10-10-2008, 11:22 | #1 |
|
savcının odasına bir avukat, iki şekerli ve limonlu
Sevgili Meslektaşlar,
Bilemiyorum ben belki çok hassasım bu yüzden takıyorum bu gibi şeylere. Olay şu: Dünkü Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin özet görüntülerinde, savcı tarafından ifadesi alınacak bir şüpheli için barodan avukat istenecektir. Savcı, katibine hitaben "Kızım ara baroyu bir avukat göndersinler!" (ilk sinir bozukluğu üsluba) Katip kızımız baroyu arar ve der ki "Savcı beyin odasına bir avukat!" (bunu duyunca aklıma neler geldi neler) Bunu duyan babam, "Savcı sanki odasına çay istedi çay ocağından, limonlu olsun deseydi bari." der, ve ben iyice üzülürüm. Bu tavra ve üsluba ettiğim küfürler de iç sıkıntı mı dindiremedi. Meslektaşlarla paylaşayım dedim...Sizce abartmışmıyım(hala aklıma geldikçe deliriyorum...savcının odasına bir avukat, iki şekerli ve limonlu....) |
10-10-2008, 22:32 | #2 |
|
Bu malesef gerçek. Bizim cmk'da çalışan personelin ifadesine göre savcı avukat göndermedikleri için ikidebir telefon açarak "Avukat istemiştik, nerde kaldı?" ibaresini kullandıklarını bildirmişti. Herşeyin bir usulü var ama bu cmk düzeninde avukat daha doğrusu vekil-müdafii sadece baş ağrısından başka birşey değil. Bütün yetki savcı-hakim ikilisinde. Böyle olunca da ister istemez avukat ararken bile nezaket kurallarının hiçe düşüldüğü olabiliyor.
Yani Avukat git deyince gidecek, gel deyince gelecek yargının üç ayağından biri fakat "ayağı kırılmış" biri. |
10-10-2008, 22:44 | #3 |
|
Sayın Av.AAO;
Ben de dün aynı ifadeye takıldım kaldım.... "Savcı Beyin odasına bir avukat,yalnız sıcak olsun soğuyunca içmiyor"???????!!!!!.............. Gülmeli mi ağlamalı mı ben şaşırdım..... "Savcı beyin .....nolu odasında bir soruşturma görevi için avukat talebimiz vardır.Sanık adı:..........Bilginize"demek çok kaba olurdu belkide...... Dizilerde ve filmlerde bu tip durumlar aslında herkesin avukata ve avukatlık mesleğine bakış açısını etkilemektedir. Halbuki hukukçu danışmanları olan bu tip yüksek izlenirliği olan dizilerde ayrıntı bile olsa önem verilmesi gereken hususlardır. Geçenlerde bir dizinin reklamlarında gördüğüm kadarıyla boşanma dilekçesi normal zarf içerisindeydi. ) Dikkat biraz daha dikkat ve saygı sadece...... Saygılarımla, |
11-10-2008, 13:06 | #4 |
|
Kurtlar Vadisi izlediğim bir dizi değil. Bahse konu bölüm yayınlandığı gün misafirlikteydim. Konuk olduğum ailenin bütün fertleri büyük bir dikkat ve huşuyla diziyi izliyorlar. Ben de mecburen, anlamaya çalışıyorum; kim kimdir, ne olmuş ne bitmiş. İskender'in savcılık ifadesiydi. O kadarını çözdüm.
Savcı, İskender'e "Avukat ister misin?" diye sordu. O da "Ben aciz değilim, kendimi savunabilirim." dedi. Savcı da "Benim karşıma gelmişsen, acizsin, avukat da isteyeceksin." dedi. Yaklaşım ve ifadenin çarpıklığını düşünürken esas bombanın geride olduğunu bilmiyordum. Savcı katibe seslendi, "Kızım baroyu ara, bir avukat göndersinler!" Katip telefonun ahizesini kaldırdı. "Savcı beyin odasına bir avukat!" Ben gülmeye başladım. Bütün aile bana bakıyor. Durmam lazım, duramıyorum. İmkanı yok, kendimi tutamıyorum. Gülüyorum. Kalktım başımla izin ister gibi yapıp, diğer odaya geçtim ve gülmeye devam ettim. İhtirayım dışında izlediğim bir dizi ile mesleki/kişisel aşağılanmaya maruz kalmış ve ancak belki de savunma refleksiyle kahkaha krizine girerek böyle bir diziyi izledikleri için ben de konuk olduğum aileyi (yine ihtiyarım dışında: tumam gerekti kendimi ama valla tutamadım) aşağılamıştım. Durum berabere! Ev halkı nazarında mesleki itibar başarıyla korunmuştur. Dizi yapımcılarına gelince; hukuk danışmanları bir avukat vardı sanıyorum. Hatta dizide avukatın kendisi, kendini oynarak soruşturmaya maruz kalmıştı. O meslektaşımız kendine az şekerli muamelesini layık görüyorsa söz bitmiştir. Bir de senaristler araştırmacılıklarıyla ünlüler!!! Saygılarımla. THS Mübaşiri: THS'ye bir senarist/yapımcı! Mümkünse işini adam gibi yapan biri olsun! |
11-10-2008, 13:20 | #5 |
|
Hoşnutsuzlukla güldüğümüz diyaloglar, neredeyse birebir gerçek yaşamda da sürüyor.
"Müdafi çağırın!" Üsluba canımızın sıkılmasının asıl nedeni, "Bağımsızlık" temelini meslek yaşamı anlayışı olarak benimseyen, bizatihi avukatlık mesleğinde. Başka bir olasılıkta, işi üstlenip üstlenmeyeceğinizi, kimi temsil edip, etmeyeceğinizi savcının bilmesi, yahut sizi talimatla "Çağırtması" sözkonusu olabilir mi? CMK uygulaması her yönüyle çarpık bir uygulamadır. Zaman zaman da, koltuğunu sindiremeyen güç arayışındaki, hiyerarşik düzen sevdalısı bazı devlet memurlarının, sizi -geçici de olsa- aynı hiyerarşi içinde algılayabilmelerine ve pek tabii altında hissedebilme arayışlarına zemin veren aracı bir kurum olarak da kullanılabilmektedir. Saygılarımla... |
11-10-2008, 15:52 | #6 |
|
ne yazık ki cmk bazı meslketaşlarımız için bir gelir kaynağı ve vazgeçilmez oldu
Hukukcu farklı olmak zorundadır.
Hukukcu bağımsız olmak zorundadır. Avukatlar esir kullanmadı ama efendileri de olmadı. Ancak Hukuk fakültelerinin sayılarının artması, plansızlık, meslek bilinci ve dayanışmanın azalması neticesinde ne yazık ki mesleğimizde de ciddi bir deformasyon var. CMK uygulamasına karşı değilim ama ciddi sıkıntı var. Sıkıntının temel nedenlerinden birisi piyasada para sıkıntısı olması ve diğeri Türk halkının kendisini para vermediği, ücretini ödemediği hiç bir şeye saygı duymak zorunda hissetmemesi. CMK hak edişleri ( DİKKAT EDİNİZ HAK EDİŞ) diyorum ödenmeyince meslek kuruluşları temsilcileri Adliye basamaklarında ellerinde kartona yazılı dövizlerle eylem yapıyor. Eleştirilecek bir sürü şey var. Ama her eleştiri yıkıcı değil yapıcıdır.Önemle vurgularım. Ama ücretini YARGILAMAYI YAPAN ve ÜCRETİN ÖDENMESİNE KARAR VEREN KURUMDAN ALMAK vekilliğin bağımsızlığı ile ne derecede bağdaşıyor........ Acı ama gerçek. O veya bu dizi seyredelim seyretmeyelim toplumda hissedilen kavramları görüşleri dile getiriyor. Avukatlar, Adalet mekanizması üyeleri niye şeker,kalp,boyun fıtığı,kanser hastası oluyor.Bu zıtlıklar yüzünden. Çözüm; Meslek kuruluşlarımız CMK maddi kaynaklarını kontrol etmeli ve Vekilin raporunu Baroya vermesi yeterli olmalı. Beni rahatsız eden bir uygulamayı saygıdeğer Melektaşlarım yukarıda dile getirmiş. Telefonla çağırma iyi. Daha kötüsüyle karşılaştım. "Oğlum seslen hele bir koridora, belki CMK görevlisi bir avukat oralardadır." Bu ne demek! Çaycımız biz! Ama ben bunu duydum, utandım ve makamı kibarca bir uyarıda bulunmaya çalıştım. Ama görevli Meslektaşımız öncelikle mesleğimize yönelik bu yanlış yaklaşımı HİÇ ÖNEMSEMEDİ, KÜÇÜMSENDİĞİNE, KÜÇÜMSENDİĞİMİZE BİLE DİKKAT ETMEDİ. KUTU KOLA GİBİ, AÇ İÇ İÇ AT GÜNÜ GEÇİŞTİR. DÜŞÜNME. AYRICA BİR KAÇ YIL ÖNCE CMUK FELSEFESİ VE UYGULAMALARI HAKKINDA SALT KENDİ GÖRÜŞLERİMİ BEYAN EDERKEN SOHBETE YARIM YAMALAK KULAK MİSAFİRİ OLAN VE BANA; "SİZ BU SERVİSİ ELEŞTRİMEZSİNİZ. BU BİR KAMU HİZMETİ. BİZ KAMU HİZMETİ YAPIYORUZ. ASIL OLAN BU GÖNÜLLÜKTE BULUNMAKTIR. SİZİN HUKUK NOSYONUNUZDAN ŞÜPHE DUYDUM " diyen sevgili Meslektaşım. Ben sizden ve sizin Hukuk nosyonunuzdan hiç şüphe duymamıştım. Ancak Adalet, Adliye önünde/basamaklarında ELLERİMİZDE İdareye uyarı pankartları taşımakla sağlanamıyor. Bu servis bu şekilde devam ettiği, Yargılayan, ücret-i vekaletin ödenmesini de onaylayan makam olduğu sürece , hiç bir Hukukçu, İdarenin ve Vatandaşların bizlere gerekli saygıyı göstermediğinden şikayet etmesin. |
11-10-2008, 16:13 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Niye şaşırıyoruz. Dizinin uslubu, mantalitesi, kanun tanımazlığı ortada değil mi? Hatta şöyle de diyebilirlerdi: "Kızım ara baroyu bir avukat göndersinler! Geç gelirse ayağına da 2 tane sıksınlar." |
11-10-2008, 19:27 | #8 |
|
Değerli Meslektaşlarım;
Ben diziye de takip etmiyorum, CMK uygulamasını da tam olarak bilmiyorum. Dizideki sahne ve diyalog tartışmasız üzücü. Ne var ki, yorum yazan meslektaşların ifadelerinden anladığım kadarıyla, -maalesef- gerçeği yansıtıyor(mu?). |
11-10-2008, 21:42 | #9 |
|
Evet. Yansıtıyor.
|
12-10-2008, 16:37 | #10 |
|
CMUK, bir CMUK'tan iş alan pişman, bir de almayan..
Staj yaparken bir avukat arkadaş: "Limon satarım da CMUK yapmam" demişti, kendisine büro açınca ilk işi CMUK avukatlığı için başvurmak oldu! Dizideki tavır şık olmamış yorumlara katılıyorum ama Suat Bey'in yorumu da gayet açık ve net, bu tip bir diziden yasalara dahi uymamasına, böyle bir dertleri de olmamasına rağmen avukatlık onurumuza sahip çıkmasını beklemek de abesle iştigal olmaz mı? Bu arada bence;senaristin gözlemi iyiymiş. |
21-10-2008, 12:37 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Şu sıkıntılı ortamda yüzümü güldüren mesajlara çok teşekkür ederim. Hele de Suat Bey'in meseleyi diziyle özdeşleştiren espirisine iletiyi yazarken bile gülüyorum. |
24-10-2008, 11:42 | #12 |
|
Benim de dikkatimi çekmişti ve çok yadırgamıştım, üzülmüştüm ayrıca da..Bir de zengin/konaklı/ ağalı dizilerde avukatların danışmayı evlerde yapmalarına ne demeli..Geçenlerde bir adli yardım dosyası için talep eden kişiyle haberleştim.Bütün gün gelmelerini bekledim.gelmediler.Sabahına da dışarı gitmem gerektiği için yeniden randevu düzenlemek için kendilerini aradığımda bana" biz de sizi bütün gün evde bekledik " demez mi.. Görüşmenin büroda olacağını anlatmam biraz üslupsuz oldu ama o kadar da hakkımız olsun artık..Daha neler göreceğiz kimbilir?
|
24-10-2008, 13:22 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukata, çağrı üzerine gidilen yerde de danışmada bulunulabilir. Neden görüşmelerin mutlaka büroda yapılacağını düşünüyorsunuz? |
24-10-2008, 14:25 | #14 |
|
Haklısınız Sayın Demirel..Çağrı üzerine gidilen yerde de görüşme yapılabilir.Ama izin verin de adli yardımdan gelen müvekkil adaylarını evlerinde ziyaret etmeyelim artık.Zira bir süre sonra zaten kendileriyle gerektiğinde maddi yardımda bulunma konusunda akraba gibi oluyoruz.Kastettiğim çağrı üzerine gidilen yerde danışma yapılamayacağı değil, vatandaşın adli yardım müessesini, C.M.K. yı ne kadar kötüniyetli kullanmaya açık olduğudur...Uzman doktorun C.M.K hizmetinden yararlanma talebi bizzat yaşanmış bir olaydır..
|
24-10-2008, 15:15 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda sizinle hemfikirim.CMK ya dair yakınmalarınız konusundaysa, kesinlikle hemfikirim! Saygılarımla... |
24-10-2008, 15:25 | #16 |
|
sevgili meslektaşlarım bir dizideki bir oyuncunun rolunun gereği bir avukatı davet ederkenki uslupsuzluğu sizi çok üzmüş hassasiyetinizi anliyorum haklısınız ancak objektif bir hukukçu olarak C.M.K müdafilerinin bir çoğunun savcıya ve duruşmalarda savunurken hiç izledinizmi
İzledi iseniz aşağıda yazılanları fark ettinizmi - Pardon müşteki müdafisimiymişim özür yanlış yerdeyim - Taktir mahkemenin - Hangi yasa lehine ise onun uygulanmasını talep ediyorum ( kendisi araştırmıyor) - Ben hangi sanık için çağrıldım efendim - Müvekkilim suçsuzdur beraatini talep ederim ceza verilecekse......(hakimden karar) - Zamanaşımı nedeniyle.... - Siz ifade alın ben geliyorum. size güveniyorum - Diğer sanığın avukatının beyanlarına aynen katılıyorum vs , vs çoğaltmak mümkün Canım arkadaşlarım bir ata sözü vardır iğneyi kendine çuvaldızı ele batır |
30-10-2008, 15:21 | #17 |
|
Arkadaşlar bence mesleğimizin yozlaşmasında ve itibarını kaybetmesinde bu diziler ve kadın programlarının büyük etkisi var diye düşünüyorum.Hemen hemen her dizide bir avukat sahnesi var.Denk geliyor izliyoruz ve küplere biniyoruz.Kimi savcının odasına pilav üstü avukat istiyor kimi yaşadığı eve avukatı çağırıyor,kimi çabuk avukatı bulun bana diye kükrüyor falan filan örneklerini hepimiz görüyoruz.Bunlar avukatlığı ne sanıyorlar anlamadım doğrusu.Uzun zamandır bu gibi saçma avukat tasvirlerine karşı izlenebilecek bi yol varmı diye kafa yoruyorum.Aslında görev baro başkanlarına düşüyor bence(seslerini duyurma olasılıkları açısından).Avukat öyle bişey değildir kardeşim adam gibi canlandırın demeliler mesleğin saygınlığı açısından.Bi de şu son zamanlarda ortaya çıkan avukat dizileri ölürmüsün öldürürmüsün.Bi de şu kadın programlarına çıkan avukat arkadaşlarımız sizede ayrıca takmış durumdayım.Bence bu kadar ayak altı olmamalısınız.
|
02-11-2008, 14:09 | #18 |
|
Kurtlar vadisi gibi bir diziden ne beklenirki..Buna şaşmadım.Ancak mesleğimizi biraz da kendimizin önemsemesi gerektiğini düşünüyorum.CMK da uygulanan ücret tarfesine rağmen halen göreve giden meslektaşlarımıza sormak lazım..Bu bilinci biz yerleştrimeliyiz.Müvekkilin davranış şekli bütünüyle bizim tutumumuzla ilgili bir durum.Ücrete göre hizmet kalitesi de düşüyor.lehe hükümler uygulansın meslektaşların beyanını tekrarlıyorum.O çok öneml zamanınız bizim için heba olmasın izleniminden başka birşey değil..
|
02-11-2008, 15:02 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Hem güldüm, hem üzüldüm, çünkü hem trajikomik, hem de gerçek. Yıllar önce CMK görevi için alelacele ilçe jandarma komutanlığına çağrıldık, kalabalık bir dosya. Belki 30 kişi için, hazırlık anlatımlarında hazır bulundurulacak pilav üstü avukat için bekleniyor. Jandarmaya adımımı attım, bismillah, ilk söz ve devamındaki gelişmeler: "Avukat mısınız?" -Evet "Tamam, sağdaki odaya" -Sanık (O zaman henüz şüpheli demiyoruz) nerede? "2 kişiye gireceksiniz, siz ifade odasına girin, getireceğiz" -Belki önce görüşmek isterim? "Niye?" -Belki aralarında çatışma vardır. "Yok öyle bişi" -Belki ifadeden önce onlarla yalnız görüşmek isterim? "Niye!" (Yavaştan gerildik bu arada, şimdi yavaştan haddim bildirilecek) -Belki neyle suçlandıklarını bile bilmiyorlardır, zira ben bilmiyorum. "Toplu ... bilmem ne" -Ben önce evrakı görmek istiyorum. Bu aralıklarda görevli yılarak beni daha "dişli" olduğuna inandığı bir üstüne yönlendiriyor: "Evrakı görecekmiş!" "Olmaz gizlilik kararı var!" -Ben ifadede hazır bulunacak avukatım. "AMA VEKİL DEĞİLSİNİZ, MÜDAFİİSİNİZ" Bu çok mantıklı tespiti üzerine arada görebildiği 5 farkı anlatmasını istemiştim Zaten sonra koptuk, evrakı görmeyi başaran olmadığı halde, herkes usul usul ifadede mi diye düşünmekte iken, katlardan birisinde çınlayan bir başka bayan meslektaşımın ünlemlerini duydum; yalnız değildim Tabii ne oldu derseniz, son direniş haklarımızı kullandık ve ifadelerinde hazır bulunduğumuz sanıklar susma haklarını kullandılar. Yıllar geçti, görevliler değişti, CMK değişti, CMK süreci değişmedi. Yani bütün kabahat avukatta değil. Saygılarımla... |
02-11-2008, 17:59 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Doğru diyorsunuz ama
Mahkemelerde avukatın konuşmasına izin veren hakim bulunması da önemli. Şöyle açıklayayım: Ben bir uyarlama duruşmasında, uygulanmasını istediğim yasa ve maddelerini anlatmak istedim ama başkan susturup, ""lehimize olan yasa maddeleri uygulansın" dedi" diye yazdırıverdi. Tabii ki itiraz edip "sayın mahkeme, heyet, sayın başkan, ben açıkça ifade etmek istiyorum, bu dediklerimin de duruşma tutanağına geçmesini istiyorum" dedikten sonra gerekirse ısrarlı ve kararlı bir şekilde durup münakaşaya girmek de var ama sonuçta yazılı da veriyorsanız beyanınızı. Ayrıca tekrarlayacam diye duruşmada germek ve gerilmek de bir soru işareti sanki. Sonuçta onlar bir hesap yapıp kendi tespitlerine göre lehe olan maddeleri uygulayıp geçiyorlar. Bize de beğenmiyorsak beğendiğimiz şekli yazarak temyiz etmek düşüyor. "Takdir mahkemenin" lafına da çok antipatik bakmıyorum zira gerçekten takdiri hakime bırakmanın gerektiği durumlar olabiliyor. "Bilirkişiye sormak istediğim bir husustan dolayı ve ek rapor işi de uzayabileceğinden duruşmaya çağırmayı düşünüyorum siz ne dersiniz? şeklinde soran bir hakime mesela sizin için de farkeden birşey yoksa "takdir sizin, takdir sayın mahkemenin" deyip geçebilirsiniz diye düşünüyorum. Sonuçta her olayın yani duruşmanın özelliğine bakmak gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla... |
02-11-2008, 18:40 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Beşe, Alıntı yaptığımdan başlamak üzere beyanlarınıza katılmıyor, aksine hatalı ve tehlikeli buluyorum. Yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmayı temsil eden avukat, mutlaka konuşacaktır; aksini düşünmek mümkün değildir. Avukat takdiri mahkemeye bırakamaz; soru/sorun ile ilgili düşüncesini söyler, kendi takdirini beyan eder. Karar merciinin mahkeme olması, savunmanın görevini yapmamasına, düşüncesini, hukuksal görüşünü belirtmemesine yol açamaz. Tam tersine, avukat bunun için oradadır. Savunmayı temsil eden avukatın her görüşü önemlidir ve dile getirilmeli, tutanağa geçirilmelidir. Bunu sağlamak da avukatın görevleri arasındadır. Saygılarımla. |
02-11-2008, 19:07 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Genel olarak size katılıyorum
Fakat Sayın Aladağ, sanırım yanlış anlaşıldım. Mesajımda verdiğim örneğe dikkat ederseniz, hakimin kafasına takılan bir hususu, sizin davanıza zarar vermeden giderme usulü konusunda danıştığı bir durumda, basit bir meselenin hallini hakimin takdirine bırakmaktan bahsediyorum. Ayrıca hakimler, kararlarını verirlerken kullanacakları/kullanmaları gereken bir takdir hakkına zaten sahiptirler. Yani bu takdir haklarına dayalı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verirler. Sanırım bu konuda hemfikir olmamamızı gerektiren bir durum yok. Dolayısı ile zaten fiiili bir durumun nezaketen dillendirilmesinde ne sakınca olur onu anlayamadım. Kaldı ki benim verdiğim örnekte, hakim bilirkişiden bir husus sormak için duruşmaya çağırma yetkisine sahiptir. Ve bunu örneğin avukata sormadan ara karara bağlasa, avukat olarak aleyhimize çıkması halinde kararı, "hakim tarafıma sormadan bilirkişiyi davet etmiştir ve birşeyler sormuştur" noktasından da temyiz mi edeceğiz? O zaman nerde kaldı hakimin takdir ve serbestçe yargılama hakkı? Neyse bence genel olarak sizinle aynı fikirdeyim. Mesajı da çok acele yazmak zorunda kaldım sürç-i lisan ettimse affola Saygılarımla... |
02-11-2008, 22:22 | #23 |
|
Bence meslek adına yapılabilcek en iyi hareket , böyle düzey yoksunu görüntü ve ses kirliliğinden başka bir şey olmayan faaliyetlere hiç bulaşmamak...
bir kere dizi adındaki bu faaliyetler 3 saat gibi birşey sürüyormuş sanırım, Bollywood filmi gibi her hafta her hafta, bu işkenceye kimler katlanıyor zaten hep merak etmişimdir... dizi denen şey zaten 3 saate nasıl uzatılır bu başlı başına şaşkınlık konusu olmalı... zaten iyi haber mi kötü mü haber mi bilemem ama, bu faaliyetlerin çoğu finansal kriz nedeniyle 1 -2 hafta sonra son bulacakmış.... benim saygıdeğer tarafsız televizyon kanallarımıza önerim, onların yerlerine paparazzi programı ya da diğer kanalların sahiplerini aşağılamaya yönelik programlarına ekranlarını açacaklarına... yıllarca bu faaliyetlerle kirlettikleri halkın beynini açacak, onlara yeni vizyonlar kazandıracak programlara yönelmeleri... Sanırım hukuk mesleği ile uğraşan insanlar olarak bu insanlardan beklediğimiz sadece ama sadece biraz düzey, lütfen yukarı daha yukarı hep yukarı !!! saygılar... |
26-12-2008, 23:20 | #24 |
|
Hakim ve savcılara efendim şeklinde hitap ettiğimiz sürece sittin sene şikayetçi olur ama sonuç alamayız.
|
27-12-2008, 00:08 | #25 |
|
Arkadaşlar bunlara tepkimiz tamam da ya şu her zaman kullanılan Avukat TUTMAK sözüne ne demeli?
|
27-12-2008, 00:36 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
"Balık tutmak" o Sayın Meslektaşım....Yanlış anlamışsınızdır!!!! Yoksa ülkemizde hiç "avukat tutayım" diyen duydunuz mu?.... Saygılarımla, |
27-12-2008, 12:42 | #27 |
|
Mesleğe saygı önce bizde olmalı sonra başkasından beklemeli
Bu tartışma konusunun uzaması hoşuma gitti. Yazdığım görüşe haklı olarak olumlu ve olumsuz eleştiriler geldi.Teşekkür ederim.Ben sadece şunu rica ediyorum. Meslektaşlar görevlerini yaparken karşılaştıkları zorlukları ve tepkileri,bu sayfaya eleştirisel yazarken
- Ne yapalım zaten böyle -Taktir mahkemenin demek zorunda kalıyoruz - Zaten bize fırsat vermiyorlar - Yapacak bir şey yok -Efendim kelimesi kötü değil vs. beyanlarda bulunmuşlar.Bu siteyi ziyaret eden mesleğe yeni başlamış meslektaşlarımızda vardır. Onlara örnek olmak ve cesaret vermek yerine bu olumsuzlukları normalmış ,yapacak birşey yok gibi aktarmak yanlış olsa gerek. Sevgili meslektaşlar müvekkillerimiz bize vekaletname verdikleri için biz oradayız. Şayet bizi vekil tayin eden kişi yeterli beceri ve bilgiye sahip olsa kendisi takip eder.Bizden beklentisi hukukçu olarak yasal haklarını koruyarak onun adına savunma veya iddialarda bulunmaktır.Ben bana gelen ilk vekaletnameyi tam sayfa okuduğumda hayretler içinde kalmıştım.Ben kolay kolay bu haklarımı bir başkasına devredemezdim.Ama şahıs hiç tereddüt etmeden noterde imzalayıp bana getirmişti.Bana çok ağır gelmişti.Altında ezilmiştim.Buna layık olmalıydım.Bunu yapabilecekmiyim diye heyecanlanmış ve ilk davamda hiç unutmuyorum uzun bir araştırmadan sonra 4 sayfa bir dilekçe ile dava açmıştım.Konu ile ilgili (Tenkis)tüm yargıtay kararlarını,hocaların görüşlerini vs eklemiştim.Karşı tarafın verebileceği cevapları bile düşünüp cevap vermiştim. Kulakları çınlasın sağsa hukuk hakimi dilekçeme baktı,sonra yüzüme baktı -Avukat hanım bize bir şey bırakmamışsın. dedi Çok sevinçli ve gururlu ayrılmıştım .Daha sonrada bu benim ilkem oldu öyle gitti. Mesleğimi yaparken bana yapılan her türlü olumsuz davranışı önce mesleğime.sonra müvekkilime(onu temsil ettiğimden),sonra şahsıma yapıldığını düşünürüm. Tavrımda , kabulümde bu algılamama göre olur. Saygılarımla |
05-03-2010, 23:39 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
katılıyorum. alkışlıyorum, teşekkür ediyorum mesajınıza....ben bu şekilde hitap edenlerden değilim, umarım olmam da... |
06-03-2010, 12:18 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Elbette ne bizler uşağız ne de yargıçlar efendimiz. Ancak ağzından "efendim" sözcüğü çıkan her meslektaşımızı da yaftalamamak gerekir. Kendimden örnek vereyim, genelikle "Sayın Yargıç", "Hakim Bey/Hakime Hanım" gibi sıfatlar kullanmaya çalışsam da, bazı yargıçlara "efendim" demekten kendimi alamıyorum çünkü; bu şekilde hitap ettiğim yargıçlar veya savcılar da aynı şekilde bize/bana hitap ediyorlar. Anlayacağınız karşılıklı olarak birbirimize "efendim" deyip geçiyoruz. Saygılarımla Av. Fatih KARACA |
06-03-2010, 21:49 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
bağkur vergi ve esnaf odasına kaydının tescile etkisi | erdal düzgün | Meslektaşların Soruları | 1 | 12-06-2008 09:00 |
Sohbet Odasına Giriş | av.külcü | Site Hakkında Yazışmalar [Arşiv] | 2 | 26-08-2003 17:19 |
Şekerli Eğitim: (1. bölüm) | metin karadag | Hukuk Lisans Eğitimi | 2 | 07-10-2002 10:03 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |