25-06-2013, 12:56 | #1 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
HMK 65'e Asli Müdahale ile Birleştirme Talepli Dava Açma uygulamalarının farkları
Eski HUMK zamanında davaya müdahale konusu yasada sadece "feri müdahale" kapsamında yer alıyordu (Bkz. dipnot 1). Ancak Yargıtay içtihatları ve doktrinde müdahale asli ve feri müdahale olarak ikiye ayrılmış ve yasada yer almasa dahi "asli müdahale" pratikte uygulanan bir mekanizma olmuştu (Bkz bu başlıktaki içtihatlar ve dipnot 2).
Yeni HMK'da ise bu uygulama şekli yasaya da girdi ve kanun feri müdahalenin dışında ayrı bir madde ile asli müdahale uygulamasını da düzenledi:
Eski HUMK'da içtihatlarla düzenlenen bu "asli müdahale" kavramının dışında bir de eskiden beri usul hukukumuzda yer alan "birleştirme talepli dava açma" uygulamamız var. Mevcut bir davaya "katılmak" isteyen potansiyel davacılar, birleştirme talepli yeni bir dava açarak, HUMK'daki davaların birleştirilmesine dair hükümlere dayanarak (ve ikinci mahkemenin vereceği birleştirme kararı sonrasında) ilk davanın tarafı haline gelirdi. Bu uygulamanın yasal dayanağı eski HUMK'da yer alan ve yeni HMK'da da düzenlenen "Davaların Birleştirilmesi" maddeleri(ydi). (Bkz dipnot 3). Ancak yeni HMK'da asli müdahale oldukça açık şekilde düzenlendiğine göre, eskiden beri uygulamaya yerleşmiş birleştirme talepli dava açma uygulaması artık halen bir anlam ifade eder mi bu konuyu tartışmak istedim. Bir diğer deyişle, bir davaya taraf olma amacıyla katılma arzusundaki bir kişi, eskiden sıkça yapıldığı üzere birleştirme talepli yeni dava açmak yerine, doğrudan mevcut davaya asli müdahale talebinde bulunursa bu iki yöntemin usuli sonuçları (örneğin harç, davalının savunmaları, ilamın icrası vs.) açısından ne farklar olabilir? Olayı soyutluktan kurtarmak için bir de somut örnek düşünelim. Sendika üyesi A, sendika genel kurulunun iptali için X Mahkemesinde bir dava açmıştır ve dava görülmektedir. Sendika üyesi B'de aynı genel kurulun iptali için dava açmayı planlamaktadır ve tam dava açmak üzereyken A'nın bu mevcut derdest davasını haber alır. B iki yoldan birini izleyebilir: 1) Genel kurulun iptali için -aynı adliyede ama tevzi nedeniyle farklı mahkemede- ayrı bir dava açabilir ama davayı açarken ilk dava ile birleştirme talep eder (birleştirme talepli dava). 2) Ayrı bir dava açmak yerine, A'nın davasını görmekte olan mahkemeye "Asli Müdahale" talebinde bulunabilir. Bu iki yöntem arasında özellikle işlemin sonuçları yönünden ben kendi adıma bir fark olmadığı düşüncesindeyim. İlk yöntem benimsense ve ayrı bir dava açılıp, yeni mahkemece HMK 166 gereğince birleştirme talebi verilse, bu durumun asli müdahale talebinin kabulü durumundan sizce bir farkı var mıdır? Bir diğer deyişle HMK 65, birleştirme talepli yeni dava açma uygulamasını gereksiz ve anlamsız kılmıştır diyebilir miyiz? Görüş ve yorumlarınız için teşekkürler! Dipnot 1:
Dipnot 2:
Dipnot 3:
|
25-06-2013, 14:43 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
HMK 65 Madde Gerekçesi: "Bu maddede, doktrin ve uygulamada tereddüt etmeden kabul edilen ve bazı kanunlarımızda açıkça veya dolaylı olarak zikredilen (örneğin, Kadastro Kanunu), ayrıca yabancı
ülke kanunlarında da yer verilen aslî müdahale kurumu düzenlenmiştir. Aslî müdahale, çelişkili kararların önüne geçmek, gerçeğin ortaya çıkartılması, usul ekonomisi, hukukî dinlenilme hakkının tam gerçekleştirilmesi, muvazaalı yargılamaların önüne geçmek gibi amaçlara hizmet eden bir kurumdur. Birinci fıkrada, öncelikle davaya aslî müdahale değil, yargılamaya müdahale ifadesi kullanılmıştır. Zira, fer’î müdahale çekişmesiz yargıda mümkün değilken, aslî müdahale çekişmesiz yargıda da mümkündür ve aslî müdahalede bulunulmasıyla çekişmesiz yargı işi kural olarak çekişmeli yargıya dönüşür. Zaman bakımından, hüküm verilinceye kadar aslî müdahalede bulunulması kabul edilmiştir. Özellikle konusu aynı olan davalardaki hak veya şeyle ilgili çelişkili kararların önüne geçmek bakımından, hükme kadar müdahalenin mümkün olduğu kabul edilmiştir. Aslî müdahale davasını diğer davalardan ayıran temel özellik, aslî müdahalede bulunmakta hukukî yararı olan kimsenin, ilk davanın veya yargılamanın görüldüğü mahkemede, ilk davanın veya yargılamanın taraflarını davalı göstererek dava açması ve bu iki davanın birlikte görülmesidir. Bu sebeple, birinci fıkrada bu durum açıkça belirtilmiştir. Ancak, aslî müdahale şartları oluşsa da, hak iddiasında bulunan üçüncü kişi, yetkili ve görevli olmak kaydıyla ilgili mahkemede ilk davanın taraflarına karşı bağımsız bir dava da açabilir. Yani, aslî müdahale bir zorunluluk değil, üçüncü kişiye tanınan bir imkândır. Bu sebeple, üçüncü kişinin dava açacağı şeklinde mutlak ifade kullanılmayıp dava açabileceği belirtilmekle yetinilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, asıl yargılamayla, müdahale davasının birlikte görülüp karara bağlanacağı belirtilmiştir. Her iki yargılamaya ilişkin tahkikatın birlikte yürütülüp yürütülmeyeceği veya birinin diğeri için bekletici sorun yapılıp yapılamayacağına, yargılamanın özelliğine göre, mahkemece karar verilecektir. Ancak her hâlde yargılamaların birlikte yürütülmesi ve kararın da ayrı ayrı değil, aynı anda birlikte verilmesi gerektiği fıkrada açıkça belirtilmiştir."
Katılıyorum. Muhtariyete bırakılmış bir durum var. Saygılarımla, |
20-05-2015, 14:38 | #3 |
|
Sayın Admin ve Bozoğlu,tereke adına açılan bir davada,mirasçılardan birisinin dava konusu üzerinde sadece kendisinin hakkı olduğu gerekçesiyle, açılan davaya asli müdahale etmesi mümkün mü?yani açılan asıl davada davacı taraf tereke olduğundan diğer mirasçı bu dava açısından 3.kişi durumunda mıdır?Zira dava sonucunda o mirasçıyı da etkileyecek bir karar verilecektir ve asıl davanın tarafıdır.
Asli müdahale etmesi mümkün olduğunu düşündüğümüzde harçlar dışında kendisinin dayandığı deliller açısından(keşif,bilirkişi vs.)gider avansını yatırması(dava şartı)gerekir mi? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Değerlendirme -5- Dava Arkadaşlığı- Davanın İhbarı- Asli Müdahale- Fer'i Müdahale | halit pamuk | Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu | 9 | 22-02-2021 21:44 |
Asli müdahale - Feri müdahale | av.ta | Meslektaşların Soruları | 2 | 11-06-2012 09:56 |
Asli Müdahale | muzio | Meslektaşların Soruları | 1 | 09-12-2009 15:16 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |