|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-09-2008, 21:06 | #1 |
|
Lİmİted Şİrkette Payini Devreden OrtaĞin ÖdedİĞİ Amme AlacaĞi Borcunu RÜcu Hakki
MERHABALAR,
Bilindiği üzere, Limited Şirkette pay sahibi payını devrettiği halde, devir tarihinden önceki döneme ilişkin vergi borçlarından, hisse payı oranında şahsi malvarlığı ile de sorumludur. Benim bilmek istediğim,vergi dairesine ortaklığı dönemine ilişkin vergi borcundan payına düşen miktarı ödeyen eski ortak, bunu şirketin şimdiki ortaklarından yada şirketin kendisinden rücu edebilir mi. Bana pek mümkün görünmedi, ancak Amme Alacaklarının Tahsiline İlişkin Kanunda sıralı müteselsil sorumluluk söz konusu. Yani Vergi Dairesi mevcut vergi borcunun tahsili için önce şirketin kendisine, şirket aciz halinde ise, kanuni temsilcisinin ( ki bu da anladığım kadarı ile şirket müdürü oluyor) şahsi malvarlığına, şirket müdürü de aciz halinde ise, şirketin ortaklarının ve/veya eski ortaklarının şahsi malvarlığına gidebiliyor. Ancak uygulamada çoğu zaman devlet kimde bulursa tahsilatı ondan yapıyor. Acaba bu durumda, kendisinden vergi tahsilatı yapılan eski ortak, kanunda belirtilen sıranın takip edilmemesi sebebiyle şirketten yada kanuni temsilciden alınamayan bedeli, daha sonra dava ile talep edebilir mi. İkinci olarak ise, doktrinde konuyla ilgili, her ortak koymayı taahhüt ettiği sermaye payı oranında değil sermaye payı oranında sorumludur şeklinde bir açıklama okudum. teknik anlamda bunun ne demek olduğu hususunda da bilgi almak istiyorum. Görüşlerinizi ve bilgilerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla. |
10-09-2008, 21:11 | #2 |
|
sebepsiz zenginleşme hukumlerine göre şirketten (ortaklardan değil) talep edebilirsiniz kanaatindeyim sanırım
sevgiler |
10-09-2008, 21:32 | #3 |
|
Sn.meslektaşım,vergi dairesi alacaklarını özel yasa 6183 hükümlerine göre şirketten-alamazsa yetkililerden- ortaklardan da hisse payları oranında tahsil imkanı vardır.(borç aslen şirketin borcu olmasına rağmen)....
--T.T.K.na tabi özel şahıslar ve tüzel kişiler ise,rücu haklarını ancak bu kanuna göre kullanırlar. --şirketin borcunun bir kısmını vergi dairesine ödemek zorunda kalan eski ortak ,asıl borçlu şirkete rücu etmek zorunda olup,bunu da ancak TTK hükümlerine göre yapabilecektir. --şirketten tahsil etmek zorundadır. saygılar |
10-09-2008, 22:15 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
6183 sayılı yasanın kamu alacaklarının tahsili hakkındaki 35. maddesinde bir değişiklik yapıldı. Şirket hissedarları, şirketin kamu borçları bakımından eskiden şirketteki hissesinin şirket sermayesine oranlanması ile çıkan tutar kadar sorumluydu. Yani farz edelim şirket sermayesi 10.000 YTL ve hissedarın hisse nisbeti %10 ise, bu hissedar kamu borcunun tutarı ne olura olsun sermayenin %10'u kadar tutardan yani 1.000 YTL den sorumlu oluyordu. Bu durumun istismara neden olduğu düşünüldü ve hüküm değiştirildi. Şimdi hisseyi, kamu alacağının toplam tutarına oranlayıp çıkan tutarın tahsilatı cihetine gidiliyor. Yani aynı örnekte varsayalım kamu alacağı 100.000 YTL ise, %10 hisse sahibi olan hissedar kamu borcundan dolayı 10.000*10/100=10.000 YTL den mesul oluyor. Rücu olayına gelince, bildiğiniz gibi kanuni halefiyet geçerlidir. Alacaklının haklarına halef olunmaktadır. Şirketten tahsilatın yapılamadığı/yapılamayacağı ispatlanabiliyorsa doğrudan hissedarlara da gidebilirsiniz düşüncesindeyim. |
11-09-2008, 11:46 | #5 |
|
Sayın meslektaşım öncelikle bilgileriniz için çok teşekkür ederim. ancak halefiyet mümkündür demişsiniz, halefiyetin mümkün olduğu hallerin kanunda açıkça yazılı olması gerekmemekte diye biliyorum. benim bilgim bu yönde.
|
11-09-2008, 11:48 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Kanuni halefiyet var. BK 109 ve 141. madde vd. ile özellikle 147.md. anlamında. |
11-09-2008, 13:19 | #7 |
|
VUK Özel kanundur
Değerli meslektaşlarım şirket ortklarının vergisel sorumluluğu ile ilgili konularda dikkate alınmasını gerektiğini düşündüğüm bir hususa değinmek isterim. Şöyle ki :her ne kadar AATUHK ltd şirket ortaklarının kamu borçlarından sorumlulukları ile ilgili olarak bir kusursuz sorumluluk hükmü öngörmüş ise de anılı kanunun tüm kamu borçlarının tahsiline ilişkin genel bir düzenleme içerdiği unutulmamlıdır. Oysa söz konusu kamu borcu vergisel bir sorumluluk ile ilgili olduğunda özel kanun olarak öncelikle VUK hükümlerinin dikkate alınması ve AATUHK 35. madde hükmünün VUk 10. madde ile birlikte okunması zorunluluğu bulunmaktadır.
VUK 10. maddesinin ikinci fıkrası bu bakış açısı ile okunacak olunur ise birer tüzel kişi olan ltd şti. 'ler açısından AATUHK'de yer alan kusursuz sorumluluk hükümlerinin işletilebilmesi için öncelikle kanuni temsilcilerin kusur sorumluluğu yolunun işletilmesi gerektiği ortaya çıkar. Buradan iki çıkarıma varmak mümkündür. Birinci çıkarım vergisel sorumluluklar açısından AATUHK'de yer alan ortakların kusursuz sorumluluğu ilkesi uygulanamaz. İkinci çıkarım ise öncelikle kusur sorumluluğu ilkesine göre tahsilat cihetine gidilmesi eğer bu yolla kamu borcunun tahsili olanak dahilinde olmaz ise bu takdirde şirket ortaklarından tahsil yoluna gidilmelidir. Her iki çıkarımı da destekler niletikte Danıştay kararları okudum. Bu kararları kanun maddesine göre arama seçeneğini kullanarak danıştay web sitesinden edinmek mümkün. Konumuza dönecek olur isek: Kusuru olmaksızın şirkete ait bir borcu ödemek zorunda kalan şirket ortağının, (büyüğün içinde küçükde olur kuralı gereği) şirketin vergi borcundan öncelikle sorumlu tutulmuş bulunan şirket müdürlerine rücu etmek hakkı bulunduğunun tartışmasız olduğu kanaatindeyim. Yok kamu borcunu ödemiş olan ortak zaten müdür idi ise o halde şirket ana sözleşmesinde yahut karar defterinde alıan ve ilan edilen bir karar ile şirketin vergisel işlerinden sorumlu tutulmuş bulunan ayrı bir müdür var ise ona rücu edilmelidir. Bu da yok ise yani herkes eşit derecede müdür ise VUK 10. 3. fıkara uyarınca müdürlerin şirkete rücu hakları zaten mevcuttur. Ancak borca batık bir şirkete rücu etmenin ne derece mantıklı olacağı tartışmalıdır. Saygılar... |
11-09-2008, 16:24 | #8 |
|
Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre Ağustos 2008 itibariyle değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden konu ile ilgili olanları aşağıya taşıyorum. Daha sonra üzerinde tartışılabiliriz.
Saygılar... Limited Şirketlerin Amme Borçları Madde 35- (4369 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle değişen madde, Yürürlük: 29.7.1998) Limited şirket ortakları, (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle değişen ibare, Yürürlük: 06.06.2008) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan(*) amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.(**) (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (***) (5766 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008)Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (****) (*) (5766 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) şirketten tahsil imkanı bulunmayan (**) (4369 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) Limited ortaklıklarının amme borçları Madde 35- Limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortaklar vazettikleri veya vazını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulurlar. (***) (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra) (****) (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra) Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu Mukerrer Madde 35- (4108 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle eklenen mükerrer madde, Yürürlük: 02.06.1995) Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliğiolmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler. (5766 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur. (*) (5766 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz. (**) (*) (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra) (**) (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra) |
11-09-2008, 16:56 | #9 |
|
Alıntı:
Yazan avukat2007 Sayın meslektaşım öncelikle bilgileriniz için çok teşekkür ederim. ancak halefiyet mümkündür demişsiniz, halefiyetin mümkün olduğu hallerin kanunda açıkça yazılı olması gerekmemekte diye biliyorum. benim bilgim bu yönde. SAYIN SAİM BEY, Önceki mesajımda yanlış yazmışım. Bunu düzeltiyorum.Doğrusu: " Ancak halefiyet mümkündür demişsiniz, halefiyetin mümkün olduğu hallerin kanunda açıkça yazılı olması gerekmekte diye biliyorum." olacaktı. sadece düzeltme yapmak istedim. BK maddelerini inceleyeceğim. Teşekkürler |
06-12-2012, 00:43 | #10 |
|
adi ortaklıkta eski ortağın ödediği vergi borcunu yeni ortağa rücu etmesi
İki ortaklı Adi ortaklıkta ortak A payını noterden Kasım 2008 de sözleşmeyle B'ye devrediyor.B'de daha sonra Mart 2009 da noterden yapılan devir sözleşmesiyle C'ye devrediyor.C ise haziran 2009 da noterden bir taahhütname düzenliyor. Bu taahhütnamede C ." kendi adıma devir almış olduğum bu işyerinin devir aldığım tarihten önceki vadesi gelmemiş olanlar da dahil olmak üzere tüm vergi borçlarının ve dışarıya karşı olan tüm borçlarının tamamen tarafımdan ödeneceğini beyan kabul ve taahhüt ederim... tahmini borç miktarı 25.0000.TL dir...." şeklinde düzenleterek C imzalamıştır.
daha sonra ise vergi dairesinden vergi borcu bildirimi geliyor. A ve B 20.000 TL ye yakın vergi borcu ödüyorlar. Bu durumda ödedikleri bu parayı C'ye rücu edebilirler mi' ya da nasıl bir dava- takip açarlarsa zararlarını tahsil edebilirler? |
06-12-2012, 00:48 | #11 |
|
adi ortaklıkta eski ortağın ödediği vergi borcunu yeni ortağa rücu etmesi
İki ortaklı Adi ortaklıkta ortak A payını noterden Kasım 2008 de sözleşmeyle B'ye devrediyor.B'de daha sonra Mart 2009 da noterden yapılan devir sözleşmesiyle C'ye devrediyor.C ise haziran 2009 da noterden bir taahhütname düzenliyor. Bu taahhütnamede C ." kendi adıma devir almış olduğum bu işyerinin devir aldığım tarihten önceki vadesi gelmemiş olanlar da dahil olmak üzere tüm vergi borçlarının ve dışarıya karşı olan tüm borçlarının tamamen tarafımdan ödeneceğini beyan kabul ve taahhüt ederim... tahmini borç miktarı 25.0000.TL dir...." şeklinde düzenleterek C imzalamıştır.
daha sonra ise vergi dairesinden vergi borcu bildirimi geliyor. A ve B 20.000 TL ye yakın vergi borcu ödüyorlar. Bu durumda ödedikleri bu parayı C'ye rücu edebilirler mi' ya da nasıl bir dava- takip açarlarsa zararlarını tahsil edebilirler? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Patent Hakki / Tekel Hakki .. | ege | Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 13-11-2013 18:44 |
İpotek BorÇlusunun Kefİllere RÜcu Hakki | Hoca | Meslektaşların Soruları | 5 | 10-03-2011 20:36 |
Şİrket Hİssesİnİ Devreden İŞÇİnİn Ortakliktan Ayrildiktan Sonra İŞÇİ AlacaĞi | TRINITY | Meslektaşların Soruları | 0 | 19-06-2008 17:31 |
Kooperatİf BaŞkanliĞi Ve Yenİ OrtaĞin Yetkİ Sorunu | sakgoz79 | Meslektaşların Soruları | 1 | 03-03-2008 18:30 |
Hİssesİnİ Devreden Ltd.Ştİ. Temsİle Yetkİlİ OrtaĞin KarŞiliksiz Çekten SorumluluĞu | Av.Nursel | Meslektaşların Soruları | 1 | 30-06-2007 07:25 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |