Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ayıplı Mal

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-10-2012, 15:06   #1
Av. Bahadır ÖZTÜRK

 
Varsayılan Ayıplı Mal

Sayın Meslektaşlarım,

Müvekkilim şirket, kapı üreten bir firmadan 16 adet kapı alıyor.Kapılar takıldıktan sonra, renginin orjinal olmadığı ve hatalı imalat olduğu görülüyor.Tarafımızdan üretici firmaya ihtarname çekilerek kapıların yenileri ile değiştirilmesi veya iade alınması talep ediliyor.Üretici firma cevabi ihtarname ile, kapılarda herhangi bir imalat hatası olmadığını belirtmiştir.

Bu durumda hangi yasal yollara başvurabiliriz.? Uyuşmazlığın 2 tarafıda şirket?

Saygılar.
Old 29-10-2012, 15:31   #2
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Uyuşmazlığın her iki tarafı da şirket olduğundan, şirketlerin adi sahası olmadığından, ticari iş söz konusudur. Ticari iş, nedeniyle davanızı ticaret mahkemesinde açmanız (şayet dava açacaksanız) gerekmektedir. TTK m 23/c uyarınca ayıplı olduğu teslim anında açıkça belli olan hallerde alıcı satıcıya 2 gün içerisinde satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak satılan malın ayıplı olduğu teslim anında belli olmuyorsa teslim aldıktan sonraki 8 gün içinde incelemek incelettirmek ve durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür. Normal bir muayene ile anlaşılamayan ayıplarda (gizli ayıp) BK m 223/II düzenlenmesi uygulanacaktır. Yani ayıbın varlığı sonradan anlaşılırsa ayıp satıcıya hemen bildirilecektir.
Alıcının seçimlik haklarına gelince BK m. 227 devreye girecektir.
Alıntı:
MADDE 227 - Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.

2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.

4. İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.

Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.

Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.

Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Old 29-10-2012, 15:32   #3
üye7160

 
Varsayılan

Sayın Mİrza öncelikle imalat hatası için tespit yaptırmanızı öneririm,tespit sonucuna göre dava açabilirsiniz.
Old 29-10-2012, 15:44   #4
Av. Bahadır ÖZTÜRK

 
Varsayılan

Sayın Tug.Capar.

Satıcıya bu durumu bildirdikten sonra, seçimlik hakkımızı kullanmak için herhangi bir süre varmıdır.?Taraflar arasında bir sözleşme mevcut.
Old 29-10-2012, 17:28   #5
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MİRZA
Sayın Tug.Capar.

Satıcıya bu durumu bildirdikten sonra, seçimlik hakkımızı kullanmak için herhangi bir süre varmıdır.?Taraflar arasında bir sözleşme mevcut.
BK m. 231 uyarınca satılan malın alıcıya teslim edilme tarihinden başlamak üzere;
Alıntı:
MADDE 231 - Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.

Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
Herhalde (gizli ayıplar da) 10 yıllık süreçte zamanaşımına uğramış olacaktır.
Öncelikle Asliye Ticaret Mahkemesinden ayıplı mallar üzerinde delil tespiti yaptırarak, delil tespitine dayanarak dava açmanız da (yargılamanın ilerleyen aşamaların da) faydanıza olacaktır. Saygılarımla
Old 30-10-2012, 15:27   #6
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y15HD

Esas : 2007/6459

Karar : 2008/3801

Tarih : 09.06.2008
AYIPLI İMALAT (Likralı İki İplik ve Likralı Ribana Türünde Kumaş)
SİPARİŞE UYGUN KUMAŞLARIN TESLİM EDİLMEMESİ

BK.360, 362
Ayıp bir malda, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.

Borçlar Kanunu`nun 360. maddesinde yazılı hakların kullandırılmasına yönelik değerlendirme ve takdirin yapılabilmesi için sözleşme konusu iş ya da eser üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması ve bundan sonra ayıp sebebiyle zarar gerçekleşmiş ise tutarının belirlenmesi zorunludur.jva


DAVA VE KARAR:
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili avukat Mine Erdem geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Davacı vekili, yanlar arasında yapılan sözleşme gereğince, yurt dışına ihraç amacıyla likralı iki iplik ve likralı ribana türünde kumaşları verilen sipariş çerçevesinde, davalı yükleniciden teslim aldığını; ancak bu siparişe uygun kumaşlar teslim edilmediğini ve ayıplı imalat sebebiyle 79.071.426.000 TL. maddi zararının gerçekleştiğini ileri sürerek davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili savunmasında özetle; davacıya satılan mallarda imalat hatası bulunmadığını; ayıplı olduğu ileri sürülen malların davalı tarafından verilen kumaşlar olmadığını, satılan kumaşların davacı tarafça depodan seçilerek teslim alındığını, ayıplı olan imalatın ayıplar giderilerek davacıya teslim edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 74,712.50 YTL tazminatın 02.09.2005 dava tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanarak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının dayanak aldığı 20.04.2004 günlü "kumaş sipariş formu" başlıklı belge ile taraflarca imzalanan 12.05.2004 ve 13.05.2004 tarihli belgeler birlikte incelendiğinde; yanlar arasındaki hukuksal ilişkinin, Borçlar Kanunu`nun 355. maddesinde tanımlandığı üzere, niteliğince bir eser sözleşmesi olduğu sonucuna varılmaktadır.

Davada, yüklenici davalı tarafından imal edilip, davacı iş sahibine teslim olunan kumaşların ve bu kumaşlardan üretilen tekstil ürünlerinin ayıplı olması sebebiyle gerçekleşen davacı zararının tahsili istenmektedir. Ayıp bir malda, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Kısaca ayıp, eşyanın normal niteliğinden ayrılmasıdır. Eser-işin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin olağan gidişine göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa derhal yükleniciye bildirmek zorundadır. Tersi durumda, yüklenici, her türlü sorumluluktan kurtulmuş olur. Ancak, kasten sakladığı ayıplarla usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan kusurlar görülememişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi öğrenir öğrenmez yükleniciye derhal bildirmek zorundadır. Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu`nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanunun 360. maddesinde tanınan haklarını iş sahibi kullanabilir.

Borçlar Kanunu`nun 360. maddesi hükmü gereğince yapılan şey iş-eser sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı derecede kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olursa, iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir; bu hususta yüklenicinin kusuru varsa maddi tazminat dahi isteyebilir. İş ya da eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık, az yukarıda belirtilen ölçüde önemli değilse, iş sahibi iş-eserin değerindeki eksiklik oranında bedelde indirim isteyebilir; eğer kusurların giderilmesi büyük harcamaları gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir, bunda yüklenicinin kusuru varsa iş-eser sahibi maddi zararının giderilmesini de isteyebilir. Özetle açıklanan hukuksal çerçeve dahilinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; 12.05.2004 ve 13.05.2004 günlü tutanaklarda ayıplı ürünler belirlenmiş ve buna ilişkin tespitlerin bağlandığı tutanaklar taraflarca imzalanmıştır. Bu tutanaklarda, ayıplı kumaşların en geç 15.05.2004 tarihinde ayıpları giderilmek suretiyle davalı tarafından davacıya teslim edileceği kararlaştırılmış olup; davacı, 24.05.2004 günlü yazısını davalıya göndererek sözü edilen tutanaklarda belirtilen kumaşların 15.05.2004 tarihinde teslim alındığını ancak yine ayıpların bulunduğunu bildirmiş ve 31.05.2004 tarihinde de delil tespiti yaptırmıştır. 10.06.2004 tarihli tespit bilirkişi raporunda ise, 200 kg likralı ribana kumaşı ile 2341 adet üretilmiş tekstil ürünlerinin ayıplı olduğu bildirilmiştir. Ancak davalı taraf kumaş ve ürünlerin kendisi tarafından verilen kumaşlar olmadığını savunduğu gibi, bu kumaşların ve ürünlerin yanlar arasındaki sözleşme konusu kumaşlardan olduğu, davacı tarafça yasal delillerle kanıtlanamamıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü halinde dahi, sözleşme konusu iş ya da eserdeki ayıpların derecesi ile mahkeme tarafından Borçlar Kanunu`nun 360. maddesinde yazılı hakların kullandırılmasına yönelik değerlendirme ve takdirin yapılabilmesi için sözleşme konusu iş ya da eser üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması ve bundan sonra ayıp sebebiyle zarar gerçekleşmiş ise tutarının belirlenmesi zorunludur. Oysa somut olayda, açıklanan yasal koşullara uygun bir inceleme yapılamamıştır. Ayıbın ve ayıpla illiyetli maddi zararın gerçekleşmiş olduğu yasal delillerle kanıtlanamadığı gibi, yasal koşullarına uygun olarak yapılacak inceleme ile belirlenmesi de olanaklı bulunmadığından, kanıtlanamayan davanın reddi yerine, mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.

Y15HD 09.06.2008 - K.2008/3801
____________ oOo ____________
Old 07-11-2012, 23:56   #7
zedo

 
Varsayılan Biilgiler yetersiz sayın mirza

Boya farklılığı neye göre olduğu açıklanmamış(yani daha önce kapılar vardı da onlardan farklı renk mi, yoksa birbiri içinde renk uyumu mu yok?)
orijinal olup olmadığı konusu muhtemelen bilirkişi incelemesine muhtaç bir konu
Tarafların sıfatına göre Hukuk, Tüketici veya Ticaret Mahkemelerinden birisi yetkili olabilir bu kadar bilgi ile bu sitede verilecek cevap(lar) hatalı olabilir bu konuda bence karşılıklı görüşme gerekli saygılar sunarım
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı İfa Erkan Uygun Meslektaşların Soruları 6 26-12-2022 10:36
Ayipli Gazoz av.sgenc Meslektaşların Soruları 11 29-07-2011 16:23
Ayipli Maldan kim sorumlu ndl Meslektaşların Soruları 1 17-06-2011 07:47
AYIPLI MAL ve izlenebilecek yol Pınar Meslektaşların Soruları 11 09-09-2008 22:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05348396 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.