18-08-2006, 16:56 | #1 |
|
Adalet isteyen adliye çalışanları için...
Bugün tüm Türkiye'de diğer kamu çalışanlarına göre daha fazla çalışmasına rağmen emeğinin alınterinin karşılığını karşılığını tam olarak alamayan, her defasında ikinci plana itilen ve daha birçok konuda geri bırakılan Yazı işleri müdürleri, zabıt katipleri, mübaşirler, memurlar ve odacılar gibi adliye çalışanları... Biz sustukça onurlu bir yaşam için, emeğimizin tam karşılığını almak için mücadele etmedikçe diğer kamu çalışanlarına göre hep geri kalır ve hatta aramızdaki uçurum da gittikçe artar... lütfen hakkımızı almak için birlikte mücadele edelim... DUYARSIZ KALMAYALIM...
|
18-08-2006, 18:49 | #2 |
|
Destekliyorum. Diğer kurumlarda örnekleri bulunsa da hiçbir zaman bir Adliye çalışanının örgü ördüğüne ya da boş oturup çay içtiğine şahit olmadım. İçiyorsa bile biz olayın üstüne gidip bu küçük molayı bölmüşüzdür. Bu kadar yoğun ve ağır sorumluluk altında çalışan Adliye Çalışanlarının seslerini duyurmak adına her türlü meşru zemini kullanmaları gerektiğini düşünüyorum.
|
06-02-2009, 21:02 | #3 |
|
Av.Can DOĞANEL;
"içiyorlarsa bile biz olayın üstüne gidip bu küçük molayı bölmüşüzdür" samimi cümlelerinizden dolayı teşekkürler. Genelde kabul edilmez bir durum bu.. |
04-05-2009, 22:51 | #4 |
|
Toki konutları bütün memurlara kampanyalı ev veriyor. Bu memurların içinde sadece Adalet Bakanlığı memurlaı yok. Ben bunu şöyle düşündüm bizim maaşlarımızla bu kampanyalı ev taksitlerini ödeyemeyeceğimizi düşündükleri için galiba bizi o memurların içerisine dahil etmediler. Bir adliye çalışanı olarak şunu söylemeliyim ki emeğimizin karşılığını almadığımız gibi çoğu zaman insan yerine bile konmadığımız oluyor. Bu da bence büyük bir sorun.
|
16-12-2009, 15:39 | #5 |
|
Çok güzel bir konuya değinilmiş, Ben Adliye camiasında 25 yıl görev yaptım hak aramanın ne demek olduğun çok iyi bilirim. Hak ararken yanındayız diyenler iş ciddiyete binince bir anda toz oluyorlar. Bende bir müfettişin keyfi tutumunun kurbanıyım 25 yıllık emeğimi bir kalemde silip atmak zorunda kaldım. Adalet camiasında çalışıpta emeğinin karşılığını alanı görmedim. Ne benim nede çalışanların ömrü kifayet eder, Bir zabıt katibi olmadan ne hakim ne savcı tek başına adalet camiasında bir şey ifade etmez, önce bunun bilincini aşılamak gerek, hakim imzası olmayan bir karar yargıtaydan imza eksikliğinin ikmal edilerek gönderilmesi istemi ile geri çevrilirken, bir zabıt katibinin imzası eksik diye karar bozuluyor. Enönemlisi buradan yola çıkarak Adliye çalışanının öneminin vurgulanması gerek,Hiç bir iktidar döneminde Adliye Camiasına destek verildiği görülmemiştir, destekte vermezler, çünkü adliye çalışanı üvey evlattır
|
18-12-2009, 02:40 | #6 |
|
Destekleriniz için teşekkürler...
Selam ve saygılar... Konuyla ilgili değerli görüş ve düşüncelerinizi eklediğiniz için bir adliye çalışanı olarak çok teşekkür ediyorum...
|
18-12-2009, 09:20 | #7 |
|
yanıtınız için tşk ederim, Gaziantep Adliyesinde de görev yaptım iyi bilirim Adalet camiasında biz çalışanların öncelikle birbirimize destek olmamız gerek ama maalesef bunu göremiyoruz sendikalar derseniz kendi havalarında Sendikal faaliyetlerim yüzünden çok soruşturma geçirip savunma verdim, Bir polis 7-7 çalışır 2 gün izinlidir, bir maliyeci 8-17 çalışır mesaisi günlük 12 saattir, bir öğretmen mesaisi bellidir, ama bir adliye çalışanı öyle değildir, Hiç hizmet yönetmenliğinde bir adliyecinin mesaisi 24 saattir.Herkes bir Adliyecinin mesaisinin 8-17 arada bir nöbeti olduğunu sanır ama işin aslı öyle değildir, gerektiğinde sıcak yatağından gecenin bir saatinde kaldırırlar ya otopsiye gidersin ya bir suç üstüne çıkarsın,ağır iş yükünün altında ezilirsin bu gün türkiyede günde ortalama bir zabıt katibinin işlem yaptığı dosya sayısı yaklaşık olarak 150 dir ve bu rakamlar istastikidir, Bir Zabıt katibinin yetişmesi kolay değildir, bir zabıt katibi en az 5 yılda yetişir,ceza mahkemelerinde çalışan bir zabıt katibi hukuk mahkemelerinde zorlanır savcılıkta çalışan bir zabıt katibi mahkemede çalışma görevi verilirse zorlanır, sağlıklı ve düzenli bir iç hizmet eğitimi bu güne kadar verilmedi,çalışanların emeğinin karşılığını alabilmesi için öncelikle çalışma ortamlarının düzeltilmesi, hizmet içi eğitimi verilmesi gerekir. Onun için bu durumu değiştirmeninde Öncelikle tabi olduğun kanunları çok iyi bileceksin ki bu kanunlarda sana tanınan özlük ve diğer haklarını daha kolay arayabilme imkanına sahip olacaksın,Kaçadliye çalışanı tabi olduğu kanunu tam ve sağlıklı olarak bilebiliyor,birbirinizi kollayıp destek olacaksın,ne kadar çok çalışırsan çalış hiç bir zaman yaranamazsın bunun nedenide memurların birbirlerini koruyup gözetmemelerinden kaynaklanıyor, Adalet camiasında Zabıt katibi ve yazı işleri müdürleri Bakanlığın işine geldiğinde 2803 sayılı hakim savcılar kanununa tabidir işlerine gelmezse çalışan 657 ye tabidir öncelikle bu iki başlılığın sona erdirilmesi gerekir.
|
18-12-2009, 11:42 | #8 |
|
Bir adliye çalışanı olarak kamu kurumları arasında personeline değer vermeyen ve geliştirmeyen tek kurumun Adalet Bakanlığı olduğunu düşünüyorum. 3717 sayılı yasa ile ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihden beri 2 yıldır kendi personeli lehine bir düzenlemeyi halen yapamamış bir kurum. Adalet mekanizmasının önemli bir unsuru olan Adliye personelinin bırakın maaşlarının düzeltilmesini, elindeki imkan ve haklarda kısıtlanıyor. Diğer kamu kurumları ile adliye çalışanlarının maaşları ve özlük hakları arasında uçurum var. Her türlü olumsuz fiziki ortamda çalışan adliye personelinin şartlarını düzeltecek haklarını koruyup kollayacak sahiplenecek hiçbir şey yapılmadı. Her yıl Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı kadrolarına atanan personel yanında Adalet Bakanlığı kadrolarına atanan personel sayısı son derece yetersizdir. Bulunduğunuz yöredeki herhangi bir kuruma gidip bakın, nüfus müdürlüğü, tapu müdürlüğü, vergi dairesi vs., hepsinde müdür, müdür yrd, şef ile birlikte bir sürü memur görev yaparken, adliye kalemlerinde bir - iki katip ile görev yapılmaya çalışılıyor. Siz hiç ünvanı "Müdür" olan fakat tek başına görev yapan başka bir kurum gördünüz mü? Bir çok ilçede icra dairelerinde sadece bir tek icra müdürü bulunmakta. Yani Adalet Bakanlığında yaşanan çelişkiler saymakla bitmez. Düzeltileceğine dair bir umudum da yok açıkçası.
|
30-12-2009, 00:10 | #9 |
|
Aynen katılıyorum...
Anayasa Mahkemesinin 3717 Sayılı Yasa'yı iptalinin üzerinden geçen 24 aya rağmen bir düzenleme yapmaması, adliye çalışanlarının emeği olarak havuzda biriken parayı dağıtmayacağının, onu kendi siyasi emellerine alet edeceğinin veya açık yerleri yamamada kullanacağının kesin bir göstergesidir.
Bu memlekette memura yeniçeri gözüyle bakılıyor. Hele Adalet Bakanlığı kendi personeline yoldan çıkmış yeniçeri gözüyle bakıyor. Ne zaman yasal bir hakkımızı talep etsek hemen birileri kulağımıza akıllı ol, yerinde rahat dur. Yoksaaaa! cümlesini fısıldıyor. İşte bu baskı politikası tüm adliye çalışanlarını daha göreve başladıkları andan itibaren etkisi altına alıyor ve ne yazıkki çoğu adliye çalışanı hakkını aramaktan korkuyor. Evet kesinlikle korkuyoruz. Çünkü korkutuluyoruz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Sözde adalet yetmez, gözde adalet de lazımdır... | üye3578 | Hukuk Sohbetleri | 7 | 08-03-2008 11:47 |
Yargı Çalışanları Adalet İstiyor | PINAR YILMAZ | Hukuk Haberleri | 0 | 05-09-2006 19:09 |
Yargı çalışanları Ankara yürüyüşüne başladı | obaykan | Hukuk Haberleri | 0 | 05-09-2006 14:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |