16-11-2007, 15:20 | #1 |
|
reşit olmayanla cinsel ilişki
merhabalar. Ağır Ceza stajı yaparken seyrettiğim bi duruşma esnasında gördüklerimden bahsetmek istiyorum. Sanık 18 yaşını doldurmuş bir genç. Mağdure ise 13yaşında. Fakat kendisi en az 17-18 gösteriyordu. Savcı sanığa ilişki tarihini sordu çünkü eğer bu fiil sanık daha 18 yaşını doldurmadan meydana gelmişse davayı Çocuk Mahkemesine sevk edeceklerdi.Kendisine daha hafif bir ceza verilecek ve cezası ertelenecekti.Zira sanık ile mağdure arkadaşlık yapmaktaydılar ve sanığın beyanı ise mağdure ile evlenecekleri yönündeydi. Mahkeme heyeti bu konuyu fazlasıyla önemseyerek sanığı suçsuz buldular.Hatta savcı hükümde boşluklar olduğu ve Türk örf ve adetlerine tamamıyle aykırı bulunduğunu savundu.(Tabii bu konu biz stajyerler ve mahkeme heyetinin başbaşa kaldığı bir anda konuşuldu) Sanık ve mağdure olay tarihini hatırlamıyorlardı!! Hakim ve savcılar ne yaptılar ne ettiler sanığa olay tarihinde 18yaşından küçük olduğunu söylettirip, zapta geçirtemediler. Müdafii ise durumu anlayamadı ve söz almadı. Sanığı bu konu ile ilgili belli ki bilgilendirmemiş.
Ben reşit olmayanla cinsel ilişki sonucu verilen hapis cezasını çok yerinde buluyorum.Oysa mahkeme heyeti ve savıcının mantığı "tecavüzcüsüyle evlenen kızın tecavüzcüsünün ceza almaması gerektiği " yönündeydi.Şayet bu davada verilecek bu yöndeki karar tecavüze uğramış kızlar için emsal oluşturacaktı. Bu 2 çocuk birbirini seviyorlar ve evlenecekler (ki o da şüpheli şayet kız henüz 13 yaşında) diye reşit sanığa ceza verilmemeli mi yani? |
16-11-2007, 20:52 | #2 |
|
sayın miraypamuk burada reşit olmayanla cinsel ilişki suçu değil nitelikli cinsel istismar suçu var ve bu suçun cezası 8 ila 15 yıl arası. sizce de bu olay açısından hakkaniyete aykırı derecede fazla bir ceza değil mi ?
|
16-11-2007, 21:47 | #3 |
|
Sn.Korayoz mahkeme sırasında tartışılan suçun cezası değil sanığın hapis cezası ile cezalandırılmasıydı.Savcı ve hakim sanığa ceza vermeyi istemiyor hatta olayı Aavrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmekten bahsediyorlardı.Ayrıca suç isnadı reşit olmayanla ilişkiydi.cezası ise 3ila 8yıl arasıydı.İçimizden biri madem bu şekilde düşünüyorsunuz o zaman alt sınırdan ceza verin ve erteleyin dedi.o yüzden suç isnadını çok iyi hatırlıyorum.Fakat genç sanık kızla 4kez birlikte olmuştu.Birinden ertelense birinden ceza alacaktı.
|
16-11-2007, 22:25 | #4 |
|
reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşabilmesi için mağdurun 15 yaşını doldurmuş olması gerekir bilemiyorum belki mağdurun yaşını yanlış hatırlıyorsunuzdur ağır ceza mahkemesinin bu kadar açık bir hükümde hata yapması pek olası değil. ayrıca özür dilerim konuyu dağıttım biraz sizin tartışmak istediğiniz konu farklıydı ama...
|
17-11-2007, 15:48 | #5 | |||||||||||||||||||
|
mağdurun onbeş yaşın tamamladığı ve bu kişinin fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip olduğu hususundaki hata kastı ortadan kaldırır.Her ne kadar taraflar arkadaş ta olsa kızın gerçek yaşını söylemediği ihtimali dahilinde mahkemenin fiili, reşit olmayanla cinsel ilişki olarak tanımlaması doğru görünüyor.Tabi mahkeme bu durumu sanığın lehine kullanmaya çalışıyor da olabilir.Nitekim kız büyük gösteriyormuş. |
17-11-2007, 16:28 | #6 |
|
sayın agah dediğiniz şekilde düşünülmüş olabilir eğer sanığın da fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmadığı saptanabilseydi mağdur ve sanık sıfatları birleşicekti ceza vermeye bile gerek kalmayacaktı. bence mahkeme heyeti en adil kararı verebilmek için elinden geleni yapmış.
|
17-11-2007, 16:42 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Bu durum da arkadaşlarla tartışma konus olmuştu.Söylediğiniz şeyin bir dayanağı Tck daki fiilin sonucundan kendisi için bir ceza verilmesini gerektirmeyecek şekilde zarar görmesi vs. maddesi mi. |
17-11-2007, 17:33 | #8 |
|
Sanırım sorumun cevabını kendim buldum.
Zeki Hafızoğulları Gerçekten, kanun, “ on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi “ diyerek faillin tekliğine işaret etmiş olmakla, reşit olmayan oğlan ve kızın isteyerek cinsel ilişkide bulunmaları halinde kim kimi şikayet edeceği belirli değildir. Bu suç, kişilere karşı bir suç olduğuna göre, her halde ana-babanın şikayet hakkından söz edilemez. Ama bir an için diyelim ki şikayet hakkı ana-babaya aittir, bu kez kimin anası-babası kimin fiilini şikayet edecektir ? Bu halde suçun takip edilip cezalandırılabilmesi için kızın ve oğlanın ana - babalarının karşılıklı olarak şikayette bulunmaları mı gerekmektedir ? Gerçek hayatta bunun mümkün olduğunu sanmıyoruz. O halde, kanun koyucu, reşit olmayan kız ve oğlanın karşılıklı birbirlerini isteyerek cinsel ilişkide bulunmaları fiilini, görünüşte yasaklamış ve takibini şikayete bağlamış gözükse de, takibini imkansız kılarak, aslında bu fiili suç saymamıştır. Bu demektir ki, on beş yaşını bitirmiş çocukların, cebir, tehdit ve hile olmaksızın , yani isteyerek sevişmeleri, karşılıklı birbirlerini şikayet etmedikleri sürece, hukuk düzenimizde artık serbest kılınmıştır... |
17-11-2007, 18:50 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-11-2007, 18:55 | #10 |
|
Benim fikrim ise şikayet tartışmasını bir tarafa bırakırsak iki taraf ta reşit değilse iki tarafa da ceza verilmesi.Yalnız bu cezada indirim yapılması.Sonuçta bu bir suçsa, karşılıklı işlenmiş olması ceza verilmesini engellemez.Yaş küçüklüğünden dolayı gerekli indirim yapılarak ceza verilir.
|
17-11-2007, 18:59 | #11 |
|
ozaman bu suçun mağduru kim olucak ? daha doğrusu bu olay iki tarafın birbirinin mallarını çalması gibi bir olay değil ki iki tarafada ceza verilebilsin. iki tarafta aynı fiilden zarar görmüş sonuçta.
|
17-11-2007, 19:08 | #12 |
|
İki taraf ta hem mağdur hem fail olacak.Aynı fiilden zarar görmüş olabilirler ama iki fail var.Kimse karşısındakinin cezalandırılmasını sağlamak için ceza almayı göze almayacağından böyle bir dava da olmaz zaten.
|
18-11-2007, 00:18 | #13 | |||||||||||||||||||
|
Şu ana kadar ne tartışıldığını anlayamadım.
İzlediğiniz duruşmadaki olaya konu yasa maddesi aşağıda:
Alınacak Adli Tıp raporunda mağdurenin ruh veya beden sağlığının bozulduğuna dair rapor alınırsa, uygulanacak fıkra 6. fıkra, alt sınır onbeş yıl ve eylem ağır cezaya konu. Burada asıl sorun teşkil eden konu, çocukla ilişki sonrası meydana gelen kızlık zarı yırtılmasının, beden veya ruh sağlığının bozulması kapsamında nitelendirilip nitelendirilemeyeceği. Benim bildiğim kadarıyla henüz adli tıptan alınmış bir rapor yok. Bekaret kavramı yasada yer almadığından, benim görüşüm beden sağlığının bozulmamış sayılması gerektiği yönünde. Ancak konuştuğum bir adli tıp uzmanı, o noktadan olmasa da, ruh sağlığının bozulması noktasından 6. maddenin uygulanması gerektiği yönünde şifahi görüş bildirmişti. Bunun dışında, sanığın 18 yaşından büyük veya küçük olması da hayati önem taşıyor sanık açısından. Zira sanık 18 yaşından küçük olduğu takdirde , TCK.m.31/3 gereği 1/3 oranında indirilecek ki, alt sınırı 15 yıl olan bir yargılamada, ciddi bir indirime tekabül ediyor. Bana danışılan bir olayda, olay tarihinde sanık 18 yaşını bitireli bir ay olmuş, mağdure ise yine olay tarihinden bir ay kadar sonra 15 yaşını tamamlayacak idi. Birer ayın eylemin cezai sonuçları konusunda uçurum yaratması düşündürücü olabilir ise de, anlattığınız olayda yargıçların, mağdurenin tecavüzcüsüyle evlenmesi halinde ceza verilmemesi şeklindeki kanıları bugünkü yasa itibariyle köhnemiş, geçerliliğini yitirmiş, eski yasa uygulamasının vazgeçilmek istenmeyen tezahüründen başka bir şey değildir. Netice itibariyle somut olayda yargıçların kanıları değil, TCK.m.103 fıkraları uygulama alanı bulacaktır. Saygılarımla... |
18-11-2007, 01:04 | #14 |
|
sayın şehper burada iki durum var yalnız başta bende dikkat etmemiştim. mağdurun 13 yaşında olmasına rağmen 17 yaşlarında gösterdiğinden bahsedilmiş. bu durumda sanık bu hatasından yararlanıcak ve reşit olmayan ile cinsel ilişki suçu sebebiyle sorumlu olucaktır. ikincisi ise sanığın kendisininde fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olduğunun saptanması durumunda oda bu suçun mağduru durumuna düşecek, bir suçta tarafların hem mağdur hemde fail olması mümkün olmadığı için düşme kararı verilecektir.
|
18-11-2007, 11:40 | #15 | |||||||||||||||||||
|
Sayın korayoz Karşılıklı hakarette durum nasıl oluyor peki.Sizin mantığınızla bu suçta da, kişi hem fail hem mağdur oluyor.Oysa Tck nda bu durum müeyyideye bağlanmış.Siz şimdi reşit olmayan iki insanın cinsel ilişkiye girmesini tek suç olarak görüyorsunuz ama bence iki taraf için birbirine karşı gerçekleştirmiş olduğu iki davranış var.Ve iki taraf ta kendi davranışlarından sorumlu tutulmalı.Burada korunmak istenen reşit olmayan insanların istismar edilmesini önlemek.Reşit değilseler de fiilin anlam ve sonuçlarını anlama yetenekleri var.Eğer her iki taraf ta birbirinden şikayetçi olursa-işi inada bindirmek gibi- pek ala kamu davası açılabilir.Ve ceza verilebilir. |
18-11-2007, 13:51 | #16 |
|
karşılıklı hakaret durumunda da iki suç var yalnız ama burada tek bir suç var çünkü bu suçu işleyebilmek için iki kişinin cinsel ilişki boyutuna varan bir hareketi gerçekleştirmesi gerekli. yani bu suçu bir kişi tek başına işleyemez ancak iki kişi cebir, tehdit, hile olmaksızın işleyebilir ve 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış kişi bu suçun mağdurudur. ancak ikiside 18 yaşını doldurmamışsa ikisine de ceza verilmemesi gerekir.
|
18-11-2007, 14:03 | #17 |
|
Kanun koyucu suçun maddi unsurunu “çocukla cinsel ilişkide bulunmak “ olarak tanımlarken fiildeki “ işteşliği “ görmemiş, dışardan sorunsuz gözüken bu suçta içinde çözümsüz birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur.Dolayısıyla haklı olabilirsiniz.
|
18-11-2007, 16:50 | #18 |
|
Değerli meslektaşlarım,
Tartışma öyle bir noktaya gelmiş ki, savlarınız doğrultusunda 18 yaşından küçük sanıkla , 15 yaşından küçüğün ilişkisi suça konu olmaz,zira hem mağdur, hem fail sıfatları birleşemez vb. öyleyse suç değildir, serbesttir gibi bir aşamaya gelmiş...Bu yanlış anlamaları önlemek adına: TCK.m.103 te düzenlenen suçun "mağduru", 15 yaşını bitirmemiş veya bitirmiş olmasına rağmen fiilin anlam ve sonuçlarını idrak edemeyecek durumda olan çocuktur. Soruya konu olayda 15 yaşın altındaki ve dolayısıyla cinsel istismarın mağduru, kız çocuğudur. Sanığın varsayalım ki eylem tarihinde 18 yaşından küçük olması, aynı zamanda m.103 teki istismarın da mağduru olacağı anlamına gelmez. Zira maddenin mağduru, 15 yaşın altındaki (veya üzerinde olup da anlam ve sonuçlarını idrak edemeyecek durumdaki) çocuktur. Sanık, eylem tarihinde 18 yaşından küçük de olsa sanıktır. TCK.m.31/3 teki indirimden yararlanır. Mağdurun yaşının üzerinde göstermesi başlı başına hatadan yararlanma sonuçlarını doğurmaz. Hata ve kaçınılmaz hata (TCK.m.30) kavramı farklıdır. Yaşından büyük göstermesi olgusu en fazsla mağdurenin nüfusa geç kaydedilmiş olması ihtimalini ve bu nedenle adli tıp aracılığıyla kemik yaşı incelemesi talebine konu olabilir. Aksi halde tezleriniz doğrultusunda, 18 yaş altındaki çocukların ilişkisine kanunun cevaz verdiği yahut dalgınlığına gelip de suçu düzenlemeyi unuttuğu gündeme gelir ki, bu da bizi yasa koyucuya ciddi bir haksızlık yapıldığı sonucuna götürür Son olarak reşit olmayanla cinsel ilişkiyi düzenleyen 104.m.nin 103.m.nin mağduresi hakkında tatbiki ise olanaklı olmaz. İşte ancak bu noktada, bahsettiğiniz şekilde, aynı eylem nedeniyle 103.m.nin mağduru olan kişinin, 104.m.nin faili olamayacağı, aynı eylemde mağdur ve fail sıfatlarının birleşemeyeceği gündeme gelebilir. Saygılarımla... |
18-11-2007, 17:20 | #19 |
|
Sayın Şehper
Sanık 18 yaşın altında da olsa kanun böyle bir ilişkiyi müeyyide dışında tutmamıştır.Bu konuda sizinle aynı şekilde düşünüyorum. Fakat sanığa, mağdurun 17 yaşında olduğunu söylemesi veya sanığın mağdurun 17 yaşında görünmesinden bahisle 17 yaşında olduğunu düşünmesi halinde nasıl bir durum ortaya çıkacak.Buna rağmen sanık 103. maddeden mi yargılanacak.Diğer şekilde bu durum kötüniyetli insanların elinde bir koz olarak kullanılabilir.Yani reşit görünen ama reşit olmayan kişi karşısındakinin ceza almasını sağlayabilir.Nüfus cüzdanına bakma gibi bir durum da olamaz. |
18-11-2007, 23:53 | #20 |
|
MADDE 30. - (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
sayın şehper ilgili maddede belirtildiği gibi fail fiilin icrası sırasında mağdurun 17 yaşlarında olduğunu düşünmektedir (prof dr Bahri Öztürk s.234: çocukların cinsel istismarı suçu kasten işlenebilen bir suç olup olası kastlada işlenebilir. failin kastı mağdurun yaşına yönelikte olmalıdır. failin bu konuda yanılması kastı ortadan kaldırır). fail bu hatasından yararlanıcaktır ve cinsel istismar suçunun taksirle işlenmesi mümkün olmadığı için reşit olmayan ile cinsel ilişki suçu sebebiyle sorumlu olucaktır. burda tartıştığımız konu reşit olmayan ile cinsel ilişki suçunda iki tarafta reşit değilse yani 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamışsa ne olacağı durumudur. |
19-11-2007, 10:57 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Bakış açılarımız ne kadar farklı Burada koz olarak kullanılabilecek olan, daha doğrusu kötüye kullanılabilecek olan "aaa, ama yaşından büyük gösteriyordu, ben onu 15'ten/18'den büyük sandımdı" şeklindeki savunma biçimleridir. Herkesin bakış açısı farklıdır, gözle yaş tahmini yapılmaz, kimi çocuk geç gelişir, kimisi yaşından büyük gösterir, en azından sanık bu fizyolojik bilgiyi de önceden bilmelidir. Eğer "ama büyük gösteriyordu" şeklindeki savunma itibar görecek olsaydı, yaşından büyük gösteren kız çocuklarının toplumun mevcut bakış açısına göre, tecrit edilmeleri gerekirdi... Saygılarımla... |
19-11-2007, 11:18 | #22 |
|
Teşekkür ederim. Sosyolojik mülahazalara girdiğim için özür dilerim.Ben bu yorumu yaparken aynı zamanda hukuki bir soru da sormuştum.Ona da cevap alabilir miyim.Hata konusunda.
|
19-11-2007, 14:23 | #23 |
|
Benzer bir davada savunma için yaptığım araştırma notlarından :
"Kasıtlı suçun unsurunda yanılmada irade ile gerçek arasındaki fark iki şekilde ortaya çıkmaktadır ; İrade ile gerçek arasında hiçbir ayrılık bulunmasa idi fiil ya suç teşkil etmeyecek ya da gerçekte meydana gelenden farklı bir suç ortaya çıkacaktı. Örneğin cinsel ilişkiye girdiği kızın reşit olduğunu zannederek onunla cinsel ilişkiye giren sanık mağdurun yaşında hata yaptığı için suçun maddi unsurunda hata yapmıştır. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün olmadığına göre faile ceza verilmeyecektir."(Bkz:Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı,YTCK Seminer Notları, Nuri Yiğit, adalet.gov.tr/makale/156.doc) |
19-11-2007, 16:55 | #24 |
|
magdure nasıl evlenebilir?
uygulamada bu konuda kanundakı hukumlerle cok çelişki var.magdure 13 yasında nasıl evlenebilir?hakim ileride evleneceginize söz verin ben de sanığı serbest bırakayım mı demıs böyle bir ceza erteleme şekli var mı kanunda ya bu nasıl bir uygulama savcı kanun hükmünün örf ve adtlere uymadıgına nasıl karar verebılır?begenmıyorsa hükmü o zaman anayasa mahkemesınde mahkeme eli ile dava açsın.magdurenın büyük göstermesi ve suçun işlendiği sırada sanığın küçük olması cezasında indirime gidilmesine sebebiyet verebilir ancak mahkemenin böyle bir durumda sanığı suçsuz bulması düşünülemez bile.çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçu resen kovusturulması gereken bir suçtur koğuşturulması için şikayete de gerek yoktur ancak uygulama maalesef tüm bunlar gözardı edilmektedir.
|
19-11-2007, 20:37 | #25 |
|
sayın şehper ceza hukukuna biraz özel hukuk gibi yaklaştığınızı düşünüyorum bu sebeble yanılgıya düşüyorsunuz. ceza hukukunda önemli olan failin saikidir. esaslı hata durumu borçlar hukukunda yer alır .
|
19-11-2007, 20:44 | #26 |
|
sayın korayoz,
Siz yargılamayı bitirmişsiniz ama ben henüz ikna olmadım Mağdurenin 15 yaşından küçük olduğu halde daha büyük gösteriyor olması nedeniyle cinsel istismar değil de cinsel saldırıdan hüküm kurulan (yahut beraat ), yahut mağdurenin 18 yaşından küçük olduğu halde daha büyük gösteriyor olması savunması kabul görüp de oluşturulan bir beraat hükmü sunarsanız, ikna olacağım Hatta hatta, ben ve çok sayıda meslektaşım da bu kararı emsal olarak gerektiği yerde savunmalarımıza seve seve ekleriz Doktrinde, kast üzerine olan tartışmaları beğeniyle ve faydalanmaya çalışarak izliyorum, ama uygulama böyle değil. Saygılarımla... |
19-11-2007, 20:56 | #27 |
|
Değerli üyeler,
Tartışmanın teorik kısmı ayrık olmak üzere, bahsettiğim dosyada fiili hata savunmamız dinlenmedi.Sebebi ise , sanığın daha önceki ifadelerinde mağdurun yaşının küçük olduğunu bildiğine dair veya en azından bildiğini ima eden beyanları vardı.Bunun aksinden yola çıkarsak, özel olaydaki istisnai durum olmasaydı belki de "hata" savunması hukuken dinlenebilecekti.Kaldı ki olayda mağdure de yaşının büyük olduğu şeklinde sanığı kandırdığını ifade etmişti.Uygulamanın "hata" iddiasına pek itibar etmediği şeklindeki Sayın Demirel'in yazdıklarına katılıyorum.Ceza hukukundaki kusurluluğu kaldıran "meşru müdafaa" ve "hata" benzeri kurumların , örneğin "takdiri hafifletici nedenler" veya "haksız tahrik" kadar uygulamada yer almamasını da ilginç buluyorum. |
19-11-2007, 20:56 | #28 |
|
17 yaşında görünen ancak 13 yaşında olan bir kızla kendi rızası ile ilişkiye giren birisinin bunu öngörememesi durumu olanaksızmıdır sizce bu durumda fail kasıtlı olarak mı hareket etmiştir ? kasıtlı olarak hareket etmeyen bu durumu öngöremeyen ve öngörememesinde haklı olan failin 8 ila 15 yıl arası ceza alması ne kadar adildir. ceza hukuku kişileri mutlak olarak cezalandırmak içinmidir .
|
28-10-2012, 23:00 | #29 |
|
sayın Gemici, bu tartışmayı link vererek güncellemiştir.
tartışmanın tarihi 2007 yılının 11. ayıdır (5 yıl önce). son mesaj, bir sorudan ibaret olup, yanıtlanmamıştır.. bunun anlamı; bu tartışma hiç sonlanmayacak mıdır? kaç yıldır buna bir çözüm gelmemekte midir? birilerinin başına geldiğinde ortaya konulan açmazlar olarak yanıtlar mı aranmaktadır? en doğru usavurma tekniğine doğru gitmek ve bununla da toplumun aşılmaz sorunlarını çözmek dileği ile.. |
21-11-2012, 03:19 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Son soru, ilk soruya verilen ilk cevaptaki sorunun cevabıdır. Meslektaşım, kendi sorduğu soruya kendisinin soru ile cevap vermesi ve sonunda soru işareti kullanmamasını, aslında cevabı olmayan bir soruyu sorduğunu yorumlamak gerekebilir. "toplumun aşılmaz sorunlarını çõzmek" için hukuk her daim başarısız olmuştur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay’a göre evlilikte uzun süre cinsel ilişki kurmama manevi tazminata yol açıyor | üye19576 | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 3 | 01-04-2009 12:48 |
15 yaşındaki küçük kız ile rızaen cinsel ilişki | onur lengerli | Meslektaşların Soruları | 4 | 06-11-2007 23:06 |
Reşit çocuk, annesinin soyadını alabilir mi? | av.knel | Meslektaşların Soruları | 2 | 06-09-2007 20:58 |
Reşit Çocuğa Nafaka Yargıtay Kararları | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Aile Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 29-06-2007 16:26 |
seçmen kütüğüne yazılırken reşit olmama ama seçimler sırasında reşit olma | suskun_juliette | Hukuk Soruları Arşivi | 15 | 27-02-2007 12:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |