|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-04-2008, 15:58 | #1 |
|
AB'nin taslak anayasasının yerine geçecek Lizbon Sözleşmesi
Sayin Meslektaslarim,
AB'nin taslak Anayasasının yerine geçecek Lizbon Sözleşmesi yanlis hatirlamiyor isem 24-04-2008 tarihinde onaylandi bu sozlesme hakkinda bilgisi olan veya Turkce metni elinde bulunan saygi deger meslektaslarimin burada paylasmalarini dilerim. |
26-04-2008, 20:39 | #2 |
|
1
Reform Antlaşması1 Üzerine Genel Notlar Lizbon Antlaşması, Devlet veya Hükümet Başkanları tarafından 13 Aralık 2007 tarihinde antlaşmaya ismini veren Portekiz’in başkenti Lizbon’da imzalanmıştır. Antlaşma, üye devletlerin onaylamasından sonra 1 Ocak 2009 yılında yürürlüğe girecektir. 2005 yılında Avrupa Anayasasına Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumlarda çıkan “Hayır” cevabından sonra, Avrupa Birliğinin geleceği konusunda ortaya çıkan endişelerin giderilmesi açısından Antlaşmanın kabul edilmesi büyük bir rahatlama sağlamıştır. Lizbon Antlaşması, Avrupa Birliğinde demokrasinin güçlendirilmesi ve Avrupa Birliği vatandaşlarının menfaatlerinin hızla değişen dünyanın dinamiklerine karşı sürekli olarak korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Büyük bir süratle değişen ve gelişen dünyada ortaya çıkan küreselleşme, iklim ve nüfus hareketleri değişikliklerini, güvenlik ve enerji gibi konular da antlaşma kapsamında ele alınmaktadır. Sürekli olarak hızla değişen ve birbirine daha sıkı bağlanan dünyada politikaların güncellenmesi bir zorunluluktur. Öte yandan Avrupa Birliği yakın zamanda 15 üyeden 27 üyeye genişlemiş, bu genişleme sırasında hantal kalan araçların güncellenmesi ihtiyacı doğmuştur. Antlaşma her ülkenin iç hukuk düzenine göre uygun görülen usulle onaylanacaktır ancak Avrupa Anayasasına “hayır” oylarının çıkmasından sonra bir çok ülkenin Anayasasına göre zorunlu olmadıkça referandum yolunu tercih etmek yerine, Parlamentolarına sunmak suretiyle onaylamaları beklenmektedir. Lizbon Antlaşması mevcut Avrupa Birliği ve Avrupa Topluluğu antlaşmalarının yerini almadan değiştirmektedir. Avrupa Anayasasının ikinci bölümünü oluşturan “Temel Haklar Şartı” Antlaşma metninin dışında farklı bir metin olarak imzalanmış, Avrupa Anayasasında yer alan bir çok unsur lafzı itibarı ile korunmuştur. Ancak başta “anayasa” kelimesi olmak üzere, federalizmi çağrıştıran bayrak, milli marş gibi ortak sembolik unsurların kullanılmasından vazgeçilmiştir. Bu Antlaşma, daha güçlendirilmiş bir Avrupa ve ulusal parlamentolar aracılığı ile Avrupa Birliği vatandaşlarının sesinin daha çok duyurulduğu, kimin hangi yetkileri haiz olduğu konusuna açıklık getirildiği daha şeffaf ve daha demokratik bir Avrupa’yı amaçlamaktadır. 1 Resmi adı “Treaty of Lisbon amending the Treaty on European Union and the Treaty establishing the European Community”(Avrupa Birliği Antlaşması ile Avrupa Topluluğunu kuran Antlaşmayı değiştiren Lizbon Antlaşması)dır. 2 Avrupa Birliği vatandaşları tarafından doğrudan seçilen tek organ olan Avrupa Parlamentosunun Avrupa Birliği yasama sürecinde, bütçe üzerinde ve uluslararası antlaşmaların onaylaması üzerindeki yetkileri ve ağırlığı artırılmıştır. Bunun yanında ortak karar alma mekanizmasına tabi tutulan alan sayısı artırılması ile Parlamentonun, Konsey ile eşit seviyede ağırlık kazanmasının sağlanması yolunda çok önemli adımlar atılmıştır. Yine yapılan yeni düzenlemeler ile ulusal parlamentoların karar alma süreçlerine daha büyük oranda katılımı sağlanmıştır. Bu bağlamda, getirilen erken uyarı sistemi ile ulusal parlamentoların; Topluluk kurumlarının subsidiarite (yetki ikamesi) ilkesini ihlal ettiğini belirtmesine yönelik mekanizmalar oluşturulmuş, ulusal parlamentolarda, üçte birden daha fazla olumsuz oy çıkması halinde Komisyonun önerisini yeniden gözden geçirmesini sağlamak yolunda düzenleme yapılmıştır. Ulusal parlamentolardaki gruplara, subsidiarite ilkesinin ihlali halinde Avrupa Adalet Divanına başvurma imkanı düzenlenmiştir. Bu antlaşma ile, ilk kez, isteyen üye devletin Birlikten ayrılma hakkı düzenlenmiştir. Birlik organlarının çalışma metotları, oylama usulleri basitleştirilmiştir. Daha etkin ve etkili bir karar alma mekanizması için Konsey’de nitelikli oy çoğunluğunun arandığı politika alanlarının sayısı artırılmıştır. 2014 yılından geçerli olmak üzere, nitelikli oy çoğunluğunun hesaplanmasında “çifte çoğunluk” esasının uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu esas; bir yasanın kabul edilmesi için üye devletlerin %55’inin ve nüfusun en az %65 inin temsil edildiği bir çoğunluğun sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Lizbon Antlaşması sürekli Avrupa Birliği Başkanlığı görevini yaratmaktadır. Başkan, Avrupa Komisyonu tarafından nitelikli oy çoğunluğu ile iki buçuk yıllığına seçilecek ve bir kez daha seçilmesi mümkün olacaktır. Avrupa Konseyi Başkanı, Avrupa Birliğinin sesi ve yüzü olacak, Avrupa Birliğini uluslararası platformda temsil edecek; Avrupa Konseyinin çalışmalarına başkanlık edecek ve bu işleri koordine edecektir. Daha etkili bir kurumsallaşma ve Birliğe yıllardır yöneltilmekte olan “demokrasi açığı” eleştirilerini gidermek amacıyla Parlamentonun yetkileri artırılmıştır. Bu bağlamda Parlamentonun yasama, bütçe ve siyasi kontrolünü artırmaya yönelik düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Yasama alanında yaklaşık elli yeni alanda ortak karar usulünün kullanılması yönünde, Parlamentonun yetkilerinin Bakanlar Konseyinin yetkileri ile kıyaslanmasına imkan verecek şekilde, Parlamentoya yetki tahsisi yapılmıştır. Bütçe 3 üzerindeki yetkilerinde; yıllık bütçenin kabulünde Bakanlar Konseyi ile eşit söz hakkı verilmiştir. Siyasi denetim açısından Parlamentonun yetkilerinde artış olmuştur. Bu bağlamda; Komisyon Başkanı Parlamento tarafından seçilmektedir. Parlamento bu seçimi yaparken Avrupa seçim sonuçlarını dikkate alacaktır. Bu durum ise Avrupa vatandaşlarının Avrupa siyasetini etkilemesini sağlamak yönünde atılan bir adımdır. Seçmenler Komisyon Başkanı ve ekibinin siyasi eğilimlerini doğrudan etkilemek imkanına sahip olacaklardır. Lizbon antlaşması ile Parlamento ile ulusal hükümetlerin rolleri artarken, Komisyonun yapısı üzerinde değişiklik yapılmıştır. Komisyon üyelerinin sayısı antlaşmanın yürürlüğe gireceği 2009 yılı ile 2014 yılları arasında her üye devleti temsil edecek sayıda olacak; 2014 yılından itibaren başlamak üzere üye devletlerin sayısının 2/3’ü ile sınırlı tutulacaktır. Temsilciler dönüşümlü olarak seçilecektir. Komisyon üyelerinin sayısının kısıtlanması, temsilcilerin kendi ülkelerinden çok Birliğin genel çıkarlarının temsil edilmesi yolunda üstlendikleri sorumluluğun bir işaretidir. Bunun yanında Bakanlar Konseyinin yasaların oluşturulması sırasında yasa önerilerini kamuoyu ile tartışmalarını mümkün kılacak düzenlemelere de yer verilmiştir. Bunun yanında kurumsal yapıda getirilen en önemli düzenlemelerden bir diğeri de; Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi makamının oluşturulmuş olmasıdır. Bu makam halen Avrupa Birliği Ortak Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüsek Temsilcisi Javier Solana ile AB’nin Dış İlişkilerden sorumlu Komisyoneri Ferrero- Waldner tarafından ayrı ayrı temsil edilmekte olan iki ayrı makamın birleştirilmesi anlamına gelmektedir ki; bu birleşmenin Birliğin dışa dönük eylemlerinde birlik ve uyumu daha büyük ölçüde gerçekleştirmesine katkıda bulunması beklenmektedir. Yüksek Temsilci, Avrupa Konseyi tarafından atanacak ve Avrupa Parlamentosunda yemin edecek, aynı zamanda Avrupa Komisyonunun başkan yardımcılığı görevini yürütecek ve Bakanlar Konseyinde Dış İlişkiler Konseyine başkanlık edecektir. Lizbon Antlaşması ile vatandaşların Avrupa Birliği karar alma süreçlerinde daha yakından yer almasına olanak tanınmıştır. “Vatandaş inisiyatifi” hakkı ile Avrupa Birliği vatandaşlarına, üye devletlerin önemli bir bölümünden en az bir milyon imza toplanması halinde, Komisyona yasa taslağı önerme hakkı tanınmıştır. Antlaşma vatandaşlar, sivil toplum örgütleri ve Birlik kurumları arasındaki diyalogun önemini onaylamakta ve Avrupa kararlarının alınmasında kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin yer almasına daha çok olanak tanımaktadır. Bu 4 antlaşma ile Avrupa vatandaşlığı kavramı, Avrupa demokrasisinin yaratılmasında “merkez unsur” olarak tanımlanmaktadır. Lizbon Antlaşması ile Avrupa Birliği ile Üye devletler arasında yetkilerin tahsisi konusuna açıklık getirilmiş; kimin hangi konularda sorumlu olacağı hususu özellikle vurgulanmıştır. Birlik, Lizbon Antlaşması ile devredilen yetkilerini kullanacak, bunun dışında kalan yetkiler üye devletlere ait olmaya devam edecektir. Bu antlaşma; Birliğe yeni münhasır yetki alanı vermemekte ve hatta bir takım yetkilerin, üye devletlere geri verilmesine imkan tanımaktadır. Yine bu antlaşma ile özgürlük, güvenlik ve adalet alanında karar alma sürecinin etkinliğini artıracak düzenlemeler yapılmıştır. Bu alanda Bakanlar Konseyi nitelikli oy çokluğu usulünü kullanacak ve Avrupa Parlamentosu ortak karar hakkına sahip olacaktır. Antlaşmada yasadışı göç ve insan ticaretine karşı kullanılacak Birlik kaynakları güçlendirilmektedir. Cezai meselelerle ilgili olmak üzere suçları ve belirli bir takım sınıraşan suçlar için verilecek cezalara ilişkin minimum düzenlemelerin Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyinin nitelikli çoğunlukla karar verilmesine olanak tanınmaktadır. Antlaşma, özel ve cezai meselelerde adli işbirliğinin “karşılıklı tanıma” ilkesi üzerinden geliştirilmesini amaçlamakta; delillerin mukabelesinde, adalete erişimde, cezai takibat ve kararların tenfizi sırasında üye devletlerin yetkili makamları arasında işbirliği, Avrupa Birliği içerisinde tüm ilamların ve kararların tanınmasını sağlamaya yönelik kural ve usullerin oluşturulması yolunda yeni tedbirler içermektedir. Bu bağlamda “Avrupa Savcılığı” kavramının oluşturulması yolunda kapıları açmaktadır. Bu ofisin yetkileri; Avrupa Birliğinin mali çıkarlarına zarar veren suçların ve suçlularının takibi ile sınırlandırılacaktır. Avrupa Konseyi ittifak halinde, bu ofisin yetkilerini ağır sınıraşan suçları kapsar şekilde genişletebilmek hakkına sahiptir. Bu düzenlemeler yanında halen mevcut olan Eurojusta da takip usullerini hazırlamak konusunda imkan tanınmaktadır. Lizbon Antlaşması ile Birlikten ayrılmaya yönelik düzenlemelerin getirilmiş olması büyük bir değişikliktir. Üye devletlerden, Birlikten ayrılmak yönünde bir talep gelmesi halinde Avrupa Parlamentosunun talebi uygun bulmasının ardından, Konseyin nitelikli çoğunlukla karar alması gerekmektedir. Birlikten ayrılan devletin, ileriki bir tarihte yeniden Birliğe katılmak istemesi halinde yeniden üyelik talebinde bulunması ve katılım koşullarını karşılaması gerekmektedir. 5 Lizbon Antlaşması ile Birliğin uluslararası etkinliğinin artırılması amaçlanmış, Avrupa Birliğine yasal kimlik sağlanmıştır. Bunun yanında ortak güvenlik ve savunma politikası bağlamında önemli bir adım atılarak, karşılıklı savunma ve dayanışma şartlarına yer verilmiştir. Bir Avrupa Birliği üyesi devlete saldırıya uğrarsa, diğer devletler ona yardım etmekle sorumlu tutulmaktadır. Dayanışma ilkesi de savunmaya ilişkin bu ilkeyi güçlendirmekte, bir üye devletin insani veya doğal nedenlerden veya bir terör eyleminden kaynaklanan bir saldırıya uğraması halinde, diğer üyelere var olan tüm kaynakları ile saldırıya maruz kalan devletin yanında olmaları yönünde sorumluluk yüklemektedir. kaynaklar: http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?u...06:SOM:EN:HTML http://www.abgm.adalet.gov.tr/ |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
tahliye taahhüdü yazılı kira sözleşmesi yerine geçer mi?? | dsahutoglu | Meslektaşların Soruları | 2 | 31-07-2008 12:23 |
TCK 301 Konusunda taslak çalışması | Av.Fahri ALİMOĞLU | Hukuk Sohbetleri | 17 | 02-05-2008 15:38 |
Petrol Bayilik Sözleşmesi Satış taahhüdünün yerine getirilememesi | NAZ80 | Meslektaşların Soruları | 4 | 29-04-2008 16:31 |
Lizbon Bildirgesi | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hasta Hakları Çalışma Grubu | 0 | 29-08-2006 19:21 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |