Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

trafik kazası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-07-2007, 12:12   #1
Av. Nurgül

 
Varsayılan trafik kazası

merhaba,

maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle yeni düzenlemeler gereğince suç duyurusunda bulunulamıyor. Ancak karşı tarafın % 100 kusurlu olduğu ve diğer tarafın şans eseri yaralanmadan kurtulduğu ve aracın hurdaya döndüğü bir kaza sonucunda sadece tazminat davası mı açabilriz. Bu konuda cezai bir yaptırım yok mudur.
Old 30-07-2007, 13:58   #2
av.ezgi

 
Varsayılan

Sn. Av. Nurgül,
Ceza davası açılabilmesi için ceza kanunlarının ihtiva ettiği bir suç oluşması gerekmektedir. Eğer bahsettiğiniz kazada aynı zamanda cezai sorumluluk doğuran bir hakkınızın da ihlal edildiğini düşünüyorsanız, ceza davası açabilirsiniz. Eğer kamuya verilen bir zarar varsa cumhuriyet savcılarınca zaten kamu davası açılıyor.Yok eğer sadece maddi zararlarınızın tazmin edilmesini istiyorsanız, hukuk davası açmak en kazançlı yol olacaktır.
Old 30-07-2007, 16:58   #3
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

TCK 179 VE 180'da trafik güvenliğini kasten ve taksirle tehlikeye sokmak suçu düzenlenmiştir.Olayınız bu kapsamda değerlendirilebilir
Old 30-07-2007, 18:59   #4
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Daire:2
Tarih:2007
Esas No:2007/3484
Karar No:2007/8316
Kaynak:Mahkeme-Yargıtay
İlgili Maddeler:179
İlgili Kavramlar:TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMAK-EMSAL KARAR
T.C

SULH CEZA MAHKEMESİ
ESAS NO : 2007/ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR NO : 2007/ K A R A R
C.SAV. ESAS NO :2005/ (HAPİS CEZASI)

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
İHBAR EDEN :.
SANIK :.
SUÇ :Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak.
SUÇ TARİHİ :26.08.2005
SUÇ YERİ :
İHBAR TARİHİ :26.08.2005
KARAR TARİHİ :17.07.2007
Yukarıda açık kimliği ve suçu yazılı sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan açık duruşmaları sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
C.Başsavcılığının tarih ve Esas Sayılı iddianamesi ile 26.08.2005 tarihinde sanığın idaresindeki plakılı minibüs ile dikkatsiz ve aşırı hızlı bir şekilde ilerlerken kavşağa girdiğinin ve bu sırada Kaymakamlık makam aracıyla karşı karşıya geldikleri , sanığın son anda frene basarak aracı kenara çektiği iddiasıyla sanık hakkında TCK.nun 179/2 maddesi gereğince cezalandırılması kamu adına talep edilmiştir.
Sanık savunmasında özetle ; Ağabeyine ait minibüsü hasta olan çocuğunu Siirt iline götürmek için kullandığını ve Siirt ilinden yolcu alarak ve minibüsün de bağacına mobilyayı sarıp İlçe merkezine doğru yola çıktığını , ilçe merkezine gelirken merkeze girmeden önce 70-80 km hızda olduğunu , normalde ilçe merkezine sağdan viraja yani kavşağa girmesi gerekirken ilçe merkezinden ana yola çıkacak olan araçların tali yoluna girdiğinin doğru olduğunu , kaymakamın kullanmış olduğu aracı görünce fren yaptığını , fren yapması üzerine fren yaptığı mucurlu olması nedeniyle aracın ön tarafının mucurda ön tarafa doğru kaydığını ve karşıdaki araçla karşı karşıya geldiğini , kavşağa girerken tahminen hızının 35-40 km olduğunu , ayrıca kolluktaki ifadesinin aksine kavşağa sert bir şekilde girmediğini ve normal hızla girdiğini ve buna dair tanıklarının bulunduğunu ancak isimlerini hatırlayamadığını ve tanıklarını tespit ettiğinde bir sonraki duruşmada hazır edeceğini ve dinlenmelerinin sağlayacağını beyan ederek üzerine atılı suçu kabul etmediğini beyan etmiştir.
Tanık Ozan Balcı yeminli beyanında özetle ; Olayın meydana geldiği yerde görüş mesafesi az olduğu bu nedenle karşıdan araç gelir düşüncesiyle yavaş giderken , karşıdan sanığın kullandığı araba tahminen 50 Kilometre hızdan fazla bir süratle karşıdan bulunduğu istikamete doğru geldiğini , bu nedenle fren yapıp arabayı durdurduğunu ,karşıdaki sanık ise fren yaparak arabanın karşısında arabayı durdurduğu ,karşıdan gelen aracı yoldan çıkmadığı ,direksiyon da kırmadığı her ikisinin de normal yolu üzerin durduğunu ,ancak durmayıp normal hızda devam etmesi halinde muhtemelen kavşakta karşı karşıya gelip çarpışma ihtimallerinin olduğunu ,karşıdan sanığın kullandığı araç bu fren dolayısı ile kaymadığı , yanında koruma olarak bulunan polis memuru Mehmet Arı da olduğu ve bu olaya da tanık olduğunu beyan etmiştir.
Tanık Mehmet Arı yeminli beyanında özetle ; Diğer tanık olan Kaymakam yanında beraber Eruh’un ilçe merkezine girişi olan Polis noktası olarak ta bilinen kavşaktan Siirt İstikametine doğru normal hızla seyir halinde iken ilinden İlçe merkezine doğru suratlı bir şekilde bir minibüsün geldiği ,Kaymakam beyin kör bir kavşak olduğu için arabayı görür görmez hemen fren yapıp durduğunu karşıdan gelen minibüs de çok hızlı geldiği için bizi gördüğünde çarpmamak için aynı fren yaptığı ve çarpmamak için yine kendi şeridinde hafifçe yolunu
S-2
değiştirdiği,minibüsün 1-2 metre mesafede durduğu ,minibüs şoförü fren yaptığında arabadan inip baktığımda olay yerinde minibüsün tekerine ait 2 metreye yakın fren izi olduğunu ,eğer kaymakam
bey yavaş gitmeyip karşıdan süratle gelen minibüsün de görmeyip yolunda devam etseydi muhtemelen kafa kafaya çarpacaklarını , her iki araçta kendi şeridinde çapraz bir şekilde yolun üstünde durduğunu, minibüsün en üstünde demirli bagaj kısmında tahminen 1-1.5 metre yükseklikte ve bagajın yarısı yükle dolu olduğunu , minibüsün hızı 60-70 kilometre civarında olduğu ,Ayrıca minibüsün arkasından ilinden gelen ekip arabasıyla hareket halinde olan polis memurları Atilla Korkmaz ve Metin Oktar’da gelmekte idiler bunlarda olaya tanık olduklarını beyan bulunmuştur.
Tanık Metin Oktar yeminli beyanında özetle ; Diğer görevli olan arkadaşı Atilla ile birlikte ilinden görevden dönerken yolda sivil araba ile giderken sollamak istedikleri sanığın kullandığı araç kendisini sollamamak için kendilerine yol vermediğini bu nedenle şehir içine de kavşağa normalde sağdan girmesi gerekirken karşıdan gelen araçların ana yola çıkmak için kullanacakları yola girerek ani fren yaptığını , fren yaptığı yerde mucur olduğu için araba durduğu yere kadar kaydığını ve minibüsün içerisinde yolcular bulunduğunu tahmini olarak minibüsün hızının 60 km olduğunu beyan etmiştir.
Tanık Atilla Korkmaz yeminli beyanında özetle ; Yanında bulunan Metin ile birlikte ilinden görevden dönerken yolda sanığın kullanmış olduğu minibüsü geçmek için sollamak istedikleri ancak sanığın yol vermemesi üzerine sollayamadıkları , sanığın minibüs ile ilçe merkezine doğru geldiklerinde tahminen hızlı bir şekilde 60 km civarında bir hızla sanığın kavşağa girdiğini , aracın aniden fren yaparak mucurun üzerinde kaydığını ve aracın karşısında ise kaymakamlık aracının bulunduğunu , normalde minibüsün şehir içine girerken kendi yolunu kullanması gerekirken şehir içinden ana yola çıkmak isteyen araçların kullandıkları tali yolu kullanması nedeniyle bu nedenle karşıdaki arabayı görme imkanı da bulunmadığını aracın içerisinde yolcular bulunduğunun ve üzerinde de yük bulunduğunu beyan etmiştir.
Mahallinde usulüne uygun şekilde sanık ve olay tanıkları hazır olmak üzere keşif yapılmış ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporuna göre ; Sanığın döner kavşaklarda dönüş kurallarına riayet etmediğini , trafik işaret levhaları , cihazları ve yer işaretleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymadığını ve aracın üzerindeki eşya taşımakta kullanılan bağacın ruhsata işlenmediğini , sürücülerin hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine görüş , yol , hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunluluğuna uymadığını , motorlu araçların sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasağına uyulmadığını beyan etmiştir.
Sanığın Adli sicil kaydında gözüken Asliye Ceza mahkemesinin 18.04.2004 tarih ve 1999/18 Esas ve 2000/9 karar sayılı ilamı ile taksirle bir kimsenin ölümüne neden olması nedeniyle sonuç olarak 5 ay hapis ve 12.50YTL Ağır para cezasına hükmedildiği ve bu cezaların 06.12.2001-07.02.2002 ve 07.08.2001 tarihlerinde infaz edildiği görülmüştür.
Sanığın keşif sırasında olaya ilişkin savunmasını doğrulayacak mahiyette tanıklarını hazır edeceğini ve dinlenmesini talep etmiş ve bunun üzerine 14.10.2005 tarihli duruşma sırasında tanık olarak dinlenmesini istediği Aydoğan ve Uçar ın olaya ilişkin herhangi bir bilgi ve görgülerinin bulunmadığının aksine olarak sanık tarafından olaya ilişkin tanıklık yapmaları için duruşmalara getirildiklerini ve olmadıkları olayın tanığı imiş gibi beyanda bulunduklarını ifade etmişler ve bu kişiler hakkında yalan tanıklık suçundan C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı TCK nun 179/2 maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu olduğu , bu suçun aynı yasanın 21. maddesine göre kasten veya olası kastla işlenebilmektedir. Çünkü aynı yasanın 180. maddesinde ifadesini bulan trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçunun deniz , hava veya demiryolu ulaşımında işlenebileceği ön görülmüş iken 179/2.maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun karayollarında taksirle işlenemeyeceği ancak kastla veya olası kastla işlenebileceği öngörülmüştür .
Kast kanundaki ifadesi ile suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesini ifade eder . Olası kast ise ; kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemesidir.

. S-3
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun kara , deniz , hava veya demiryolu ulaşım araçlarının kişilerin hayat , sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi , ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için , aracın , tehlikeli bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerekir aracın sevk ve idaresinin salt trafik düzenine aykırılığı bu suçun oluşumuna neden olmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için , aracın trafik düzenine aykırı olarak ve ayrıca kişilerin hayatı , sağlığı veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde kullanılması gerekir. Bu bakımdan söz konusu suç , somut tehlike suçu niteliği taşımaktadır( Türk Ceza Kanunu : Adalet Bakanlığı Yayın İşleri Dairesi Başkanlığı, Ankara 2004, Sayfa 275).
Yapılan yargılama , toplanan deliller , dinlenen tanık anlatımları sanık savunması , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; Sanığın idaresindeki Plakalı fort marka minibüs ile içerisinde yolcular ve minibüsün üstünde bulunan bagajında bulunan mobilya yükü ile ilçe merkezine girerken normalde kavşaktan kendi şeridi olan sağ taraftan girmesi gerekirken kavşağa ilçe merkezinden anayola çıkmak isteyen araçlar için kullanılan yola girerek görüş mesafesinin de dar olması nedeniyle karşıdan gelmekte olan kaymakamlık makam aracı ile fren yapması sonucunda yolda bulunan mucurda kayarak trafik kazasına neden olmaktan son anda kurtulduğu ancak sanığın bu eylemi nedeniyle hem kendisinin hem de minibüsünde yolcu olarak bulunan kişilerin hayatını ve de karşıdan gelmekte olan kaymakamlık aracının içerisinde bulunan kişilerin hayatı , sağlığı ve malvarlığı açısından tehlike doğuracak bir şekilde hareket etmek suretiyle üzerine atılı suçu kastla işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Sanığın sabit kabul olunan eyleminin yani suçun işleniş şekli , meydana gelen tehlikenin ağırlığı , suçun işlendiği yer , suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak takdiren ve teşdiden alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini yoluna gidilmiştir.
Sanığın Adli sicil kaydına yansıyan olumsuz geçmişi , yargılama aşamasında olayla ilgisi bulunmayan kişileri duruşmaya getirerek yalan tanıklık suçuna azmettirerek mahkemeyi yanıltıcı davranışlarda bulunduğu , bu nedenle sanığın yargılama sırasında olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle sanık hakkında takdiri indirim maddesi ( TCK madde 62 ) ile aynı gerekçelerle sanık hakkında hapis cezasının para cezasına çevrilmesine ( TCK madde 50 ) dair sanık lehine olabilecek hükümler uygulanmamıştır.
Sanığın sabit kabul olunan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun kasten işlenmesi ve sanığın Adli Sicilindeki mahkumiyetinin taksirle ölüme neden olmak suçu olduğu dikkate alındığında sanık hakkında infaz aşamasında şartları oluşmaması nedeniyle mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı TCK 53. maddesindeki yasal kısıtlılığa hükmedilmiştir.
Sanığın yargılama aşamasında işlediği suç nedeniyle pişmanlık duymadığı gibi yargılama aşamasındaki olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle ve de mahkemeyi yanıltıcı davranışlarda bulunarak tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu bir kanaat oluşmaması nedeniyle sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesinin ( TCK madde 51 ) uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek sanığın cezalandırılmasına mahkememizce karar verilmişti.
Sanığın temyizi üzerine Yargıtay 2.Ceza Dairesinin 07.06.2007 tarih ve
2007/3484 esas 2007/8316 karar sayılı bozma ilamı ile ;
1- Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın sürücü belgesi olmadan, idaresindeki minibüs ile seyir halindeyken trafik kurallarına aykırı olarak ilçe girişindeki kavşağa hızlı girmesi nedeniyle karşıdan gelen kaymakamlık makamına ait araçla karşı karşıya geldiği, sanığın fren yaparak araca 1-2 metre kala durduğu ve maddi hasar ile yaralanma olayının meydana gelmediği olayda, olayın oluş şekli göz önüne alınarak temel ceza tayin edilirken hak ve nesafete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, takdirde hataya düşülerek asgari haddin çok üzerinde ceza tayin edilmesi,

S-4
2-5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,
3-76,80YTL olan keşif giderinin 100YTL olarak hesaplanması suretiyle sanığa fazla yargılama gideri yüklenmesi,
4-Hükmün başında suçun işlendiği yer ve zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 232/2 maddesine aykırı davranılması nedenleriyle mahkememiz kararının bozularak gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı, sanığa usulüne uygun olarak meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmiş, sanığın bozma ilamına karşı savunması alınarak usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına mahkememizce uyulmuştur. Yukarıdaki bozma ilamıyla tüm dosya kapsamına göre sanığın sabit olan eylemi nedeniyle cezalandırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Sanığın müsnet suçtan sabit kabul olunan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK.nun 179/2 maddesi uyarınca; suçun işleniş şekli, meydana gelen tehlikenin ağırlığı, suçun işlendiği yer, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak TCK.nun 49. maddesi yollamasıyla takdiren ve teşdiden alt sınırdan uzaklaşılarak 1 Ay 5 Gün Hapis Cezasıyla Cezalandırılmasına, 2-Sanığın geçmişi, yargılama aşamasındaki olumsuz tutum ve davranışları mahkemeyi yanıltıcı hareketler içermesi nedeniyle TCK.nun 62. maddesindeki takdiri indirim maddesinin Uygulanmasına Yer Olmadığına,
3-Sanığın geçmişteki kişiliği (Adli Siciline Yansıyan), yargılama aşamasındaki mahkememizi yanıltmaya yönelik olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle sanık hakkında TCK.nun 50. maddesinin (Hapis Cezasının Para Cezasına Çevrilmesine) Uygulanmasına Yer Olmadığına,
4-Şartları oluşmadığından sanık hakkında infaz aşamasında mükerrirlere özgü infaz rejiminin Uygulanmasına Yer Olmadığına,
5- Sanığın, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı TCK.nun 53. maddesi gereğince hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d)Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e)Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,Mahkumiyet Süresince Yoksun Bırakılmasına ( Sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına ),
6-Sanığın yargılama aşamasında işlediği suç nedeniyle pişmanlık duymadığı gibi yargılama aşamasındaki olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle ve mahkemeyi yanıltıcı davranışlarda bulunarak tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu bir kanaat oluşturmaması nedeniyle sanık hakkında TCK.nun 51. maddesinin (Hapis Cezasının Ertelenmesi) Uygulanmasına Yer Olmadığına,
7-Şartları oluşmadığından sanık hakkında infaz aşamasında mükerrirlere özgü infaz rejiminin Uygulanmasına Yer Olmadığına,


S-5

8-Sanığın eylemi nedeniyle yapılan aşağıda dökümü yapılan 84,40YTL. yargılama giderinin mahkûm olan sanıktan CMK.nun 324. ve 325. maddeleri uyarınca tahsili ile hazineye irad kaydına,Yargıtay bozma ilamı sanığın lehine olması nedeniyle bozmadan sonra yapılan 4 adet davetiye gideri 14.00YTL yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına
Dair, Sanığın huzurunda ve yüzüne karşı kararın tefhiminden itibaren 7 gün içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar sanığa açıkça okunup usulen anlatıldı. 17.07.2007

Katip 96767 Hakim

Mahkeme mührü




MASRAF BEYANI
0,60 YKŞ Posta Pulu
7,00 YTL ( 2 adet ) Davetiye Gideri
+ 76,80 YTL Keşif Zaptı
84,40 YTL TOPLAM.


Umarım işinize yarar sağlıcakla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
trafik kazası,ikrar Av.mdogan Meslektaşların Soruları 14 01-01-2013 18:49
Zorunlu Mali Trafik Sigortasi - Trafik Kazası - Temlik sözleşmesi AV.SANEM Meslektaşların Soruları 5 21-02-2007 17:50
Trafik Kazası demir Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 23:58
Trafik Kazası Okan Hukuk Soruları Arşivi 1 18-02-2002 20:30
Trafik kazası onurel Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 00:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04552794 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.