03-07-2003, 16:35 | #1 |
|
Kssgm
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün Kuruluş ve Teşkilat Yasa Tasarısı" Sivil Toplum Kuruluşlarının Tasarıya ilişkin görüs ve önerilerini almak üzere Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü web sitesine yerleştirilmiştir.
http://www.kssgm.gov.tr/duyuru10.html |
03-07-2003, 20:20 | #2 |
|
Sayın hykayar,
BİRİNCİSİ, her şeyi devletten beklememek lazım. Kadınlar kendi statülerini kendileri belirleyecek güce ulaşamazlarsa, devlet onlara ''sultan'' statüsü de verse boşunadır. İKİNCİSİ, sağlık, adalet, eğitim gibi konularda kendi görevini yapamayan devlete kaldı ise işiniz, hiç umut yok demektir. Bence siz bu ''statü'' kazandırma işini özelleştirin. SONUNCUSU, konu ile ilgili değil ama, Kadınstatüsü Genel Müdürlüğü sözünü görünce aklıma geldi. İkinci Dünya Savaşından önce İtalya'da o kadar çok genel müdürlük oluşmuş ki, savaştan sonra ''Genel Müdürlükleri Azaltma Genel Müdürlüğü'' kurulmuş.... Saygılarımla Bir Dost kssgmkssgmkssgmkccnfopkmsnaaşjhhyytyslla |
05-07-2003, 20:08 | #3 |
|
Sn Bir Dost.
Keyifle yazdığınız anlaşılan bu satırlara ciddi bir yanıt vermek pek uygun olmayacak ama KSSGM sorunu ciddi bir bir durumdur. Aslında kadın sorunu ciddi bir durumdur. O kadar ciddidir ki Türkiye Uluslararası anlaşmalar ile kadına ilişkin yükümlülük altına girmiştir.Yükümlülük ihlalinde Bireyel Başvuru yolu açık olduğu gibi Komite tarafından izlenmeye de alınacaktır. CEDAW ve ek protokolün gereklerini yerine getirmekte KSSGM önemli bir işlev üstlenmiştir. Açıkçası Kadının statüsünü iyileştirecek her türlü girişimin desteklenmesi ,alaya alınmaması dileğimi iletiyor saygılar sunuyorum) |
05-07-2003, 21:14 | #4 |
|
Sayın hykayar,
Kadın hakları ve sorunları ile alay etmiyorum. Alay ettiğim, uluslararası önemi olan bir sorunun çözümü için seçilen yol.... Kssgm... Bir genel müdürlük... Yazımın içeriğinde kadın sorunları ile ilgili hiç bir sözcük yoktu. Yazımın tamamı devlet mekanizması içinde sorun çözme yönteminin yanlışlığı hakkındaydı... Bu da sorunu hafife aldığım anlamına gelmez. Yazımı keyifle yazdığım doğru değil. Bir vatandaş devletinden hizmet ummaz halde ise, keyifli olması mümkün olmaz. Gülüyor olmam sizi yanıltmasın. İçim kan ağlıyor... Sorun hakkında düşündüğüm ve katkıda bulunduğum için takdir beklerdim ama tektir aldım. Olsun... Bir iki harfin ne önemi var... Saygılarımla Bir Dost |
13-07-2003, 00:01 | #5 |
|
Maço bir yaklaşım, bu düşünceyle bu günlere geldik zaten. İçiniz kan ağlarken tebessüm edip dişleriniz göstermişiniz ama...
Vergi veriyorsam devletin her birimi her şekilde bana hizmet etmek durumundadır. Koyunlar olduğu sürece güdecek de olur. Bugün Türkiye bu haldeyse , bunda bizim insanımızın bu düşüncede payı yok mu? etrafınıza bakmanıza gerek yok, 80 yıldır hala emekliyoruz, çoktan depara kalkıp, muasır medeniyetlerin en tepesine oturmalıydık. Unutmayın ki bir ülkede kadın hakları olmadan, o ülkede erkek ve çocuk haklarından eşit yaşam hakalarından bahsetmenin bir manası da olmaz.. saygılarımla. ( bu arada sevgili Habibe hanım, sayın meslektaşım, size bir mail yazdım ama, baş sayfaya takılmış kalmış editörde, sanırım bendeki bir hata. şu değişen Mk. yeni halini istemiştim, nasıl erişebilirim o yazınıza. Sanırım geçtiğimiz ay yayınlanmıştı.) saygılarımla. |
13-07-2003, 02:37 | #6 |
|
Bunu nasıl okuyacaksınız? Kssgm.....
Yazılması bile zor... Çok komik.... |
14-07-2003, 01:39 | #7 |
|
nasıl yazıldığı ya da okunduğu önemli değil. İçerik önemli, neyi kapsadığı önemli, neler anlattığı önemli, ( bakınız şekil 1 A'da görüldüğü üzre, aynı kelimeyi kaç kez açıklamışız) demek açıklanıp anlaşılabiliyormuş..
İçerik önemli sayın bayım, kelime oyunları yapmayınız, unutmayınız ki, sizi de bizler gibi bir kadın dünyaya getirdi... saygılarımla. |
14-07-2003, 05:58 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Korkarım, sizin gibi bir kadın da dünyayı terketmeme neden olacak !!! |
14-07-2003, 11:56 | #9 |
|
mutlu oluruz, buyurunuz...
|
14-07-2003, 12:25 | #10 |
|
bi öneri
CEDAW'ın başkanının bir Türk olduğunu biliyorum(yanlış anımsamıyorsam ülkemizdeki görevi:ODTÜ'dekamu yönetimi bölüm başkanı)kadın hakları ile ilgili İstanbul Ticaret Üniversitesinde kendisini dinleme fırsatım olmuştu.ve bu panelde Türkiyenin belli dönemlerde verilmesi gereken raporları vermediği ve 2 yıllık raporu birleştirip tek rapor olarak vereceğini ve ülkemizde kadın hakları ile ilgili çeşitli çalışmaların yapıldığını yasaların çıkarıldığını ama uygulan(a)madığını öğrenmiştim.bu ülkemizin aslında CEDAW'ı önemsemediğini asılolanın her zaman olduğu gibi uluslararası platformda yaratılmak istenen bir imaj olduğunu gözler önüne sermiştir.dün okuduğum bir köşe yazısında bir gazeteci şöyle diyordu:kadın istediği kadar bilinçlensin erkek bilinçlenmedikten sonra kadına gene aynı muameleyi yapacaktır ve bunun için önce erkeklerin bilinçlendirilmesi lazım...
bu görüşe tamamıyla katılıyorum çünkü istatistikler bize okumuş eğitimli kadınında şiddete maruz kaldığını söylüyor. bi öneri; kurulacak genel müdürlüğün adı:erkeklere artık gerçekleri anlatma genel müdürlüğü olabilir saygılarımla |
15-07-2003, 09:07 | #11 |
|
BM çerçevesinde kadın hakları ile ilgili devletlerin görevleri:devletler kadınlara karşı şiddeti yasaklar ve kadınlara karşı şiddetin tasviye edilmesi konusundaki yükümlülüklerinden kaçınmak üzere herhangi bir örf ve adeti,geleneği,dinsel düşünceyi ileri süremez.devletler her türlü uygun araçla ve hiç gecikmeksizinkadınlara karşı şiddeti tasfiye politikasını yürütür.........devamı için bknz www.un.org.tr
dolayısıyla devletimizin yapması gereken BM karalarını uygulamak ve bu anlamda genel müdürlük kurulması işlerin sistemli yürümesi için son derece olumlu bi adım bence... saygılaımla |
15-07-2003, 09:13 | #12 |
|
:-))
Kadın hakları genel müdürlükler eliyle kazanılmaz. Statü ise hiç kazanılmaz... Umutsuzluğum, erkek egemen bir devletten beklentiniz olması konusunda... Saygılarımla Bir Dost |
15-07-2003, 09:23 | #13 |
|
ne günlerden bugünlere geldiysek bu günlerdende nice günlere gidebiliriz,biz kadının sadece gözleri açık çarşaflarla dolaşmak zorunda kaldığı günlerden bugünlere geldik..daha iyi durumları
ben göremesem bile cocuklarım torunlarım görecek mutlaka... not:1000-1500 yıl önce Türklerde devlet yönetimi bir erkek bir bayandan oluşuyormuş.kadının önemini taa ozamanlarda bilindiğine göre medeniyet çağındaki insanlara bunu anlatmak daha kolay olsa gerek saygılarımla |
16-07-2003, 15:08 | #14 |
|
Kat etmemiz gereken çok yol olduğu biliniyor..
