|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-07-2012, 08:29 | #1 |
|
işçilik alacakları davasında çalışma süresinin tespiti
iyi günler. bir konuda fikirlerinizi almak istiyorum. işçilik alacaklarına ilişkin açılan bir davada SGK kayıtları davacının işe girişinin 2007 yılı olduğunu göstermesine rağmen mahkemece tanık ifadelerinin doğruluğu kabul edilerek davacının işe girişinin 2005 yılı olduğuna hükmedilmiş ve tüm hesaplamalar buna göre yapılmış. işçilik alacakları davasında bu yönde bir tespit yapılamayacağına, hizmet tespit davası açılması gerektiğine yönelik bir bilginiz veya bir yargıtay kararı var mı?
|
16-07-2012, 10:30 | #2 |
|
Resmi belgeye karşı belgeyle ispat zorunluğundan bahisle, resmi kayıtlar aleyhine hazırlanmış raporun hükme dayanak alınamayacağından bahisle aynı zamanda ıslah halinde 5 yıllık zamanaşımı itirazında bulunarak ve hizmet tespitinin ayrı bir dava konusu olduğunu belirterek rapora itiraz edebilirsiniz.Hizmet tespiti açılması gerektiğini bir iş mahkemesi hakimi haricen söylemişti ancak yargıtay kararı yok elimde. Elimdeki dava karara çıkarsa olacak heralde
|
17-07-2012, 10:35 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, sizinle aynı fikirde değilim. Şahsi kanaatim, işçi alacaklarında SGK kayıtlarının çok önemli bir yeri olmakla sadece SGK kayıtlarına istinaden karar verilmesinin yanlış olacağıdır. Zira bilindiği üzere birçok işveren eksik prim ödemektedir. İşe giriş bildirgesi ile prim ödemesi tek taraflı ve işveren lehine bir işlem olması sebebiyle de sadece bu kayıtlara itibar edilerek hüküm kurulması işçinin mağduriyetine yol açacaktır. Bu sebeple tanık beyanları ile de (Özellikle bordro tanığı) çalışma süresi tespit edilerek alacağın hesaplanabileceği düşüncesindeyim. (Ki davalarımda genellikle bu yolu izliyorum ) İyi çalışmalar. |
17-07-2012, 11:06 | #4 |
|
Selamlar;
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2011/9-158 E.N , 2011/283 K.N. İlgili Kavramlar İŞÇİLİK ALACAĞI İçtihat Metni Taraflar arasındaki "işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14. İş Mahkemesince davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen 28.12.2007 gün ve 2006/723 esas, 2007/1250 karar sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21.01.2010 gün ve 2008/14534 esas, 2010/805 karar sayılı ilamı ile; (...1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı 1999/Ekim-16.09.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, davalı işverene hizmet tespiti davası açacağını söylemesi üzerine iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek, kıdem, ihbar, izin, fazla çalışma ve genel tatil alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı işveren davacının 1.5.2004- 5.9.2006 tarihleri arasında çalıştığını sigorta primlerinin düzenli olarak yatırıldığını, iş sözleşmesini davalının haksız olarak sona erdirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının 1.5.2004-5.9.2006 tarihleri arasında davalı yanında çalıştığı kabul edilerek alacakları hüküm altına alınmıştır. Davacı davalı işyerinde 1999 yılında çalışmaya başladığını belirtmektedir. SSK hizmet cetveline göre davacının işe girişi ise 1.5.2004 tarihidir. Mahkemece davacı tanıklarının bordro tanığı olmadığı belirtilerek dinlenmemesi hatalıdır. Davacının tanıkları dinlenerek davacının hangi tarihte işe başladığı açıkça sorulmalıdır. Tanık beyanları ve davacının işyeri şahsi dosyasındaki belgeler ve işe giriş-çıkış belgeleri birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak davacının hizmet süresi tespit edilmeli ve buna göre yeniden kıdem, ihbar, izin ve genel tatil alacağı hesaplanmalıdır. 3- Yıllık izin ücreti bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödenmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Bununla birlikte kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı İş Kanununun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2007/ 30158 E, 2008/ 28418 K.). O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Somut olayda davacının izin ücreti alacağına bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmiştir. Dairemizce, yıllık ücretli izin alacağı geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmediğinden yasal faize hükmedilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 04.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. İşçilik alacağında da tanık dinletilerek çalışma süresi belirlenebiliyor. ilgili karar; http://www.isvesosyalguvenlik.com/yargi/ygk03.htm İyi çalışmalar. |
17-07-2012, 11:17 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın gzmkws meslektaşımın önerilerine katılıyorum. Cevap verseydim bu şekilde verirdim. Ek olarak tanıklar bordro tanığı değilse bu konunun üzerine gitmenizi öneririm. Ancak bilirkişi raporunu vermişse istisnalar hariç tutarak kararın belli olduğunu malesef belirtmek isterim... Sayın Akçadağ'ın fikirlerine katılıyorum. Uygulamada bazı hakimlerin alacak davasını bekletip, tespit davasının açılması için süre verdiğini duydum. Bu uygulamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bahse konu her iki davanın konusu farklıdır, kimsenin dava açmaya zorlanamayacağı ilkesi unutulmamalıdır. İşe giriş bildirgesi ve prim ödeme makbuzları yazılı belgedir ancak hizmetin başladığına dair yazılı belge değil, bildirgenin verildiğine dair yazılı belgedir. Tespite ilişkin zamanaşımı başlangıç süresi, hizmet akdinin feshi tarihinden itibaren başlar...(bildirim durumuna göre değişir) Kolay gelsin... |
17-07-2012, 15:20 | #6 |
|
teşekkür ederim yardımcı olan herkese. kolay gelsin..
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
birleştirilen hizmet tespiti ve işçilik alacakları davasında bilirkişi incelemesi | hırs | Meslektaşların Soruları | 2 | 21-10-2010 23:38 |
Tutuklu işçinin işçilik alacakları | hukukcu1985 | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-07-2010 08:29 |
tutuklanma-işçilik alacakları | rcakmak | Meslektaşların Soruları | 1 | 15-04-2010 15:49 |
İflas ertelemesi , işçilik alacakları | madvocate | Meslektaşların Soruları | 7 | 08-09-2009 14:54 |
işçilik alacakları hakkında | avberk | Meslektaşların Soruları | 2 | 05-02-2008 10:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |