Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Karşılıksız çek , vadesi gelmeden yazılan çek beraat kararları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-05-2009, 11:36   #1
Av. İlhan SALBAŞ

 
Varsayılan Karşılıksız çek , vadesi gelmeden yazılan çek beraat kararları

Aşağıda internetten bulduğum iki adet yerel mahkeme kararının Türkiye'de özellikle Ankara'da uygulanması hakkında meslektaşlarımın bilgisine ihtiyacım bulunmaktadır.


Çek Vadelidir, Karşılıksız Çek beraat karar örneği

ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221
KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
SANIK : H.A.
SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006
ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008
EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan
YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.



Sakarya’da 25. tahliye kararı : Kanunların suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez
“mağrurluk” ile “”mağdurluk” arasındaki çizgi kıldan ince, kılıçtan keskindir…
Nisan 2, 2009...9:12 pm

Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı , 27.Mart.2009

Yorumlara Git
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDIN

Hükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
(1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır. http://karsiliksizcek.wordpress.com/
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine,
Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Old 02-05-2009, 12:57   #2
janbatuwan

 
Varsayılan

Çekte vade tarihi yoktur keşide tarihi vardır. Vade tarihi diye belirtilen tarih esas itibariyle düzenlenme tarihdir. Çeklerin düzenlendiği tarihten itibaren 10 gün 1 ay ve 3 aylık süreleri vardır bu sebeple bankaya ibraz edilen bir çek ileri tarihli dahi olsa görüldüğünde ödenmesi gereken bir ticari senettir o sebeple yerel mahkemenin gerekçelerinin yerinde olmadığını düşünüyorum zaten yargıtay da bu hususta henüz farklı bir karar vermediğini sanıyorum selam ve saygılar...
Old 31-07-2009, 02:31   #3
üye15547

 
Varsayılan

Yargıtay 10.Ceza Dairesi karşılıksız çekten verilen beraatleri bozdu.Tüm müşteki vekillerine duyurulur.
Old 02-12-2009, 01:01   #4
fthcetin

 
Varsayılan örnek yargıtay kararı varmı

Sayın meslektaşım beraat kararının boulmasına yönelik örnek karar varmı varsa rica etsem yayınlarmısınız
Old 11-01-2011, 15:28   #5
ravunos

 
Varsayılan

Vadeli çek Yargıtay kararı
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2009/12591
Karar No: 2009/14476
Tebliğ name No: K.Y.B. - 2009/163498

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Mustafa İltin hakkında ADANA 4.160; Asliye; Ceza Mahkemesi’nin 30.11.2007 tarihli, 2006/727 esas, 2007/811 karar sayılı hükmü ile 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen 30.000.-YTL adli para cezasının” infazı aşamasında, 28.02.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun ile 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddede öngörülen 31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. hükmünün değerlendirilmesi için hükümlü tarafından sunulan dilekçe üzerine, aynı Mahkemenin 13.03.2009 tarihli ve 2006/727 esas, 2007/811 karar sayılı ek kararı ile “ileri tarihli olarak keşide edilen suça konu çekin keşide tarihinin üzerinden uzun bir süre geçtiği, hükümlünün şimdiye kadar çek bedelini ödemediği, yasanın amacının hükümlüyü borçtan kurtarmak olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği”; ek karara yönelik Cumhuriyet savcılığınca yapılan itiraz üzerine, ADANA 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli ve 2009/201 değişik iş sayılı kararı ile, “suça konu çekin keşide tarihinden önce ibraz edilmiş olması nedeniyle, 5838 sayılı Kanun ile 3167 sayılı Kanun’a ekli geçici 1. madde hükmünün lehe olduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca hükümlü hakkında uygulanması gerektiği gerekçesiyle itirazın kabulüne, itiraza konu kararın kaldırılmasına karar verildiği; Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.11.2007 tarihli infaza konu hükmü ile Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli kararına karşı Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15.06.2009 gün ve 6454/32157 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.07.2009 gün ve 2009/163498 sayılı tebliğ namesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya ve ekleri incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğ namede, Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2007 tarihli kararı ile ilgili olarak;

Sanığın sorgusu için çıkarılan ve 7201 saydı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilen davetiyede, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 195. maddesindeki, gelmese de duruşmanın yapılacağına ilişkin açıklamanın yer almadığı gözetilmeden, bu tebligata dayanılarak sanığın yokluğunda karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanmasında,

Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli ve 2009/201 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesiyle 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna eklenen geçici 2. maddesinde yer alan; “31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”şeklindeki düzenlemeye göre, anılan Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdiği 28.02.2009 tarihinden 31,12.2009 tarihine kadar ileri tarihli çeklerin, üzerinde yazan keşide tarihinden önce bankaya ibraz edilmesi halinde karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmayacağı, söz konusu maddenin daha önceden karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılmış davalarda ve soruşturmalarda uygulanamayacağı cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.11.2007 tarihli infaza konu hükmü ile Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli kararının bozulması istenmiştir.


1) Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2008 tarihli ve 2007/533 esas, 2008/289 karar sayılı hükmüne yönelik kanun yararına bozma isteminin incelenmesi:

Dosya kapsamına göre; muhatap banka şubesinden gönderilen resmi belgelerdeki adresine, sanığın sorgusu için çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine uygun olarak yapılan tebligata ilişkin davetiyede, 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesindeki açıklamanın yer alması nedeniyle, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,

2) Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli ve 2009/201 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin incelenmesi:

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen, “Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.” hükmü uyarınca, ileri tarihli çek düzenlenmesi olanaklıdır.

28.02.2009 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddede “31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir” hükmüne yer verilmiştir.

Madde gerekçesinde ise, “Madde ile; belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amaçlanmaktadır.” açıklaması yapılmıştır.

Madde metninden ve gerekçeden de anlaşılacağı üzere; söz konusu hükümle, 28.02.2009-31.12.2009 tarihleri arasındaki belirli ve geçici sürede, yaşanmakta olan ekonomik kriz nedeniyle ortaya çıkan belirsizliğin ve güvensizliğin bir sonucu olarak, ellerinde bulunan ileri tarihli çekleri vadesinden önce bankaya ibraz edenlerin önüne geçilip; piyasadaki para dolaşımının sürekliliğinin sağlanması ve ticari yaşamda ortaya çıkan sorunların, mağduriyetlerin bir ölçüde önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Bu düzenleme uyarınca, muhatap banka tarafından, 28.02.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasında ibraz edilen ileri tarihli keşide edilmiş çekler için herhangi bir işlemin; dolayısıyla, karşılığı bulunmayan çekler yönünden de 3167 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddelerinde öngörülen işlemlerin yapılması olanaklı değildir. Böylelikle, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesi, belirtilen zaman aralığında uygulanamayacaktır.

Belirtilen düzenlemenin, 3167 sayılı Kanun’un 16. maddesinde öngörülen karşılıksız çek keşide etmek suçu yönünden değerlendirilmesi durumunda aşağıdaki sonuca varmak gerekir.

5838 sayılı Kanun’la 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. madde hükmü, sadece 28.02.2009 – 31.12.2009 tarihleri arasında uygulanacağından; ileri tarihli düzenlenip de belirtilen tarihler arasında vadesinden önce bankaya ibraz edilen ve ibraz tarihi itibariyle karşılığı bulunmayan çekler yönünden, muhatap banka şubesince karşılıksız işlemi yapılamayacağından ve yapılsa bile bu işlem geçersiz olacağından, bu tarih itibariyle karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmayacak, ancak, keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal ibraz süresi içerisinde ibraz edilip, karşılığının bulunmaması durumunda suçun oluşumu söz konusu olacaktır.


28.02.2009 tarihinden önce, üzerinde yazılı keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri tarihli çekler hakkında ise, 3167 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin bu dönemde uygulanmaması nedeniyle, çekin bankaya ibrazı olanaklı olup, karşılıksız işlemi yapılması gerektiğinden; bu tarihten önce işlenen suçlara ilişkin kesinleşmiş mahkûmiyetler ile sürmekte olan davalar yönünden, sanık lehine düzenleme kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesinin uygulanması olanaklı olmadığı gibi; 31.12.2009 tarihinden sonra, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesi uygulanmaya devam edeceğinden, karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşacaktır.

Bu açıklamalara göre somut olay incelendiğinde; 05.04.2006 tarihinde ileri tarihli olarak düzenlenen suça konu çekin, keşide tarihinden önce “10.03.2006” tarihinde ibraz edildiği ve bu tarihte karşılığının bulunmadığı; bu tarihin, 5838 sayılı Kanun’la 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddenin uygulandığı döneme rastlamadığı gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup; kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ADANA 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2009 tarihli ve 2009/201 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’ın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 17.09.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi
Old 12-01-2011, 11:32   #6
Av.Şevval

 
Varsayılan

5941 sayılı çek yasasının 5.maddesi karşılıksız çek suçunun nasıl oluşacağını düzenlemiştir.Buna göre erken ibraz halinde suçun oluşmayacağı yasa ve yasa gerekçesinde de açıkça belirtilmiş.Erken ibraz durumunda suç oluşmayacağı ancak takip yapılabileceği sabit.

5237 sayılı Tck'nın 7.maddeside bildiğiniz üzere kanunların zaman bakımından uygulanışını düzenlemiştir.Buna göre işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimse cezalandırılamaz.

Hasılı 5941 sayılı yasa ile erken ibraz halinde suç oluşmayacaktır ve yasa, derdest olan ve infaz aşamasında olan tüm dosyalarda da uygulanacaktır.Yukarıda sunmuş olduğunuz karar bu durumda geçerliliğini yitirmiştir, diye düşünüyorum.
Old 18-03-2011, 02:46   #7
levi

 
Varsayılan

Sn.Şevval rica etsem elinizde bölyle bir yargıtay kararı mevcutmudur.Saygılarımla,
Old 18-03-2011, 10:12   #8
Av.Şevval

 
Varsayılan

Maalesef karar yok,olsa benimde çok işime yarayacak.Yasaların ortada olduğu bir durumda dahi karar aramamız ne kadar acı.
Yargıtayın şikayet hakkıyla ilgili ocak ayında çıkan bir karar var.Y.10.cd.11.01.2011 E;2009/12640 K;2011/241
Yalnızca bankaya ibraz eden yetkili hamilin şikayet hakkı olduğuna dair.
Old 18-03-2011, 10:45   #9
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şevval
Maalesef karar yok,olsa benimde çok işime yarayacak.Yasaların ortada olduğu bir durumda dahi karar aramamız ne kadar acı.
Yargıtayın şikayet hakkıyla ilgili ocak ayında çıkan bir karar var.Y.10.cd.11.01.2011 E;2009/12640 K;2011/241
Yalnızca bankaya ibraz eden yetkili hamilin şikayet hakkı olduğuna dair.

Değerli meslektaşlarım,

5941 sayılı yasa ceza sorumluluğu açısından, ibraz unsurunu nasıl algıladığını ortaya koymuştur. Bu kanuni ibraz süresinden önce ibraz edilen çekler açısından cezai sorumluluk doğmayacaktır.

31/12/2011 tarihine kadar ise düzenleme tarihinden önce ibraz geçersiz, 31/12/2011 tarihinden sonra ise çekin kanuni ibraz süresinden önce ibrazı hukuken geçerli olmakla birlikte, 5941 sayılı yasa (cezai yönden) açısından sonuç doğurmayacaktır.

Saygılarımla.

Alıntı:

Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı

MADDE 5- (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında,

Etkin pişmanlık ve yasak kararının kaldırılması

MADDE 6 - (1) Karşılıksız kalan çek bedelini, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden

GEÇİCİ MADDE 1/5: 31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.
Old 20-04-2011, 00:25   #10
levi

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım elime geçen bir yargıtay kararını paylaşmak istedim.Teşekkürler


Yargıtay
Daire:10. Ceza Dairesi
Tarih:2011
Esas No:2011/2995
Karar No:2011/2764
İlgili Maddeler: 5941 sayılı çek kanunu 5/1. maddesi
İlgili Kavramlar:
ÜZERİNDE YAZILI İBRAZ TARİHİNDEN ÖNCE BANKACA ARKASI YAZDIRILAN ÇEKLER
VE SUÇ KONUSU ÇEKLERİN İBRAZI ANINDA VAR İSE ÇEK HESABINDA BULUNAN MİKTARLAR İLE MUHATAP BANKANIN O TARİH İTİBARIYLA ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜ BULUNDUĞU MİKTAR DÜŞÜLDÜKTEN SONRA ÇEKLERİN KARŞILIKSIZ KALAN BÖLÜMÜNÜN NE OLDUĞU TESBİT EDİLMESİ GEREĞİ

Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanık Kenan Ö.. hakkında GAZİANTEP 12.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 09.02.2010 tarihinde 2008/1659 esas ve 2010/139 karar sayı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 08.11.2010 tarihli 2008/1659 esas 2010/139 ek kararının da sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ret kararının onanmasını isteyen tebliğnamesi ile 09.02.2011 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Yokluğunda verilen 09.02.2010 tarihli mahkumiyet kararının sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanunu 35. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması karşısında, sanık müdafiinin 22.10.2010 tarihli dilekçesi temyiz istemi kabul edilip, süresinde olduğunun kabulüyle, 08.11.2010 tarihli ret kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
1-24.02.2009 tarihli ek iddianame ile dava açılan suç konusu 6954023 ve 6952534 seri numaralı çekler yönünden sanığın sorgusu için CMK’nın 195. maddesine göre düzenlenen uyarılı davetiyenin 11.06.2009 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği ve 5941 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 20.12.2009 tarihinden önce, CMK’nın 195. maddesi uygulanarak yapılmış bir tebligat bulunmadığı halde, sanığın belirtilen çekler yönünden sorgusu yapılmadan 5941 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra mahkumiyet hükmü verilmesi,
2-12.09.2008, 12.07.2008 ve 10.08.2008 keşide tarihli suça konu çeklerin 20.05.2008 tarihlerinde ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında, 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”u yürürlükten kaldıran 5941 sayılı Çek Kanunu’nun Geçici 1. maddesinin 5.fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri uyarınca üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihlerine göre kanuni ibraz süresinden önce ibraz edilen suça konu çekler nedeniyle sanık hakkında yaptırım uygulanmasına olanak kalmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre; Mahkemece, 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre verilecek cezanın üst sınırı, infaz edilecek gün para cezası ile çek hesabı açma yasağının kaldırılacağı tarih esas alınarak, bu kanunun sanığın aleyhine olduğu kabul edilmiş ve suç tarihinde yürürlükte olan 3167 sayılı kanun uyarınca hüküm kurulmuş ise de; bu kanunların ayrı ayrı olaya uygulanarak sonuç cezaların ve diğer yaptırımların belirlenmesi, öncelikle asıl cezalar karşılaştırılarak daha az cezayı gerektiren kanunun lehe olduğunun kabul edilmesi, asıl cezalar eşit ise diğer yaptırımlar karşılaştırılarak lehe kanunun saptanması gerekmektedir. ;
Buna göre;
a- 3167 sayılı kanun uygulanarak sonuç yaptırımların belirlenmesi,
b- Tutarları 20.000, 20.000 ve 19.000 TL olan suç konusu çeklerin ibrazı anında var ise çek hesabında bulunan miktarlar ile muhatap bankanın o tarih itibarıyla ödemekle yükümlü bulunduğu miktar düşüldükten sonra çeklerin karşılıksız kalan bölümünün ne olduğu tesbit edilip, 5941 sayılı kanunun 5/1. maddesi ile TCK’nın 61. maddesi uyarınca 5-1500 gün arasında adli para cezası belirlenmesi ve TCK’nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığının 20-100 TL arasında takdir edilerek sonuç adli para cezalarının ve ayrıca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının saptanması,
c- Daha sonra, her iki kanuna göre belirlenen adli para cezaları ile diğer yaptırımlar karşılaştırılarak, sanığın lehine sonuç doğuran kanunun bir bütün halinde uygulanması
Gerekirken, soyut karşılaştırma ile yetinilerek, belirtilen biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, hükmün infazına başlanmış ise infazın durdurulmasına, sanık bu suç nedeniyle infaz kurumuna alınmış ise, başka suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 01.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çekin Vadesi Gelmeden Tahsile Verilmesi - Çekte Vade- Postdate çekler gulac_a Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 43 03-09-2012 11:44
Vergi Numarası Yazılı Olmayan Karşılıksız Çekte Beraat.. imge_nil Meslektaşların Soruları 4 15-01-2008 23:01
MBB alacak miktarının düşük olaması sebebiyle verilen beraat kararları. Av.Hatice Sarıbardak Meslektaşların Soruları 4 27-10-2007 10:17
MBB miktarın asgari ücretin altında olması sebebiyle verilen beraat kararları... Av.Hatice Sarıbardak Meslektaşların Soruları 2 24-10-2007 19:12
Tutukluluk ve beraat kararları... bozoli Hukuk Sohbetleri 9 12-09-2007 09:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06699491 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.