Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mirastan Mal Kaçirmak Soybaği Sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-01-2015, 13:42   #1
avu.veysel

 
Varsayılan Mirastan Mal Kaçirmak Soybaği Sorunu

Merhaba Sayın Meslektaşlarım.
Olay; Bundan uzun yıllar evvel A isimli çocuk öz ailesi tarafından doğumdan hemen sonra bir başkasına veriliyor. Çocuğu alan aile kendi çocuğu gibi nüfusa kaydettiriyor. Bundan yıllar sonra çocuk gerçek ailesini bulup önce nesebin reddi davası sonrada soy bağının tesisi için öz ailesine dava açıyor. Öz ailesinden olan öz kardeşi bunu görünce vefat eden anne ve babadan kalan taşınmazları hemen 3. şahıslara satıp mal varlığını yok ediyor. Günümüze kadar 10 yıldan fazla zaman geçmiş. Bugün itibariyle muvazaalı satış- mirastan mal kaçırma nedeniyle açacağımız davada zamanaşımı sorunu olmaması gerektiğini düşünüyorum.Bu konuda fikirlerinizi bekliyorum. Konuyla ilgili yargıtay kararı arıyorum.
Old 15-01-2015, 14:06   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E.2013/881
K. 2013/4905
T. 4.4.2013
• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali ve Tescil - Muvazaalı İşlem Hiçbir Hüküm Doğurmayacağı ve Muvazaa Nedeninin Ortadan Kalkması ya da Bir Zamanın Geçmesi İle Görünürdeki Batıl İşlem Geçerli Hale Gelmeyeceği )
• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Muris Muvazaası İddiasına Dayalı Davaların Terekeye Karşı Yapılan Haksız Fiil Niteliğini Taşıdığından Herhangi Bir Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreye Tabi Olmaksızın Her Zaman Açılabileceği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı - Muvazaalı İşlem Hiçbir Hüküm Doğurmayacağı ve Muvazaa Nedeninin Ortadan Kalkması ya da Bir Zamanın Geçmesi İle Görünürdeki Batıl İşlem Geçerli Hale Gelmeyeceği/İşin Esasına Girileceği )
818/m.18,511,514
6098/m.19,611,614
ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği tartışmasızdır. Başka bir anlatımla muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. Hal böyle olunca, mahkemece tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın tamamlanması ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine dair olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi H. Fatih Demirer'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, zamanaşımı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların 2.3.2011 tarihinde ölen T.'in mirasçıları oldukları, miras bırakanın maliki olduğu 51 ada 9 parsel sayılı taşınmazı 24.7.2001 tarihinde eşi olan davalıya ölünceye kadar bakım akti ile temlik ettiği, davacıların temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. ( B.K.m.511 ( 6098 Sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611 ). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Kanunun öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. ( B.K.m.514 ( 6098 Sayılı Türk Borçlar yasasının m 614 ).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. ( B.K.m.l8 ( 6098 Sayılı Türk Borçlar yasasının m. 19 ) ). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse ( örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise ), bu takdirde akdin ivazlı ( bedel karşılığı ) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Öte yandan, muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği tartışmasızdır. Başka bir anlatımla muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez.
Hal böyle olunca, mahkemece tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın tamamlanması ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile zamanaşımından bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan sebeplerle ( 6100 Sayılı Kanunun geçici 3.maddesi yollaması ile ) 1086 Sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 04.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
SoybaĞi Kurulmasi Mefkure Meslektaşların Soruları 1 03-04-2012 16:24
EŞİnden Mal KaÇirmak İsteyen KİŞİnİn Mallari Gerİ Alamamasi Ve EŞİn Durumu av.s.solak Meslektaşların Soruları 4 17-11-2011 20:37
SoybaĞi Ve NÜfus Kaydi av.heimatlos Meslektaşların Soruları 8 16-03-2011 14:38
aLACAKLIDAN mAL kAÇIRMAK mAKSADIYLA mUVAZALI iPOTEK TESİSİ MEHMET BİROL ŞAHİN Meslektaşların Soruları 2 23-07-2010 23:29
Mirastan Feragat Sözleşmesi mi,Mirastan Iskat mı erkancapar Meslektaşların Soruları 2 10-08-2008 21:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04286098 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.