Sigortasiz Işçi Çaliştiran Ve Ticaret Sicilinde Ünvani Farkli Çikan Işveren Hakkinda Yapilmasi Gereken Işlemler

Merhaba,

Bir müvekkil -adayı- , 15-20 gün önce iş yerinde rahatsızlanarak hastahaneye gitmesi üzerine aslında sigorta bildiriminin hiç yapılmadığını öğreniyor.

9 aydır bu iş yerinde çalışan ve sigortasının yapılmaması nedeni ile SGK'ya başvuru yapan bu kişi, iş yerinin vergi numarası sisteme yazıldığında aslında iş yerinin unvanının ilanlarda, vekaletnamelerde ve kendisine söylendiğinin aksine farklı olduğunu öğreniyor.

Aynı zamanda bu şirketin gerçek unvanı ile Ticaret Sicil'de sorgu yapıldığında da şirketin üyeliğinin kanun gereği askıya alındığı görülüyor.

1) Böyle bir çerçevede, işveren ve SGK aleyhine açılacak bir hizmet tespiti davasında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
2) İş yerinin sicil kaydının kapalı olması lehimize bir karar çıkmasını engeller mi?
3) Hizmet tespiti sonucunda, eksik ayların primlerinin işverence ödenmemesi halinde bu primleri ödeyerek işverene rücu etmek mümkün müdür?


Henüz meslekte yeni olduğum ve bu dava türünde tecrübem bulunmadığı için bu konuda bilgisi ve tecrübesi olan herkesin yardımından faydalanmak isterim.

Teşekkürler...

NOT: Kanun gereği üyeliğin askıya alınmasına dair kararın tarihi 29.01.2016'dır.

NOT: Gerek anılan iş yerinde, gerekse çevredeki iş yerlerinde kişinin burada çalıştığını gören ve bilen tanıklar mevcuttur.

NOT: Yine bu şirket gayrimenkul satış-kiralama ile iştigal ettiğinden, müvekkil adayına şirket adına bu işlemleri yapabilmesi için vekaletname çıkarmıştır.

Şirketin ticaret odası kaydının veya işyeri sicil kaydının olup olmaması hizmet tespiti davası yönünden aleyhinize bir durum teşkil etmez. Sadece davada taraf teşkili yönünden bir sorun yaratabilir.Dava kamu düzeninden olduğundan resen inceleme yapılır.

Hizmet tespiti davalarında SGK artık davalı değil, feri müdahil, taraf gösterirseniz husumet reddi ile karşı vekalet ücretine mahkum olursunuz.

Şirketin tüzel kişiliği sona ermiş ise iş mahkmesinden yetki alıp sadece bu davaya özgü olarak ticaret mahkemesinde ihya davası açacaksınız.

Fiilen çalıştığı iş yeri ile kayıtlı gözüktüğü şirket farklı şirketler ise ve arasında organik bağ varsa hizmet tespitini o şirkete de açabilir.

Eksik ayların primlerinin işverence ödenip ödenmemesi müvekkilinizin sorunu değildir. Ödeyip rücu etmek teorik olarak mümkün ise de gereksiz bir külfeti yüklenmek olur. Zira hizmet tespiti davası neticesinde SGK müvekkilinizin mahkeme kararı ile tespit edilen dönemini hizmetinden sayacak ve primleri için ilgiliye rücu edecektir. Tahsil etmek SGK'nın sorunudur.

Husumet yönünden şikayetiniz üzerine başlamış olması gereken SGK soruşturmasını takip ederek kime karşı dava açacağınızı tespit edebilirsiniz.

Vekaletnamedeki ünvan ile vergi numarasında kayıtlı ünvanın farklı olması nedeniyle durumu anlatarak her iki şirket davalı gösterilerek aralarında bağlantı olduğu ve müteselsilen sorumlu olduklarını söyleyebilirsiniz. Organik bağ açık olup, bu durumda aleyhe vekalet ücreti doğması söz konusu değildir. Başka bir şirket ünvanı arkasına gizlenerek faaliyet yürütülmesi söz konusu.

Alıntı: Yazan olgu Hizmet tespiti davalarında SGK artık davalı değil, feri müdahil, taraf gösterirseniz husumet reddi ile karşı vekalet ücretine mahkum olursunuz. Şirketin tüzel kişiliği sona ermiş ise iş mahkmesinden yetki alıp sadece bu davaya özgü olarak ticaret mahkemesinde ihya davası açacaksınız. Fiilen çalıştığı iş yeri ile kayıtlı gözüktüğü şirket farklı şirketler ise ve arasında organik bağ varsa hizmet tespitini o şirkete de açabilir.

Öncelikle uyarınız için teşekkür ederim.

Şirketin üyeliği askıya alınmış gözüküyor. Henüz tasfiyesi yapılmadığından ve sicilden terkin edilmediğinden bunun tüzel kişiliği tek başına sona erdireceğini düşünmüyorum.

Öte yandan İstanbul Ticaret Odası'nda görememekle birlikte başka Ticaret Odalarının sayfalarında 2014 yılına kadar üyeliğin askıya alınmasına sebep olan eksiklikler giderilmediği takdirde üyeliğin silinmiş sayılacağına dair bir bildiri gördüm.

Sanırım bu konuda daha kapsamlı bir araştırma yapmam gerekiyor.

Organik bağ konusunda haklısınız

İlginize çok teşekkür ederim

Alıntı: Yazan Av. Can DOĞANEL Eksik ayların primlerinin işverence ödenip ödenmemesi müvekkilinizin sorunu değildir. Ödeyip rücu etmek teorik olarak mümkün ise de gereksiz bir külfeti yüklenmek olur. Zira hizmet tespiti davası neticesinde SGK müvekkilinizin mahkeme kararı ile tespit edilen dönemini hizmetinden sayacak ve primleri için ilgiliye rücu edecektir. Tahsil etmek SGK'nın sorunudur. Husumet yönünden şikayetiniz üzerine başlamış olması gereken SGK soruşturmasını takip ederek kime karşı dava açacağınızı tespit edebilirsiniz. Vekaletnamedeki ünvan ile vergi numarasında kayıtlı ünvanın farklı olması nedeniyle durumu anlatarak her iki şirket davalı gösterilerek aralarında bağlantı olduğu ve müteselsilen sorumlu olduklarını söyleyebilirsiniz. Organik bağ açık olup, bu durumda aleyhe vekalet ücreti doğması söz konusu değildir. Başka bir şirket ünvanı arkasına gizlenerek faaliyet yürütülmesi söz konusu.

SGK'nın hizmetleri sayacağını biliyorum ancak primler ödenmeden hizmetler sayılsa da eksik prim nedeniyle emeklilik zamanı geldiğinde bir olumsuzluk çıkabileceğini düşündüm. Primlerin işverenden tahsil edilememesi durumunda bu eksiklik kişinin emekli olmasını engellemiyor mu?

Yorumlarınız için teşekkürler. Haklısınız

Üyeliğin askıya alınması oda aidatını belli dönem ödemeyenlerde yapılıyor diye bilyorum. Sicilden silinmesi tek başına tüzel kişiliği sonlandıran bir durum değil.