Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çapli Tasarruf Vesİkali Yerİn MÜlkİyetİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-07-2011, 15:02   #1
Güldal

 
Varsayılan Çapli Tasarruf Vesİkali Yerİn MÜlkİyetİ

Merhabalar
Bir mahalledeki evlerin tamamı aynı şekilde ÇAPLI TASARRUF VESİKASI denilen belgede 8 kişiye ait görünüyor.(paylı) yaklaşık 100 hane var ve hanlere 10-20 yıldır başkaları tarafından kullanılıp emlak vergileri,elektrik su fatutaları vs ödeniyor.Şimdi bu hanelerin zilyetler adına tapuda tescilini sağlamak istiyoruz.Ne yapabilirim?Nasıl bir yol izlemem gerekiyor?
Old 04-07-2011, 21:25   #2
av.elfida

 
Varsayılan

Çaplı Tasarruf Belgesi tapudur. Sizin olayınızda tapulu bir taşınmaz var ve bu taşınmazı tapuda malik olanlar dışında zilyet sıfatı ile kullanan kişiler var.Tapulu taşınmazların zilyetlikle kazanılmasını düzenleyen maddeyi aşağıya kopyalıyorum. Olayınızda bu şartlar var ise zilyetler iktisap edebilirler. Aksi halde sizin de bildiğiniz üzere tapulu taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir.

Medeni Kanun m.713/2 ''Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazıntamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.

Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan olunur.

Son ilandan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hakim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.

Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.

Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir.

Özel kanun hükümleri saklıdır.''




YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 28.1.2010 Esas: 2009/5122 Karar: 2010/312

Kural Olarak Tapulu Taşınmazlar Zilyetlikle Kazanılamaz - Maliki Tapu Kütüğünden Anlaşılamayan Kişi Adına Kayıtlı Taşınmazın Zilyetlikle İktisabı


Özet:Dava, kazandırıcı zilyetlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Ancak TMK`nın 713. maddesinde sayılan koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kimse adına kayıtlı taşınmaz zilyetlikle kazanılabilir. Tapu kütüğünde kişinin kimlik bilgileri, ölüm tarihi ve mirasçılarının belirlenememesi, anılan kanun kapsamında maliki bilinmeyen olarak kabulü gerektirmez. Kanun koyucu burada, kim olduğu belirlenemeyen hayali kimseleri amaçlamıştır. Somut olayda, tapu maliki tanınan ve bilinen bir kişidir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.[/B]-
4721 sayılı TÜRK MEDENİ KANUNU m.713
Yusuf ile Hasan kızı Fatma mirasçıları, Hazine ve belediye başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Malatya 2. Asliye Hukuk Hakimliği`nden verilen 01.06.2009 gün ve 344/215 sayılı hükmün Yargıtay`ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar
Davacı vekili, dava konusu 264 ada 8 parsel üzerinde vekil edeninin 3/4 oranında pay sahibi olduğunu, taşınmazın 1981 yılından beri kullanıldığını, taşınmazlar üzerinde 1/4 oranında pay sahibi olan Hasan kızı Fatma`nın en az 50 yıl önce öldüğünü, mirasçı bırakmadığı ve zilyedinin bulunmadığını açıklayarak anılan bu payın iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı tereke kayyımı ve Hazine vekili ile davalı belediye vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu parsel üzerindeki Hasan kızı Fatma`nın adına kayıtlı 1/4 payının tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, belediye aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 264 ada 8 parsel, 9359 sayılı vergi kaydına dayalı olarak 15.09.1934 tarihinde 1`er pay Yusuf evlatları Abdullah, Hacı, Emine ile zevcesi Hasan kızı Fatma adına tespit ve tescil edilmiş, Abdullah, Hacı ve Emine payları 10.04.1981 tarihinde satış yoluyla davacı Yusuf adına tescil edilmiştir
Dava, TMK`nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, kayıt malikinin en az 50 yıl önce öldüğünü, mirasçı bırakmadığını ve taşınmazın zilyedinin bulunmadığını ileri sürerek istekte bulunmuş, mahkemece kayıt maliki Hasan kızı Fatma`nın ölüm tarihi ve kim olduğunun belirlenemediği, taşınmazın 20 yıldan fazla süredir davacı tarafından kullanıldığı, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK`nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" denilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili malikin en az 50 yıl önce öldüğü, mirasçı bırakmadığı ve zilyedinin bulunmadığı sebeplerine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Payının iptal ve tescili istenilen ve mahkemece kabul edilen Hasan kızı Fatma, kadastro tutanağı, dayanak belgelerdeki bilgilere göre bilinmeyen bir kişi olmayıp tanınan ve bilinen bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Kayıt malikinin ölüm tarihinin ve mirasçılarının belirlenmemesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi ve adresinin tespit edilememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır. Oysa ki kadastro tutanağındaki açıklamalara göre Hasan kızı Fatma 1331 yılında ölen Yusuf eşi ve davacının büyük annesi olup tanınan ve bilinen bir kişidir. Kayıt maliki tapu kaydı ve kadastro tutanağından anlaşıldığına göre, kayıt malikinin mirasçılarının belirlenerek davanın mirasçılara yöneltilmesi için davacı tarafa süre ve imkân tanınması, bu kişilerin sunacağı deliller de nazara alınarak elde edilecek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK`nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-07-2011, 07:53   #3
Güldal

 
Varsayılan

vesikada hak sahiplerinin baba adı ismi ve soyismi var bu durumda bu şahısların kimliği belli olduğu kabul edilmeli gibi görünüyor.Ama bu şahıslara ulaşılamaması ve emlak vergileri vs taşınmazı kullananlar tarafından verilmesi durumu değiştirmez mi?
Old 05-07-2011, 14:49   #4
av.elfida

 
Varsayılan

'' Kayıt malikinin ölüm tarihinin ve mirasçılarının belirlenmemesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi ve adresinin tespit edilememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır.''

Yukarıdaki Yargıtay Kararı'ndan yaptığım alıntıyı incelediğinizde göreceksiniz ki, malike ulaşılamamsı yeterli değildir. Bu kişilerin hayali kişi olması gerekir. Eğer malikler tanınan bilinen biri ise zilyetlikle iktisap mümkün değildir. Emlak vergisi vs. ödenmesi zilyetliğe yani o kişilerin o yeri kullandığına karine teşkil eder. Evet bunlar zilyetlik için yeterlidir. Ancak yukarıdaki şartlar oluşmadığı sürece ki sizin olayınızda dediğinize göre oluşmamış, iktisap mümkün değildir.
Old 11-07-2011, 08:09   #5
Güldal

 
Varsayılan

Yorumlarınız için teşekkürler.Peki 8 ortak görünen bir çaplı tasarruf vesikası ile ilgili olarak 6 kişi hakkından feragat etmişse diğer iki kişi de bulunamıyorsa bu dava açılamaz mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kat MÜlkİyetİ MENTEŞOĞLU_43 Meslektaşların Soruları 2 12-07-2010 23:27
Tapu Tahsİs Belgelİ Bİr Yerİn Satin Alinmasi Av . Nur Hanım Meslektaşların Soruları 6 18-01-2010 11:15
Kat MÜlkİyetİ SUCCEED Meslektaşların Soruları 0 14-12-2009 16:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05018592 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.