Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ödeme yasağı nedeniyle mahkemeye ibraz edilen çekin ibraz süresinin geçmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-09-2007, 19:35   #1
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan Ödeme yasağı nedeniyle mahkemeye ibraz edilen çekin ibraz süresinin geçmesi

Sayın Meslektaşlarım

Müvekkile aynı kişi tarafından ciro edilen çeklerden ibraz günü gelen bir kaçtanesinin bankaya ibraz edilmesi üzerine çekler hakkında mahkeme kanalıyla ödeme yasağı kararı verildiğini öğrendik.

Bunun üzerine diğer çekleri bankaya ibraz etmeden mahkemeye ibraz edip ödeme yasaklarını kaldırdım. Ancak çeklerin mahkeme kasasında bulunduğu süre içerisinde çeklerin bir çoğunun ibraz süresi geçti.Bu çekleri bankaya ibraz ettiğimizde ibraz süresi geçmiş olduğu için herhangi bir işlem yapmamakta ısrar ediyorlar yada keşideciler bu fırsatı değerlendirip çekten cayma hakkını kullanıyorlar.

Bu çekleri bankaya ibraz etmeden yasal takip yapmam mümkünmü? Bu konuda elinde yargıtay kararı olan meslektaşımız varmı acaba? Ödeme yasağınının kaldırılması kararının bankaya ibraz hükmünde olduğuna ilişkin yargıtay kararı olduğunu hatırlıyorum ancak tüm uğraşlarıma rağmen bu kararı bulamadım.

Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 25-09-2007, 19:58   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1994/12-347
K. 1994/549
T. 28.9.1994
• ÇEKE ÖDEME YASAĞI
• ÖDEME YASAĞI ( Çeke )
6762/m.711
ÖZET : Takip konusu çek, ibrazı tarihinde ödeme yasağı bulunduğundan bahisle, muhatap banka tarafından ödenmemiştir. Bu durumda, yetkili hamilin icra takibi yapmaya hakkı vardır.

DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki "takibe ye borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1. İcra Tetkik Mercii'nce itirazın kabulüne dair verilen 24.12.1992 gün ve 1992/1049-1164 sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 30.9.1993 gün ve 1993/9163- 14360 sayılı ilamı;

( ... Takip dayanağı çek ibrazı tarihinde ödeme yasağı bulunduğundan bahis ile muhatap banka tarafından ödenmemiştir. Bu durumda yetkili hamil olan Mehmet Aslan'ın icra takibi yapmaya hakkı vardır. Zira yetkili hamili bağlayıcı nitelikte verilmiş bir tedbir karan olmadığı gibi esasen daha sonra ödeme yasağı da kaldırılmıştır. Bu nedenlerle borçlu isteminin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-09-2007, 20:46   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2686

K. 2006/2568

T. 13.3.2006

• ÇEKE DAYALI ALACAĞIN TAHSİLİ ( Süresinde İbraz Edilmeyen Çek Bakımından TTK'nun 720. Maddesi Uyarınca İşlem Yapılmadığından Davacı Hamilin Keşideci Davalıya Kambiyo Hukuku Bakımından Müracaat Hakkı Bulunmadığı )

• SÜRESİNDE İBRAZ EDİLMEYEN ÇEK TUTARI ( Bakımından Temel İlişki Olan Karz Akdi Dikkate Alındığında 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı Anlaşılmasına Göre Müracaat Hakkı Yitirilen Bir Çekte Temel İlişkiye Dayanan Davacının İddiasını İspat Etmesi Gereği )

• KARZ AKDİ ( 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı Anlaşılmasına Göre Müracaat Hakkı Yitirilen Bir Çekte Temel İlişkiye Dayanan Davacının İddiasını İspat Etmesi Gereği - Çeke Dayalı Alacağın Tahsili )

• 10 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Dolmadığı Anlaşılmasına Göre Müracaat Hakkı Yitirilen Bir Çekte Temel İlişkiye Dayanan Davacının İddiasını İspat Etmesi Gereği - Çeke Dayalı Alacağın Tahsili )

6762/m.720

ÖZET : Süresinde ibraz edilmeyen çek bakımından TTK'nun 720. maddesi uyarınca işlem yapılmadığından davacı hamilin keşideci davalıya kambiyo hukuku bakımından müracaat hakkı bulunmamaktadır. Anılan çek, bu haliyle yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davacı, açmış olduğu bu davasında aynı zamanda temel ilişkiye de dayanmıştır. Davalı vekili, süresinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuş ancak davacı vekili tarafından bu savunmaya zamanında karşı konulmamıştır. Her ne kadar mahkemece zamanaşımı def'i hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de süresinde ibraz edilmeyen çek tutarı bakımından temel ilişki olan karz akdi dikkate alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Müracaat hakkı yitirilen bir çekte temel ilişkiye dayanan davacının iddiasını ispat etmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece bu çekteki yazılı bedelin tahsiline ilişkin olarak davacının alacaklı olduğuna dair tüm kanıtlarını sunma imkanı tanınıp sonucuna göre bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada S. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.12.2004 tarih ve 2001/261-2004/464 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalının işyerinin ihtiyacı için para verdiğini, karşılığında iki adet çek aldığını, karşılıksız çıkması üzerine takip yapıldığını, imza inkarı sonucu takibin durduğunu, çek keşidecisi F. hakkında açılan ve kesinleşen ceza dosyasında bu şahsın davalının temsilcisi olarak hareket ettiğinin anlaşıldığını, BK'nun temsil hükümlerine göre çek bedellerinden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, toplam 1.204.000.000.- TL.nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, istemin zamanaşımına uğradığını, ilgili çeklere ait takiplere itiraz edildiğini, mahkemece verilen kararın kesinleştiğini, anılan çeklerin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, dava dışı F. tarafından kendi nam ve hesabına keşide edildiklerini, faiz isteminin de yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, çeklerin dava dışı F. tarafından keşide edildikleri, bu şahsın davalının verdiği yetki üzerine işyerini yönettiği, açtırdığı çek hesaplarına ilişkin olarak verilen çeklerin anılan Şahıs tarafından imzalanıp keşide edildiği, bedellerinin ödendiği,bu işlemlerin benimsendiği, azle rağmen çalışmaya izin verdiği, çeklerin ödenmeye devam edildiği, işlerin bozulması karşısında ödeme yapılmadığı, uyuşmazlık konusu olayda çeklerin azil işlemi gerçekleşmeden keşide edildikleri, ceza dosyası gerekçesinde açıklandığı üzere davalının muvafakatının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 602.000.000.- TL.nin 15.12.1996,600.000.000.- TL.nin ise 01.07.1997 tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekilinin 21.02.2005 tarihli katılma yoluyla temyiz dilekçesinin HUMK'nun 433/2 nci maddesinde düzenlenen sürede verilmediği, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davacı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK.nun 432/4 ncü maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3- Dava, çeke dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafa borç verdiğini, karşılığında da onun temsilcisi tarafından düzenlenen 20.12.1996 keşide tarihli 602.000.000.- TL bedelli ve 15.12.1996 tarihli 600.000.000.- TL bedelli çekleri aldığını, yapılan icra takibinin itirazla durduğunu, imzaların temsilcisine ait olduğunu ileri sürerek çeklerdeki yazılı bedellerin tahsilini istemiştir. Çeklerin hamiline düzenlendikleri, keşideci kısımlarında davalı adının yazılı bulunduğu, ona ait iş yeri kaşesini taşıdığı uyuşmazlık konusu değildir. Hakkındaki ceza dosyası, vekaletname kapsamı ve tüm dosya içeriğinden bu çeklerin, davalının izniyle temsilcisi olan dava dışı F. tarafından düzenlendikleri ortaya çıkmıştır. Ancak, 20.12.1996 tarihli 602.000.000.- TL bedelli çek süresinde ibraz edilmesine rağmen diğer çekin ise ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Süresinde ibraz edilmeyen çek bakımından TTK' nun 720 nci maddesi uyarınca işlem yapılmadığından davacı hamilin keşideci davalıya kambiyo hukuku bakımından müracaat hakkı bulunmamaktadır. Anılan çek, bu haliyle yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davacı, açmış olduğu bu davasında aynı zamanda temel ilişkiye de dayanmıştır. Davalı vekili, süresinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş ancak davacı vekili tarafından bu savunmaya zamanında karşı konulmamıştır. Her ne kadar mahkemece zamanaşımı defi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de süresinde ibraz edilmeyen çek tutarı bakımından temel ilişki olan karz akdi dikkate alındığında
10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Müracaat hakkı yitirilen bir çekte temel ilişkiye dayanan davacının iddiasını ispat etmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece bu çekteki yazılı bedelin tahsiline ilişkin olarak davacının alacaklı olduğuna dair tüm kanıtlarını sunma..imkanı tanınıp sonucuna göre bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, süresinde ibraz edilen çek itibariyle de davalının zamanaşımı definde bulunduğu dikkate alınıp, bu çekin icra takibine konu edildiği de gözetilip, dava tarihi itibariyle anılan çekin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının kambiyo hukukuna dayalı hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilerek, zamanaşımına uğramadığının belirlenmesi halinde bu çek tutarı itibariyle davanın kabulüne, aksi kanaate varıldığında ise temel ilişki dikkate alınıp yukarıda açıklandığı şekilde ispat külfetinin davacı tarafta olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar ver-ilmemesi de yanlış olmuş, bu yönüyle de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/9468

K. 2001/373

T. 22.1.2001

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( İbraz Süresi Kaçırılan Çek Nedeniyle - İspat Yükü)

• İSPAT YÜKÜ ( Sebepsiz Zenginleşme - İbraz Süresi Kaçırılan Çek)

• ÇEKTE İBRAZ SÜRESİNİN KAÇIRILMASI ( Sebepsiz Zenginleşme - İspat Yükü)

6762/m.644,730/14

ÖZET : TTK. nun 644. maddesine göre açılan davalarda ispat yükü, sebepsiz olarak zenginleşmediğini veya çek bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideci davalıya aittir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( Adana Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 28.6.2000 tarih ve 1999/1071 - 2000/458 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Mehmet tarafından keşide edilen çek'in haricen ödeneceği vaad edilerek bankaya ibrazının engellendiğini, ciro yolu ile hamil olan müvekkilinin alacağının ödenmediğini beyanla çek bedeli 300.000.000.-liranın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya karşı beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, iddia ve dosyadaki belgelere göre, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, davaya konu çekin hamilinin davacı olduğu, çekten başka delili bulunmadığı, teklif edilen yeminin davalı tarafından eda edildiği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ibraz süresi kaçırılan çek nedeniyle keşideciye karşı açılmış bulunan çek bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, keşidecisi davalı Mehmet olan 30. 05. 1999 tarihli çek'in yetkili hamili olup, ibraz süresinin kaçırılmış olduğunu beyanla çek bedelini talep etmektedir. Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yolu ile kavuşabilmesi için ya doğrudan temel ilişkiye dayanarak bir tahsil davası, ya da TTK. nun 730/14 bendi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken ve aynı Yasanın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvurması gerekir. Somut olayda davacı ciro yolu ile hamil olup, keşideci ile aralarında temel ilişki bulunmaması nedeniyle TTK. nun 644. maddesine göre talepte bulunmaktadır. Bu maddeye göre açılan davalarda ispat yükü sebepsiz olarak zenginleşmediğini veya çek bedelini cirantalarda birine veya hamile ödediğini savunan keşideci davalıya aittir. O halde mahkemece davalıya bu konuda ispat imkanı vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde davacıya ispat külfeti yüklenmek ve icapsız olarak yemin delilinin hatırlatılması ve yeminin eda edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.1.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5959

K. 2004/16090

T. 8.11.2004

• ÇEK VASFININ YİTİRİLMESİ ( Süresinde İbraz Edilmeyen Çekin Adi Senede Dahi Dönüşmeyeceği ve Sadece Yazılı Delil Başlangıcı Olabileceği )

• İBRAZ SÜRESİ İÇİNDE İBRAZ EDİLMEYEN ÇEKİN ÇEK VASFINI YİTİRMESİ ( Adi Senede Dahi Dönüşmeyeceği ve Sadece Asıl İlişkinin İspatında Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Kabul Edilebileceği )

• ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ VEYA SÜRESİNDE İBRAZ EDİLMEMİŞ ÇEKLER ( Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Kullanılabileceği - Hamilin Akdi İlişkiye veya Sebepsiz Zenginleşme Nedenine Dayanarak Dava Açabileceği )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI NİTELİĞİNDE BELGELER ( Süresinde İbraz Edilmeyen veya Zamanaşımına Uğrayan Çeklerin Çek Vasfını Yitirmesi - Mahkemece Takibe Konu Belgelerin Çek Vasfı Araştırılarak Sonucuna Göre Hüküm Kurulacağı )

6762/m.l644,708,726,730

1086/m.292

ÖZET : Çek T. T.K.nun 708. maddesinde belirlenen süre içinde muhatap bankaya ibraz edilmez ise, bu çekle artık müracaat hakkı kullanılamaz. Böyle bir çek adi senede dahi dönüşmez. Bu durumdaki çek ancak, H.U.M.K.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olup, davada temel ilişkiye dayanılmış ise, alacağın diğer yan delillerle kanıtlanması gerekir. Öte yandan, çeki ciro yoluyla elde eden hamilin keşideci ile aralarında bir akdi ilişki bulunmayacağına göre, temel ilişkiye dayalı olarak keşideciye karşı bir talepte bulunmasına da olanak yoktur. Takip konusu çekler zamanaşımına uğramıştır. Mahkemece, öncelikle bu çeklerin geçerli bir çek olup olmadıklarının araştırılması, çekler üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığının gerektiğinde bilirkişi vasıtasıyla tespiti, çeklerin yasal unsurları taşıdığı sonucuna varıldığı taktirde ise her bir çek yönünden irdeleme ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı aleyhine çeke dayalı olarak girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çeklerin zamanaşımına uğradığını, süresinde bankaya ibraz edilmediğini, çeklerde tahrifat yapıldığını, davacının yetkili hamil olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece dava konusu çeklerin yasal anlamda geçerli olup, davalı itirazlarının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dört adet çeke dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, girişilen icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürmüş olup, davalı taraf ise, davacının yasal hamil olmadığını, çekler üzerinde tahrifat yapıldığını, iki adet çekin yetkili kişilerce imza edilmediğini, çeklerin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Her ne kadar mahkemece, icra takibine konulan çeklerin yasal anlamda geçerli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı itirazlarının karşılandığını ve yeterli araştırmanın yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, çek T.T.K.nun 708. maddesinde belirlenen süre içinde muhatap bankaya ibraz edilmez ise, bu çekle artık müracaat hakkı kullanılamaz. Böyle bir çek adi senede dahi dönüşmez. Bu durumdaki çek ancak, H.U.M.K.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olup, davada temel ilişkiye dayanılmış ise, alacağın diğer yan delillerle kanıtlanması gerekir.
Öte yandan, çeki ciro yoluyla elde eden hamilin keşideci ile aralarında bir akdi ilişki bulunmayacağına göre, temel ilişkiye dayalı olarak keşideciye karşı bir talepte bulunmasına da olanak yoktur. Ayrıca, T.T.K. nun 726. maddesi hükmü gereğince, hamilin müracaat hakkı ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Gerek zamanaşımına uğramış ve gerekse süresinde bankaya ibraz edilmemiş çek hamilinin hakkına kavuşabilmesi için iki seçeneği mevcuttur. Ya yukarıda değinildiği gibi, akdi ilişkiye dayalı olarak tahsil davası, ya da T.T.K. nun 730/14. bendi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken ve aynı yasanın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davasıdır. Ancak, her iki halde de çekin kanuni unsurlarını taşıması zorunludur.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak, dava konusu çeklerden 30.12.1998 tarihli ve 800.000.000.-Lira meblağlı çekte davalı kooperatif keşideci davacı ise ilk ciranta durumundadır. Ne var ki, bu çek yasal sürede muhatap bankaya ibraz edilmemiş ve T.T.K. nun 726. maddesi hükmü gereğince de zamanaşımına uğramıştır. 15.2.1999 keşide tarihli ve
1.350.000.000.-Lira meblağlı çekte ise, davalı ara ciranta olup, bu çek de yasal süresinde ibraz edilmediği gibi, bu çek de zamanaşımına uğramış ve davacı ile davalı arasında akdi ilişki de yoktur. 30.6.1999 keşide tarihli ve 1.790.000.000._Lira meblağlı ve 1.470.000.000.-Lira meblağlı iki adet çeke gelince, öncelikle, bu çekleri keşide edenlerin keşide tarihinde kooperatif yetkilisi olmadığı gibi çekler üzerinde tahrifat yapıldığı savunulmuştur. Gerçekten de, çeklerin keşide tarihleri üzerinde düzeltmeler yapıldığı çıplak gözle de görülmektedir. Kaldı ki, bu haliyle dahi 1.470.000.000.-Lira meblağlı çek süresinde ibraz edilmemiş, 1.790.000.000.-Lira meblağlı çek ibraz edilmiş ise de zamanaşımına uğramıştır. O halde mahkemece, öncelikle bu çeklerin geçerli bir çek olup olmadıklarının gerektiğinde kooperatifin sicil dosyası da getirtilmek suretiyle araştırılması, çekler üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığının gerektiğinde bilirkişi vasıtasıyla tespiti, çeklerin yasal unsurları taşıdığı sonucuna varıldığı taktirde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında her bir çek yönünden irdeleme ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/8326

K. 2004/5493

T. 12.5.2004

• ÇEKİN SÜRESİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLMEMESİ ( Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanarak Keşideciye Başvuru Hakkı )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE DAYANARAK KEŞİDECİYE MÜRACAAT HAKKI ( Süresinde Bankaya İbraz Edilmeyen Çekten Dolayı Hamilin )

• SÜRESİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLMEYEN ÇEKİN KAMBİYO SENEDİ VASFINI YİTİRMESİ ( Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanarak Keşideciye Müracaat Hakkı )

• KAMBİYO SENEDİ VASFININ YİTİRİLMESİ ( Çekin Süresinde Bankaya İbraz Edilmemesi - Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanarak Keşideciye Müracaat Hakkı )

• MENFİ TESBİT DAVASI ( Çeklerin Süresinde İbraz Edilmediğinden Çek Vasfını Yitirdiği İddiası - Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanarak Keşideciye Müracaat Hakkı )

6762/m.644,720

ÖZET : Davacı, takip konusu çeklerin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını yitirdiğini ve borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi halinde, hamilin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye müracaat hakkı vardır. Bu halde davacı, takip konusu çeklerden dolayı sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Sadullah'ın müvekkilinden teminat gayesi ile aldığı çekleri doldurup bankadan tahsil ettiğini, çeklerde imza dışındaki yazıların müvekkiline ait olmadığını, 5.3.1999 tarihli çekin arkası yazılırken karşılıksız çıktığı tarihin tahrifat yapılarak değiştirildiğini, 25.2.1999 tarihli çekin ise arkasındaki tarihin tahrifata uğradığını ve bu çekin de diğeri gibi süresi dışında yazılmış olduğunu ileri sürerek davalılara söz konusu çeklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, takibe konu çeklerin müvekkili bankaya teminat olarak rehin cirosuyla intikal ettiğini, dolayısıyla davacının diğer davalı Sadullah ile olan ilişkilerinden kaynaklanan def'ileri kendilerine karşı ileri süremeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan Sadullah cevap vermemiştir.
Mahkemece, takibe konu çeklerin 10 gün içinde ibraz edilmesi gerektiği, fakat bankaca ibraz tarihi olarak gösterilen 15.3.1999 tarihinin gün olarak gösterilen 15 rakamında, 18.3.1999 tarihinin gün ve ay olarak gösterilen 8 ve 3 rakamlarında oynama olduğu, HUMK.nun 288. maddesi gereğince bu oynamaların tasdik edilmesi gerektiği halde edilmediği, bu durumda bu çeklerin yazılı olan tarihlerde ibraz edildiğinin kabul edilemeyeceği, bu durumda hamilin başvuru hakkını yitirdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, takip konusu çeklerin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını yitirdiğini ve borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi halinde TTK.nun 720. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 644. maddesi gereğince hamilin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye müracaat hakkı mevcuttur. Bu halde davacı takip konusu çeklerden dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispatlamalıdır.
Mahkemece, açıklanan bu yön üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, koşulları oluşmadığı halde davalının % 40 oranında tazminat ile sorumlu tutulması da kabul şekli itibariyle isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 12.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/4384

K. 2002/881

T. 7.2.2002

• İTİRAZIN İPTALİ ( Takip Dayanağı Çekin Süresinde Bankaya İbraz Edilmemesi Nedeniyle Davacının Kambiyo Senedine Dayalı Müracaat Hakkını Kaybetmesi )

• ÇEKE DAYALI TAKİP ( Takip Dayanağı Çekin Süresinde Bankaya İbraz Edilmemesi Nedeniyle Davacının Kambiyo Senedine Dayalı Müracaat Hakkını Kaybetmesi )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS YOLLA TAKİP ( Takip Dayanağı Çekin Süresinde Bankaya İbraz Edilmemesi Nedeniyle Davacının Kambiyo Senedine Dayalı Müracaat Hakkını Kaybetmesi )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Çeki Süresinde Bankaya İbraz Etmeyen Çek Hamilinin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Olarak Keşideciye Müracaat Hakkına Sahip Olması )

2004/m.67

6762/m.720,730,644

ÖZET : Takip dayanağı çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden davacı kambiyo senedine dayalı müracaat haklarını kaybetmiştir. Bu durumda davacı hamilin temel ilişkiye dayalı olarak çeki kendisine ciro edene veya sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye müracaat hakkına sahiptir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu P... Petrol Ltd şirketine dava dışı B... İnşaatın akaryakıt borcu nedeniyle davalılar tarafından çek verildiğini, müvekkilinin iyi niyetli olması nedeniyle çekin yasal süresi içinde ibraz edilmediğini bu nedenle tahsili için ilamsız icra yolu ile girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin davacıya herhangi bir borçlarının olmadığını ve takip dayanağı belgenin çek vasfına haiz bulunmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının aslında mevcut olmayan K... İnşaat Ltd.Şti. hakkında takibe geçtiği çek arkasındaki ciro'nun K... İnşaat San.Tic.Orhan Kese'ye ait olduğu bu nedenle K... İnşaat Ltd.Şti.'ne davada husumet yöneltilemeyeceği, ayrıca ticari ilişkinin dava dışı P... Petrol Ltd.Şti. ile Kese İnşaat Ticaret arasında yapıldığı oysa takip dayanağı çekte P... Petrol Ltd.Şti'nin bir sıfatı bulunmadığı, aslında alacaklının P... Petrol Ltd. Şti.olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip dayanağı çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden davacı TTK.nun 720.maddesi gereğince kambiyo senedine dayalı müracaat haklarını kaybetmiştir. Bu durumda davacı hamilin temel ilişkiye dayalı olarak çeki kendisine ciro edene veya TTK.nun 730/14. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken TTK.nun 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye müracaat hakkına sahiptir. Öte yandan K... inşaatın Orhan K.'nin ticari işletmesinin ünvanı olduğu ve K... İnşaat Ltd. Şti. diye bir ticari şirketin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Kese İnşaat ifadesinin Orhan K.'nin şahsi ticari işletmesinin tanımı yönünden kullanılmış olduğu ve davanın Orhan K.'ye yöneltilmiş olduğunun kabulü gerektiğinden, mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/4226

K. 2005/827

T. 7.2.2005

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Ciro ile Kendisine Devrolunan Çek Bedelini Ödemek Zorunda Kalan Cirantanın Diğer Cirantalar ve Keşideci Aleyhine Yaptığı İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle )

• ÇEKİN SÜRESİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLMEMESİ ( Bu Halde Çek Hamilinin Kambiyo Senedine Dayalı Müracaat Hakkını Yitirmesi-Hamilin Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Keşideci ve Aralarında Temel İlişki Bulunan Cirantasına Başvurabilmesi )

• KAMBİYO SENEDİ VASFI ( Süresinde Bankaya İbraz Edilmeyen Çekin Bu Vasfının Ortadan Kalkması-Bu Halde Hamilin Kambiyo Senedine Dayalı Müraacat Hakkını Kaybetmesi )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Süresinde Bankaya İbraz Edilmediği için Kambiyo Senedine Dayalı Müraacat Haklarını Kaybeden Çek Hamilinin Keşideciye ve Arasında Temel İlişki Bulunan Cirantasına Bu Hükümlere Göre Başvurabilmesi )

2004/m.67

6762/m.644,720,730

ÖZET : Davaya konu çek süresinde bankaya ibraz edilmediği için hamil kambiyo senedine dayalı müracaat hakkını yitirmiştir. Bu durumda alacaklı hamil, TTK.nun 644 ncü maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye ve aralarındaki temel ilişkiye dayalı olarak çeki kendisine ciro edene başvurabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan Dominant İlet. ve Rek. Tas.Çözüm Tic. ve San. Ltd.Şti. vek.Av.Gülcan Taser gelmiş, davacı ile diğer davalı taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Dominant Ltd.Şti.nin cirosu ile davalılar Medya A.Ş. ve Gazete A.Ş.ye geçen ve onların da cirosu ile müvekkiline intikal eden 10.10.1998 keşide tarihli çekin bedelini aleyhlerine yapılan icra takibi sonucu dava dışı Atlas A.Ş.ne ödemek zorunda kaldıklarını, davalılarda çekten doğan alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Dominant Ltd.Şti. savunmasında, dava konusu çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği için kambiyo senedi niteliğini kayıp ettiğini, davacı ile aralarında temel ilişkide bulunmadığından davacının kendilerine müracaat hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalılar Medya A.Ş. ve Gazete A.Ş. savunmasında, dava konusu çekin zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalıların temel ilişki ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya karşı sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı Gazete A.Ş.nin davacı ile arasındaki temel ilişki nedeniyle borçlu olduğunun anlaşılmasına göre Gazete A.Ş.nin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davaya konu çek süresinde bankaya ibraz edilmediği için hamil kambiyo senedine dayalı müracaat hakkını yitirmiştir. Bu durumda alacaklı hamil, TTK.nun 644 ncü maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye ve aralarındaki temel ilişkiye dayalı olarak çeki kendisine ciro edene başvurabilir.
Dava konusu çekin keşidecisi dava dışı Tolunay Ltd.Şti. birinci ciranta Medya A.Ş., ikinci ciranta Gazetecilik A.Ş., üçüncü ciranta Era Ltd.Şti. ve hamili Atlas A.Ş.dir.
Bu durumda yukarıda açıklanan kurala göre davacı ile davalılar Dominant Ltd.Şti. ve Medya A.Ş. arasında temel ilişki bulunmadığından davacı adı geçen şirketlerden temel ilişkiye dayalı olarak bir talepte bulunamayacağı gibi, sebepsiz iktisap hükümlerine göre de bir talepte bulunamaz. Mahkemece TTK.nun 644/son, 720 ve 730/14. maddesi hükümleri gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açkılanan nedenle davalı Gazete A.Ş.nin temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalılar Dominant Ltd.Şti. ve Medya A.Ş. yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı Dominant Ltd.Şti. yararına takdir edilen 375.-YTL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/2394

K. 2001/6754

T. 23.10.2001

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Süresinde İbraz Edilmeyen Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Niteliğinde Sayılması )

• SÜRESİNDE İBRAZ EDİLMEYEN ÇEK ( Yazılı Delil Başlangıcı Niteliğinde Sayılması )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Süresinde İbraz Edilmeyen Çekin Bu Nitelikte Delil Sayılması )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Süresinde İbraz Edilmeyen Çekte Temerrüt Oluşmadığından Keşide Tarihinden İtibaren Değil Takip Tarihinden İtibaren Yasal Faiz İstenebilmesi )

• FAİZE FAİZ YÜRÜTÜLMESİ ( Alacak ve İşlemiş Faizden Oluşan Miktara Takipten Sonra Tekrar Faiz Yürütülmek Suretiyle Borçlar Kanununa Aykırı Olarak Faize Faiz İşletilmesinin Hatalı Olması )

1086/m.292

818/m.103,104

ÖZET : Süresinde ibraz edilmeyen çek yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayıldığından, bu belge ile, temerrüt oluşmadığı için keşide tarihinden itibaren değil, takip tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Faize faiz yürütülemez.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı takip talebinde çek bedeli ve geçmiş günler faizini talep etmiş ise de çek süresi içerisinde muhataba ibraz edilmediği için çek vasfını kaybetmiş olup sadece yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılır. Bu durumda davacının bu belge ile keşide tarihinden itibaren faiz istemesi temerrüt oluşmadığı için mümkün değildir. O halde mahkemece, alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken takip öncesi dönem için işlemiş faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, alacak ve işlemiş faizden oluşan miktara takipten sonra tekrar faiz yürütülmek suretiyle BK.nun 104/son maddesine aykırı olarak faize faiz işletilmesi de kabul şekli ile doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 23.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/18788

K. 2001/19769

T. 23.11.2001

• İBRAZ SÜRESİ GEÇMİŞ OLAN ÇEKLER ( Adi Havale Niteliği Kazanmaları ve Kambiyo Senetlerine Özgü Yolla Takibe Konamamaları )

• ÇEK VASFINI YİTİRMİŞ SENETLER ( Kambiyo Senetlerinin Takip Usulüne Göre Takibe Konamayacakları )

• KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ YOLLA TAKİBE KONAMAMA ( Süresinde İbraz Edilmediğinden Adi Havale Niteliği Kazanan Çek )

• ADİ HAVALE NİTELİĞİNİ KAZANMIŞ ÇEK ( Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla Takibe Konamamaları )

6762/m.708, 720

2004/m.170/a

ÖZET : Dava konusu olaydaki çekte ibraz tarihi olmadığından ve diğer çek de yasal süresi içinde muhataba ibraz edilmediğinden çek nitelikleri yoktur. Adi havale hükmündeki bu belgelere dayanılarak kambiyo yolu ile takip yapılamayacağından merciin bu belgelerle ilgili takibin iptaline karar vermesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Borçlu vekilin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
19/01/2001 keşide tarihli çekte ibraz tarihi olmadığından ve 25/05/2001 tarihli çek ise TTK.nun 708. ve 720. maddeleri gereğince yasal süresi içinde muhataba ibraz edilmediğinden çek nitelikleri yoktur. Hal böyle olunca adi havale hükmündeki bu belgelere dayanılarak kambiyo yolu ile takip yapılamayacağından merciin İİK.nun 170/a maddesi gereğince bu belgelerle ilgili takibin iptaline karar vermesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle 19/01/2001 ve 25/05/2001 keşide tarihli çeklere hasren İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23/11/2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/1199

K. 2001/4615

T. 15.6.2001

• İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Davacının Davalı Tarafından Keşide Edilen Çeklerin Ciro Yolu İle Müvekkiline Geçtiğini İleri Sürmesi )

• İBRAZ SÜRESİ KAÇIRILAN ÇEK ( Çekin Kambiyo Özelliği Ortadan Kalktığından İlamsız Takip Yapılabilmesi )

6762/m.644

ÖZET : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Takibe konu çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen çeklerin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çek bedellerinin keşide tarihinden önce elden dava dışı Mode Sport sahibi Selçuk Mete Türköz'e ödendiğini, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 5.7.1997 keşide tarihli 875.000.000.-TL meblağlı çek bedelinin faizi ile birlikte ödendiğinden bu çek ile ilgili dava konusu kalmamış olmakla karar verilmesine yer olmadığına, ancak davalı, dava açılmasına sebebiyet verdiğinden %40 inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL meblağlı çek süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını kaybettiği bu nedenle ciro yoluyla devredilemeyeceğinden bu çekten dolayı davacının çeki ciro edene karşı dava açma hakkı saklı kalmak üzere bu çek yönünden davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe konu 30.11.1995 keşide tarihli 300.000.000.-TL.lık çek, süresinde bankaya ibraz edilmemekle, kambiyo senedi niteliğini kaybederse de TTK.nun 644. maddesi uyarınca keşideci hakkında ilamsız takibe konu edilebilir. Davalı keşideci Ayşe Banu Dolapçıoğlu bu çeke karşılık 100.000.000.-TL ödendiğini ileri sürmüş olup, davacı tarafından da kabul edilmiştir. Bu durumda davalı taraf çek bedelinden kalan bakiye borcunu ödediğini usulen kanıtlayamamış bulunmasına göre yukarda anılan madde hükmü gereği davanın sözkonusu çek yönünden kısmen kabulü gerekirken tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/8182

K. 2003/794

T. 27.1.2003

• SEBEPSİZ İKTİSAP DAVASI ( Keşideciye Yöneltilen/İbraz Süresi İçerisinde Muhatap Bankaya İbraz Edilmeyen Çek - Pasif Husumet Nedeniyle Reddedilemeyeceği )

• ÇEK NEDENİYLE SEBEPSİZ İKTİSAP DAVASI ( Keşideciye Yöneltilen/İbraz Süresi İçerisinde Muhatap Bankaya İbraz Edilmeyen - Pasif Husumet Nedeniyle Reddedilemeyeceği )

• İBRAZ SÜRESİ İÇERİSİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLMEYEN ÇEK ( Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Olarak Keşideciye Karşı Dava Açması - Zamanaşımının Re'sen Dikkate Alınamayacağı )

• ZAMANAŞIMI ( Hamilin Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Olarak Çek Keşidecisine Karşı Dava Açması - Zamanaşımının Re'sen Dikkate Alınamayacağı )

6762/m.730,644

ÖZET : İbraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çeklerde hamil, keşideciye ve diğer çek borçlularına, çeke dayalı müracaat hakkını kaybeder; ancak TTK.nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye karşı dava açması mümkün olduğundan, keşideci davalı kooperatife yöneltilen davanın, pasif husumet nedeniyle reddi doğru değildir.
Davalı kooperatifçe, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı yönünde bir def'i öne sürülmediğine göre, zamanaşımı savunması, bir def'i olması nedeniyle re'sen dikkate alınamayacağından, bu davalı yönünden davanın, zamanaşımı sebebiyle de reddi doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( Bergama Asliye Hukuk Mahkemesi )' nce verilen 31.1.2002 tarih ve 2001/395-2002/45 sayılı Kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin alacağına karşılık davalıların keşideci ve lehdar oldukları çeki aldığını, davalıların ricası üzerine çekin arkasının yazdırılmayarak beklendiğini, ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması davasının red ile sonuçlandığını, davalıların çek bedelini ödememiş olduklarını ileri sürerek, 2.750.000.000.-TL.nın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Önder, çek bedelinin nakit ve başka çeklerle ödenmiş olduğunu, borcu kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Kooperatif, davacının eşine davaya konu çekin verildiğini, ödenemeyince bu çek yerine iki adet çek verilmiş olduğunu ve bunların ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davanın TTK.nun 644. maddesine dayalı olduğu, bu davanın davacı tarafından ancak kendi cirantasına karşı açılabileceği, davalılar ile akdi ilişkisinin bulunmadığı, bu davanın çek keşidesinden 1,5 yıl sonra açılmış olduğu anılan madde şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Ticaret Kanununun 644. maddesine göre açılmış sebepsiz iktisap davasıdır.
Davacı vekili müvekkilinin alacağına karşılık dava dışı kooperatiften ciro yolu ile aldığı çeki, keşideci ve lehdar olan davalıların isteği üzerine bankaya ibraz etmediğini, yaptığı icra takibinin de neticesiz kaldığını ileri sürerek, bu dava ile alacağına kavuşmak istemektedir.
Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yoluyla kavuşabilmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Hamil ya doğrudan temel borç ilişkisine dayanarak bir tahsil davası açacak yada TTK.nun 730/14. bendi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken ve aynı Yasa'nın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvuracaktır. Davada davacı hamil ile davalılar keşideci ve lehdar arasında bir temel borç ilişkisi bulunmadığından davacı davasını münhasıran çeke dayandırmıştır. Türk Ticaret Kanununun 644/1. maddesine göre zamanaşımı veya kanuni muamelelerin yapılmaması nedeniyle poliçedeki hakkı düşmüş olanların bu davayı açacağı hükme bağlanmıştır. Yine aynı maddenin son fıkrası cirantaya karşı böyle bir davanın açılamayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çeklerde hamil, keşideciye ve diğer çek borçlularına çeke dayalı müracaat hakkını kaybetmekte ancak Türk Ticaret Kanununun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye karşı dava hakkı bulunmaktadır. Somut olayda davalılardan Önder davaya konu çekte lehdar ve cirantadır. Yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda bu davalıya karşı TTK.nun 644. maddesine dayanılarak dava açılması mümkün bulunmayıp, mahkemece verilen red kararında bu davalı yönünde isabetsizlik bulunmamakta ise de, diğer davalı kooperatif, davaya konu çekin keşidecisi olup, bu davalıya karşı TTK.nun 644. maddesine göre dava açılması mümkündür. Bu itibarla anılan bu davalı yönünden de davanın pasif husumet yönünden reddi doğru olmamıştır. Öte yandan davalı kooperatifçe davaya cevap dilekçesinde söz konusu çekin zamanaşımına uğradığı öne sürülmüş ise de, ne bu dilekçede ne de yargılamanın daha sonraki bir aşamasının da iş bu davanın TTK.'nun 644. maddesinde bahsedildiği gibi 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı yönünde bir def' i öne sürülmemiştir. Zamanaşımı savunmasının bir defi olması nedeniyle resen dikkate alınmayacağı gözetilmeden mahkemece davacının bu davalı yönünden zamanaşımı nedeniyle reddi de doğru bulunmamıştır. O halde, mahkemece bu davalı yönünden iddianın incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/19-522

K. 2005/559

T. 5.10.2005

• ÇEK KEŞİDECİSİNİN SORUMLULUĞU ( Süresinde Bankaya İbraz Edilmeyerek Kambiyo Senedi Vasfını Yitiren Çek Nedeniyle Sebepsiz Zenginleşmeye Dayanarak Çek Keşidecisine Rücu Hakkı )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME HÜKÜMLERİNE DAYANARAK KEŞİDECİYE RÜCU HAKKI ( Süresinde Bankaya İbraz Edilmeyerek Kambiyo Senedi Vasfını Yitiren Çekten Dolayı )

• İBRAZ SÜRESİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLMEYEN ÇEK ( Kambiyo Senedi Vasfının Yitirilmesi - Hamilin Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Dayanarak Keşideciye Rücu Hakkı )

• MADDİ HATA ( Direnme Kararı Verilmesine Gerekçe Teşkil Etmemesi )

• DİRENME KARARI VERİLEMEMESİ ( Maddi Hata Sonucu "Davanın Reddinde" İbaresi Yerine "Davanın Kabulünde" İsabet Görülmediğinin Belirtilmiş Olması )

6762/m.720/son,644

1086/m.429

ÖZET : 1- Dava konusu çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden davacı banka TTK.nun 720/son maddesi hükmüne göre kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybetmiştir. Ancak aynı yasanın 730.maddesi yollamasıyla 644.maddesi uyarınca çek hamili bankanın sebepsiz mal edinme hükümlerine göre keşideciye müracaat hakkı bulunduğundan ve davalı çek keşidecisi de çek bedelini bankaya ödediğini savunduğundan, mahkemece adı geçen davalının ödemeye ilişkin delilleri toplanıp incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
2- Özel Daire bozma ilamının 2 numaralı bendinin son tümcesinde "... Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı çek keşidecisi Murat Haksal hakkındaki davanın kabulünde isabet görülmemiştir." denmişse de, burada geçen "kabulünde" biçimindeki ibarenin maddi hataya dayalı olduğu, bozma ilamının bütününe bakıldığında bu ibarenin "reddinde" biçiminde olması gerektiği ve tümcenin de bu durumda "... Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı çek keşidecisi Murat Haksal hakkındaki davanın reddinde isabet görülmemiştir" biçiminde düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu sebeple direnme kararında isabet görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep Asliye 3.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 24.2.2004 gün ve 2001/893 E. 2004/66 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı Murat Haksal vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10.11.2004 gün ve 2004/4540-11203 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı vekili 01.12.2000 keşide tarihli ve 20.000.000.000.TL bedelli çeke dayalı olarak davalılar aleyhine ilamsız takip yapıldığını, müvekkili bankanın iyiniyetli olarak ödeneceği umuduyla çekleri süresinde işleme koymadığını, bu nedenle kambiyo yoluyla takip yapılmadığını ileri sürerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 29.628.000.000.TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Murat Haksal vekili, davacı bankanın takip konusu yaptığı çeklerin ödendiğine dair dekontların icra dosyasında mevcut olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu senedin davacı bankaca işleme alınmadığı, bu nedenle davalı Murat'ın sorumluluğunun doğmadığı gerekçesiyle Murat hakkındaki davanın reddine, diğer davalıya yönelik davanın kısmen kabulü ile 7.000.000.000.TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davanın alacak davası olarak sonuçlandırılmış bulunmasına, davalı Murat Haksal aleyhine tazminata hükmolunmamış olmasına göre adı geçen davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince, dava konusu çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden davacı banka TTK.nun 720/son maddesi hükmüne göre kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybetmiştir. Ancak aynı yasanın 730.maddesi yollamasıyla 644.maddesi uyarınca çek hamili bankanın sebepsiz mal edinme hükümlerine göre keşideciye müracaat hakkı bulunduğundan ve davalı çek keşidecisi de çek bedelini bankaya ödediğini savunduğundan mahkemece adı geçen davalının ödemeye ilişkin delilleri toplanıp incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı çek keşidecisi Murat Haksal hakkındaki davanın kabulünde isabet görülmemiştir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; Özel Daire bozma ilamının 2 numaralı bendinin son tümcesinde "... Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı çek keşidecisi Murat Haksal hakkındaki davanın kabulünde isabet görülmemiştir." denmişse de, burada geçen "kabulünde" biçimindeki ibarenin maddi hataya dayalı olduğu, bozma ilamının bütününe bakıldığında bu ibarenin "reddinde" biçiminde olması gerektiği ve tümcenin de bu durumda "... Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davalı çek keşidecisi Murat Haksal hakkındaki davanın reddinde isabet görülmemiştir" biçiminde düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.10.2005 gününde bozmada oybirliği, sebebinde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 26-09-2007, 11:23   #4
avukatsamsun

 
Varsayılan

Ödeme Yasağı Kararı Çekin İhtiyati Hacze Konu Yapılmasına ve Takibe Konulmasına Engel Değildir

Özet:İhtiyati hacze konu çek için ödeme yasağı kararı verildiği ileri sürülerek, ihtiyati haczin itiraz yoluyla kaldırılması istenmiştir. Hasımsız açılan davada ödeme yasağı kararı verilmesi çekin ihtiyati hacze konu yapılmasına ve takibine engel bir husus teşkil etmez. İleri sürülen sebep ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında değildir. Açıklanan nedenlerle itirazın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul edilmesi hatalıdır.

- 2004 sayılı İCRA İFLAS KANUNU m.265
- 6762 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU m.574,669

Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi`nce verilen 18.03.2004 tarih ve 2004/338 D. İş - 2004/338 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Alacaklı vekili, müvekkilinin (3.500.000.000.-) TL bedelli çekin hamili bulunduğunu, çek bedelinin ibrazında ödenmediğini ileri sürerek, borçluların borca yetecek miktarda mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın istemin kabulüne karar verilmiştir.
Borçlulardan Beşir vekili, ihtiyati hacze dayanak yapılan çekle ilgili olarak Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesi`nce ödeme yasağı kararı verildiğini ileri sürerek, ihtiyati haczin itiraz yoluyla kaldırılmasını istemiştir.
Alacaklı vekili, ödeme yasağı kararının ihtiyati haciz kararının verilmesine engel teşkil etmediğini savunarak, itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece, yargı kararı uyarınca ödeme yasağı verildiğini, bir mahkeme kararını bir başka mahkemenin kararı ile kaldırılamayacağı gerekçesiyle, itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, alacaklı vekili temyiz etmiştir.
İİK`nun 265`nci maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu olayda, mahkemece davacının elinde bulunan hamiline yazılı çeke istinaden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Söz konusu çek için hasımsız talebe nazaran mahkemece ödeme yasağı kararı verilmesi çekin ihtiyati hacze konu yapılmasına ve takibe konmasına engel bir husus teşkil etmez. Kaldı ki borçlunun itiraz sebebi olarak ileri sürdüğü bu husus, İİK`nun 265`nci maddesinde sınırlı olarak sayılmış bulunan sebeplerden olmayıp, ancak açılacak bir menfi tesbit veya istirdat davasından incelenebileceğinden mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak, yerinde bulunmayan yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığından, kararın alacaklı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın alacaklı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

ödeme yasağı konulduğuna dair yazı çekin arkasına ibraz süresi içnde yazılmışsa takip yapmanızda hiçbir sakınca yok, yasağı kaldırtmamış olsanız bile ihtiyati haciz kararı da alabilirsiniz, takip de yapabilirsiniz.
Old 26-09-2007, 11:38   #5
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan Çek Bankaya Süresinde İbraz Edilmemiş.

Değerli meslektaşım avukatsamsun;

Sn. Mehmet Demirezen sorusunda " ödeme yasağına itiraz nedeni ile elimizdeki bir kısım çekleri bankaya ibraz etmeden mahkemeye sunduk, çekler mahkeme kasasında olduğu için bankaya ibraz edemedik , bu arada ibraz süresi geçti "diyor.

Yani meslektaşımızın elinde süresi içinde bankaya ibraz edilememiş / ibraz süresi geçmiş çekler mevcut.

Belirttiğiniz içtihatlar, bankaya süresi içinde ibraz edilmiş fakat, ödeme yasağı nedeni ile bankaca işlem / ödeme yapılmamış, çek arkasına bankaca ibraz ve ödeme yasağıyla ilgili şerh düşülmüş çekler için alacaklının ihtiyati haciz, kambiyo takip hakkının varlığına ilişkin kararlar olup, bu ayrıntıya dikkatinizi çekmek isterim.
Old 26-09-2007, 12:14   #6
avukatsamsun

 
Varsayılan

kesinlikle haklısınız,
ödeme yasağına ilişkin şerh çekin arkasına süresinde yazılmamışsa yani süresinde ibraz yoksa çek kambiyo vasfını hatta adi senet vasfını dahi taşımayacak, yazılı delil başlangıcı olacaktır.
mesajımın sonuna ödeme yasağı konulduğuna dair yazı çekin arkasına ibraz süresi içnde yazılmışsa takip yapmanızda hiçbir sakınca yok, yasağı kaldırtmamış olsanız bile ihtiyati haciz kararı da alabilirsiniz, takip de yapabilirsiniz.
ifadesini eklemiştim. ama sayın demirezen zaten süresinde ibraz etmediğini açıkça ifade etmiş.dolayısıyla onun yönünden uygulanma kabiliyeti yok bu içtihadın.
umarım başkaca meslektaşlarımız yararlanır.
Old 26-09-2007, 21:04   #7
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Öncelikle yardımları için Sayın Meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Çek vasfını yitiren bu çekler hakkında keşideci ile müvekkil hamil arasında cirantalar olmasından dolayı herhangi bir temel ilişki yoktur. Dolayısıyla bu çekler hakkında izlenecek yol sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmak olacak.

Ancak T.T.K. 723. maddenin bu olayda uygulanma kabiliyeti olduğunu düşünmekteyim. Fakat banka çek ibraz süresi geçmiş olduğundan işlem yapmamakta ve ancak çekin arkasına ibraz süresinin geçmiş olduğu şerhini düşebilecklerini söylemekteler.Bu durumda tespit ve eda davası açılarak T.T.K. 723. maddenin uygulanması sağlanabilir fakat bu yolda usul ekonomisine aykırı olduğu gibi çek bedelinden fazla masrafa yol açacaktır.

Diğer bir sorunda bankaya ibraz edilirken savcılık kanalıyla el konulan çekler hakkında ortaya çıkacaktır. Burada da acaba savcılıktan çekin el konma tarihleri ile iade edildiği tarihleri belirten bir yazı alınması drumunda banka yine çekin ibraz süresinin geçmiş olduğunu iddia ederek çek hakkında işlem yapmayacakmıdır.Bu durum köniyetli cirantalara çok büyük avantajlar sağlanmasına neden olacaktır.
Old 27-09-2007, 10:55   #8
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/70

K. 2007/3123

T. 23.2.2007

• MUHAFAZAYA ALINMIŞ ÇEK ( Tereke Hakimliğince Muhafazaya Alınmış Çekle İlgili İbraz Süresi Çekin Mirasçılara Teslimi Tarihinde Başladığı )

• İBRAZ SÜRESİ ( Tereke Hakimliğince Muhafazaya Alınmış Çekle İlgili İbraz Süresi Çekin Mirasçılara Teslimi Tarihinde Başladığı )

• TAKİBİN İPTALİ ( Çek Teslim Tarihinden İtibaren Yasal On Günlük Süre İçinde İbraz Edildiğinden Alacaklılar Müracaat Haklarını Kaybetmediği - Aksi Kanaat İle Takibin İptaline Karar Verilmesi Hatalı Olduğu )

6762/m. 708, 723


ÖZET : İcra takibine konu çek, hamilin ölümü üzerine C.Savcılığı'nca tereke hakimliğine teslim edilmiş, daha sonra mirasçıların talebi üzerine iade edilmiştir. Mirasçılar teslimden itibaren on gün içinde çeki muhatap bankaya ibraz etmişlerdir. Tereke hakimliğince muhafaza altına alınmış çekle ilgili ibraz süresi çekin mirasçılara teslimi tarihinde başlar. Somut olayda da çek teslim tarihinden itibaren yasal on günlük süre içinde ibraz edildiğinden alacaklılar müracaat haklarını kaybetmemişlerdir. Aksi kanaat ile takibin iptaline karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İcra takibinin dayanağı olan 06.01.2006 keşide tarihli çek, hamil S.'nin 23.12.2005 tarihinde ölümü ile Cumhuriyet Savcılığı'nca 28.12.2005 tarihinde tereke hakimliğine teslim edildiği ve aynı gün Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/40 tereke sayılı dosyasından tereke tespitinin yapılarak mahkeme kasasında muhafazaya alındığı, İcra takibini yapan S. mirasçılarının talebi üzerine 17.01.2006 tarihinde çekin kendilerine teslim edildiği, 23.01.2006 tarihinde de bankaya ibraz edildiği anlaşılmıştır.
T.T.K.'nun 723. maddesi uyarınca "Kanunen muayyen olan müddetler içinde çekin ibrazı veya protesto yahut buna muadil tespitin yapılması; bir devletin mevzuatı veya herhangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkansız bir mani yüzünden mümkün olmamışsa bu muameleler için muayyen olan müddetler uzar." Somut olayda takip dayanağı çekin tereke hakimliğince muhafazaya alınmış olması bu madde düzenlenen mücbir sebeplerden kabul edilmelidir.
Alacaklılar mücbir sebebin ortadan kalktığı tarih ( çekin kendilerine teslim edildiği tarih ) olan 17.01.2006 tarihinden sonra TTK'nun 708/1. maddesinde öngörülen yasal 10 günlük sürede ibraz ettiklerinden alacaklılar müracaat haklarını kaybetmemiştir. O halde mahkemece duruşma açılarak taraf teşkili sağlanıp, tarafların iddia ve delilleri toplanarak, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, çekin yasal sürede bankaya ibraz edilmediği ve bu nedenle alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/6657

K. 2007/9121

T. 7.5.2007

• BORCA İTİRAZ ( Bonolarla İlgili Olarak İki İş Günü İçinde Protesto Çekilmek Kaydıyla Bononun Takip Konusu Yapılabilmesi )

• PROTESTO ( İki İş Günü İçinde Protesto Çekilmek Kaydıyla Bononun Takip Konusu Yapılabilmesi-Ancak Mücbir Sebeplerin Bulunması Halinde Protesto Süresinin Uzatılması )

6762/m.626,643,690


ÖZET : TTK.nun 690. madde göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 626. maddesi uyarınca yasal ( 2 ) işgücü içinde protesto çekilmek kaydıyla bono takip konusu yapılabilir. Ancak, aynı kanunun 643. maddesinde mücbir sebeplerin bulunması halinde protesto süresi uzatılır hükmü yer almaktadır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK.nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte; mahkemece, takip konusu bonoda protesto keşide edilmediğinden takibin iptaline ( dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ) karar verildiği görülmüştür.
TTK.nun 690. madde göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 626. maddesi uyarınca yasal ( 2 ) işgücü içinde protesto çekilmek kaydıyla bono takip konusu yapılabilir. Ancak, aynı kanunun 643. maddesinde mücbir sebeplerin bulunması halinde protesto süresi uzatılır hükmü yer almaktadır. Alacaklı tarafından sunulan cevap ve temyiz dilekçesinde Ankara C. Savcılığının 2006/14798 hazırlık numara ile kendisi hakkında tefecilik yaptığı ve tehditte senet alındığı iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve bu kapsamda bononun Cumhuriyet Savcılığına tevdi edildiğinden protesto keşide edilemediği iddia edilmiştir. Mahkemece işin mahiyeti dikkate alınarak duruşma açılıp tarafların iddia ve delilleri toplandıktan sonra yukarıda belirtilen hususlar da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken eksik incelme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 07.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-09-2007, 11:28   #9
Aybüke Kağan

 
Varsayılan yine çekle ilgili bir durum

Konuyla ilgili ben de bir soru eklemek istedim.Çek,süresinde bankaya ibraz edilmiş ve karşılıksızdır kaşesi vurulmuştur.İbraz tarihinin üzerinden 8 ay geçmiştir.Bu durumda hamil hangi yolu takip edecektir?İlamsız takip sadece hamilin kendisinden önceki cirantaya mı yapılacaktır?Temel ilişkiyi kanıtlamak zorunda ıdır?Çek bu durumda da yazılı delil başlangıcı mı teşkil eder?Saygılarımla.
Old 10-01-2010, 18:28   #10
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Kağan,sorunuz bakımından önünüzde iki yol olduğunu düşünüyorum:İlk ihtimal olarak akla gelen 6 aylık zamanaşımı süresi geçmiş dolayısıyla zamanaşımına uğramış -ancak süresinde ibraz edilmiş-bir çek söz konusu olduğundan,zamanaşımının bir defi olduğu ve borçlu tarafından ileri sürülmedikçe icra müdürü ve icra hakimi tarafından resen dikkate alınamayacağı da dikkate alındığında kmbiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapabilirsiniz.Elbette bu ihtimalde sizin açınızdan olası riskler borçlunun 5 günlük süre içerisinde takibe zamanaşımı nedeniyle itiraz ederek takibinizi iptal ettirmesi ve bu arada yapılan masraflar ve yargılama giderlerini ödemek durumunda kalmanız ve zaman kaybetmek olacaktır.
Diğer bir yol ise takibiniz iptal olduğunda veya o yola gitmeden doğrudan ilamsız takip yapmak ve çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak itirazın iptali davasında diğer delillerle alacağınızı ispat etmektir.Burada lehdar durumundaysanız TTK 644.maddesi hükümlerine dayanıp dayanamayacağınız tartışmalı olmakla birlikte izleyen cirantalardan birisi durumundaysanız haliyle keşideci ile aranızda bir temel ilişki bulunmayacağından haliyle talebiniz TTK 644'e(sebepsiz zenginleşmeye)dayanacaktır.
Sayın Özgür Yılmaz, sizin sorunuz bakımından ilk anda süresinde ibrazı nasıl ispatlayacağınız önemli bir sorun olarak gözükmektedir.
Old 10-01-2010, 18:36   #11
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sorudan anlaşıldığı kadarıyla lehdar değil,izleyen cirantalardan birisi durumundasınız.Bu durumda yukarıda ilk ihtimal olarak söylediklerim geçerli kalmak kaydıyla, ikinci ihtimal olarak verdiğim cevabı keşideciye yönelik TTK 644 maddesine göre sizden önceki cirantaya da aranızdaki temel ilişkiye göre talepte bulunabilirsiniz şeklinde düzeltiyorum.Elbette bu talep her ikisine de bir ilamsız takip yoluyla yöneltilip,olası bir itiraz halinde açılacak itirazın iptali davası sözü edilen hukuki müesseselere dayandırılabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çekde ibraz müddeti avenginakbaba Meslektaşların Soruları 8 05-01-2012 13:12
dilekceye yazılan fakat ibraz edilmeyen deliller onurdemirhisar Hukuk Soruları 2 25-09-2007 16:45
Bankaya ibraz süresi kaçırılmış çek için keşideci hatır çeki savunması derse ? avfatihemir Meslektaşların Soruları 3 17-09-2007 12:53
çekte ki on günlük ibraz süresini kesen sebepler var mıdır avönder Meslektaşların Soruları 1 29-03-2007 20:05
ödeme yasağı olan çekin takibi difensore Meslektaşların Soruları 1 16-11-2006 09:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,31889296 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.