Bir bilinen daha var, her daim şaşmışımdır buna.. Kadınlar da birbirini ayaklarından çekiyor, buna şahitim.. Düşünsenize bir kadın belediye başkanı " kadınlara sığınma evi gerekli değil, onlara aerobik salonu açmak gerek " dedi, ve Sevgili Fatma Hanımla beraber uğraşlarla açılan Şişil Kadın Sığınma evi bu vesileyle kapanmıştı.. Keza, Mor çatı ya Sevgili Uğur İlhan'nın katkıları unutulmamalı.. Mor Çatı'da can çekişiyor.. Şiddete uğrayan, gece yarısı gecelikle sokağa atılan bir kadının yapabileceği gidebileceği hiç bir yer yok.. 20 kusur sene uğraştık, tasarılar hazırlandı, meclise geldi, kabul gördü vs.. yıllar sonra ( küçük bir ayrıntı, pantalon giyememiştim kamuda) bu parlementoda kırpıla kırpıla, saçma sapan tasarılar ortaya çıktı. Bizim uğraştıklarımızla alakası yok. Oradaki, bayan parlementerlerin de ne iş gördüğü merak konusu bu arada.. Eh erkek egemen parlemento, erkek egemen toplum, maço düşünce... neyse sinirlendim bak şimdi.... |
28-10-2004, 17:12 | #15 |
|
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı dun TBMM.de kabul edildi. Cumhurbaskanligi onayi ve Resmi Gazete.de yayinlanmasinin ardindan yururluge girecek.
|
28-10-2004, 19:10 | #16 |
|
Tüm kadınlardan özür dilerim ama, bir dost'a bir açıdan katılıyorum. Eğer bu iş devlete ve hele de kadını örtünün altına kapatarak özgürlük verdiğini iddia eden bir hükümete kalmışsa; yandınız.
Bu genel müdürlük bana " bakanlar Kurulu Kararı ile sigara sağlığa zararlıdır" ibaresini hatırlattı. |
30-10-2004, 21:29 | #17 |
|
Sevgili Meslektaşlarım,
Değerli Dost'lar Çok Değerli Meslektaşım Habibe - Hamide Kayar'ın bu bölümde açtığı konuyu atlamışım. Konu tasarının yasalaşması ile yeniden gündeme geldi. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'ne ilişkin "bir dost"un görüşüne aynen katılıyorum. Özellikle "bir dostun" bu sütunlarda öncelerde yazdığı onlarca yazı bir düşüncenin, dünya görüşünün tamlamasıdır. Hakim Siyasi İktidar olaya çok hakim olmak isterse kendi komisyonunu, kurulunu, ihale uğrayan olayın, konunun genel müdürlüğünü kendisi kurar. Sonra her Genel Müdürlük özel kalemdir, kadrodur, araçtır, yeni iş alanıdır. İnsan Hakları İzleme Kurulu. Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu. İşkenceyi Önleme Kurulu. Cezaevlerini İzleme Kurulu. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Bu konular hassas, ince konulardır. Eğer çoluğun, çocuğun ağzına sakız olmayacaksan, öteye, beriye HAKİM olacaksan kendi kurulunu kendin kuracaksın. Az bir geçikme ile bayramınızı kutluyorum YAŞASIN CUMHURİYET Gölköy adında bir yer varmış gelibolu'da Televizyonda gösterdiler geçen gün. Gelenek edinmiş köy halkı, "ben kendimi bildim bileli bu böyledir" Diyor muhtar: 29 ekim'de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını... Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi Kirvesi tutmuş kolundan Yatırdılar bir kamp yatağına, Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi Elinde bıçağıyla, Çocuk kaldırdı başını, bağırdı: "yaşasın cumhuriyet" diye Bunun üzerine de ekran karardı Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumuzun Sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de Düştüğü bir tarihsel yanılgı Çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet Can YÜCEL |
11-05-2007, 11:32 | #18 |
|
Kadinin StatÜsÜ Ve Sorunlari Genel MÜdÜrlÜĞÜ
Merhaba arkadaşlar, Ben Avukat Ayşegül Güngör. 1986 yılından beri Kadının İnsan Hakları Hareketinin içindeyim. Pek çok Sivil Toplum Örgütünde, Ankara Barosunun Kadın Hakları Komisyonunda aktif olarak çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne Bağlı Kadın haklarıYüksek Lisans Programını bitirdim ve Başbakanlık kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünde önce Bilgi Başvuru Bankasında kadınlara Aile İçi Şiddet konusunda hukuki danışmanlık ve sonra da buna eklenerek Devlet Bakanı Hasan Gemici'ye Danışmanlık niteliğinde aynı kurumun Hukuk Müşavirliğinde çalıştım. Bu çalışmamda ben diğer 10 kadın arkada gibi BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADNININ KALKINMAYA KATILIMINI GÜÇLENDİRME ULUSAL PROJESİ KAPSAMINDA Birleşmiş Milletler ve başbakanlık arasındaki protokole dayanrak istihdam edildik. Bu arada 8. beş Yıllık Kalkınma Planı kadın Hakları Özel İhtisass Komisyonu Redaktörlüğünü yaptım. Bu arada Aile Mahkemeler Kanunu fikrini 6 aylık tez çalışması benzeri bir sürecin ardından kaleme aldım ve Kurum olarak değerlendirmeye açıldı. Medeni Kanuu, Ailenin Korunmasına Dair Kanun, Doğum ve Ebeveyn İzinleri Kanunu gibi pek çok kanun ile birlikte uluslararası anlaşmalar hakkında raporların yazımı, kadın çalışanların yasal haklarına dair raporların yazımı, kitapların hazırlanması vs. sonucu anlayacağınız fazla mesailer de yaparak 2 yıl 8 ay çalıştım.
Sonuç olarak bana bu emek harcadığım Devlet Kurumundan ne mi verildi, Gizli başlıklı işten çıkarılma yazısı. Kurumun Teşkilat yasası olmadığı için sosyal güvencemiz yatırılmadan, kıdem tazminatımız ödenmeden beni ve 10 kadın arkadaşımı işten çıkarttılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti altına imza attığı kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine, Uluslararası çalışma İlkeleri Sözleşmelerine, Nairobi İleriye Yönelik çalışma İlkelerine, Pekin Deklerasyonu ve Pekin+ 5 Şartnamelerine imza atmasına ve bu uluslarası sözleşmeleri ve taahhütnameleri uygulamak üzere KSSGM'yi kurup bizleri de bu amaçla istihdam etmesine rağmen BİZ KADIN ÇALIŞANLARININ NE SOSYAL GÜVENLİKLERİNİ YAPTI, NE ÇALITIĞIMIZ SÜRELERİN EMEKLİLİĞİMİZE SAYILMASINI SAĞLADI VE NE DE KIŞIN ORTASINDA İŞTEN ÇIKARIRKEN KIDEM TAZMİNATLARIMIZ ÖDEDİ. KSSGM VE BUNU KURAN DEVLET ZİHNİYETİ BÖYLE BİR ŞEY İŞTE. Yıllar sonra kendi adıma KSSGM'ye ve SSK'ya karşı KSSGM'de çalıştığımın tespiti ve SSK primlerimin yatırılması davası açtım. genel Müdürlükten ayrılırken tüm resmi belge şeklindeki delillerimi yanıma aldığım için KSSGM benim onlarda çalışmadığımı iddia edemedi ama bir başka arkadaşımın açtığı davada o arkadaş bizim PROJE KOORDİNATÖR ASİSTANIMIZ OLDUĞU VE TÜM SÖZLEŞMEMİZİN YÜRÜTÜLMESİNDEN O SORUMLU OLDUĞU HALDE O ARKADAŞIN KSSGM'de ÇALIŞMADIĞINI İDDİA ETMİŞ. Bu kadar utanmazlık, bu kadar kendini bilmezlik olmaz. ben davamı kazandım, arkadaşımınki devam ediyor. tespit davası için süre 5 yıl olduğundan diğer arkdaşlar dava açamadılar. Zira davalı yapılacak olan KSSGM nin eşkilat yasası bizim 5 yıl dolduktan sonra yürürlüğe girdi. KSSGM'nin nasıl bir kurum ve DEVLETİN taahhütlerine nasıl bağlı bir devlet olduğunu bilin diye anlattım. 5 yıllık süreyi geçiren arkadaşlar için açtığım tespit davalarını AHİM'e götüreceğim. Kadınların İnsan Hakları ile ilgili İmzalanan uluslarası anlaşmalara uymamanın sonucunu devlet büyüklerimizin daha iyi görmesi ve anlaması için. Saygılar. Av. Ayşegül Güngör |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |