Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nitelikli Zimmet ve Dava Zamanaşımı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-03-2014, 01:58   #1
Hak Hukuk

 
Varsayılan Nitelikli Zimmet ve Dava Zamanaşımı

Nitelikli zimmet suçunda asli dava zamanaşımı süresi ne kadardır; buna dair bir içtihat var mı? Bu soru 765 s CK dönemi için önem arzetmektedir. 5237 s yeni TCK için böyle bir içtihat aramak zaten anlamsızdır; çünkü 2005-2014 arası için 15 yıllık süre ancak gelecek yıldan itibaren sözkonusu olabilecektir.
İnceleyebildiğim birkaç ceza hukuku eserinde ((gerek genel ceza hükümleri, gerekse zimmet konusunu işleyen ) bu hususu ele alıp netice görüş ortaya koyan bir açıklama veya içtihada rastlayamadım.
Basit zimmet suçuyla ilgili sayısız içtihat mevcut ancak ihtilaslısında buna dair bir içtihat bugüne kadar çıkmamış anlaşılan. Bunun nedeni 1990 yılında 202.maddeye eklenen 2.fıkra hükmü olsa gerek. Gerçekten 1990 yılına kadar zimmet suçunun nitelikli haline dair bir hüküm hukukumuzda mevcut değildi; 202.maddenin sadece ilk fıkrası vardı.Bunun da yani basit zimmet suçunun asli dava z.aşımı süresi de 10 yıl olup azamisi ise 15 yıl olmaktadır. (5.CD.nin 2008/958 K sayılı kararı) Basit zimmette gerek 1990 yılından sonrası gerekse öncesi için bu 10-15 yıllık sürenin tereddütsüz uygulandığı görülmektedir.
2005 yılından sonrasında işlenen gerek basit ve gerekse nitelikli zimmet suçlarında her ikisinde asli zamanaşımı zaten aynıdır ve 15 yıldır (247/1. ve 2.fıkrası ve 66.m.nin d bendi); azami süre ise yine her ikisinde de(15+7,5 =) 22 yıl 6 ay olacaktır; bu, konumuz dışındadır. Buradaki çözemediğim husus, 21.11.1990 tarihinden 01.06.2005 arasında gerçekleşmiş nitelikli zimmet (765/202-2 hükmü) eylemlerinde dava zamanaşımı süresinin ne kadar olduğudur.
Katkı sunacak meslektaşlara şimdiden teşekkürlerimi arzediyorum.

================================================== ================
Yasa Hükümleri:

765/ Madde 202 –
Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir.

(Değişik: 21/11/1990 - 3679/7 md.) Yukarıdaki fıkrada gösterilen cürüm, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası verilir.
================================================== ===============
Madde 102 - Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası:
1 - Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerde yirmi sene,
2 - Yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasını müstelzim cürümlerde on beş sene,
3 - Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden ziyade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müstelzim cürümlerde on sene,
4 - Beş seneden ziyade olmamak üzere ağır hapis veya hapis yahud sürgün veya hidematı ammeden muvakkaten mahrumiyet cezalarını ve ağır para cezasını müstelzim cürümlerde beş sene,
5 - Bir aydan ziyade hafif hapis veya otuz liradan ziyade hafif para cezasını müstelzim fiillerde iki sene,
6 - Bundan evvelki bendlerde beyan olunan mikdardan aşağı cezaları müstelzim kabahatlerde altı ay geçmesile ortadan kalkar.
Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbed yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurd dışında işlenmesi halinde dava müruru zamanı yoktur. *1*
Madde 103 - Müruru zamanın başlangıcı tamamiyle icra olunmuş cürüm ve kabahatler hakkında fiilin vukuu gününden ve teşebbüs olunan veya icra ve ikmal olunamayan cürümler hakkında son fiilin işlendiği tarihten ve mutemadi ve müteselsil cürümler hakkında dahi temadi ve teselsülün bittiği günden itibar olunur.
Madde 104 - (Değişik madde: 11/06/1936 - 3038/1 md.)
Hukuku amme davasının müruru zamanı, mahkumiyet hükmü yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi, maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya C. müddeiumumisi tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir.
Bu halde müruru zaman, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeğe başlar.
Eğer müruru zamanı kesen muameleler müteaddid ise müruru zaman bunların en sonuncusundan itibaren tekrar işlemeğe başlar. Ancak bu sebepler müruru zaman müdetini 102 nci maddede ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilavesile baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz.

5237 / Zimmet
Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.


Dava zamanaşımı
Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer. …
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren
nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği
günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde 67- (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava
zamanaşımı durur.

(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.
Old 23-03-2014, 02:17   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Buradaki çözemediğim husus, 21.11.1990 ile 01.06.2005 arasında gerçekleşmiş nitelikli zimmet (765/202-2 hükmü) eylemlerinde dava zamanaşımı süresinin ne kadar olduğudur.
Ben her halde soruyu yanlış anladım. Çünkü ben soruyu doğru anlamış olsam bu defa da sizin neden tereddüt ettiğinizi anlamazdım.

Siz konuyu çok iyi bildiğiniz halde, 102.maddeye göre dava zamanaşımının on yıl olması konusunda neden tereddüt ediyorsunuz?

Madde 102 - Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası:
1 -
2 -
3 - Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden ziyade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müstelzim cürümlerde on sene, geçmesiyle ortadan kalkar.

Saygılarımla
Old 23-03-2014, 23:39   #3
Hak Hukuk

 
Varsayılan Zimmet Suçunda Ceza Miktarı

Üstadım, galiba ben tereddüt kaynağımı yanlış yerden başlayarak anlatmaya çalıştığım için, maksat hasıl olmadı. Olayın zamanaşımı yönünü bir tarafa bırakarak, ceza miktarı açısından meseleye yaklaşılırsa, bu konuda ( ceza hukuku eserlerinde ve ceza içtihat programlarında) neden bir Yargıtay kararına rastlamanın zor olduğu daha iyi anlaşılır:
“ Basit zimmette verilebilecek cezanın en üst sınırı 12 yıldır; acaba nitelikli zimmet suçu için öngörülen azami ceza miktarı ne kadardır?”
Old 24-03-2014, 00:35   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hak Hukuk
“ Basit zimmette verilebilecek cezanın en üst sınırı 12 yıldır; acaba nitelikli zimmet suçu için öngörülen azami ceza miktarı ne kadardır?”
2005 yılından önce 36 yıl olarak hatırladığım kural, 2005 yılında 24 yıla indirildiğinden ve bu değişiklik sanığın lehine olduğundan, azami sürenin hesabında aşağıda sunduğum madde uygulanır düşüncesindeyim:

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA
ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Ağır hapis cezasının dönüştürülmesi
Madde 6- (Değişik: 11/5/2005 – 5349/2 md.)
(1) Kanunlarda öngörülen "ağır hapis" cezaları, "hapis" cezasına dönüştürülmüştür.
(2) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/14 md.) 1 Haziran 2005 tarihinden önce yürürlüğe girmiş kanunlarda;
a) Ağır hapis iken, birinci fıkra uyarınca hapse dönüştürülen cezalar, kanunlarında aksine bir hüküm yoksa alt sınır bir yıl, üst sınır yirmidört yıl olarak,
b) Hapis cezalarında kanunlarında aksine bir hüküm yoksa alt sınır bir ay, üst sınır beş yıl olarak,
uygulanır.
Old 30-03-2014, 01:34   #5
Hak Hukuk

 
Varsayılan Suçun nitelikli halinin zamanaşımına etkisi

Ceza Genel Kurulu 2008/5-154 E., 2009/135 K.
• ZİMMET
Yargıtay C.Başsavcılığınca 29.05.2008 gün ve 141602 sayı ile;

Sanık G....T....’ın askere alındığı 27.02.1993 tarihinden sonra, diğer sanıkların suçlarına iştiraki mümkün olamayacağından ve 765 sayılı TCK’nun 202/1. maddesine uygun düşen fiili nedeniyle işlediği kabul edilen bu suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; dava, 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunmakla; 17.02.1993 tarihinden itibaren Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 06.03.2008 tarihli onama kararına kadar 15 yıllık sürenin dolduğu, gerekçeleriyle itiraz yasayoluna başvurularak Yargıtay 5. Ceza Dairesinin onama kararı kaldırılarak zamanaşımı nedeniyle N....Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında verilen hükmün, düşmesine karar verilmesi, talep olunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık G.... T... hakkında Özel Dairece incelemenin yapıldığı 06.03.2008 tarihinde dava zamanaşımı süresinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Dosyanın incelenmesinde;

Mutemet G....T.... tarafından, 16.02.1993 tarihli verile emri ile bankadan 9.232.700 liranın çekildiği, oysa verile emrinin 7.732.700 lira olarak düzenlendiği, fazladan çekildiği anlaşılan 1.500.000 liranın belediye hesabına yatırılmadığı, sanığın soruşturma aşamasındaki beyanlarına göre, fazla paranın muhasebeci S....K....’e verildiği ancak buna ait bir belge ve yazının bulunmadığı, iddiasıyla sanık hakkında zimmet suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.

A.... Belediye Başkanlığınca düzenlenen görev yazısına göre, sanık G....T....’ın, 27.03.1992-15.04.1992 tarihlerinde mutemet olarak görev yaptığı, 01.03.1993 tarihinde askere gittiği, 13.10.2004 tarihinde ise askerden döndüğü, 01.01.1993-01.03.1993 tarihleri arasında su bakım memuru olarak görev yaptığı, ancak askere gidinceye kadar mutemet olarak görevlendirildiği, Özel Daire onama ilamından sonra sanık tarafından Yargıtay C.Başsavcılığına hitaben gönderilen 08.05.2008 tarihli dilekçeye eklenen N... Asker Şubesi Başkanlığınca düzenlenen 03.04.2008 tarihli belgeye göre de, sanığın 27.02.1993 tarihinde askere sevk edildiği ve 27.09.1994 tarihinde terhis edildiği anlaşılmaktadır.

Sanığa isnat edilen eylem diğer sanıklarla birlikte tahsil edilen paraların mal edinilmesi, zimmete geçirilmesidir. 27.02.1993 tarihinde askere sevk edilen, belediye başkanlığının yazısına göre de, 01.03.1993 tarihinden itibaren asker olduğu saptanan sanığın, diğer sanıklarla birlikte hareket ettiği kabul edilse dahi, bu sanık yönünden suç tarihinin 27.02.1993 olarak kabulü zorunlu olup, sanığa isnat edilen basit zimmet suçu, cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCY’nın 102/3. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir, bu süre, kesen nedenlerin varlığı halinde 765 sayılı TCY’nın 104/2. maddesi uyarınca en fazla 15 yıla uzayabilmektedir. Suç tarihi ile Özel dairenin onama kararı verdiği 06.03.2008 tarihleri arasında 765 sayılı TCY’nın 102/3 ve 104/2. maddesinde öngörülen 15 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş bulunduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire onama kararının kaldırılıp, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi uyarınca kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABÜLÜ ile Yargıtay 5. Ceza Dairesince sanık G....T... hakkında verilen 06.03.2008 gün ve 14610-1551 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
2- N.... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.02.2007 gün ve 29-68 sayılı hükmünün sanık G....T.... yönünden BOZULMASINA,
3- 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesinin Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tanıdığı yetki kullanılmak suretiyle, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 765 sayılı TCY’nın 102/3 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE, .., 26.05.2009 günü oybirliği ile karar verildi.
Old 05-08-2015, 15:04   #6
av.omerr

 
Varsayılan

Benzer nitelikte bir dosyamda TCK 202/2 maddesine (ihtilas suçu) hükmedilecek ağır hapis cezasının 12 yıldan aşağı olamayacağından ve buna göre de 765 Sayılı Yasanın 13/2 fıkrasına göre süreli ağır hapis cezasının üst sınırının kanunda açıkça gösterilmeyen hallerde 24 yıl olmasından dolayı TCK 102/2 ve TCK 104 maddeleri uyarınca dava zamanaşımı süresi 22 yıl 6 ay olarak hesaplandı.
Ancak 765 Sayılı yasanın zimmet suçuna ilişkin maddenin yanlış yazılmış olmasından dolayı bu sorun kaynaklanmakta olduğunu düşünüyorum. Zira 5237 Sayılı TCK ile failin hile eylemi nitelikli olarak sayılarak verilecek ceza arttırılıyor iken eski ceza kanununda farklı bir suç olarak nitelendirilerek ceza tayin edilmektedir.
Old 02-04-2017, 20:22   #7
Fatma Sümeyre Akburak

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım Hak Hukuk merhaba,

Sormuş olduğunuz soruya aylardır cevap aramaktayım. Çünkü kelimenin tam anlamıyla aynı konuda 'düşme kararı verilmesi için uğraştığım bir dosyam' var ve duruşması yarın. Ben hep Yargıtay kararı ve makale araştırdığım için foruma bakamamıştım; duruşma öncesi son gece sorunuzu gördüm. Gerçi üzerinden epey zaman geçmiş ancak, konuyla ilgili bulabildiğiniz bir karar oldu ise bilgisini paylaşabilirseniz gerçekten çok çok sevineceğim.
Şimdiden teşekkürlerimle,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dava Zamanaşımı ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 1 09-10-2013 20:25
Dava Zamanaşımı Suç ve Ceza Meslektaşların Soruları 1 02-05-2013 18:27
Ek dava zamanaşımı d012uk Meslektaşların Soruları 1 09-03-2012 21:29
Dava Zamanaşımı emran Meslektaşların Soruları 12 25-11-2009 15:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05207610 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.