|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-07-2011, 10:34 | #1 |
|
Babaanne Ve Dede Üzerİne Kayitli Çocuk
Müvekkilin eşi 4 ay önce iş kazası sonucu vefat etmiş.11 ve 9 yaşlarında iki çocuğu var.Davalı işverene karşı tazminat davası açacağız.Sorun şu; 11 yaşında olan çocuğu zamanında babaanne ve dedenin çocuğu gibi nüfusa kaydettirmişler.Tazminat davasını hemen açıp tedbir talep etmemiz gerekiyor.Anne ve küçük çocuk için tazminat davası açarken, dilekçede diğer çocuğun varlığından bahsedip, onun içinde hemen nüfus davası açmayı düşünüyorum.Çocuğun müvekkil ve eşinin çocuğu olduğunu tespit ettirdikten sonra, çocuk için ayrı bir tazminat davası açıp, davaların birleştirilmesini talep edeceğim.
Olayla ilgili düşündüğüm işleyiş doğrumudur?Hatalı düşündüğüm bir yer var mıdır?Görüşlerinizi paylaşır mısınız? |
06-07-2011, 10:58 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Tek bişey diyerek sizi uyarmak istiyorum; eğer bu çocuklar, babaannesinin ve dedesinin sağlık sigortasından yararlanmış iseler, nitelikli dolandırıcılık suçlaması ve davası ile karşı karşıya kalacağınızı söylem isterim. Resmi evrakta sahtecilik ve soybağını değiştirme suçları da var ama bunlar muhtemelen zamanaşımına uğramıştır. İlk başta olacakların hesabını yapmanızı öneririm. Konuyla ilgili olarak da; Her iki çocuk için de dava açmanızı ancak veli veya vasileri tarafından yapılabilir. Bu anlamda öncelikli olarak nüfus davasına yönelmeniz gerekmekte. İş kazalarında 10 yıllık zamanaşımı süresi olduğundan bence bu işleri yetiştirmenizde sıkıntı olmaz. Öncelikli olarak anne ve diğer çocuk için dava açın ancak dava dilekçesinde, babaannenin yanındaki çocuğun durumunu belirtin. |
12-10-2011, 12:12 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Çocuk doğduğundan itibaren, aslında dedesi olup babası gibi görünen dedesinin sigortasından yararlanmıştır.Fakat zaten biyolojik babası olan şahısta çocuk doğduğundan beri sigortalı olarak çalışmıştır.Yani gerçek babasının çocuğu olarak görünseydide onun sigortasından faydalanacaktı.Amacın bu olmadığı ortada.Yine de dolandırıcılık suçlaması olabilir mi? |
12-10-2011, 12:25 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Tamamen şahsi görüşüm olmakla birlikte, "ceza yargılamasında bu olmasaydı yine bu olacaktı" demenin mantığı olmayacağına göre, bence suç unsuru oluşmuş sayılacaktır. |
12-10-2011, 14:51 | #5 |
|
Ceza yargilamasinda, "Bu olmasaydi yine bu olacakti." demenin mantigi oldugunu dusunuyorum.
|
12-10-2011, 14:54 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
zimmete aktarım yapılmış olan paranın bulunduğu kasa, daha sonra hırsızlık fiiliyle soyguna konu olsa, zimmetten suçlama olmayacak mı? |
12-10-2011, 15:00 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
O olayla bu olay bir mi? O zaman: Zaten olmus ( vefaat etmis ) birini bir daha oldurebilir misiniz? |
12-10-2011, 15:09 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
sanki "işlenemez suç" ile Nil hanımın bahsettiği olayı karıştıyorsunuz. Ozaman yeşil kartı olanlar başkalarının kartıyla tedavi olsun, ilaç alsın; sonrada çıkıp "benim yeşil kartım var" desin. Sizce bunun korunur bir tarafı olabilir mi? Ve işin sonucuna dair bişey söylemek istiyorum, sizin dediğiniz savunmayı ben kendi savunmanlığımı yaptığım dosyada söyledim ama mahkeme dolandırıcılıktan dolayı ceza verdi Demekki "bu olmazsaydı yine bu olacaktı" demek cezalandırmaktan kurtulmayı sağlamıyor. |
12-10-2011, 15:20 | #9 |
|
Karistirmiyorum. Sizin bir olmayan cevabiniza bir olmayan cevap verdim. Yoksa buradaki cevabimda kastin belirlenmesini baz aliyorum. O olayla bu olay da bir degil. Hem benim dedigim savunmayi yapmissiniz. Dosyayi gormeden bir sey denilemez ama belki mahkeme yanlis karar verdi. Ben sadece genellemenize atif yaptim yoksa zaten bu olayda da sadece anlatilanlarla sonuca varilamaz.
|
12-10-2011, 15:29 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, 18 yaşına kadar sağlıktan yararlanma hakkı olan birisi, başka bir şahıs (büyükannesinin nüfusuna kayıt ettirilerek) üzerinden sağlıktan yararlandırılmıştı. Ben savunmamda, zaten bu şahsın ücretsiz sağlıktan yararlanma hakkı var dedim. Ama dediğiniz gibi belki mahkeme yanlış karar verdi belki de doğru karar verdi, bilemem. Ozaman bana da yanlış karar gibi gelmişti. Benim verdiğim örnekler, bana göre Nil hanımın olayında suç unsurunu oluşturuyor. Ancak bu bir görüştür, yoksa buna dair net birşey demek için somut bir belge (içtihat gibi) olması, daha yerinde olacak. Belki de ben yanlış düşünüyorumdur, kim bilir? |
12-10-2011, 15:34 | #11 |
|
Belki de ben yanlis dusunuyorum. Belki de ilerde bunun farkina varacagim ve sizi hatirlayacagim Kadir Bey demisti diye.
Acaba mi diye dusunmemi ve ilk firsatta konuyu daha detayli arastirmami sagladiginiz icin tesekkurler. |
12-10-2011, 15:56 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Asıl ben teşekkür ederim, belki dedirttiğiniz için |
13-10-2011, 23:40 | #13 |
|
Bunların yanında soybağının değiştirilmesi suçu da söz konusu, eğer bu durum nüfus müdürlüğünden kaynaklanmıyorsa(ki olayımızda böyle görünmüyor)soy bağının değiştirilmesi suçunun varlığı konusuna da dikkat etmeli.
|
14-10-2011, 13:52 | #14 |
|
Neden çocuk dedesinin nüfusuna kaydedilmiş? Bunda amaçlanan ne? Bence bu soruların cevabını bir öğrenelim. Sağlıktan faydalanmak gibi bir amaç yok ise eminim başka bir amaç var.
|
15-10-2011, 08:38 | #15 |
|
İlk mailimde de belirttiğim üzere; Bu tür durumda 2 suç türünün temelde var olduğunu 1 suç türünün de duruma göre var olacağını söylemek isterim;
1- Soybağını değiştirme suçu TCK 231.md 2- Resmi evrakta sahtecilik suçu TCK 204.md 3- SGK (yada resmi yada özel kişiler) ile ilgili bir işlem konusu yapılmış ise dolandırıcılık suçu TCK 157-158 sayın Tuğba hanımın merakına yönelik soruya ise, toplumumuzun kanayan yarası haline gelen muvazaalı boşanmayla ana babadan gelen emeklilik maaşından yararlanmak yada torununu yada yiğenini sigortadan yararlanması için kendi nüfusuna almak. hatta nüfusu çok olan kişiler, çocuğu olmayanlara çocuklarını vermeleri vs. İşte SGK ile ilgili popüler olan suçlar ve sebepleri bunlardır. |
07-12-2011, 13:56 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Madem sordunuz anlatayım ama biraz uzun.Müvekkillerce bana anlatılan şu:Çocuğun annesi nüfusa küçük yazılmış.Doğum yaptığında 13 yaşında görünüyormuş, yaşını düzeltmek için Batmanda dava açtıklarını söylüyorlar.Fakat onun anneside (anneanne) küçük yazıldığı için dava sonuçlanamamış.Annenin yaşını büyütseler, anneanne kızını 10-11 yaşında doğurmuş gibi bir çelişki ortaya çıkıyormuş.Dava red mi edilmiş, takipsiz mi bırakılmış kesin cevap veremiyorlar.Velhasıl anne 13 yaşında göründüğü için ne yapacaklarını bilememişler ve babaanne-dedenin çocuğu gibi yazdırmışlar. |
07-12-2011, 14:44 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir ek soru sormak istiyorum.Bu davayı halen açmadım.Cehaletten kaynaklanan öyle saçmalıklar yapmışlarki, hikayeyi neresinden tutsam elimde kalıyor.Müvekkile çocuğun nüfusdaki doğum tarihi bari doğrumu diye sordum.(Bunun için kendimi tebrik ediyorum.Sormasan söylemiyorlar)Kemal Sunal öldükten 2 gün sonra devlet hastanesinde doğurdum diyor.Araştırdın 3.7.2000 de vefat etmiş.Yani çocuk 5.7.2000 de doğmuş demek oluyor.Ama nüfusda 6.6.2000 yazılı.Şimdi çocuğun mğvekkilin cocuğu olduğunu ispat için 3.7.2000 tarihi için hastaneye müzekkere yazılacak.Bizim yaş düzeltme talebimiz yok.Yani resmi olarak 6.6.2000 doğumlu görünen çocuk benim çocuğumdur diyoruz.İspat için 5.7.2000 tarihini veriyoruz ama doğum tarihi düzeltilsin demiyoruz. Bu durum benim davamı olumsuz etkiler mi acaba? |
07-12-2011, 17:49 | #18 |
|
TMK. da dava zamanaşımı mevcut.Baba durumu bildiği için dava zamanaşımından ret edilebilir. Kaldı ki; baba kendi muvazaasına karşı kendisini nasıl savunacak !.. saygılar
|
13-12-2011, 11:54 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Baba 14.2.2011 de vefat etmiş.. Bu davada reşit olamayan çocuk kayyım talep edilerek davalı gösterilmeli mi |
13-12-2011, 16:51 | #20 |
|
Sayın meslekdaşım daha önce açıp sonuçlandırdığım bir davayı hatırladım, gerçek annenin dava açması yerine, nüfusda anne olarak görünen (yani babaannesi) kişi dava açarak "Bu çocuğu ben doğurmadım şu kişi doğurdu diyerek" çocuğu kendi nüfusundan sildirir ve aynı davada verilecek karar ile çocuk gerçek annenin ve babanın nüfusuna kayıt edilir. Eğer hastane kayıtlarındaki doğum raporu ve kayıtlarında gerçekten kimin doğurduğu yazılı ise fazla sorun yok, fakat mahkeme gerekli görürse çocuk kimden doğmuş diye tahliller vs. yaptırıp raporlar almak zorunda ve bu davada menfaat çatışması olduğundan çocuğa mutlaka kayyım tayini de gerekiyor, aksi takdirde yargıtay kararı bozuyor.
Yani çocuğu doğurmamış olan kadın her zaman bu davayı açabilir, yargıtay kararları var, gerekli olursa size buradan Yargıtay karar no'sunu bulup vermeye çalışırım. Not: Nüfus ile ilgili dava devam ederken, anna ve diğer çocuğun tazminat davasını açıp yürütmesinde sakınca görmüyorum, nüfus davası bittiğinde nüfusa yeni kayıt görecek çocuk adınada açılacak dava o dava ile birleştirilir, hiç olmazsa o güne kadar tazminat davası yürümüş ve sonuca yaklaşmış olur.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kızımın kimliği babaanne dedesi üzerine kayıtlı. | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 24-09-2010 23:05 |
Babaanne ve dede üzerine kayıtlı çocuğun anneliğin tespitini istemesi | Av.şebnem çiçek | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 09-05-2009 13:40 |
dede ile sorun | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 03-12-2008 16:14 |
Anne Adina Kayitli Parsel Üzerİnde Kurulu Aİle Konutu | Ersin KUŞ | Meslektaşların Soruları | 0 | 07-07-2008 15:20 |
Davayi Dede Açtı, Sonunu Torun Gördü!!! | Av.Yasar SALDIRAY | Hukuk Haberleri | 0 | 19-05-2008 11:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |