22-11-2008, 15:57 | #1 |
|
Toplum Gerçekleri ve Yasalar
İmam Nikahlı veya Nikah Olmadan Bir Erkekle Yaşayan Kadınların Maddi Güvencesi
17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 22.11.2001 tarihinde kabul edilen ve 1 Ocak 2002 tarihinden beri yürürlükte olan 4721 sayılı Medeni Kanun’un kabulü ile yürürlükten kaldırılmıştır. İsviçre Medeni Kanunu’ndan iktibas edilen 743 sayılı kanun yürürlüğe girmesinden sonra birçok değişiklik geçirmiş ve uzun süren yenileme çalışmalarının konusu olmuştur. Bu yasanın, özellikle, ‚Evlilik Hukukuna’ ilişkin maddelerinin uygulanmasında büyük zorluklarla karşılaşılmıştır. Prof. Dr. Turgut AKINTÜRK, 1972/73 öğretim yılı açılış dersinde şunları belirtiyor: Alıntı: ...Bilindiği üzere halen uygulanmakta olan Türk Medenî Kanunu —Borçlar Kanunu ile birlikte— isviçre Medenî Kanunu'nun —pek küçük ve önemsiz değişiklikler bir yana bırakılırsa— a y n e n dilimize çevrilerek kabul edilmesinden meydana gelmiş ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Pek de uzun olmayan bir uygulamadan sonra, kanuna karşı itiraz ve tenkitler başlamıştır. Bu itiraz ve tenkitler «yabancı bir kanundan aynen alınan bazı müessese ve hükümlerin memleketimizin bünyesine uymadığı», binaenaleyh bünyemize uygun hale getirilmesi istikametinde gelişirken; diğer yandan «kanunda bulunan pek çok önemli tercüme ve tertip yanlışlıkları» da uygulayıcıları tereddüde düşürmüştür. Bunlardan başka, «toplum hayatımızdaki sür'atli gelişme» de kanunda yer almayan bazı müessese ve hükümlerin kanuna sokulması veya mevcut müessese ve hükümlerin günümüzün şartlarına uydurulması zorunluluğunu yaratmıştır1.... Alıntı: MEDENİ KANUN'UN KABULÜNÜN 70'NCI YILINDA AİLE HUKUKU Bilge ÖZTAN* Avrupa hukuk sisteminin mahsûlü olan bir Kanun'un bütünüyle, yani hemen hemen hiç değiştirilmeden tercüme yoluyla alınması, islamî inançlara ilişkin doğmalardan kesinlikle ve hiç vakit geçirmeksizin tamamen kurtulmak ve özel hukuk alanında, tamamen „ yeni, esaslı bir sistem yaratmak düşüncesine dayanır. ...Medenî Kanun'un almışından bu yana 70 yıllık bir süre geçmiştir. Bu süre zarfında, Türk toplumu içinde millî bir hukuk doğmuştur. Türk hâkimi, artık günümüzde, Türk kanunlarına, içtihadı birleştirme kararlanna ve örf ve âdetlerine göre karar vermektedir Türk hâkimleri, kararlarında istikrar kazanmış mahkeme kararlarından ve öğretiden yararlanmaktadırlar.... ...Medenî Kanun'un kabulünden sonra, kanunkoyucu, eski hukukta mevcut olan, fakat mutlaka kaldırılmasını istediği bazı müesseler yerine, yeni bazı hukukî müesseseler öngörmüştür. Bu müsseselerin uygulanmasında bazı büyük güçlüklerin çıkacağını bilmesine rağmen, kanunkoyucu geri adım atmamış, uygulamada ısrarcı olmuştur. Kanunkoyucu, bu noktada, toplumun zaman içinde bu müesseseleri mutlaka benimseyeceğini hesaplamıştır ve böylece, aynı zamanda resepsiyonun eğitici yönünden yararlanmak yoluna da gitmiştir. Meselâ, "monogami", "evlenmenin resmî memur önünde yapılması mecburiyeti","boşanmanın hâkim kararına bağlanması", "imam nikâhı ile evlenmelerin önünü alma", "mirasta kadın ve erkeğe eşit hisse tanıma" vs... gibi. Ancak, Medenî Kanun'un emredici kurallarına rağmen, bazı eski alışkanlıkların toplumda devam ettiği görülmüştür. Meselâ, imam nikâhı ile yapılan evlilikler gibi. Medenî Kanun'daki emredici kurallar, bu alışkanlıkların tamamen terkini sağlayamamıştır. Bunun üzerine, kanunkoyucu, ortaya çıkan problemleri özel kanunlarla, geçici de olsa, gidermeğe çalışmıştır. Aile Hukuku'na ilişkin normlar ise, büyük şehirlerde kolayca benimsenirken, kırsal alanlarda ve küçük şehirlerde tepki ile karşılanmıştır. Büyük şehirlerde görülen bu olumlu gelişmenin nedeni, buralarda yaşayanların hayat tarzları, Aile Hukuku'ndaki emredici kurallara rağmen, bugün evlenmelerin % 5'i hâlâ imam nikâhı ile vuku bulmaktadır15. Kırsal alanlarda ve kasabalarda, özellikle Güneydoğu Anadolu'da yaşayanlar arasında bu oran yükselmektedir16. Görüldüğü gibi, gerçek durum ile yürürlükteki kanun hükümleri arasında bir çatışma söz konusudur. Bu uyumsuzluğun ortadan kaldmlması için, Aile Hukuku'ndaki bazı hükümlerin revizyonu şarttır. - Aile Hukuku alanında bir reformun gerekliliğini ortaya çıkaran dördüncü sebep ise, tamamen Aile Hukuku alanına has yeni akımlardır. Bazı hukukçular, "İnsan Haklan" konusundaki yeni gelişmelerin Aile Hukuku alanında bir reformu kaçınılmaz hale getirdiğini ileri sürmektedirler. Bu görüş taraftarlarına nazaran, Aile Hukuku, çocuğun ve kadının korunması, kadın ve erkek arasındaki eşitlik17, boşanmada kusur prensibinin terki, Çocuk Hukuku'nda "çocuğun menfaati"18 gibi prensipler gözönünde tutularak yeniden düzenlenmelidir. Kanun koyucu, alıntılardan da anlaşılacağı üzere bir sistem değişikliğine gitmiş ve çağdaş olamayan bir uygulamayı, burada üzerinde durmak istediğim imam nikahını örneğin, önlemeye çalışmıştır. Takdirle karşıladığım ve doğruluğuna yüzde yüz inandığım bir düzenleme. Ama Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Sayın Bilge ÖZTAN’ın da belirttiği gibi Türkiye’nin bir imam nikahı gerçeği var. Bu gerçeğin kaybedenleri hanesinde, tüm yaşamlarını bir erkeğe adamış, onun çocuklarını büyütmüş, resmen evli görünmediği için çocukları kendi adına kaydedilmemiş olan, devamlı olarak ev işinde çalıştığı için erkek öldüğünde yahutta ayrıldığında nafaka ve tazminat gibi hiçbir maddi olanaktan yararlanamıyan kadınlar var. Medeni bir toplum olma yolundaki zorluklarımızın yükünü toplumun en zayıf halkası olan ve yardıma muhtaç olan kadınlar mı çekecek? Yeni Medeni Kanun bu konuda herhangi bir değişiklik getirdi mi? Kanun koyucunun konuya el atmasını mı bekliyeceğiz, yoksa yüksek yargının bu konuda belirli içtihatlar geliiştirmesin mi? Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Türkiye Gerçekleri ve Yasalar | Gemici | Hukuk Sohbetleri | 6 | 19-11-2007 13:21 |
İlginç Yasalar | ad-hoc | Hukuk Haberleri | 1 | 18-08-2007 11:53 |
Paranın Denetimi Ve Yasalar | Av. Hulusi Metin | Hukuk Sohbetleri | 2 | 11-11-2006 15:40 |
Sinema ve Toplum | meada | Sinema ve Televizyon | 2 | 30-08-2006 17:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |