28-11-2011, 15:03 | #1 |
|
Mesleğimiz öldürülürken tepkisiz kalabilmek
Barolar Birliği ile Ankara Barosu başkanlığı arasında bir farklı görüş var.
Savunmacının bağımsız olması zorunlu olduğu için ikisini de dinledim. Anlaşılan tek şey mesleğimizin öldürüldüğü. "Karşılıklı" olma esasını untmuş kişiler hukukçu olduğunu iddia ediyor. Şengen vizesine dahil değiliz. Biz yurt dışında büro açamayız. Ama İTHAL AVUKAT bizde meslek icra edebilecek. Adli yardım ve CMK olmasa bir sürü meslektaşımız ayakta kalamayacak. Roma hukukunu kaldırmak istiyorlar hukuk eğitiminden. Arabuluculuk geldi Yani ÇOKLU HUKUKA ALT YAPI SAĞLANIYOR. Ben bıktım artık bir şey yapılıyormuş gibi gözükmesinden. BASIN BİLDİRİSİ........................ ne işe yarar. Van depremine boş mesaj at mesajı göndermek ne işe yarar. Kişi saygınlığını, saygı uyandıracak duruş ve davranışları ile hak eder.Meslek kuruluşları, değişik siyasi görüşteki gruplar herkes bir şeyi kurtarmanın peşinde ama AVUKATLIK MESLEĞİNİ kim kurtaracak. Herkes susuyor herkes Godot'u bekliyor. Ama Godot aslında yok. Yok olanı beklerken savunmacı olmanın sorumluluk ve gereğini unutmak. Yapılsın binalar, yapılsın kamuda ses getirmeyen basın açıklamaları. Bir ülkede meslek kuruluşları ALT YAPICI olmaya başlamışsa .................................................. ................................. Bir de Avukat kimliği var ki içindeki çip, kredi kartı fonksiyonu kazandırmak amacıyla eklenmiş.Biz holding miyiz, üst yapı holding yöneticisi mi yoksa SAVUNMACI MI |
30-11-2011, 20:15 | #2 |
|
Sevgili Meslektaşım,
Ankara Barosu Başkanı tarafından ne yazık ki yanlış yönlendiriliyoruz, tüm iddiaların açıklaması barolar birliği sitesinde yayınlanmış, aşağıdaki linkten izlemenizi öneririm: http://www.barobirlik.org.tr/Detay.a...0934&Tip=Haber |
30-11-2011, 21:18 | #3 |
|
|
01-12-2011, 00:39 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir tarafta sayın Feyzioğlu'nun açıklamaları, diğer tarafta sayın Coşar'ın açıklamaları... Sadece merak ettiğim için soruyorum: toplantıda konuşulanlar hakkında, hangisinin doğru, hangisinin yanlış yönlendirme yaptığına nasıl karar verdiniz? Saygılar... |
01-12-2011, 09:34 | #5 |
|
Açıklamalara bakınca her iki tarafında çok samimi olmadığını ve rol kapma savaşında olduklarını düşünüyorum lakin mesleğin içine edilir iken diğer meslektaşına "seyis" benzetmesi ile laf çakanı ise içime sindiremiyorum. Kimilerinin siyasi makamlara atlama taşı olarak kullanma niyetinde olduğu baro başkanlığını bu vesile bir daha anlıyoruz ki kimse mesleği koruma adına istemiyor. Kusura bakmasınlar ama her ili bir üniversite her ile bir hukuk fakültesi açılır iken barolar veya barolar birliğinin etkili bir çalışması oldu mu ? Biz burada istediğimiz kadar tartışalım, hakim güç istediği gibi dönüştürecektir mesleği. Nihal Kemaloğlu'nun yazısında dediği gibi küresel sermayenin taşeronu olacağız. Doktorlar, avukatlar, marketler, giyimciler, bunlar bunlar. Sarı öküzü verdikten sonra sıranın bize geleceği mukadderatını unutmuş gibi yaptık ama sıra bize geldi.
Not: Yazıdaki "öğretmen" kelimesini "avukat" ile değiştirin, fark var mı ? http://www.gercekgundem.com/?c=68073 |
01-12-2011, 12:50 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
|
01-12-2011, 13:42 | #7 |
|
Hakikat şudur ki mesleğimizi daha sıkıntılı günler bekliyor.Uyap paralı olmuş kimse sesini çıkarmıyor.Mazeret bile parayla gönderilir olmuş kimse ses etmiyor.Kapımızı adımız avukat diye hergün satıcı,sigortacı ve postacılardan başkası çalmıyorken bu tartışmaları çok anlamsız buluyorum.Yok senin yetkinmiş yok benim yetkimmiş.Bugün avukatların özellikle mesleğe yeni başlamış olanların büyük çoğunluğu bağlı çalışan durumuna gelmişse (Cüzi paralara),özel hukuk fakülteleri bu kadar rahat öğrenci alabiliyorsa oturup bir düşünmek lazım hata nerde diye..
|
01-12-2011, 18:48 | #8 |
|
En azından UYAP konusunda içim rahat; Eskişehir Hukuksal Bakış Derneği üyeleri olarak idari yargıda iptal davamızı açtık...
|
02-12-2011, 10:17 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Falanca adliye baro odasında otururken genç (en azından benden daha gençti )bir meslektaşımızla çanta aranması da dahil olmak üzere arabuluculuk, HMK değişikliği, avukatlara Adalet Bakanlığı'nca verilen haksız soruşturma izinleri, dürüstlük vb. konularda sohbet ediyorduk. O sırada 50-60 yaşlarında bir hanımefendi yanımıza gelerek "konuştuklarınıza kulak misafiri oldum da, neden çantanızı cihazdan geçirmek gücünüze gidiyor" şeklinde biraz sert bir soru sordu. Ben de "sadece çanta aranması konusundan bahsetmedik biz, çok ciddi birçok soruna da değindik ve kulak misafiri olduğunuz halde direkt çantayla konuya girdiniz" dedim. (Kafama da yiyebilirdim çantayı ) Meğer hanımefendi, 30 yıllık bir avukatmış. "Böyle şeyler yoktu eskiden, adliyelerde herkes herkesi tanırdı, şimdi sizin neden zorunuza gidiyor üzerinizin/çantanızın aranması" diye yanıtını ısrarla almak ister bir tutumla sorusunu yineledi. Ben savunma dokunulmazlığı, yasanın gereği vs.. derken kendileri "bırak meslektaşım allahaşkına ya, ne yasası bu tip basit şeylerle uğraşmayın" dedi. Ben de kendisine "sizin basit olarak gördüğünüz bu ve buna benzer nitelikteki birçok konuda sizin gibi meslektaşlarımız tepkisiz kaldığı için (cezada, icrada her yerde) bizler sıkıntı çekiyoruz, bize hep sizin gibi eski avukatların efendiliği (mesleğinin hakkını verenleri tenzih ederek söylemek gerekirse aslında uysallığı ) hatırlatılıyor" diye yanıt verdim. Ama hanımefendi söylene söylene baro odasından çıkıp gitti, fikri sabitiyle birlikte.. |
02-12-2011, 18:03 | #10 |
|
Kimseye kişisel bir hıncım yok.
Ama ne baro, ne x ne y , ne barolar birliği zerre kadar umrumda değil.Hepimiz bir gün ölüp gideceğiz. Aptallar kavga eder.Koyunlar da kasaba giderken bile sessiz sedasızdır. Fatih Sultan Mehmet , İstanbul' un önüne gelmiş. Bizanslılar hala " melekler dişi mi erkek mi" diye tartışıyormuş.Ne farkı var? İNSAN SAYGIYI SATIN ALIR.İŞİNİ İYİ YAPANA SAYGI GÖSTERİLİR.Ben benden saygı satın alacak bir mesleksel koruma ve mesleğin mevzi kaybetmemesini istiyorum. |
02-12-2011, 18:07 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
İzledim. FlashTV deki kadın programlarına dönüyor bu iş. Sayın Çoşar' ın açıklamalarından tatmin olmadım. Savunmacılar birbirini yiyor , iktidar ve iktidarın paylaşımı kavgası yapılıyor onu anladım. Bana ne İstanbul Barosou veya Ankara Barosu başkanından veya Barolar Birliği Başkanından. Müvekkiller sadece neticeye bakıyor. İster frak giy istersensakal bırak önemli olan Hatice değil netice. |
06-12-2011, 20:03 | #12 |
|
Arabuluculuk yasası ile zaten avukatlar devre dışı kalacağı için barolar birliği bu durumu teyit eden bir belge hazırlamıştır. kapitülasyon dönemine merhaba deyin...
|
07-12-2011, 09:06 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ne güzel! Meslekler... Kaybolan, yaşayan meslekler... “Mesleğimiz öldürülürken…” Mesleği var eden... "Öldüren" !? |
14-12-2011, 13:49 | #14 |
|
Bu tartışma da şunu belirtmeden edemedim.
Bir milyon nüfuslu Konya ilinde 630 adet taksi plakalı araç varmış. İş için gittiğimde bindiğim taksi şöförleri ile yaptığım sohbette, bunun yeterli olduğu ve ilave taksi plakası verildiği takdirde bunu asla kabul edemeyeceklerini söylediler. Konya Barosuna kayıtlı avukat sayısı TBB verilerine göre 2010 sonu itibari ile 1.500 dür.Bu sayı sürekli artmaktadır zira açılması en düşük maliyetli Özel eğitim kurumlarından birisi Hukuk Fakülteleridir ve sürekli yenileri açılarak çoğalmaktadırlar.Bu okullardan mezunların ise istemeyerek de olsa sahip oldukları yapmak zorunda kaldıkları yegane meslek Avukatlıktır. Birde bunun üzerine yasalaşırsa, yabancı avukatlık şirketlerini koyun ! Av.K.md.34'e göre Avukatlık mesleğinin gerektirdiği saygıya uygun davranmak zorunda olan bizlerin bu ağırbaşlılığı kanımca kendi sonumuzu hazırlamaktadır. saygılarımla, (Konya sadece örnek olarak verilmiştir.Diğer illerde de durumun faklı olmadığından eminim. Misal bulunduğum il Ankara da yeni 1000 tane taksi plakası tahsis edilmeye kalkılsa taksicilerin yapacakları eylemleri tahmin edebiliyorum )Tüm bunları ekonominin arz ve talep dengesi ilkesi çerçevesinde örneklemek amacı ile yazdım .Yoksa taksiciler ile ilgili bir problemim yoktur Halk arasındaki nerede çokluk .... ifadesinide sanırım düşünüyorsunuzdur. |
14-12-2011, 18:40 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım Ankara'da mı avukatlık yapıyorsunuz bilmiyorum ama biz İstanbul Barosu olarak ARABULUCULUK toplantısını protesto ettik. Kırmızı Kartımızı gönderdik. İstanbul'daki meslektaşlarımız neredeydi merak ediyorum. Hep yazarız böyle söyleniriz sadece... |
15-12-2011, 21:11 | #16 |
|
İzmir Barosu.Diyateli bir üst birlik olmadan ne avukat ne de il barosunun sesi etkili olur.
|
15-12-2011, 21:16 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |