iken suç işleyip ceza ertelendiğinde hakkı haleldar olmuyor ise ,bunun başlangıçta da herhangi bir hakkı yoketmemesi gerekir diye düşünüyorum.Bu nedenle sabıka kaydına erteli mahkumiyetin işlenmemesi veya işlendiğinde bunun izhari bir nitelik arz ettiğinin belirtilmesi gerektiği kanaatindeyim.İzhari nitelik taşıdığı belirtilirse,uygulamaya yönelik olarak belirttiğiniz sorunlar da ortadan kalkmış olacaktır.Yoksa 5 yıl sonunda YOK sayılabilecek bir mahkumiyet hükmünden hayatında bir defa suç işlemiş olan kişiyi (işe girememe v.s) yine başka bir şekilde cezalandırma gibi ağır bir sonuç ortaya çıkmaktadır.Zira bir yerde bir insanın geleceği bir yerde de 5 yıl sonunda yok sayılabilecek bir karar bulunmaktadır. |
30-04-2004, 21:10 | #7 |
|
Evet ben konuya sanırım daha bir olan hukuk açısından bakmışım ama ideal hukuka-olması gereken hukuka göre erteli suçlar adli sicile yansımalı mı? Öncelikle Her iki kurumun da amacını irdelemek yerinde olur.
Erteleme (tecil) kurumunun asıl amacı, hükmedilen cezanın sanığa uydurulması, cezanın şahsileştirilmesi ve belirli bir deneme süresi içinde tekrar suç işlemeyeceği şartıyla ve bu inançla cezasının şartlı olarak ertelenmesidir. Böylece hem ceza politikası daha insani bir bakış açısı kazanmakta, işlendiği sabit olan suça kanunda öngörülmüş yaptırım uygulanırken anglo-saxon hukukunda olduğu gibi yargıca -tam olmasa da- hürriyeti kısıtlamakdan başka ceza vermek hususunda daha fazla takdir hakkı tanınmaktadır.Pratik açıdan amaç itiyat haline gelmemiş ve ağır olmayan suçluluğu mazur görmek ve aynı zamanda deneme süresi içinde ceza hukukunun genel önleme niteliğini pekiştirmektir.Yüksek mahkeme de erteleme konusunda duyarlı davranarak erteleme şartları oluştuğu halde eksik ve yanlış gerekçeyle tecile karar verilmeyen durumlarda hükmü bozmaktadır. Adli sicil Kanununa göre yasa : "kesinleşmiş ceza mahkumiyetlerine ilişkin bilgilerin, otomatik işleme tabi bir sistem kullanılarak toplanmasına, sınıflandırılmasına, değerlendirilmesine, muhafaza edilmesine, yaşatılmasına ve gerektiğinde en seri ve sağlıklı biçimde ilgililere bildirilmesini " amaçlamaktadır.Adli sicille, bir suçtan mahkum olmuş kişiye ait bilgiler adli sicilde saklı tutularak polisin,mahkemelerin, resmi dairelerin o kişiyle ilgili işlem yaparken daha hızlı ve sağlıklı sonuçlara varabilme olanağı sağlanmış olmaktadır.Fakat, kişiye ait sabıkalılık kaydının hayatının sonuna dek baki kalması insan haklarına ve demokratik devletin gereklerine aykırı olduğu için belirli bir sürenin geçmesiyle bu kayıtların silinebileceği de kanunda öngörülmüştür. Gelelim esas konumuza: erteleme ve adli sicil kurumları birbirleriyle bağdaşır mı..? Ve özel anlamda, ertelenen bir hüküm adli sicile yansımalı mıdır? Pratik açıdan bakıldığında sabıka kaydının (para cezası hariç) olmaması erteleme açısından bir zorunluluktur.Ertelenmiş olan bir hükmün sicile yansımaması düşüncesini savunduğumuzda öncelikle erteleme kurumunun şartlarını değiştirmek gerekecektir.Zira erteleme için sabıka kaydı olmaması gerektiğinden daha önceki ertelenmiş ama sicile yansımamış suçun erteleme açısından problem teşkil etmemesi gerekecektir."Yeniden erteleme açısından ertelenmiş suçlar gözönüne