|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-11-2003, 16:58 | #1 |
|
Dul Kadının Kızlık Soyadını Kullanması.
Saygıdeğer meslektaşlarım.
Aşağıda açıkladığım olay ile ilgili görüş, düşünce ve önerilerinizi açıklarsanız sevinirim: Almanyada ikamet eden Türk Vatandaşı bir bayan Amerikan Vatandaşı bir yabancı ile evleniyor ve TC. Nüfus kaydına bu evlilik tescil ediliyor. Daha sonra Alman Mahkemesi kararı ile taraflar Boşanıyorlar. Ancak Boşanma Kararı Türkiyede Tanıma veya Tenfiz'e tabi tutulmadan boşandığı yabancı eş ölüyor. Eşinin ölüm kaydı kadının nüfus kaydına vukauat olarak yazılıyor. Türkiye Mahkemelerinde Tenfiz işlemi yapılamadığından Nüfus kaydında halen evlilik kaydı mevcut olduğundan kadının medeni hali Dul olarak gözüküyor. Bu durumdaki Kadın ölen kocasının soyadını değil kendi Kızlık soyadını kullanmak istiyor. Bunun için açılacak dava ne davası olarak açılacaktır? Davanın Hukuki Dayanağı ne olacaktır? İlginize Şimdiden teşekkür ederim. Av.Vehbi Moğol |
14-11-2003, 14:56 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Tenfiz islemi neden yapilamiyor, anliyamadim. Bosanan es öldü diyemi, yoksa baska gerekcesi mi var? Baska gerekce varsa bildirirseniz memnun olurum. Buna ragemen kisaca fikrimi belirteyim. Türk nüfus kayitlarina göre: kadin DUL. Alman Hukukuna göre: Bosanma davasi acildigi zaman esler bu ülkede yasadiklari icin ve esler degisik ülke vatandasi olduklari icin, Alman Mahkemeleri bosanmada yetkili. Bu yetkiyi Alman Mahkemelerine Türk Mevzauti da veriyor bence. Bu yetkiye dayanarak Alman Mahkemesi bosanma karari vermis. Karar kesinlesti ise, bu Ülke kanunlarina göre esler bosanmis durumda ve ortada bir evlilik yok. Buna dayanarak Alman Mahkemeleri ve diger ilgili Makamlari esleri bosanmis olarak görür ve Miras, Vergi gibi konularda bunu gözönunde bulundurur. Amerika Birlesik Devletleri Mevzuatina göre: bu konuda birsey diyemiyecegim. Eger bosanma karari tanindi ise, orada da Almanya daki durum söz konusu olabilir. Burada önemli olan Tenfiz ve Tanima Islemlerinin hukuki tanimlanmasi; kisacasi Tenfiz ve Tanima yeni bir hukuki durummu yaratiyor, yoksa sadece var olan hukuki bir durumu teyit mit ediyor? Türk Kanunu "....kesinlesmis bulunan ilamlarin Türkiye`de icra olunabilmesi..." hükmü ile kesinlesmis hukuki bir durumun var oldugunu kabul ediyor bence. Böyle olunca da tenfiz veya taninmis olmasa da, ölümden önce kesinlesmis bir bosanma, bir medeni hal var. Ölümün sicile gecirilmis olmasi durumu degistirmez. Ölüm kaydi tenfiz den önce sicile gecirildigi icin, tenfiz veya tanimaya bir engel teskil eder kanisinda degilim. Saygilarimla |
17-11-2003, 15:33 | #3 |
|
Tenfiz işleminin Türk Mahkemesinde (Asliye Hukuk Mah.de) açılacak bir dava ile yapılması gerekmektedir. Bu davada yabancı ilamdaki davalı taraf aynen davalı olarak gösterilecek ve bu kişiye tebligat yapılacaktır aksi halde davanın incelemesine girilmesi mümkün olmayacaktır. Olayımızda davalı olarak göstereceğimiz kişi ölmüş olduğundan ve ölü bir kişi aleyhine dava açılamıyacağından tenfiz davası açmamız mümkün değildir.
Benim sorunum dul olarak nüfusta gözüken bir kadının kızlık soyadını resmiyette kulalnıp kullanamayacağıdır. Ben,Bunun için As.Hukuk Mahkemesine öncesi olaylardan bahsederek, kızlık soyadını kullanma izni verilmesi istemi işle bir düzeltme davası açtım. Selamlar. Av.Vehbi M |
18-11-2003, 22:16 | #4 |
|
Tanıma
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN Kanun Numurası :2675 Madde 42 - Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak ka- bul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespiti- ne bağlıdır. Tanımada 38 nci maddenin (a) ve (d) bentleri uygulanmaz. İhtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir. Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye'de idari bir işlemin yapılmasın-da da aynı usul uygulanır. Bence bahsedilen olayda tenfiz yerine tanıma talep etmek daha doğru.Bildiğim kadarı ile tanımada davalı tarafa tebligat zorunluluğu yok.Tanıma kararından sonra evlenmenin ölüm ile değil boşanma ile sona erdiği ispatlanacağından boşanan kadın eski soyadını kullanabir diye düşünüyorum. Saygılar |
20-11-2003, 22:00 | #5 |
|
Merhaba.
Olaydan anlaşıldığına göre kadının sorunu soyadını değiştirmek. Miras gibi aile hukukundan doğan diğer konularda bir sorunu olmadığı anlaşılıyor. Medeni kanuna göre bir kişi haklı nedenlerle isminin değiştirilmesini isteyebilir. Kadın, kocasının boşanmadan sonra ölmesi nedeniyle boşanma ilamını tenfiz ettirememiş ve bu nedenle nüfusta dul gözüküp; kocasının soyadını taşımak zorunda kalmıştır. Kadının boşandığı kocasının soyadını taşımak zorunda kalması kendisi için zor bir durum kabul edilmelidir. Bu nedenle kadın soyadını değiştirmeyi istemekte haklıdır. Bence, eğer olayda kadının miras gibi aile hukukundan doğan bir başka sorunu yoksa doğrudan doğruuya isminin değiştirilmesi davası açması uygun olur diye düşünüyorum. Bence bu yol amaca en uygun ve en pratik yoldur. Bu pratik yol ile sorun çözümlenebiliyorsa tenfiz ve tanıma kavramlarını da tartışmanın bir faydası da yoktur. Saygılar |
08-12-2003, 02:23 | #6 |
|
Sayın Vehbım,
belirli bir kanaate vardınızmı bilmiyorum? Belki faydası olur düşüncesi ile AB Ülkelerindeki ve Almanyadaki uygulamayı kısaca belirteyim. AB Ülkeleri, diğer bir AB Ülkesinde alınmiş olan aile ile ilgili kararları 01.03.2001 tarihinden beri, özel bir tenfız veya tanıma prosedürüne gerek görmeden, tanıyor. Evlilikle ilgili yabancı ülke mahkeme İlamlarının tanınmasını Almanya özel bir kanunla düzenlemiş. Bu gibi İlamlara diğer konulardaki tenfiz işlemi uygulanmıyor. Tanınma işleminin kendisi basit bir prosedüre tabi tutulmuş, şöyleki: a. Tanıma işlemi için yetkili makamlar eyaletlerin adli idareleri, mahkemeler değil b. Tanıma işlemini yaptırabilmek için dilekçe vermek gerekiyor. Bu dilekçenin özelliği, dilekçeyi belirli bir çıkarı olan herkesin (örneğin, nişanlılar, sonraki eşler vs.) verbileceği c. boşanmış olan diğer eşe teblıgat yapılmıyor d. tanıma işlemi ile birlikte, yabancı mahkeme kararı, alındığı ülkede geçerli olduğu tarihten itibaren Almanyadada geçerli. e. bu geçerlilik sadece boşanmayı içeriyor, malların paylaşımı, nafaka, cocukların kime verileceği konuları buna dahil değil. "Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun"un 42 Maddesinin nasıl uygulanacağını gösteren herhangi bir yönetmelik veya kararname yoksa, Türk Mahkemeleri Almanyadakine benzer bir yöntem uygulayabilir. Böyle bir uygulamanın, yurt dışında boşanma zorunda kalan vatandaşlara büyük yararı olur. Saygılarımla |
30-12-2003, 19:22 | #7 |
|
MAHKEMECE GÖREVSİZLİK KARARI VERİLDİ
Yukarıda yazdığım konu ile ilgili Karşıyaka 1.Asliye Hukuk mahkemesine açtığım "Kızlık soyadının kullanımına izin" davasında Mahkeme bugün açıkladığı kararı ile Aile Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verdi.
Sizce bu karar doğru bir kararmı,ne yapmamı önerirsiniz. Temyizmi yoksa temyiz etmeden Aile Mahkemesinde davanın görülmesimi? Selamlar. Yeni Yılınız kutlu olsun... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kadının Hakkı Var Mı? | Gemici | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 1 | 17-01-2010 18:28 |
Annenin soyadını alabilir mi | atk | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-12-2006 14:56 |
velayeti annede olan çocuğun annenin soyadını almak istemesi | barisugan | Meslektaşların Soruları | 1 | 23-11-2006 11:50 |
Baroya Kayıtlı Olmayan Avukatın Ünvan Kullanması | mkdep | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-03-2006 17:36 |
Kadınları Araç Kullanması Hakkında | Armağan Konyalı | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 7 | 14-02-2004 14:37 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |