Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kooperatifler hakkında

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2007, 23:06   #1
av.hakan

 
Varsayılan kooperatifler hakkında

bir müvekkilim uyesi olduğu kooperatiften ihraç ediliyor ve bunun sonucunda savcılığa suç duyurusunda bulunarak yöneticiler hakkında dava açılmasını sağlıyor...şimdi benden bu ihraç kararının iptali için dava açmamı istiyor. bilgisi olan arkadaşlara sorum açaba bu ceza davası ihraç kararının açılması için öngörülen sureyı durdururmu..? şimdiden tesekkurler...
Old 24-09-2007, 23:40   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Kooperatifler Kanununun 16. maddesi uyarınca üyelikten ihraç kararlarına ilişkin dava açma süresi 3 aydır. Ceza soruşturması bu süreyi durdurmaz. Aşağıdaki kararda görüldüğü gibi soruşturmanın bekletici mesele sayılması öngörülmüştür. Ancak burada dava süresinde açılmıştır. Bu süre hak düşürücüdür. Eğer geçirilmişse; soruşturmanın kapsamına ve açılacak ceza davasının sonucuna göre butlan veya yokluk nedenleriyle alınan karara karşı dava açma yoluna gidilebilir. Ancak bunun için soruşturma kapsamının ihraç kararı ile ilgili olarak yöneticilerin yaptığı işlemi hukuki temelden yoksun kılacak nitelikte olması gerekir.


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/192
Karar: 1999/2488
Karar Tarihi: 22.03.1999
ÖZET: Mahkemece davacının usulünce istifa ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, davacı vekilince anılan istifa dilekçesi altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bildirerek, bu hususta Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu belirttiğine göre, anılan ceza soruşturması sonucunun beklenilmesi gerektiğinde imzanın sahteliğinin belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
(1163 S. K. m. 53)
Dava: Taraflar arasındaki davanın Mersin Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 27.2.1998 tarih ve 1076-260 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi A. S. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olup, hakkında hiçbir gerekçe olmaksızın genel kurul kararıyla ihracına karar verildiğini ileri sürerek 28.6.1997 günlü genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif temsilcileri davaya cevaplarında davacıların toplu konut kredisi presedürünün işleyebilmesi için geçici üye olarak kaydedildiklerini, bilahare vermiş oldukları istifa dilekçelerini istinaden 3.8.1996 tarihli yönetim kurulu kararıyla kooperatifle ilişkisinin kesildiğini, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davacının kooperatif ortaklığının geçici olması, bilahare istifa etmesine, gerçek ortaklar gibi tüm vecibelerini yerine getirmemesine, 1163 sayılı yasanın 53. maddesine göre bir aylık sürede davanın da açılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı, kooperatif ortaklığından ihracına ilişkin alınan genel kurul kararının iptalini istemiştir.

Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesine göre açılan genel kurul kararının iptali istemine değil, aynı Yasa'nın 16/3 ncü maddesine göre açılan ihraç kararının iptali davası olduğundan, dava açma bir aylık değil, üç aylık hak düşürücü süreye tabidir. Bu üç aylık hale düşürücü süre ise, genel kurulca verilen ihraç kararının noter marifetiyle ihraç edilen ortağa tebliğ tarihinden işlemeye başlayacaktır. O nedenle davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

İşin esasına gelince, mahkemece davacının usulünce istifa ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, davacı vekilince anılan 26.6.1996 tarihli istifa dilekçesi altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını 28.1.1998 günlü bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bildirerek, bu hususta Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu belirttiğine göre, anılan ceza soruşturması sonucunun beklenilmesi gerektiğinde imzanın sahteliğinin belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 25-09-2007, 21:55   #3
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

ben sayın Doğanel'e katılmıyorum. Üç aylık başvuru süresi geçtikten sonra bu davayı açabileceğinizi düşünmüyorum. Bu süre hak düşürücü süredir.

Sayın Doğanel'in verdiği kararda zamanında açılmış bir dava ve istifa dilekçesine ilişkin olarak imza inkarı söz konusudur. Ceza davasının bekletilici mesele yapılması da bu nedenledir.

Bence üç ay içinde dava açmadığınız için artık dava hakkınız kalmamıştır. Kuşkusuz ki burada sayın Doğanel'in ifade ettiği yoklukla butlanlık hali önem kazanacaktır. Ancak ben butlan halinin tespiti için de üç ay içinde dava açılması gerektiğini bundan sonra kabul nedeni ile dava açılamayacağını düşünüyorum.

Saygılar
Old 25-09-2007, 22:10   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Butlan konusunda katılıyorum. Haklısınız. Zaten 3 ay içinde açılan davada yapılan iptal bir nevi batıl olan hukuki işlemin bu yönünü tespit eder. (Yani Nisbi Butlanda ilgilinin bu durumu ileri sürmesi halinde işlem iptal edilir. (Mutlak Butlan da olabilir ben bunları hep karıştırırım. )

Ancak Yokluk halinde süreye bakılmaz diye biliyorum. Çünkü yoklukta işlem yapıldığı andan itibaren hiç doğmamıştır. Yapılan bunun tespitidir. Ceza davası sonucunda yokluk halini oluşturacak bir netice çıkarsa (olayı bilmiyoruz, bu nedenle olabilir veya olamaz diyemiyoruz.) yokluğun tespiti için dava açılabilir belki.. (Mesela: Aslında Yönetim Kurulunda temsil yetkisi olmayan kimselerin karara katılması gibi..)
Old 26-09-2007, 00:39   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

Sayın Doğanel;

Benim düşüncem hak düşürücü süreden kaynaklanıyor.

diğer bir ifade ile üç ay içinde dava açılmadı ise yapılan işlemin kabul edildiğini varsayıyorum.

Yani üç ay içinde dava açmadı iseniz butlan da dail olmak üzere hiç bir biçimde dava açamayacağınızı düşünüyorum.

Bir de olaya şu açıdan bakalım:

Atılma gerçekleşti, iki yıl sonra açtığınız ceza davasını kazandınız, yöneticileri mahkum ettirdiniz.

alınan karar üzerinde etkisi?

O genel kurul kararı.

Burada şu karşımıza çıkabilir. Usulüne uygun çağrı yapılmadı ise genel kurul iptal edilebilir. Ama bu da süreye bağlı.
Ancak genel kurulun geçerli olduğunu kabul ediyorsak bir ve üç aylık sürelere uymak zorundayız diye düşünüyorum.

Saygılar
Old 26-09-2007, 00:51   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Ben de aynı şekilde düşünüyorum ancak, Yokluk hali için bir çekince koyuyorum.. Çünkü Yokluk yaptırımı işlemi baştan itibaren hükümsüz kılar. Yapılırsa kesin sonuç verir demiyorum. Ancak koşulları uyarsa başarı şansı vardır.
Old 26-09-2007, 01:21   #7
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

Sayın Doğanel;

Yokluk farazi bir kavramdır. Bir insanın ortaklıktan atılması ise gerçektir.

Ben bu tartışmadan çok keyif aldım.

Sabaha kadar devam edebilirim.

Ama atladığınız nokta, kabul varsa artık yokluğa dayanamazsınız.

Diğer bir ifade ile artık burada genel kurul kararının iptalini isteme süresi geçmiştir.(kabul) Genel kurulun iptali istenebilir mi bilmiyorum. Genel kurul iptal edilirse o genel kurulda alınan kararla da kendiliğinden yok hükmünde olacaktır.

Saygılar
Old 26-09-2007, 03:26   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan muzaffererdoğan
Diğer bir ifade ile artık burada genel kurul kararının iptalini isteme süresi geçmiştir.(kabul) Genel kurulun iptali istenebilir mi bilmiyorum. Genel kurul iptal edilirse o genel kurulda alınan kararla da kendiliğinden yok hükmünde olacaktır.
İşte bu kadar uçuk bir ihtimal bahsettiğimiz. Ancak olayda bir savcılık soruşturması bulunduğu için bazı ihtimaller akla gelmiyor değil. Örneğin, ciddi bir zimmet birlikteliği içerisinde olan yönetimin genel kurulu da bir kısım sahte belge ile yanıltıp, bu tip bir kararın alınmasını sağlaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Öyle ki üyelikten çıkarılan kişi dahi hukuku iyi bilmemekten kaynaklanan hatası ile açacağı davada şansı olmadığı düşüncesine kapılabilir. Ancak yine de düşük bir ihtimaldir. Yokluk istisnai ve az görülen bir durumdur. Ancak farazi bir kavram değildir. Bir hukuk kavramıdır.
Old 29-09-2007, 22:31   #9
av.hakan

 
Varsayılan

arkadaşlar tesekkur edıyorum..olay soyle ozetle ...müvekkil bır koop.uye ve gırıste bır sozleşme yapılıyor ve su fıyata su odemeler yapıldığında anahtar teslımıdır dıyorlar fiyatlar için ve muvekkıl odemelerını yaparak uye oluyor...yıllar sonra ekonomık durum falan bahane edılerek ekstra paralar ıstenıyor ve koop da bıtmeyınce muvekkıl nedenını soruyor arkasından ıhrac ve savcılık sıkayetı ve dava..muvekkıl 3 ay ıcınde ıtıraz edıyor lakın bu ıtıraz g.k. degıl y.k. yapılıyor ..
Old 30-09-2007, 00:36   #10
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

Şimdi olayı çok karıştırdınız.
1- Müvekkiliniz genel kurula katıldı mı?
Muhalefet şerhi varmı
genel kurulda alınan kararlar ek ödeme niteliğide mi

2- aradaki sözleşme kooperaTİFİN ÜYELİĞİNİNİ DEVRALINMASI MI YOK SA KOOPERATİFİN MÜVEKKİLİNZE KARŞI BİR YÜKÜMLÜLÜK ÜSTLENMESİ (İSTİSNA) sözleşmesi mi

Olayı şöyle açıklayayım: müvekkilinizle kooperatif arasında yapılan sözleşme belli bir miktar karşılığında evi teslim etmeyi mi taahhüt ediyor yoksa onu üye olarak kabul edip belli yükümler yükleme hakkı veriyor mu?

Yasaya göre kooperatifler de A.Ş. statüsündedir (bazı farklarla). Bir kooperatifin ana sözleşmesine baştan 30 lira ödeyen kişiye evine anahtar tesilm vereceğiz, diğerlerinden de artan oranlarda para alacağız demesi mümkündür. Bu sözleşme kooperatifi bağlar.

Anlattığınız olayda çok farklı tartışmalar çıkabilir.

somuta bakarak tartışacaksınız.

YK. yamüracaat etmesi önemli değil diye anımsıyorum. Şu konuda emin değilim. YK itirazı reddederse kendiliğinden mi genel kurula gidecek, yoksa müvekkilinizin dilekçe vermesi mi gerekecek. bu konuda ona bir bakın.

Saygılar
Old 30-09-2007, 12:17   #11
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

Sayın Doğanel. Bence de genel kurulun yanıltılması durumunda zamanaşımı işlemez. öğrenildiği tarihten itibaren işler. Ama sizin de ifade ettiğiniz gibi ayrık bir durum.

Ben yanıltılma olmadığını varsayarak tartıştım.

Saygılar.
Old 12-10-2007, 00:52   #13
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > kooper

Sn Hakan;

Kooperatif anahtar teslimi olarak üye de kaydedebilir, ana sözleşmede yetkisi var ise bir kişi ile anlaşma yaparak aldığı bir miktar bedel karşılığında eşit özellikleri taşıyan bir evi teslim taahhüdü altına da girebilir.

Size şöyle bir örnek vereyim. Olay gerçektir.

Bir müvekkilimin bir kooperatifin yüklenicisinden alacağı var. Çeki icraya koyduk. Kooperatif başkanı, müteahhit ve alacaklı oturarak müteahhidin alacaklarından kesilmek üzere bir evin teslimi konusunda anlaşıldı. Anlaşma kooperatife ibraz edildi ve kooperatif de bu sözleşmeye dayanarak müvekkili üye kaydetti. Bu durumda benim müvekkilimden para istenmemesi gerekir.Daha sonra müvekkile aidatları ödemediği için ihtar yapıldı. Atılma kararı alındı. Süreesi içiğnde dava açtık.

Tabi burada özel bir durum var. Benim müvekkilin sulh olduğu miktar o zamanki ödemelerin üzerinde idi. Sözleşme de kooperatife ibraz edildi ve alacak miktarının istihkaklardan kesilerek müvekkil hesabına yatırılması gerekiyordu.

Bunlar yapılmamış. Daha sonra müteahhit sözleşmeti YK onayı ile başkasına devretmiş. YK da onaylamış.

Dediğim gibi sonuçta müvekkile iki ihtar yapıldı ve atılma kararı çıktı. Genel kurul kararının iptali için dava açtım.

Gelen bilirkişi raporunda yapılan sözleşmeden söz edilerek böyle bir sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmede belirtilen bedelin ödenmiş varsayılması gerektiği, bu nedenle faiz işletilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek müvekkilin halen kooperatiften alacaklı konumda olduğu kabul edildi.

Mahkeme rapora uygfun karar verdi, kooperatif temyiz etti, karar onandı geldi.

Diğer bir şekil düşünülebilir.

Bir arsa sahibi veya 10 arsa sahibi birleşerek bir kooperatif kurdu. Bu kooperatif bir müteahhit ile %50 üzerinden anlaşma yaptı. Müteahhit hissesine düşen dairelerden birini başka bir bedel istemeksizin anahtar teslimi olarak sattı. Kooperatf de bu kişiyi üyeliğe kabul etti. Şimdi bu kişi üye olduktan sonra kooperatifin diğer üyeleri ile eşit ödeme koşullarına mı sahip olacak.

Burada sizin müvekkilinizin durumu ve kooperatif karşısındaki statüsü önem kazanır.

Saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kooperatifler hukuku melekis Meslektaşların Soruları 4 04-02-2011 21:24
Ah şu kooperatifler av.sally Meslektaşların Soruları 3 23-05-2007 18:38
Kooperatifler av.yeliz Meslektaşların Soruları 2 20-05-2007 03:47
Tasfiye Halindeki Kooperatifler Denizatı Hukuk Soruları Arşivi 8 15-03-2007 23:29
Kooperatifler Birliği av.fatmanur Meslektaşların Soruları 0 10-01-2007 22:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06671906 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.