Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islahtan Sonra Bilirkişinin Raporunda Maddi Hata Yaptiğinin Farkina Varmasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-01-2016, 13:36   #1
oncelonur

 
Varsayılan Islahtan Sonra Bilirkişinin Raporunda Maddi Hata Yaptiğinin Farkina Varmasi

Sayın meslektaşlarım,
İşçilik alacaklarına dair açmış olduğumuz davada, bilirkişi rapor tanzim etmiş, rapora herhangi bir itirazımız olmamış, davalının itirazı sonucu ikinci bir rapor tanzim edilerek aynı sonuçlar elde edilmiştir.
Bunun üzerine talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek arttırdık. Islahtan hemen sonra, bilirkişi, toplamada hata yaptığını, ikinci raporda da bu hatayı devam ettirdiğini beyan eden ek bir rapor tanzim etmiştir. Bunun üzerine maddi hatadan kaynaklanan fark için ek bir dava açıp birleştirme gereği hasıl oldu.
Ancak mahkeme ilk rapora itiraz etmediğimiz için, davalı yan lehine usulü kazanılmış hak olduğunu belirterek, maddi hata içeren rapor üzerinden karar verdi ve ek davayı reddetti.
Yargıtay'ın da içtihatlarında söz konusu usulü kazanılmış hakka değinmekle beraber, söz konusu kararlar maddi hatadan kaynaklanmayan raporlar için verilmiştir.
Böyle bir durumda nasıl bir yol izlememi tavsiye edersiniz?
Old 22-01-2016, 16:13   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oncelonur
maddi hata içeren rapor üzerinden karar verdi

Mahkeme aslında ıslah talebinize göre karar verdi, belirttiğiniz gibi maddi hata içeren bilirkişi raporuna karar vermemesi gerekir. Öyle değil mi?

Aşağıda ki karar lehinize gibi...

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/7-754
K. 2005/36
T. 9.2.2005
ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.
Old 22-01-2016, 23:23   #3
Armedangel

 
Varsayılan

üstad yalnız burada kesin hüküm var, fazlaya ilişkin haklar dava sonucunda saklı tutulmamış, dava neticesinde senin hakkın bu kadardır şeklinde karar verilmiş.
Old 23-01-2016, 00:05   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Armedangel
üstad yalnız burada kesin hüküm var, fazlaya ilişkin haklar dava sonucunda saklı tutulmamış, dava neticesinde senin hakkın bu kadardır şeklinde karar verilmiş.

Yargıtay kararında mı, sorudaki olayda mı kesin hüküm var diyorsunuz?
Old 23-01-2016, 00:09   #5
Armedangel

 
Varsayılan

Soruda iki dava var, ilki kesinleşmiş gibi algıladım ben.
Old 23-01-2016, 00:16   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Armedangel
Soruda iki dava var, ilki kesinleşmiş gibi algıladım ben.

İlki kesinleşmiş olsaydı, birleştirme olmazdı...

Alıntı:
ek bir dava açıp birleştirme gereği hasıl oldu.
Old 23-01-2016, 00:55   #7
Armedangel

 
Varsayılan

evet dikkat etmemişim, ek davadaki durum diye düşündüm ben haklısınız üstad.
Old 23-01-2016, 22:45   #8
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

İşçi alacakları ve iş davalarında genel olarak re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme bilirkişi raporuyla da bağlı değildir. Tarafların rapora itirazlarını dikkate almadan karar verebilirdi. Üstelik, HMK'ya göre fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması da gerekli değildir. Birleşen davayı kabul etmesi gerektiği yönüyle temyiz edin.
Old 24-01-2016, 10:48   #9
Av. Hande Temeltaşı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oncelonur
Sayın meslektaşlarım,
İşçilik alacaklarına dair açmış olduğumuz davada, bilirkişi rapor tanzim etmiş, rapora herhangi bir itirazımız olmamış, davalının itirazı sonucu ikinci bir rapor tanzim edilerek aynı sonuçlar elde edilmiştir.
Bunun üzerine talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek arttırdık. Islahtan hemen sonra, bilirkişi, toplamada hata yaptığını, ikinci raporda da bu hatayı devam ettirdiğini beyan eden ek bir rapor tanzim etmiştir. Bunun üzerine maddi hatadan kaynaklanan fark için ek bir dava açıp birleştirme gereği hasıl oldu.
Ancak mahkeme ilk rapora itiraz etmediğimiz için, davalı yan lehine usulü kazanılmış hak olduğunu belirterek, maddi hata içeren rapor üzerinden karar verdi ve ek davayı reddetti.
Yargıtay'ın da içtihatlarında söz konusu usulü kazanılmış hakka değinmekle beraber, söz konusu kararlar maddi hatadan kaynaklanmayan raporlar için verilmiştir.
Böyle bir durumda nasıl bir yol izlememi tavsiye edersiniz?

Aşağıdaki kararda, bilirkişi raporundan sonra ortaya çıkan bir durum sebebiyle, rapora itiraz edilmemiş olmasının usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği ifade edilmiş, umarım işinize yarar. Zira sizin olayda da, sonradan gelişen ve maddi hataya dayanan bir durum var. Bu durum da aleyhinize yorumlanmamalı diye düşünüyorum.

T.C YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2004 / 9-273
Karar: 2004 / 297
Karar Tarihi: 26.05.2004

ÖZET :Tanık beyanı ile, davacının bekçilik görevinin Pazar günleri de devam ettiği, ancak Pazar çalışmasına karşılık hafta içinde izin verilip verilmediğinin bilinmediği durumda hafta tatili ücretine hükmedilmemesi isabetlidir. (4857 S. K. m.46)

Dava: Taraflar arasındaki "işçilik haklarının ödetilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 1.İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.6.2002 gün ve 1999/521-2002/270 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 31.3.2003 gün ve 20408-5399 sayılı ilamıyla; ( ...1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Mahkeme hafta tatili çalışmaları karşılığında hafta içi izin kullanılması nedeniyle bu dönemlere ilişkin ücret talebinin reddedildiği belirtilmişse de; bu konuda istemin reddini gerektirecek bir delilin mevcut olmaması, davalı tanıklarından İbrahim Hız'ın duruşmada "bekçilik görevi Pazar günleri de devam ediyordu, Pazar çalışmasına karşılık hafta içinde izin verilip verilmediğini bilmiyorum" şeklinde beyanda bulunması karşısında, hafta tatili ücreti isteminin kabulü gerekirken reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava; ihbar ve kıdem tazminatı ile fazla çalışma parası ve hafta tatili gündeliğinin ödetilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle hafta tatili ücreti yönünden bozulmuş, mahkemece "bilirkişi raporunda hafta tatili alacağı kanıtlanamadığından hesaplama yapılmadığı, davacı bu yöne itiraz etmediğinden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Uyuşmazlık, hafta tatili ücreti alacağı noktasındadır.

Özel Dairenin bozma kararına dayanak yaptığı davalı tanığı İbrahim Hız, bilirkişi raporundan sonra dinlenmiş olup, delilleri değerlendirmek hakimin görevidir. Davacının bilirkişi raporuna itiraz etmemesi nedeniyle hafta tatili ücretinin yokluğu yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin direnme kararı yerinde değil ise de, davacı işyerinde bekçi olarak çalışmakta olup, davacı tanıkları hafta tatili hakkında beyanda bulunmadıkları gibi, davalı tanığı İbrahim Hız'ın beyanı imalat bölümündeki çalışmalarla ilgili olup, bekçilik görevi ile ilgili değildir ve hafta tatili ücret alacağı için başka delilde ileri sürülmemiştir.

Bu durumda; hafta tatili alacağı kanıtlanamadığından sonucu bakımından doğru olan mahkemenin red kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan onanmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu bakımından doğru olan direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle ONANMASINA, 26.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Islahtan Sonra Dava Değeri Arttirilabilir Mi? nesrintat Meslektaşların Soruları 2 01-07-2013 17:07
Islahtan Sonra Yeni Bir Dava condictio_certi Meslektaşların Soruları 4 29-05-2013 09:35
Islahtan Sonra Ek Dava AÇilmasi Mehmet Taşcı Meslektaşların Soruları 0 16-12-2009 13:38
Takip talebinde borçlu şirket ünvanındaki hata maddi hata mıdır? felisfelidae Meslektaşların Soruları 5 11-02-2007 00:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04574299 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.