Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşyeri Sigortası - Tazminat Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-10-2010, 18:02   #1
hakikiavukat

 
Soru İşyeri Sigortası - Tazminat Davası

Müvekkilin evinden , alt kattaki işyerine gece vakti bir miktar su akıyor. Alt kattaki işyerinin yangın ve su basmasına karşı sigortası varmış. Ancak sigorta eksperi kısmi ve belli bir noktadan akan yaklaşık 2-3 damacana kadar su nedeniyle alt kattaki işyerinde bulunan tüm demirbaş cinsinden eşyasının kullanılamaz hale geldiğini tespit edip , sigortalısına ödeme yapmış ve müvekkilim aleyhine dava açmış. Masa , sandalye vs. bile kullanılamaz hale gelmiş deniliyor. Cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hasar gören malların sigortasız olduğunu , zarar gören şirket işyerinin demirbaş ve envanter defterinde bulunmadığını , sigorta poliçesinde de faturasız malların kapsamda olduğuna dair ibare bulunmadığını vs. bildirdik. Ancak faturasız mallar yahut envanter / demirbaş defterlerinde kayıtlı olmayan mallar gerçekten sigorta kapsamı dışında kalır mı onu merak ediyorum. Bu hususta bilgi ve tecrübelerinize ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler . Saygılarımla.
Old 31-10-2010, 19:17   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/13550
Karar: 2007/312
Karar Tarihi: 16.01.2007

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - DAVACIYA AİT İŞYERİNİN KAPASİTESİ - DAVACI TARAFIN ZARARININ TESPİTİ - DAVACI ZARARININ TESPİT EDİLEMEMESİ HALİNDE HAKKANİYETE GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Mahkemece, davacıya ait işyerinin kapasitesi, sunulan faturalar ve fotoğraflar ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın zararının tespiti cihetine gidilmesi gerekir. Diğer yandan, davacı zararının tespit edilememesi halinde, mahkemece değerlendirme yapılması, somut olayın özellikleri dikkate alınması, hakkaniyete en uygun olabilecek bir sonuca varılması ve zararın takdir edilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 42) (6762 S. K. m. 1320)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 16.12.2004 tarih ve 2000/1169-2004/1010 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Abdullah Turgut tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı nezdinde işyeri sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, teminat kapsamında 18.01.2000 tarihinde hırsızlık meydana geldiğini, başvuruya rağmen sigorta tazminatının ödenmediğini, başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, görgü tespit tutanağına göre hırsızlık olayının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, dükkanda bulunan mallardan hangilerinin eksik olduğunu defter kayıt ve belgelerle davacının ispatlaması gerektiği, bilirkişilerden rapor tanzim etmelerinin istendiği, ancak, davacının hangi mallarının kaybolduğunun ispatına yarayacak ticari defter, kayıt ve belgeleri ibraz edemediği ve kaybolan eşyanın miktar ve niteliğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Davalı sigorta, mahkemece verilen kararı gerekçe bakımından temyiz etmediğine ve mahkemenin yukarıdaki gerekçesine göre, hırsızlık olayının sabit olduğunun kabulü gerekir.

Davacı taraf, işyerinde hırsızlık olduğundan bahisle yetkili mercilere başvurmuş, bu hususa ilişkin tutanaklar tutulmuştur. Davacı işyerinde çekilen fotoğraflarda bir kısım emtianın etrafa dağılmış olduğu gözlenmiştir.

Davacı tarafça, davayı ispat zımnında emtiaya ilişkin sunulan faturalar ve hırsızlık sonrasında çekilen fotoğraflara göre, davacı tarafın ticari defterlerini sunmaması davanın ispatı açısından sonuca etkili değildir. Zira, hırsızlık olayı sabittir.

Bu durumda, mahkemece, davacıya ait işyerinin kapasitesi, sunulan faturalar ve fotoğraflar ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın zararının tespiti cihetine gidilmesi gerekirken, aksi kanaatle yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmamıştır.

Diğer yandan, davacı zararının tespit edilememesi halinde, BK.nun 42 nci maddesi dikkate alınarak, mahkemece değerlendirme yapılması, somut olayın özellikleri dikkate alınması, hakkaniyete en uygun olabilecek bir sonuca varılması ve zararın takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 31-10-2010, 19:19   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/7308
Karar: 2006/7693
Karar Tarihi: 29.06.2006

ALACAK DAVASI - İŞYERİ SİGORTASI SÖZLEŞMESİ - BİNA MALİKİNİN SORUMLULUĞU - AĞIRLAŞTIRILMIŞ KUSURSUZ SORUMLULUK - HASAR NEDENİNİN BİNANIN YAPIMINDAN YA DA KULLANIMDAN HANGİSİ OLDUĞUNUN AÇIKÇA ORTAYA KONULMASI VE BUNA GÖRE HÜKÜM KURULMASI GEREĞİ

ÖZET: Hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişinin raporunda, hasarın musluğun açık bırakılması sonucu oluştuğu hususunda, somut hiçbir gerekçe gösterilmediği gibi, raporda dayanılan ekspertiz raporunda da <Lavabonun vanasının kapatılmış ve sökülmüş olduğu> yazılı olup, hasar nedeni hakkında başkaca somut bir açıklama bulunmamaktadır. O halde hasar nedeninin binanın yapımından ya da kullanımdan hangisi olduğunun açıkça ortaya konulması ve buna göre bina malikinin sorumluluğunun tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 41, 58)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 3.2.2005 tarih ve 2003/607 - 2005/23 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan Hasan Ç. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili nezdinde tüm işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı olan işyerinde, davalıların maliki ve kiracısı oldukları üst kattaki konuttan sızan su nedeniyle 1.714.150.000.- TL. bedelinde hasarın oluştuğunu ve bu bedelin müvekkilince sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, bu meblağın temerrüt faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı Numan T., taşınmazın kendisine değil oğlu Ömer T.'a ait olduğunu, zarara ise kiracı olan Hasan Ç.'in neden olduğunu savunmuştur.

Davalı Ömer T., taşınmazın maliki olduğunu, ancak hasarın kiracıdan kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.

Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılar Ömer ve Numan T. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine ve diğer davalının, musluğu açık bırakmak suretiyle hasara neden olduğu gerekçesiyle bu davalı bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalılardan Hasan Ç. vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılardan Hasan Ç. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, işyeri sigortası sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak, davalı kiracı bakımından yazılı gerekçelerle davanın kabulüne, davalı bina maliki bakımından ise husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Bir binadan bir başka binaya, su sızması eylemi ile zarar verilmesi durumunda, kiracının BK.'nun 41. vd. madde hükümlerine dayalı kullanıma ilişkin kusur sorumluluğu veya BK.'nun 58. madde hükmünde yazılı, bina maliki olarak kusursuz sorumluluğu ya da her ikisinin birlikte sorumluluğu söz konusu olabilecektir.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre BK.nun 58. madde hükmü uyarınca, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurdan dolayı sorumludur. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan <ağırlaştırılmış> bir kusursuz sorumluluk halidir. Bina içindeki su tesisatı da maddede açıklanan <imal olunan şey> kavramına dahildir. Diğer yandan, özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca sübjektif koşula diğer anlatımla kusura ihtiyaç yoktur. Özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durum böyledir. Zarar, ihmalden de kaynaklanabilir ve ihmali yapan sorumlu olur.

Bu açıklamalar çerçevesinde, somut olaya dönüldüğünde, hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişinin raporunda, hasarın musluğun açık bırakılması sonucu oluştuğu hususunda, somut hiçbir gerekçe gösterilmediği gibi, raporda dayanılan ekspertiz raporunda da <Lavabonun vanasının kapatılmış ve sökülmüş olduğu> yazılı olup, hasar nedeni hakkında başkaca somut bir açıklama bulunmamaktadır.

O halde, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, hasar nedeninin binanın yapımından ya da kullanımdan hangisi olduğunun açıkça ortaya konulması ve buna göre bina malikinin sorumluluğunun BK.'nun 58. maddesi hükmüne dayalı olarak tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hasan Çelik vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 29.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 31-10-2010, 19:20   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/4455
Karar: 2006/4080
Karar Tarihi: 14.04.2006

RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI - İŞYERİ SİGORTASI - YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLDİĞİ BİLİRKİŞİ RAPOR VEYA EK RAPORU ALINARAK KARAR VERİLECEĞİ - İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VEKİLİNİN ZARAR MİKTARI YÖNÜNDEN İLERİ SÜRDÜĞÜ İTİRAZLARININ İNCELENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Gerekirse yerinde keşif yapılarak yönetmelik hükümlerinin değerlendirildiği bilirkişi rapor veya ek raporu alınarak karar verilmelidir. Ayrıca davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde zarar miktarı yönünden ileri sürdüğü itirazlarının incelenmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 1301) (İSKİ Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği m. 1)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.10.2004 tarih ve 2001/1990-2004/1209 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili tarafından işyeri sigortası nedeniyle müvekkilince sigortalısına ödenen tazminatın TTK. nun 1301 inci maddesi uyarınca davalılardan rücuan tahsili istemiyle açılan davanın davalı İSKİ Genel Müdürlüğü bakımından kabulüne, diğer davalı yönünden reddine dair verilen kararı davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.

Dava işyeri sigortası sözleşmesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalı İSKİ Genel Müdürlüğü'nün kanalizasyon şebekesini döşemek, işler halde tutmak için gerekli özeni göstermek görevi bulunduğu, dava konusu binada kanalizasyon işletme ruhsatı vermesi nedeniyle kanalizasyon bağlantısına proje ve inşaat tekniğine uygun yapılıp yapılmadığının araştırılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargılama sırasında alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna, davalı İSKİ vekilinin İSKİ <Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği'nin> ilgili maddelerine dayanan ciddi itirazları değerlendirilmediğinden, gerekirse yerinde keşif yapılarak yönetmelik hükümlerinin de değerlendirildiği bilirkişi rapor veya ek raporu alınmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.

Ayrıca, davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde zarar miktarı yönünden ileri sürdüğü itirazına rağmen bu konuda araştırma ve inceleme yapılmadan ekspertiz raporundaki değerlendirme ve belirleme doğrultusunda davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiş, davalı İSKİ vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan bu nedenlerle kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 01-11-2010, 21:46   #5
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Sn. hakikiavukat.
Öncelikle, Şenel Bey'in Katkıları İçin Teşekkürlerimizle.
Konu Yönünden;
1.Büro Niteliğindeki Demirbaşlar İçin, Sigortalı Şirket Dahi Olsa, Hasarda Demirbaş Kaydı Aranmaz. Çünkü, Olması Gereken Olarak Kabul Edilir.
Ancak,
2. Poliçede Aksine Hüküm Olsa Dahi, Hasarlı Eşyadan Eskime Payı Düşülmelidir. Çünkü, Yeni (fiyatının) sinin Verilmiş Olması ( veya sigortalıya Ex Gratia/Lütuf Ödemesi Yapılması )Zarar Sorumlusunu Bağlamaz.
3. Konusunda Uzman ise, Bilirkişi'den Geçmiş Olması da Şaşırtıcı!
İyi Çalışmalar.
Old 04-10-2013, 16:02   #6
matruska

 
Varsayılan

merhabalar, benim de bir sorum olacak,
Sigorta poliçesinde demirbaş defterinde kayıtlı olan demirbaşlar teminat dahilidir hükmü mevcut ancak müvekkilin zarar gören demirbaşları defterde kayıtlı değil. Bu durumda sigortadan zarar talep edilebilir mi?
Alıntı:
Yazan Malik Eskişehirli
Sn. hakikiavukat.
Öncelikle, Şenel Bey'in Katkıları İçin Teşekkürlerimizle.
Konu Yönünden;
1.Büro Niteliğindeki Demirbaşlar İçin, Sigortalı Şirket Dahi Olsa, Hasarda Demirbaş Kaydı Aranmaz. Çünkü, Olması Gereken Olarak Kabul Edilir.
Ancak,
2. Poliçede Aksine Hüküm Olsa Dahi, Hasarlı Eşyadan Eskime Payı Düşülmelidir. Çünkü, Yeni (fiyatının) sinin Verilmiş Olması ( veya sigortalıya Ex Gratia/Lütuf Ödemesi Yapılması )Zarar Sorumlusunu Bağlamaz.
3. Konusunda Uzman ise, Bilirkişi'den Geçmiş Olması da Şaşırtıcı!
İyi Çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
manevi tazminat - ihtiyari mali mesuliyet sigortası avmuratkutlay Meslektaşların Soruları 3 15-12-2009 08:40
zorunlu mali sorumluluk sigortası maddi tazminat avukat_y Meslektaşların Soruları 4 13-11-2009 20:42
mali mesuliyet ( trafik sigortası) tazminat hamburabi42 Meslektaşların Soruları 2 12-11-2006 11:41
Koltuk Kaza Sigortası Tazminat Miktarı chikimato Hukuk Soruları Arşivi 4 31-05-2005 08:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06276703 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.