alınmaz" hükmüne kanunda yer verildiğinde bu kez de deneme süresi içinde suç işlenmemesi gereği ve amacı ortadan kalkmış olacaktır...! Herne kadar erteleme için ayrıca "failin suç işlemeyeceğine kanaat getirmek " gibi objektif bir kriter olsa dahi bunun somut açıdan uygulanması sorun yaratacaktır. Kanunda deneme süresi içinde yeniden suç işlendiğinde hem yeni suça tekerrürden fazla ceza verileceği hem de eski ceza çektirileceğine dair başka bir hüküm olması da ertelenmiş bir hükmün yeniden ertelemeye mani olmaması fikrine aykırı düşmektedir. Konu giriftleşiyor en iyisi burada kesmek..! Herkese iyi hafta sonları.. |
03-05-2004, 11:13 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Jus_
İşte bütün meselenin özü bu noktada.Ceza şarta bağlı olarak ertelendiği için mahkumiyet hükmü de askıdadır.Askıda olan bir hükmün sonuç doğurması da ancak şartın gerçekleşmesine bağlı olmalıdır.Dolayısıyla sabıka kaydı da şart gerçekleştikten sonra oluşturulmalıdır. |
04-05-2004, 08:56 | #9 |
|
Değerli Arkadaşlar,
Bilen'in [ Ceza şarta bağlı olarak ertelendiği için mahkumiyet hükmü de askıdadır] ifadesi kanımca yanlış. Bir konuyu çok net tespit etmemiz gerekiyor. Adli sicile esas olan mahkumiyettir, cezanın çekilmesi değil. Ertelemede, cezanın infazı belli süre ve şartlarla askıya alınır. Yoksa mahkumiyet değil. |
04-05-2004, 12:19 | #10 |
|
Sayın OKoseoğlu,
3682 sayılı Adli Sicil Yasasının 4.maddesi Adli Sicile geçirilecek bilgiler başlığını taşımaktadır.Aynı maddenin (4/D-a) "Şartla salıverilme,şartla salıverilmenin geri alınması ve ertelenmiş cezaların TCK.nun 95.maddesine göre TENFİZİ hakkındaki mahkeme kararları" şeklinde hüküm içermektedir. TCK.95.madde ile birlikte düşünüldüğünde;Adli Sicil Yasası ertelenmiş mahkumiyet hükmünün değil TENFİZİNİN adli sicile bildirileceğini özellikle vurgulamıştır.TENFİZİN tüm hükmü içermediği de zaten malumdur.O halde neden sadece ve özellikle kanunda ertelenmiş cezaların tenfizi şeklinde belirtilme gereği duyulmuştur? Pratikte erteli cezaların sabıka kaydına işlendiğinde hepimiz sanırım hemfikiriz.Benim ulaşmak istediğim sonuç ise bunun mer'i mevzuata ne kadar uygunuluğu üzerinde tartışılmasını sağlamaktır. Saygı ve selamlar... |
04-05-2004, 13:42 | #11 |
|
Sayın Bilen,
Bir yorum hatası yaptığınızı düşünüyorum. Şöyle ki; 3682 Sayılı Kanun Madde 4 - Adli sicile geçirilecek bilgiler şunlardır: A) Türk adli ve askeri mahkemelerince verilerek kesinleşen; a) Disiplin cezaları ile sırf askeri suçlar dışındaki ceza mahkümiyetlerine, dair kararlar diyor. Burada dikat ederseniz ölçüt tenfiz değil mahkumiyet. Sizin belirttiğiniz fıkra ise deneme süresi içinde mahkumun başka suç işlemesi sebebiyle cezanın infaz edilmesi durumunda bunun da kayda geçirileceği. Kanunun maddeleri arasında bir tutarsızlık yok. |
04-05-2004, 18:16 | #12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Bilen, Bildiğin gibi ben ceza hukukunun C sini bilmem. Ancak, konu ilgimi çektiğinden acemi gözlüğü ile göz attığımda şu husus kafama takıldı: 5 yıl boyunca askıda olmasının sanığa ne gibi bir faydası olacaktır? Askıda da olsa bir ceza vardır. Bunun sicile işlenmemesi mümkün değil gibi.. farzedelim, dediğiniz gibi hiç işlenmedi... 5 yıl içinde adam suç işledi.. ve o arada suç işlemeden önce de sabıkasız kaydına dayanarak bir takım hukuki ilişkilere girdi.. Ona güvenen birisi evlendi, vs.. Devletin durumu <<Ne olur?>> Bunu anlayamadım. Bu konuda bilgi verebilirsen çok sevinirim. Saygı ve sevgilerimle. Not: sorum saçma ise lütfen kızma. |
05-05-2004, 07:23 | #13 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Tikici,
5 yıl veya yeni bir suç işleyinceye kadar hükmün askıda olmasının failin hiç bir hakkının etkilenmemesi açısından faydası var.Zaten erteleme, failin lehine olarak düzenlenmiş bir hüküm.Bu nedenle ne değil çok faydası var.Bence, soru şöyle olmalıydı.Sabıka kaydına işlendiğinde ne zararı var? Sabıka kaydına işlendiği zaman askıda olan hüküm sonuç doğurmuş olmuyor mu?O zaman hüküm askıdadır diyebilir miyiz?Failin evlenmesinde veya başka bir hukuki ilişkiye girmesinde de hem özel hukuk açısından hem de ceza hukuku açısından herhangi bir engel yok.Kaldı ki;sabıka kaydını kamu kurum ve kuruluşları ve avukatlar ile ilgilisi talep edebilir. Sabıka kaydına işlenme yerine başka bir tedbir uygulanabilir.Ayrı bir arşiv tutulabilir veya nüfus kaydına şerh düşülerek bir daha suç işlemesi durumunda takibi mümkün hale getirilebilir.Ama sabıka kaydına işlendiğinde ;kanunla, faile bir daha 5 yıl süre içerisinde suç işlememesi halinde mahkemece "verilen mahkumiyet yok sayılır" diye son bir şans verilmesine rağmen sabıka kaydının istendiği tüm resmi işlemlerde faile verilen bu şansı kullanması engellenmiş oluyor.5 yıl sonunda yok sayılacak bir kararla,bir insanın işe alınması v.s gibi geleceği ile ilgili engeller önüne konulduğunda burda bir denge olması gerekmez mi?Neticesinde bir tarafta hiç olmamış sayılacak bir karar varar. Sabıka kaydına işlemenin sadece failin bir dahaki suç işlemesinde takibi açısından pratik bir yol olduğu için tercih edilmesini bu nedenle doğru bulmuyorum.Eğer amaç pratik bir yol ise,yukarıda arz ettiğim gibi benim aklıma gelen nüfus kaydına şerh düşülmesi olabilir. Bununla birlikte;erteli mahkumiyetin sabıka kaydına işleneceğine dair kanunda açık bir hüküm de bulunmamaktadır.Sadece Adli Sicil Yasası'nın
Umarım soruların cevaplanmıştır. |
05-05-2004, 08:13 | #14 |
|
Sayın OKoseoglu,
Yasanın 4.maddesinde kısaca Türk mahkemelenice verilip kesinleşen mahkumiyet kararları adli sicile geçirilir demektedir.Ama aynı maddenin diğer bir fıkrasında erteli suçlar ayrıca yazılmış.Eğer erteli suçlar için bunu özel nitelikte bir düzenleme saymazsak kanun aynı şeyi iki defa tekrar etmiş diye düşünmemiz lazım. Sizin belirttiğiniz gibi düşünelim.Yani kanun erteli cezanın infazı da sabıka kaydına işlenir demektedir. Uyuşamadığımız nokta da zaten burası. Benim düşünceme göre ise erteli ceza infaz edildiğinde sabıka kaydına işlenir.Dolayısıyla infaz edilmeden kayda işlenmemesi gerekir. Zira kanun aynı maddede genel kuralı koyduktan sonra erteli cezalar için ayrı bir düzenleme getirmiştir.Bu yorumun erteleme kurumunun yapısına daha uygun düşeceği kanaatindeyim.Zira mahkumiyet de yeni bir suç işlendiğinde (Ki infaz bu aşamada gereçekleşecektir) veya deneme süresinin iyi halli geçmesiyle sonuç doğuracaktır.Bu nedenle kanunun erteli mahkumiyetin infaz aşamasında sabıka kaydına işlenmesi yönünde düzenlediğini düşünüyorum.Yoksa zaten genel kural var,erteli ceza infaz edildiğinde sabıka kaydına işlenir diye özel bir düzenlemeye gerek yoktu. Saygı ve selamlar... |
05-05-2004, 08:46 | #15 |
|
Sayın Bilen,
Yasa hükmü değişsin mi diyorsun? Yok henüz ikna olamadım. |
05-05-2004, 11:08 | #16 |
|
Sayın Bilen,
Tartışmamız kanun yapma ve uygulamada yorumu tekniğine kayıyor ki bence bu daha keyifli. Dördüncü maddelerin aralarında bir kere genel -özel hüküm konumlanması yok. Gerek kanunun genel kompozisyonundan gerekse madde başlıklarından bunu çıkartamıyoruz. Kaldı ki kanun koyucu sizin gibi düşünseydi mutlaka ertelenen mahkumiyet kararları istisna olmak üzere gibi bir ekleme yapardı. Zaten 4. Madde D fıkrasını bir bütün olarak değerlendirdiğiniz de göreceğiniz gibi buradaki tüm durumların " da kaydedileceği " ile ilgili olduğu sonucuna varıyoruz. Bunun en açık göstergesi de 4/D/d.: " Hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarının infaz edildiği, fer'i cezalarda, güvenlik tedbirlerinde sürenin bittiği, para cezalarının hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrildiği hallerde infazın bittiği tarih. " adli sicile geçirileceği belirtilmiş. Sizin mantığınıza göre hareket edersek örneğin hürriyeti bağlayıcı ceza infaz edilmemişse bu adli sicile geçirilmeyecektir |
05-05-2004, 13:48 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Sayın OKoseoglu,
Kanun 4/D-d maddesi genel nitelikte hüküm içeriyor ve yerine getirme ile ilgili düzenlemeyi kapsamaktadır.Bunun erteli mahkumiyetle bir ilgisi bulunmamaktadır.Tekerrür veya adli sicildeki sabıka kaydının silinmesinde, infaz tarihleri önem arzettiğinden bunun belirtilmesi gerekmektedir. Erteli mahkumiyetin infazı 4/D-a da ayrıca düzenlendiğinden birbiriyle irtibatlı değildir.
4/A maddesinin" mahkemelerce verilip kesinleşen mahkumiyet kararları adli sicile geçerilir" hükmünün istisnasını 4/D-a teşkil etmiş olmaz mı?Yoksa bu kanunda sehven mi yazılmıştır? |
05-05-2004, 15:53 | #18 |
|
Sayın Bilen,
Ne olursa olsun ikna olmamak üzerine bir mantık kuruyorsunuz. Ben tartışmayı kendi açımdan noktalıyor ve yorumu diğer meslektaşlarımızın takdirlerine bırakıyorum. İşte ilgili kanun maddeleri: Adli sicile geçirilecek bilgiler Madde 4 - Adli sicile geçirilecek bilgiler şunlardır: A) Türk adli ve askeri mahkemelerince verilerek kesinleşen; a) Disiplin cezaları ile sırf askeri suçlar dışındaki ceza mahkümiyetlerine, b) Fer'i cezalara, c) Güvenlik tedbirlerine, dair kararlar; B) Anayasa Mahkemesi tarafından Yüce Divan sıfatı ile verilen mahkümiyet kararları ile Yargıtayın özel kanun hükümleri uyarınca yaptığı yargılama sonunda verdiği cezalara dair kesinleşmiş mahkümiyet kararları; C) Yabancı ülke mahkemelerince verilip, kesinleşen ve Türk Hükümetine bildirilen; a) Türk kanunlarına göre suç sayılan fiillerden dolayı, Türk vatandaşları hakkında tesis olunan, b) Türk Devletinin şahsiyetine karşı işlenen bir cürümden veya milletlerarası anlaşmaların kapsamına giren suçlardan dolayı hükmolunan mahkümiyet kararları; D) Aşağıda gösterilen diğer kararlar ve hususlar; a) Şartla salıverilme, şartla salıverilmenin geri alınması ve ertelenmiş cezaların Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesine göre tenfizi hakkındaki mahkeme kararları, b) Genel ve özel af, zamanaşımı ve şikayetten vazgeçme gibi sebeplerle asli ve fer'i cezaların ve güvenlik tedbirlerinin ortadan kaldırılması, değiştirilmesi ve azalmasına dair kararlar, c) Karar düzeltilmesi üzerine verilen ve eski hükümde değişiklik yapan hüküm ve kararlar, yazılı emir üzerine verilen hüküm ve kararlar, muhakemenin iadesi sonucunda verilen ve eski hükümde değişiklik yapan hüküm ve kararlar ile memnu hakların iadesine dair kararlar, d) Hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarının infaz edildiği, fer'i cezalarda, güvenlik tedbirlerinde sürenin bittiği, para cezalarının hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrildiği hallerde infazın bittiği tarih. |
20-07-2006, 08:36 | #19 |
|
arkadaşlar anlaşılamayan bir konu var o da bir kişinin ertelenmiş cezasının siciline neden işlenmemesi gerektiği..iişlenmemesi gerekir,cunki kişinin ertelenmiş suçları zaten basit suçlardır.. ciddi suçlar asla ertelenmez.. ertelenen suçlar da kişiye yeni şans verilmesi içindir... örneğin şartlı tehditten 6 ay agır hapis cezası almış kişinin cezasının 5 yıl için tecili, deneme süresi gibi..bu konuyu özellikle dikkatinize sunmak isterim.bu ceza ertelenirse ve sicilde işlenirse ertelendiğinin ne anlamı kalır.. cunki ceza para cezasına da cevrilebilen bir cezadır.zaten ertelenmesi de uygundur. siz kişiyisabıkalı yaptıktan sonra ne anlamı kalır erteleme hükmünün..acımasız yorumlarda bulunmayalım
|
21-07-2006, 14:56 | #20 |
|
Değerli katılımcılar;
Erteli mahkumiyete eski 765 sayılı yasa ile yeni 5237 sayılı yasanın bakış açısı farklılık arzetmektedir. 765 sayılı yasanın 95/2.maddesinde "5 yıllık deneme süresi içerisinde maddenin gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak yeniden bir suç işlenmediği takdirde failin cezası tecil edilmiş mahkumiyet kararı esasen vaki olmamış sayılmakta idi. 5237 sayılı yasanın 51/8.maddesinde ise "denetim süresi iyi halli geçerildiğinde ceza infaz edilmiş sayılmaktadır." Eski TCK da erteli mahkumiyet konusunda daha geniş kapsamlı ve sanık lehine düşünülerek "mahkumiyet vaki olmamış sayılmakta iken , Yeni TCK da deneme süresinden sonra mahkumiyet var olmakta (deneme süresi içersindeki hükmün askıda kalma durumu ortadan kaldırılmıştır) ancak ceza infaz edilmiş sayılmaktadır.Eski yasanın daha fazla sanığın lehine düşünülen bu hükmü yeni yasa ile daraltılmıştır. Selam ve saygılarımla... Av.M.Aydın Bilen |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Vekaletname İle Sabıka Kaydı Alınabilecek | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 4 | 09-12-2010 15:20 |
Uluslararası sabıka kaydı nedir? | kağanulaş | Meslektaşların Soruları | 2 | 02-12-2006 23:50 |
Bonodaki Malen Kaydına Rağmen Malın Teslim Edilmediğinin Tic. sicilde Tescil Ve İlanı | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 13 | 18-04-2005 00:18 |
Yeni Tck-5252.S.Y. ve Erteli Ceza | secretmask | Meslektaşların Soruları | 1 | 26-11-2004 16:10 |
Tapu Kaydına İşlenmeyen Katlar | BERKAN | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 20-04-2002 16:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |