03-02-2015, 13:15 | #1 |
|
Hiç yoktan...
Hiç, yoktan …
Olur mu size de bazen… Hani durup dururken geliverir aklınıza bir şey… Ve takılıp kalırsınız. Hele bir de gece uykusunun aralanmış kapısından geçmek üzereyseniz! Uykunuz kaçar, kapı kapanır. Cin gibi doğrulursunuz yatakta. Derken, gecenin sabaha uzanan, sanki durmuş o anında, size yabancı gelen sesinizle yinelenir o aklınıza takılan… “Hiç”; tanımsız, var olmamış ve belki de var olmayacak… “Yok”; tanımlanabilir olduğu halde (anda) mevcut ol(a)mayan… mı? Hiçlikten varlığa… Varlıktan hiçe…. “Hiç yoktan iyidir!” Ne dersiniz dostlar…. Hiç, yok'tan iyi midir ? |
08-02-2015, 08:17 | #2 |
|
Deneme
"var olmamak" olmadan "var" olmaz.
"En kötü sulh, en iyi davadan daha iyidir". "hiç"; yaratıcı eylemsizlik midir? |
10-02-2015, 08:22 | #3 |
|
Deneme 2
Hiç akla gelmeyenle sonuçlanan davaya ilişkin hükümdeki yok’ların ve var’ların göreceli oluşu; bir taraf için “hiç yoktan” iyidir.
Müvekkilin talepleri “yok” süzgecinden geçirilerek, elde “var” olanın tespiti; davanın olası sonuçları için bir çerçevedir. Hiçte mümkün olanın tecellisi; bilincin, önce yokluğu kavramasıyla olanaklıdır. “Mümkün değil!” yargısı; mümkün olabilecek olanı elde edebilmek olasılığının engeli; “hiç akla gelmeyen”in “var” olabileceğinin hesaba katılmamasıdır. Savunma sanatı; mümkün olabilecek olanı elde edebilmektir. |
03-03-2015, 14:57 | #4 |
|
Hiç olmaz mı?
Hiç olur mu? "olmaz" ve "olur" bilinçle sınırlıdır. "olmaz" olur mu ? Olur. Neden olmasın? |
19-03-2015, 18:53 | #5 |
|
Hiiiç… Öylesine..!
Hiç, bir “şey” olabilir. “Şey” hiçtedir. Sorulmamış soru da… Hiç yoktan soruluverilir. Hiç, öylesine…. durup dururken. |
22-04-2015, 19:41 | #6 |
|
-Na'pıyosun?
-Hiiiç! Hiç; henüz etiketlenmemiş duygu, düşünce... |
06-05-2015, 14:11 | #7 |
|
Hiçlik; (henüz) etiketlenmemiş duygu ve düşünceleri barındırır.
Yokluk; varlıkla etiketlenmiş olanın yitirilmesidir. |
12-05-2015, 06:15 | #8 |
|
Hukukun (dayandırılan kaynaklarına göre) etiketlendirilmiş olması; evrensel "Bu Dünya" yasalarının oluşmasının engelidir.
"Bir" sayısının farklı dillerde, farklı yazılıp okunması; bir'in bir olduğu ortak kabulünü etkilemez. |
02-06-2015, 07:20 | #9 |
|
Bilincin yokluğu kavraması; ancak “şey”in etiketlenmesinden sonra, onun (bir nedenle) olmadığının (daha sonra) ayırdına varılmasıyla olasıdır.
Bir kaynağa dayandırılarak var olduğu kabul edilen "hukukun yokluğu" bilinci; etiketlenmiş duygu ve düşünceyi etkinleştirir. |
07-06-2015, 07:38 | #10 |
|
Belirsizlikteki… -var/yok- kuşkusu…
Belirli, belirlenebilir “olan” … Belirsizliği gidermedeki belirleme bilgisi. Görülebilenin gerçek; gerçeğin görülebilen olduğu kabulü… Belirsizlik girdabı… Uyumsuzluk kuşkusu… Görünenin (şey’in) görmezden gelinmesi. Görünenin (yasa), görünmeyenden (hukuk) doğması / doğurulması, yaratılması. Bilmeden bilmek… Bir şey’lerin değişmekte olduğunu bilip de, gerçek mi düş mü olduğuna karar verememek! |
15-06-2015, 06:53 | #11 |
|
Her yüklem, isim, sıfat ….iletişimdeki kullanımında tanımlanabilir, anlaşılabilir.
O nasıl bir sözcüktür ki, dilin harfleriyle var edilmiş iken, dilin sözcükleriyle açıklanamıyor! Bir hiç uğruna… Değer mi hiç? |
03-07-2015, 19:57 | #12 |
|
Yasa; hukuk değil! Hukuku görünür kılma yolunda bir iradedir ancak.
Yasayla hukuk değil, ancak etiketlenmiş hukuka uygun kurallar oluşturulabilir. “Hukukun üstünlüğü” kavramı, “hangi hukuk?” sorusunu ve devamında “hukukun kaynaklarına göre sınıflandırılmasını” ve “birbirlerine üstünlüğü” konusunu gündeme getirir. Onu üreten dilde “hiç” sözcüğüne duyulmuş olan ihtiyacın saptanabilmesi; hiçin yoktan iyi olduğu görüşünün anlamını da açıklayabilir. |
11-07-2015, 07:08 | #13 |
|
Hak, Hakkaniyet, Adalet, Eşitlik…
Fransız devrimi… Öncesi ve sonrası… Önce ve sonra… zamanı kavrayabilmek için; dün, bugün, yarın. Unutulmuş ve konuşulan dillerin tümünde “yasa” sözcüğü var olmalı… Ya Hak, Hakkaniyet, Adalet, Eşitlik… kavramları… Hukuk… Tarif, onu tanımlamaya çalışır… Yeterli olduğu tartışmalı, ama sınırladığı kesindir! Entellektüel bilgisiyle yasakoyucu, yasa yapar. Hal bilgisiyle yargıç, yaşam-yasa uyumunu sağlamaya çalışır. Gerçeklik bilgisiyle hukuk, hiç’in kavranılmaya çalışılması gibidir. Hukuk, kimsenin onun dışında kalamaması ve ona egemen de olamamasıdır. Yorum gücü; kişi hukuka yaklaştıkça güçlenir. Kurallar her şekle girebilir; Kimi için yasama, Kimi için yürütme, Kimi için gücün somutlaşacağı bir yoldur. Hukuk; “ benim için / benimle / benim malım…” dememeyi sindirebilmektir. Zayıfın yakalandığı, güçlünün yırtabildiği; “hukuk” değil! Belki örümcek ağıdır. Öncesi ve sonrası… Hiç ! |
15-07-2015, 07:25 | #14 |
|
Sebep sonuç…
Ancak, sonuç sebepten önce gelebilir de. Başlangıç ve sonuç; ”hiç”… Varlık ve yokluk; başlangıç ve son arasındadır. Hiç; varlığın nesneleştirilmemiş halini barındırır. Hiç’te “yok/yokluk” yoktur. Alışkanlık haline gelmiş düşüncede yaratıcılık arama, yok’tur. Ve hiç, yoktan iyidir. Hukuk; hiçlikten varlığa, ancak yoklukla resmedilebilir. |
19-07-2015, 18:19 | #15 |
|
Kum yemek yasak değil!
Kimse kum yemiyor. Öldürme! Öldürmek yasak! Öldürüyor... Kişiyi engelleyen kendisidir. Adalet isteyen, adil olup olmadığını sorgulamıyor! Karşılığını beklemeden adil davranmak olağanlaştığında, "adalet" kelimesi unutulacak. İsmin gücünü bilmeden, kelime nedir ki! İşe "emsal karar" aramakla başlamak; yolu bilmeden "varmayı" istemektir. Her dava bir yolculuktur.Yolcu, yolu yürüyendir. Ki, varılmış olan yerden başka bir yere de ulaşabilir. Yok, var olmuş olanın akıbetidir... Hiç, var olacak olanı barındırır. Hiç yoktan iyidir. Hukuk ancak; öğrenme telaşı olmadan sezilebilir, kavranabilir, anlaşılabilir. |
23-07-2015, 15:54 | #16 |
|
Adil davranmayan için “Adalet” nedir ki…
Kendine adil davranmayan, hukuku kavrayabilir mi… Dilbilgisi yanlışı yapmamaya gösterilen özen (!) kadar, adil davranmaya da özen gösterilebilse… |
24-07-2015, 06:25 | #17 |
|
Hukuk; davranıştır…
zamana, yere, duruma uygun… |
25-07-2015, 05:45 | #18 |
|
Hukuk, yasalaştırılamaz.
Yasa, hukuka uygun da, aykırı da olabilir. Dün yanlış, bugün doğru kabul edilen, hukuk değil; hukuku kavrayış, anlayış ve yorumlayıştır. İnsanın nesneye olan açlığı, yasanın varlık nedenidir. |
26-07-2015, 05:06 | #19 |
|
Yasa koyucu, hukuku, bir varlık biçimiyle (anayasa, yasa, tüzük…) somutlaştırmaya çalışır.
Uymak zorunda olduğumuz artık hukuk değil; yasa koyucunun istencidir. Hukuk; dışsal bir istençle değil; ancak, bireysel ve giderek toplumsal, adil olma bilinciyle zamana, uzama (mekana), duruma yansıyabilir. Hukuk bilinci gelişmemiş ise, doğru olduğu düşünülen bir şey yapılırken, eşit derecede doğru başka bir şey de bozabilir. Bu durum kişinin iç dünyasında “çatışmaya”, dış dünyasında “uyuşmazlığa” yol açabilir. |
27-07-2015, 05:54 | #20 |
|
Hukuk; biçimi olmayan hakikattir.
Hukuka, öğrenmeyi öğrenerek /öğreterek yaklaşılabilir. Talep edene -her şeyi sunmak… onu sıkabilir, -istediğini sunmak… onu köreltebilir, -faydalı olanı sunmak… onu harekete geçirebilir. |
28-07-2015, 05:17 | #21 |
|
Yolculuk, “hukuk nedir?” sorusuyla başlar.
“Ne olduğunu bilmiyorum” kabulüyle devam eder. “Belki hiçtir” / “belki yoktur” yargısı, yolculuğun mola yeridir. Asıl yolculuk, “hukuk, adil davranmaktır” anlayışına varılınca başlar… Ki, “hiç yoktan iyidir”. |
29-07-2015, 05:49 | #22 |
|
Adalet’in gözleri bağlıdır. Adil’i değil yalnız, olmayanı da sarabilsin diye…
Yasa; Konfüçyüs’ü dinlemeyip, kendine yapılmasını istemediği şeyi, başkasına yapan çoğunluk içindir. |
30-07-2015, 05:14 | #23 |
|
Hukuk;
bildiğimiz, bildiğimizi sandığımız, bildiğimizi sanıp da bilmediğimiz, bilmemiz gerektiğine inandığımız “şeyler”in hepsini kapsar, ama “şey” değildir. |
31-07-2015, 07:01 | #24 |
|
İnsan, doğumuyla unuttuklarını, öğrenerek hatırlamaya çalışır. Hukuku örneğin…
İtaat; alışkanlık veya köleliktir. Yasaya itaat edilir. Hukuk; ne alışkanlık, ne de köleliktir. Nefes alıp vermektir. Hukuk evrende dönerek insanı arar. İnsan-oğlu/kızını… “insan” nerede… |
01-08-2015, 05:11 | #25 |
|
Malûmat almak mı…
Bilginin peşinde olmak mı? Hukuk “nasıl” öğrenilir, “nasıl” çalışılır… Malûmat mı, Bilgi mi… |
02-08-2015, 06:23 | #26 |
|
Zamana sunulan yasa, zamanın yıkımına uğrar.
Hukuk, zamanın dışındadır. |
03-08-2015, 05:56 | #27 |
|
Hukuk yolunda yürüyenler kumsala koşan dalgalar gibi…
Aynı denizden, farklı biçimlerde, aynı amaçla… Su sinekleri yüzeyde gezinip dururlar. |
03-08-2015, 11:45 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Böyle olunca da hukuk evrende dönerek insanı arar da arar. Dön babam dön! Saygılarımla |
12-08-2015, 06:51 | #29 |
|
Hukuk bu…
Dileyen dilediği gibi yorumlar. Yorum… Yorumcu. Zihnin ne kadar sahtekâr olduğunu öğrenebilsek… Ne korku kalır, ne endişe, ne de yorum! Hukuk, insanın toplum içinde kendinin farkına varacağı ve kendini gerçekleştirebileceği bilgidir. Hukukun herhangi bir zaman, yer ve toplumdaki görünen yüzü çeşitlilik gösterebilir. Bu durum, hukukun kendisini, her insan tarafından kavranabilir biçim ve içerikte sunma isteğindendir. Önce istek… Sonra var etme süreci... Ve varlık … Yokluk ancak, varlık’ın var olduğu yerde olasıdır. |
13-08-2015, 05:44 | #30 |
|
Hukuk, boyun eğmemeyi huy edinmek, bu huydan da vazgeçmemektir.
Kurdun kuzunun himayesine sığınmasıdır hukuk. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |