Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

sınır ve yüzölçümü düzeltilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-01-2009, 18:13   #1
av.erel

 
Varsayılan sınır ve yüzölçümü düzeltilmesi

*"A" nın toprak tevzii komisyononca verilen 6500 m2 olarak tapuya tescil edilmiş gayrımenkulü bulunmaktadır. komşu parsel sahibi "B" "A"nın arazisine uzun zamandan beri tecavüz etmektedir, "A" tecavüzün kaldırılması davası açmıştır.
*" B "arazisini hazineden satın almış olup bu defa paftanın zemine göre düzeltilmesi davasını açmış ve bu dava "B"nin "A"nın rızası hilafına taşınmazını kullanıldığı, hatalı ölçüm bulunmadığı gerekçesi ile red edilmiş ve yargıtay incelemesi ile kesinleşmiştir.
*Ancak "B" bu defa kadastro müdürlüğüne 41. madde uygulaması yaptırmış (oldukça tartışılır bir durumda) Bu uygulamaya karşı sulh mahkemesinde "A" tarafından itirazen açılan dava kaybedilmiş ve yargıtaydan onaylanmıştır. (Bu dava sırasında daha önce açılmış dava kararları ibraz edilmiştir. )

sonuçta 6500 m2 olan gayrımenkul 4500 m2 ye düşmüş mütecaviz "B"nin arazisi ise 2500 m2 den 4500 m2 ye çıkmıştır.

Bu şekilde 41 madde ile çapta değişiklik yapılarak bir tarafa mülkiyet hakkı sağlanırken diğer tarafın mülkiyeti elinden alınmıştır.

Düşüncem : Taşınmaz bu durumda idari karar olan 41. madde uygulamasına yapılan itirazın reddi ile mahkeme kararı ile tescil edilmiş olarak kabul edileceğine göre arazinin 6500 den 2500 e düşürülmesi ile ilgili olarak Tapu sicil Muhafızlığı hasım gösterilerek kaybolan 2000 m2 nin bulunması olmazsa bedelinin tazmini sağlanabilir mi.
Old 18-01-2009, 23:32   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sorunuzla ilgili, konuyu izah eden bir karar ekliyorum. Bana göre konunun ilginçliği "paftanın zemine göre düzeltilmesi davasında" hatalı ölçüm bulunmaması sebebine dayalı olarak davanın reddedilmesi ve bu gerekçeyle karar kesinleştikten sonra paftanın idari yoldan düzeltilmesidir. Aslında, kadastro müdürlüğünün görevi ile ilgili bir konuda genel mahkemelerde karar verilmemiş olması gerekirdi.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi

Esas : 2005/6612
Karar : 2005/7255
Tarih : 14.07.2005

ÖZET : 5304 sayılı yasanın 9. maddesi ile, Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re´sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.

(3402 s. Kadastro K. m. 41) (5304 s. Kanun. m. 9)

KARAR METNİ :
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 3.9.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu´nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Anılan hüküm, "Kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda, vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltilir." şeklinde iken 3.3.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı yasanın 9. maddesi ile, "Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re´sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.

Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re´sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir." şeklinde değiştirilmiş böylece, açıklanan teknik hataların düzeltilmesinde vasıf ve mülkiyet değişikliğini engelleyen ifadeler madde metninden çıkartılmıştır. Ancak, buradaki mülkiyet değişikliğinden, orijinal ölçü değerleri ile zemin uyumlu hale getirilmesi amaçlanmakta olup, tapu iptali ve tescil yolu ile çözümlenecek nitelikte olan kadastro tespitine dayalı istemleri bu madde kapsamında değerlendirilmemiştir. Bir başka anlatımla, kadastro çalışmaları sırasında zemindeki mülkiyet sınırlarını oluşturan ölçü değerlerinin paftaya doğru aktarımı söz konusu ancak, bu ölçümün hatalı olduğu iddiası var ise bu durum düzeltme işlemine değil, tapu iptali ve tescil davasına konu olacaktır. Tapu iptali ve tescile konu olabilecek kadastro işlemi, mülkiyet sınırlar belirlenirken dayanak belgelerin yanlış uygulanması veya yerel bilirkişilerin hatalı yer göstermelerinden kaynaklanabilecekken, sınırlandırma, ölçü değerinin doğru alınmasına rağmen paftaya yanlış aktarımı veya sabit noktaların hatalı tersimi nedeniyle doğru yapılan mülkiyet sınırları tespitinin paftada yanlış gösterilmesi 41. madde kapsamında değerlendirilmektedir.

Somut olayda, davacı, davalı taşınmazında tersimat hatası yapıldığı gerekçesi ile düzeltme yapıldığını, işlem ile orman alanından davalı taşınmazı lehine mülkiyet nakli oluştuğunu ileri sürerek işlemin iptalini istemiştir. Mahkemece, düzeltme işlemi ile mülkiyet nakline neden olunduğu gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Yukarıda açıklandığı gibi 41. maddede değişiklik yapılmadan önce vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hataların düzeltilebileceği kabul edilmişti. Değişiklik ile madde metninden mülkiyet sözcüğü çıkartılmış, böylece, orijinal ölçü değerleri ile zemindeki kullanım durumunun birbiri ile uyumlu olması halinde, hatalı oluşan çapta görünen mülkiyet sınırlarının değiştirilebilme olanağı doğmuştur. Bu nedenle değişiklik uyarınca, düzeltme işlemine konu taşınmazların orijinal ölçü değerlerini içerir belgeler getirtilerek, uzman bilirkişiler aracılığı ile uygulanması ve bu değerler ile zemindeki fiili kullanım sınırlarının aynı olması halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 14.7.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : Corpus Arşiv
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3167 S.K.da üst sınır ne kadardır? salih altınok Meslektaşların Soruları 8 26-10-2008 10:32
Yasal sınır var mı? ayselari Meslektaşların Soruları 1 17-07-2008 11:38
üst sınır ipoteği hırs Meslektaşların Soruları 2 21-01-2008 19:04
MaĞaza İndİrİmlerİne Sınır ! Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 9 07-02-2007 11:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04429007 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.