Kira Alacağına dayalı olarak açılan ecrimisil davası - Kesinleşme Şartı

Merhabalar ;

Kira alacağına dayalı olarak açılan ecrimisil davasının ilamını takip yapabilmek için kesinleşme şartı aranır mı ?

Teşekkürler...

1086 Sy. Kanunun 443. maddesi; 6100 Sy. kanunun 367. maddesinde belirtildiği üzere gayrimenkulün aynına ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez ancak ecrimisil gibi para alacaklarının icra edilebilmesi için kesinleşmesine gerek yoktur.

Kolay Gelsin...

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/14610
Karar: 2008/17839
Karar Tarihi: 20.10.2008


ŞİKAYET DAVASI - ŞİKAYETÇİLERİN TAŞINMAZA HAKSIZ EL ATTIKLARI - TARAFLAR ARASINDA MÜLKİYET UYUŞMAZLIĞI BULUNMADIĞI - TAŞINMAZIN AYNIYLA İLGİLİ UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMLENMEMESİ - KARARIN KESİNLEŞMEDEN İNFAZININ MÜMKÜN OLMASI

ÖZET: Takip dayanağı ilamda belirtildiği üzere men’i müdahale ve ecrimisile konu taşınmazı davalı bankaca ihale yoluyla daha önce satın alındığı bu sebeple şikayetçilerin taşınmaza haksız el attıklarından müdahalelerin men’ine ve ecrimisile hükmedildiği, davacıların taşınmaz üzerinde mülkiyet iddiaları olmayıp kiracılık ilişkilerinin bulunduğunu ileri sürdükleri görülmüştür. Bu durumda taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmediğinden kararın kesinleşmeden infazı mümkündür. Mahkemece aksine düşüncelerle şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 16) (1086 S. K. m. 443)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Takip dayanağı ilamda belirtildiği üzere men’i müdahale ve ecrimisile konu taşınmazı davalı Ziraat Bankası’nca ihale yoluyla daha önce satın alındığı bu sebeple şikayetçilerin taşınmaza haksız el attıklarından müdahalelerin men’ine ve ecrimisile hükmedildiği, davacıların taşınmaz üzerinde mülkiyet iddiaları olmayıp kiracılık ilişkilerinin bulunduğunu ileri sürdükleri görülmüştür. Bu durumda taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmediğinden HUMK.nun 443.maddesi uyarınca kararın kesinleşmeden infazı mümkündür. Mahkemece aksine düşüncelerle şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı