Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM), THS Hasta Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece hasta haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [HASDEM Portalı]

Ameliyat Kapsamının Genişletilmesi

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-10-2009, 22:07   #1
Konuk

 
Varsayılan Ameliyat Kapsamının Genişletilmesi

İyi günler,ben annemle ilgili bir durumu paylaşmak istiyorum.

Annem devlet hastanesinde midesinden ameliyat edilirken doktor safra kesesindede sorun olduğunu görmüş ve onu da almış.Daha Önceden safra kesesinde herhangi bir sorun olduğunu ve ameliyat sırasında çıkarılabileceğini söylememişti.Doktorun yaptığı doğru kabul edilebilir mi?Teşekkür ederim.
Old 20-10-2009, 08:06   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı,

Hekimin hastaya tıbbi müdahalede bulunabilmesi için hastanın rızasının alınması gerekir. Bu rızanın aydınlatılmış nitelikte olması zorunludur. Yani hekim hastaya müdahalenin kapsam ve sonuçlarını anlaşılır biçimde anlatmakla yükümlüdür. Eğer safra kesesinin alınması gerektiğini ya da ameliyat esnasında alınması gerekebileceğini annenize anlatmamışsa bu yükümlülüğünü ihlal etmiş demektir.

Bununla birlikte aşağıda ilgili maddeyi göreceğiniz gibi müdahale gerçekleştirilmediği takdirde hastanın yaşamı tehlikeye girecek ise rıza koşulu aranmaz. Ama hekimin bilimin gelişmiş teknikleriyle hastayı muayene ederek ameliyattan önce ameliyatın kapsamını belirleyebilmesi beklenir ve bu doğrultuda hastadan içeriği aydınlatılmış şekilde rıza alması gerekir. Eğer ameliyat öncesi muayenede bir sorun olmadığı halde ameliyat sırasında beklenmedik biçimde safra kesesinde patlama söz konusu olursa bu durumda rıza koşulu aranmayacaktır.

Anneniz bu ameliyat nedeniyle zarar gördüğü takdirde tazminat isteyebileceği gibi hekimi hasta hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle şikayet de edebilir. Haklarınızı kullanırken bir avukattan destek almanızı, mali gücünüz elverişli değilse bulunduğunuz yerdeki baronun adli yardım birimine başvurmanızı öneriyorum.

Hasta Hakları Yönetmeliği

Alıntı:
Hastanın Rızası ve İzin

Madde 24- Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart aranmaz.
...
Kanuni temsilciden veya mahkemeden izin alınması zaman gerektirecek ve hastaya derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlarından birisi tehdit altına girecek ise, izin şartı aranmaz.

Alıntı:
Rızanın Kapsamı

Madde 31- Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır.

Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu Yönetmelik'te ve diğer mevzuatta belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam gösterilir.
Old 20-10-2009, 15:34   #3
Atahun

 
Varsayılan

Merhaba;

Pek sık görüldüğü ve uygulandığı için soruyorum.

Varsayalım hekim, bir karaciğer veya mide ameliyatı için bir operasyona girdi. Ancak karın bölgesini açtığında, hastalığın asıl ameliyat edeceği organın yanındaki organa da sıçradığını farketti. Bu organın da temizlenmesi gerektiği ihtiyacı hasıl oldu.

Şimdi;
Hasta genel anestezi ile uyutulmuş. Zaman sınırlı. Bu durumda hastadan nasıl rıza alınacak? Veya; Hasta yakınlarının vereceği "olur veya muvafakat" hekim için ne derecede bağlayıcıdır?

Saygılarımla.
Old 20-10-2009, 17:17   #4
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Atahun
Merhaba;

Pek sık görüldüğü ve uygulandığı için soruyorum.

Varsayalım hekim, bir karaciğer veya mide ameliyatı için bir operasyona girdi. Ancak karın bölgesini açtığında, hastalığın asıl ameliyat edeceği organın yanındaki organa da sıçradığını farketti. Bu organın da temizlenmesi gerektiği ihtiyacı hasıl oldu.

Şimdi;
Hasta genel anestezi ile uyutulmuş. Zaman sınırlı. Bu durumda hastadan nasıl rıza alınacak? Veya; Hasta yakınlarının vereceği "olur veya muvafakat" hekim için ne derecede bağlayıcıdır?

Saygılarımla.

Hasta yakınları veli ya da vasi olmadıkça "olur" vermeye yetkili değildir. Yukarıda alıntıladığım maddede yazar bu olasılık, hastanın rızasının alınamadığı durumda eğer müdahale yapılmazsa hastanın yaşamı tehlikeye girecekse rıza aranmadan müdahale gerçekleştirilir.Acil durumlarda bu rızanın olduğu varsayılır.

Fakat hekimin operasyon öncesi gerekli bütün mesleki ve tıbbi özeni göstermiş olması da beklenmelidir.
Old 20-10-2009, 21:36   #5
av.pınar

 
Varsayılan

Sayyın meslektaşım anlattıklarına aynen katılmaka birlikte bir hususu daha paylaşmak istiyorum.

Acil ve hastanın hayatını riske sokabilecek durumlarda hekim rıza almaksızın tibbi müdahalede bulunabilir. Hekimin tedaviyi seçme hakkı da diyebileceğimiz bu düzenleme aynı zamanda Tıbbi Deontoloji Tüzüğünden de kaynaklanmaktadır.Ancak çok özel bazı ameliyatlarda (Örn, kanserli hüücre hastanın yumartalıklarına da sıçramış ve yumartalıklarınında alınması gerekli ancak hastanın hiç çocuğu olmadığı,) hekimin mutlaka hasta ve/veya kanuni temsilcisinden yazılı onay alarak işlem yapması gerekir.
Old 18-11-2009, 00:13   #6
hukuksever_dr

 
Varsayılan

Bir doktorun ameliyat masasına mide nedeniyle yatırdığı hstayı ameliyat sırasında diğer bir organınıda ameliyat etmesi hasta haklarına uygun değildir. İstisnası ameliyat sırasında barsağını deldi, onu tamir edebilir, ameliyat edebilir, safra kesesini deldi, onu ameliyat edebilir. Ama mide diye açılan ameliyatta diğer organda ameliyat nedeni direkt ilişkisi olmayan başka bir hastalık saptadığında buna hastanın onayını almadan dokunamaz. Amerikada uygulama bu şekildedir. Amerikada doktor olarak gidebilmek için bir sınava girmiştir. O sınavda tam böyle bir soru vardı. soruda "Barsak tıkanıklığı nedeniyle ameliyata girdğiniz hastanın yumurtalıklarında kanser gördünüz ne yaparsınız? a)onuda ameliyat ederim b) hastayı uyandırmadan hemen eşine sorarım ona göre hareket ederim c) hastane yönetimi ve avukatının onayını alırım d)teşhis konabilmesi için yumurtalıktaki kanser olabilecek dokudan örnek alırım e)normal ameliyatıma devam eder, yumurtalığa dokunmam hasta uyanınca ona bildiririm. Doğru cevap "e" şıkkı. Amerikada hasta hakları çok sıkı olduğu için doktorlar hastanın rızası olmadan biyopsi bile alamıyor. Bizde de aslında kanunlar bu şekilde ancak buna uyan doktor meslektaşlarımız çok az.
Old 30-11-2009, 02:47   #7
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan Varsayilan riza hakkinda

Degerli görüslere ek olarak, ben de, hem Avrupa hem de bizim hukumuzdaki oturmus ilkeler baglaminda kücük bir katkida bulunmak isterim.

Normalde bilinci yerindeki hastadan aydinlatilarak rizasi alinir.

Bilinci yerinde olmayan, ancak kendisine müdahale edilmedigi taktirde, önemli bir zarar gelecek olan hastanin, aydinlatilarak riza vermesi mümkün olmadigindan, onun öncelikli olarak varsayilan rizasinin var olup olmayacagi arastirilir.

Varsayilan rizaya basvurabilmek icin, hasta acisindan, "geciktirildiginde yani beklenildiginde" yasam tehlikesi ya da geri dönüsümü mümkün olmayan ciddi bir zararin olusmasi tehlikesi söz konusu "mutlaka" olmalidir.

Burda, hastanin bilinci yerinde olsaydi, yapilmak isten müdahaleye riza gösterir miydi sorusuna yanit aranir. Burda, hastanin sosyo-kültürel durumu, hayat görüsleri, yakinlarinin hastanin riza gösterme konusundaki sorulara verdigi yanitlar belirleyici olur. Burda hekim, hastanin gercekteki iradesini gercege en uygun olacak sekilde arastirmaya calisir.

Hekim bu arastirmalar neticesinde, hastanin ameliyata riza gösterebilecegi hususunda hic bir fikre ulasamiyorsa, yani süphede kaliyorsa, hayatin korunmasi ilkesi geregi, hastanin yasamasindan yana takdir hakkini kullanir..

Neticede varsayilan rizada hekim, hastanin gercekteki rizasini da arastirmaya calisip, bir varsayima vararak, hastasinin "menfaatlerini" karsilastirmali olarak degerlendirmeye almaktadir. Dolayisiyla, bilincli hasta rizasiyla, bilincsiz varsayilan hasta rizasi, temel hak olan, özerklik (kendi gelecegini belirleme) hakkinin korunmasi acisindan birbirine yaklastirilmakta ve ayni sekilde korunmaya calisilmaktadir.

Saygilarimla
G. A. Aygörmez
Old 01-12-2009, 22:19   #8
hukuksever_dr

 
Varsayılan

Sn Gülsüm A. Aygörmez'in görüşlerine eklemek istediğim konu şudur;
Şuuru kapalı olan hasta kime denir? Ameliyattaki hasta şuuru kapalı olarak kabul edilebilir mi?
Şuuru kapalı olan hasta yapılacak bir tedavi ile veya kesilecek bir ilaç ile şuuru kısa sürede yerine gelecek hasta olarak kabul edilemeyiz. Yani yoğun bakımda ki hastayı uyutmak için verilen ilacı kesilince veya ameliyattaki hastayı anestezi uygulamasını kesilince şuuru açılacağı için bu kategoriye dahil edemeyiz. Bu durumda bu tür hastalar rıza kapsamı dışında tutulamaz.
Ancak örnek vererek açıklarsam; travma nedeniyle dalağı yırtılan, kanamalı bir hastayı acilen ameliyata alan cerrah ameliyat sırasında dalağı aldıktan sonra aynı travmaya bağlı olarak tek böbrekte de kanama var ve kanamayı ancak böbreği almakla durduracaksa o böbreği de alabilir. Burda hasta rızasını aramak zorunda değildir. Çünkü doktor dalağ ameliyatına değil, travma ameliyatına girmiştir. Sonuçta travma birden çok organda olduğu için ameliyat dalak ameliyatı değil travmadan dolayı oluşan tüm problemleri gidermeye yönelik bir ameliyattır. Burda hastanın dalağını alıp, hastayı uyandırdıktan sonra "senin böbreğin de kanıyor sana sormadan almak istemedik, rıza gösterirsen onuda alalım" gibi bir yaklaşım olmaz. Veya mide kanseri nedeniyle ameliyata giren doktor mide ameliyatı yapmıyor, kanser cerrahisi uyguluyor, karnı açtığında mide kanseri yakındaki organlarada yayılmış ise mesela safra kesesine, barsaklara, o organlara da gerekli cerrahi uygulamayı yapabilir. Hastayı uyandırıp rıza alması gerekmez. Doktor bundan dolayı sorumlu tutulamaz, yapmadığı takdirde sorumlu olur.
Ameliyatın genişletilmesi kavramı duruma göre hasta rızası gerektirir, yukarıdaki örneklerde ki gibi durumlarda rıza gerektirmez.
Acile şuuru kapalı olarak gelen hasta ise rıza kapsamı dışındadır, doktor hasta hayatını kurtarmak için her türlü tıbbi uygulamayı yapmakla yükümlüdür.
Yoğunbakımda yatan ve şuuru her türlü tıbbi müdahaleye karşın açılmayan hastaya gerekli olan tıbbi uygulamalar hasta yakınlarının rızası ile uygulanabilir.
Old 02-12-2009, 10:47   #9
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Sayin hukuksever-dr,

degerli görüslerinize sunlari ilave etmek isterim:

Bilinci yerinde olmayan hasta, hastaya tibbi müdahale gerekli oldugunun hekim tarafindan kararlastirildigi anda riza aciklamasinda bulunamayacak, hekimin hic bir aciklamasina fizyolojik sebeplerle karsilik veremeyecek durumdaki hastadir. Keza hastanin bilinci kapalidir.

Bazi hallerde de, hastanin bilinci acik olsa bile, "saglikli bir riza aciklamasinda bulunacak, degerlendirme yapabilecek" halde olmayabilir. Örnegin trafik kazasi gecirmis, acile getirilmis bir kisi o an icin bilinci acik olabilir ama kendisine yöneltilen sorulari ne saglikli bir sekilde anlayabilir ne de kafasinda, hekimin aydinlatmasini saglikli bir sekilde degerlendirebilir, keza sok altindadir; ya da yogun bakimdaki bir hasta kullandigi yogun ilac tedavisi sebebiyle saglikli bir degerlendirme yapamamakta, saglikli bir sekilde düsünememektedir. Riza saglikli bir sekilde düsünme sürecine, yani saglikli iradeye dayanmasi gerektiginden hekim burda, bu mümkün olamadigi icin, yine varsayilan rizaya dayanabilir, yeter ki hasta bilinci acik ve saglikli bir sekilde düsünebiliyorken, yapilacak tibbi girisime iliskin bir aciklamada bulunmamis olsun.

Ayrica normal rizasi alinamayacak durumlarda olan hastaya, sizin son cümlenizde belirttiginiz gibi hasta yakinlarinin rizasiyla degil, hastanin varsayilan rizasiyla müdahalelerde bulunur. Ki varsayilan rizasinin saglikli bir sekilde olusmasi kosullarini bir önceki iletimde belirttim. Burda hasta yakinlari sadece hastanin varsayilan rizasinin ne olabilecegini belirlemede hekime sadece yardimci olmak yani bir arac görevi görürler.

Sizin verdiginiz travma ve kanser ameliyati örneklerinde, "zaten" ameliyat kapsaminin genisletilmesi söz konusu degildir. Hekimin sorumlugu, travma olan organlari veya kanserin sicradigi organlari almaktir-ameliyat etmektir. Kaldi ki hekim, ameliyat sirasinda kesinlikle öngörmedigi bir organda travma ya da kanser olgusuyla karsilasirsa, yine varsayilan rizaya dayanarak organi alabilir. Keza hasta gercek rizasini verecek durumda degildir ve ameliyat edilmezse yani hastanin uyanmasi beklenirse büyük bir zararla karisilasacaktir. Dolayisiyla burda ben zaten bir sorun görmüyorum.

Varsayilan riza, zaten normal riza veremeyecek durumda olan kisilerin (rizasina bir sekilde ulasilamayan), gercege en uygun sekilde rizalarini almayi saglayan bir kurumdur. Temel olan, normal rizasina erisilemeyen bir kisinin, gercek rizasinin ne olacagina iliskin, gercege ve hasta menfaatlerine en uygun sekilde arastirilmasi ve haklarinin korunmasidir.


Saygilarimla
Aygörmez
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma davasında davanın genişletilmesi Rekoğlu Meslektaşların Soruları 6 15-10-2009 23:48
işleten kavramı genişletilmesi erdobal Meslektaşların Soruları 1 31-01-2009 15:41
Davanın genişletilmesi yasağı me_as Meslektaşların Soruları 8 05-12-2007 11:20
Dava Konusun Genişletilmesi Mağdur Hukuk Soruları Arşivi 4 01-03-2002 23:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05207896 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.