|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-04-2012, 20:04 | #1 |
|
Ceza Hukuku- Yakalama-Gözaltı-Yazılı Emir
Arkadaşlar merhaba,
Yeni aldığım bir davamda, savcının sözlü emriyle yakalanan, teşhis işlemleri yapılan ve gözaltına alınan müvekkilimle ilgili olarak "savcının sözlü emirlerinin yazılı emre dönüştürülmesine ilişkin tutanakta" savcının adı, sicili, imzası bulunmasına rağmen tarih ve saat kısmı sadece "..../03/2012" yazılmak suretiyle boş bırakılmıştır. Bu durumda hukuka aykırı delilden bahsedilebilir mi? Yani yapılan işlemleri, elde edilen ifade ve sair delilleri hukuka aykırı sayabilir miyiz? Bir de polisin tuttuğu yakalama tutanağında saat 23.50 görünmesine rağmen doktor raporunun alındığı saat 23.15 olarak görünmektedir. Bu husus da lehimize değerlendirilebilir mi? |
13-04-2012, 22:23 | #2 |
|
Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
Yakalama işlemi Madde 6 Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır, bu tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir. Bu kişiye ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildiğini ve kendisi tarafından da bu hususun anlaşıldığını belirten bu Yönetmeliğe ekli "Yakalama ve Gözaltına Alma Tutanağı Şüpheli ve Sanık Hakları Formu" (EK-A) tanzim edilerek imzalı bir örneği verilir. Yakalama ve gözaltı işlemlerine karşı hâkime başvurma Madde 15 - Yakalama, gözaltına alma işlemine veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafi veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı hemen serbest bırakılmasını sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir. Yakalanan kişinin dilekçesi yetkili hâkime en seri şekilde ulaştırılır. Eğer verilmemişse kolluktan eksik olarak düzenlenen yakalama işlemine ilişkin tutanağın örneğini isteyin.Doktor tarafından düzenlenen rapordaki saat fakı da bence lehinize değerlendirmede göz önünde bulundurulur.İyi çalışmalar. |
14-04-2012, 09:10 | #3 |
|
Yanıtınız için teşekkürler, verdiğiniz bilgilerden de yararlanacağım.
Polisin düzenlediği bir yakalama tutanağı var altında müvekkilin imzası da var ancak müvekkile kendisine verilip verilmediğini soracağım. Ancak benim daha merak ettiğim, sözlü emrin yazılı emre dönüştürülme zorunluluğu olup olmadığı ve varsa bu zorunluluğun belli bir süresi olup olmadığı. Kanunda ve yönetmelikte bu hususta bir açıklık bulamadım. Bakıp da görmüyor muyum acaba çünkü hatırladığım kadarıyla böyle bir zorunluluk vardı. |
14-04-2012, 11:32 | #4 |
|
Zorunluluk var diye biliyorum.Hatta 'Cumhuriyet savcısı tarafından verilen sözlü emir, en kısa zamanda yazılı hâle dönüştürülerek mümkün olması hâlinde en seri iletişim vasıtasıyla ilgili kolluğa bildirilir; aksi hâlde ilgili kolluk görevlilerince alınmasına hazır edilir.'Ama zaman sınırlaması biraz soyut kalmış.En kısa zamanı değerlendirme hakimin takdirinde.
cmk CUMHURİYET SAVCISININ GÖREV VE YETKİLERİ Madde 161 - (3) Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir. |
14-04-2012, 14:00 | #5 |
|
Anladığım kadarıyla boş bırakılan bu tarih yakalama,gözaltı ve teşhis tutanaklarında değil, C.savcısının sözlü emrini yazılı hale dönüştürdüğü tutanakta yer alıyor. CMK 161/3.m göre C.savcısının kolluğa verdiği emirler ; KURAL: Yazılı olmalı , İSTİSNA: Acele hallerde sözlü de verilebilir. Bu somut olayda şüphelinin kaçma ihtimali olduğu dikkate alınırsa acele hal olduğu var sayılabilir ve C.savcısının emrini sözlü vermesinde bir sıkıntı yok. Sizin kafanızın karıştığı husus, 161/3 te belirtilen bu sözlü emrin en kısa sürede yazılı olarak bildirilip bildirilmediği hususundadır. Gerçekten de 161/3 te de belirtildiği üzere C.savcısı eğer bir sözlü emir vermişse bunu en kısa sürede yazılı olarakta bildirmelidir. Yani C.savcısı bu bildirimi yapmak zorundadır. Fakat bu konuda C.savcısını kesin olarak bağlayıcı bir süre yoktur. Çünkü madde metninde "en kısa süre" kavramına yer verilmiştir. Bu da tahmin edersiniz ki somut olaydaki koşullara göre takdir edilecek bir kavramdır. Ancak sözlü emrin yazılı tekrarına ilişkin bu tutanakta tarih boş bırakıldığı için, şahsi fikrim şudur ki: C.savcısı şu an sözlü emrini yazılı olarak bildirmemiştir. Zira burada en kısa süre kavramını tespit edemeyiz. Çünkü tarihi net bilmiyoruz. Ama mahkeme tarafından hukuka aykırı delil olarak dikkate alınır mı, alınmaz mı o husus mahkemenin takdirinde diye düşünüyorum. Zira C.savcısının yapmak zorunda olduğu bu bildirim örneğin bu yakalama işleminin özünü etkileyen bir durum mudur buna mahkeme karar verecektir.
Yakalama tutanağı ile doktor raporu arasındaki saat farklarını ileri sürmeniz sizin lehinize olacaktır. Mahkeme bu hususta tereddüt uyandırabilirsiniz diye düşünüyorum. |
14-04-2012, 14:14 | #6 |
|
Bu konuda Feridun Yenisey'in makalesini okumuştum zamanında. Sizin konunuzla ilgili olarak, yazılı emir konusunda kesin bir kıstas yok. Feridun Yenisey yazılı emre dönüştürülmesi gerektiğini yazmış ancak süre konusuna hiç değinmemişti.
Benim dosyamda, tarih ve saat belliydi ancak 10 saat sonraydı. Dilekçemde, savcının 24 saat esasına göre MAKAMINDA nöbet tutması gerektiğini, evinde veya başka yerde nöbet tutmak gibi bir kavramın olamayacağını, suçun her zaman işlenebileceğini, makamında bulunmayarak "en kısa zaman" kıstasını genişletemeyeceğini vs vs beyan etmiştim. Sizin olayınızda ise tarih bile belli değil. Yazılı emirle yakalama ve gözaltına alma karşısında, sanık lehine doğan haklar var. Böyle belirsiz bir durumda, müvekkilinizin hakların ihlal edildiğini, elde edilen ifadelerin hukuka aykırı hale gelebileceğini düşünüyorum. Ceza hukukunda her şey net olmalıdır. Saat konusundaki çelişki de söz konusu soruşturmanın ve düzenlenen tutanakların, ceza hukukunda gösterilmesi gereken özene aykırı olarak yapıldığının delillerinden biri olacaktır. Neticede üzülerek söylüyorum ki özellikle yerel mahkemeler bu hususları genellikle önemsemiyor. Ancak biz avukatlar reddedileceğini bilsek bile usul konusunda baskı yaparsak zamanla hukuka aykırı delil kavramı daha da oturacak ve en azından gelecekteki müvekkillerimiz insan haklarına uygun bir şekilde yargılanacaklardır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
polisin yazılı emir olmadan eylemleri | afsinburak | Meslektaşların Soruları | 0 | 17-07-2010 11:16 |
İT Merciinin kesin kararlarına karşı yazılı emir yolu | av.sultannn | Meslektaşların Soruları | 3 | 20-04-2010 22:00 |
Yazılı Emir / Kanun Yararına Bozma | Av.Özgür Özlem Öngel | Meslektaşların Soruları | 2 | 26-11-2007 15:10 |
Yazılı Emir Yolu | Av.Kadir | Meslektaşların Soruları | 5 | 22-12-2006 13:05 |
yazılı emir | olcsvl | Meslektaşların Soruları | 1 | 22-12-2006 00:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |