Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Müvekkilden para nasıl istenir?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-05-2007, 09:28   #1
maydin

 
Varsayılan Müvekkilden para nasıl istenir?

Benim sorunum büroma gelen ve hukuki yardım isteyen insanlardan para istemek... Bir türlü bunu başaramıyorum. Ne yapmalıyım? Nasıl bir yol izlemeliyim? Özellikle üstatlardan ve üstadelerimden öneri bekliyorum.Saygılarımla.
Old 17-05-2007, 16:10   #2
muratsadioğlu

 
Varsayılan Müvekkilden para istemek?..

Sayın Meslektaşım,

Gözlerime inanamadım..Hayretle okudum mesajınızı..
Müvekkilden niye para istiyorsunuz ki?.Ne gerek var istemeye..O mübarek yurttaş,herşeyi zaten düşünür.
Sizin istemenize gerek kalmadan,zarf içinde masanızın bi yerine koymuştur parayı.Bazan para sözü etmekten sıkılır,yada verdiği miktarı kendisi de beğenmez..O gittikten birkaç gün sonra,ofisinizdeki vazo'nuzda,sigaralıkta,yada askıdaysa ceketinizin cebinde para bulursunuz.İşte o..para istemekten sıkıldığınız müvekkilinizin marifeti..Huyları kurusun.Hepsi öyle.Bu huylarından caydıramadık..Huy işte.
Ya da tutar gizlice banka hesabınızı öğrenir;öder..Bazen siz yokken yardımcınıza bırakır..Hasılı o hep öder..öder..öder..

Diyeceğim Maydin kardeşim o konuyu dert etme..

Bol kazançlar.Sevdim sizi.
Old 17-05-2007, 16:53   #3
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Sayın Sadioğlu; yaşadığınız İstanbul şu bizim bildiğimiz İstanbul mu? Yoksa uzayda yeni bir İstanbul mu kuruldu?

Sizi tanımayan büronuza gelmez Sayın Maydin. Gelen de hal hatır sormak için gelmiştir. Ama bu arada aklına gelmişken birkaç hukuki problemini de anlatır. Size de sorar. En güzel yöntem sonuna kadar dinleyip "Doktor bile tahlilleri görmeden teşhiz koyamıyor." deyip hukuki bilgilerinizi birdenbire ortaya koyuvermemek. Yani sazan olup müvekkilin oyunlarına kanmamak.Evrak üstüne evrak istemek. Ve bu işin hiç de kolay yapılmadığını göstermek.
İşin başında "bu iş bize kaça patlar?" sorularına kayıtsız kalmak. Sabahtan akşama kadar patlatıyoruz ya!

Benim çok sık kullandığım bir deyim vardır:"Para aldığım bir işe daha canla başla sarılıyorum." Meslekte ilerledikçe daha da yüzsüzleştim bu konuda galiba.

Bence en iyi Avukat:
Müvekkili ile birlikte kendisi de kazanan Avukattır.

Artık emeğinizin karşılığını nasıl isteyeceğiniz de kişisine göre değişir.

Saygılar.
Old 17-05-2007, 17:32   #4
muratsadioğlu

 
Varsayılan Uzayda yaşayan kim?

Selam Osmaniye,

Sizce uzayda yaşayan ben miyim?Yoksa soru sahibi maydin arkadaşım mı?.
Genç arkadaşların koşulları zor.Giderek zorlaşıyor da:60.000 Avukat'a yakında bir o kadar da Mediator katılıyor.İstanbul Ankara İzmir dışında çalışan meslektaşlarımın bu kurumla ilgilenmesini önemle rica ediyorum.

Sağlıkla kalın.
Old 17-05-2007, 17:57   #5
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Osmaniyede mediatör(Arabulucu)ün ne olduğunu bilen henüz yok. Burada ondan da vahimi çek senet mafyası var. Osmaniye'de Avukatlar dahi hukuki yola başvurmadan önce karşı tarafı da bürolarına çağırarak tarafları uzlaştırmaya çalışıyorlar.Yapılan bu işlem her ne kadar insanlık gereği gibi görünse de arabuluculuğa ne kadar benziyor değil mi? Duruma göre doğruluğu tartışılabilir.

Haşa! Sizi kırmak istemedim. Sadece bundan birkaç ay önce İstanbula yerleşmeyi şöyle bir düşünmüştüm. İşin doğrusu gözüm korktu. Mesainin büyük bir bölümü yolda geçiyor. Şahsen İstanbulda yürüyen birine rastlamadım. Herkes koşuyor. Ve herkes tığ gibi. Ençok dikkatimi çeken de havasından mıdır, suyundan mı bilinmez, İstanbuldaki zenginlerin maddiyata aşırı şekilde düşkünlükleri oldu.

Acaba dedim başka bir İstanbul mu var? Bilmediğim bir yerlerde.

Saygılar.
Old 17-05-2007, 18:55   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan maydin
Benim sorunum büroma gelen ve hukuki yardım isteyen insanlardan para istemek... Bir türlü bunu başaramıyorum. Ne yapmalıyım? Nasıl bir yol izlemeliyim? Özellikle üstatlardan ve üstadelerimden öneri bekliyorum.Saygılarımla.


Gelenlerin hepsi dost akraba değilse, neden isteyemiyorsunuz?

Saygılarımla
Old 17-05-2007, 18:55   #7
muratsadioğlu

 
Varsayılan Hukukun üstünlüğü şart..

Osmaniye arkadaşım,

Anlaştık.İstanbul'u iyi tanımışsın.Bereket arada bir ''derviş'' tabiatlı ve dilinde:

''Şunlar ki,çoktur malları
Bak niceoldu halleri
Sonucu bir gömlek imiş
Anın da yoktur yenleri''.. diyen,

İnsanı,hukukun üstünlüğünü,temel hak ve özgürlükleri herşeyin üstünde tutunlar da var..
Olacak da..Başka türlü yaşama ne amaçla sarılırdık ki?.

Mediatör benzetmeniz çok güzel..İşte,hukukun üstünlüğüne inananlar tembellik,nemelazımcılık ve ilgisizlik gösterirlerse,Mediatörlüğün sonu mafyadır.Kutlarım sizi.Anlatın arkadaşlarınıza.Sayın Baro Başkanı ilgilensinler..Bu günleri aramayalım.

Osmaniyeye selamlar..
Old 17-05-2007, 19:19   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Benim sorunum büroma gelen ve hukuki yardım isteyen insanlardan para istemek... Bir türlü bunu başaramıyorum. Ne yapmalıyım? Nasıl bir yol izlemeliyim?

Para mı isteyemiyorsunuz, yoksa para mı vermiyorlar? Para istemek zor değil, sizin elinizdeki bir şey: Para verin dersiniz, olur biter. Ama para vermiyorlarsa bunun telafisi zor gerçekten. Elinizdeki bir şey değil... verirler ya da vermezler.

İşin şakası bir yana, sizi çok iyi anlıyor tüm meslektaşlarımız. Bundan emin olun ki bu dert özellikle mesleğin başında olan her avukatta mevcut. Dert etmeyin bunu... zamanla klasik müvekkil psikolojisini çözersiniz. Tüm müvekkiller istisnasız en az parayı vermek hele mümkünse hiç para vermemek isterler. Tüm avukatlar da tam aksini düşünürler. En çok parayı ve mümkünse hepsini...

Ama benden size bir öneri şu olabilir: Parayı sizden ve davadan vazgeçemeyeceği anda isteyin! Kesin çözümdür. Vazgeçemeyeceği anı sizin tespit etmeniz lazım.

Son söz: Kesinlikle bu tür nedenlerle şevkinizi kırmayın.Kararlılıkla mesleğinize sarılın. Bakın her şey düzelecektir...

Saygı ve sevgiler...
Old 18-05-2007, 10:52   #9
maydin

 
Varsayılan

Görüşlerinizi büyük bir dikkatle okuyor ve inanın yararlanıyorum. Saygılarımla...
Old 19-05-2007, 08:40   #11
muratsadioğlu

 
Varsayılan Harika Bir Eser

Sayın ad-ho

Eseri,zevk ve takdirle okudum.Sağolun.Üstad Sn.Özkent'in harika bir çalışması.
Bu eserin,Baromuzca bir kitapçık halinde bastırılmasını ve Avukatlık ruhsatını alan her arkadaşımıza birer adet dağıtılmasını öneriyorum.
CMUK Uygulama Servisinin konuyu gündeme getirmesini dilerim.

Saygılar,sevgiler..
Old 19-05-2007, 11:39   #12
maydin

 
Varsayılan

Yorum yapan tüm THS lilere teşekkür ederim.

Sayın ad hoc adı geçen Av. Ali Haydar Özkent'in " Avukat'ın Kitabı" adlı eserini okudum. Aynı kitap İstanbul Barosu'nda satılıyor.

Saygılarımla.
Old 19-06-2007, 23:12   #13
Defi-Def

 
Varsayılan

Sizi çok iyi anlıyorum. Ben de uzun süre aynı sorunu yaşamıştım. Ama ev kiram büro kiram faturalarım "biz öyle senin yaşam felsefeni yok bilmem neyini kaile almıyoruz bizi öde "diyince kimi zaman dişimi sıkıp kimi zaman gözümü kapayarak istedim vekalet ücterimi. Herşeyi bir yana bırakıp harcayacağınız emeği düşünün belki daha rahat davranabilirsiniz o zaman. Ama sizi çok iyi anladığımı da bilmenizi isterim ayrıca.
Saygılarımla....
Old 26-06-2007, 12:58   #14
*sinequanon*

 
Varsayılan

İş para isteme safhasına gelince ailenizin siz üniversitede okuyasınız diye maddi ve manevi olarak neler yaptığını,okulu bitirebilmek için kaç gece uykusuz kaldığınızı ve hatta belki de (genetiğinizde olmadığı halde) gözlük takmak zorunda kaldığınızı;dökülen veya aklaşan saçlarınızı bir mağaza işletiyor olsaydınız da gelen müşterinin para ödemek zorunda kalacağını,her emeğin bir bedeli olduğunu hatırlayın.Sakın utanmayın çünkü sonuna kadar helal olacak bir bedel istiyorsunuz.Verirler veya vermezler.Orası karşınızdakinin elinde.Ama müvekkili kaçırmamak için sakın bedavaya iş yapmayın.Tüm meslek hayatınız boyunca ucuz avukat olarak kalırsınız ve emin olun müvekkilleriniz de size fazla güvenmez.

4,5 yıldır gördüklerim bunlar.Uyguluyorum ve her geçen gün doğruluğunu görüyorum.

İyi çalışmalar,saygılar...
Old 17-07-2007, 09:49   #15
Av.EErdem

 
Varsayılan

Onca yıl eğitim görüp, tecrübeyle pekiştirdiğimiz mesleki bilgileri pazarlamak ne kadar zor değil mi, bir hukukçu için biraz tüccar olmak yani. Para istemeden önce, danışmaya gelen vatandaş karşısında karın ağrıları çekmeye başlarız. Bir yandan hukuki bilgi veririr bir yandan da içsesi dinleriz:
''para isteyeceğim, evet evet bu sefer isteyeceğim! Peki ama ne kadar?? Tarifedeki çok gelebilir bu kişiye Gelirse gelir indirim yaparım, en son ne kadar derim,tanıdıkmış, para istemesem o verir mi, sorar en azından, ya sormazsa....''
Danışma biter, vatandaş elini kolunu sallayarak çıkar gider, teşekkür etmeyen modelleri de vardır bu çok çok uzaktan yakınlarımızın. Cılız bir sesle arkasından sesleniriz, belki duyar , belki de duymaz...
Kimisi de laf olsun diye borcumuz ne kadar sorusunu sorar. Karın ağrımız hafifler, bedeli söyleriz, vatandaş isyan eder. Unutmayalım ki, bedel olarak söylenen her miktar infial uyandırır, eğer Kuruş bazında değilse. Olsun ama, bu model danışmacılar , pazarlık falan yapar, bir miktar para verir.
Kimisi de bonkördür, borcumuz ne diye sormaz bile elini cebine atar, kendi takdir ettiği parayı koyar masanın üzerine. Hiç unutmam bir keresinde bu model bir vatandaş çıkartıp masanın üzerine 5 YTL. bırakmıştı, üstelik verdiğim bilgileri yakınlarına da ileteceğinden yazılı danışmaydı. Miktarın az olduğunu söylemek için ağzımı açtığımda, ''ne gerek var canım, elime mi yapıştı sanki'' diyeceğimi sanmış olmalı ki, '' aa valla olmaz avukat hanım, bir çay içersin, sen de o kadar zaman ayırdın'' şeklinde pişkin bir cümle kurmuştu.
Tüm bunların dışında da piyasa kızıştıran danışmacı modeli vardır ki, insanı illet eder bu kendini uyanık sanan kişiler. Danışma hizmetini verirsiniz, bu davayı size vereceğini, x isimli avukata gittiğini, x avukatın danışma için para istediğini o nedenle kızıp size geldiğini, böyle insanlara davasını veremeyeceğini, sizin gibi tok gözlü biriyle çalışmayı tercih edeceğini söyler. Bu kişiler ''Siz danışma ücretini şimdi takdim edin, ileride vekalet ücretinden mahsup ederiz''şeklinde bir cümleyi şiddetle hak ederler.
Old 14-08-2007, 15:13   #16
Av.Nur

 
Varsayılan

Kişiliklerimiz, alışkanlık ve beğenilerimiz, hukuktaki çalışma alanlarımız farklı olabilir. Ancak hukukçular, avukatlar ortak bir şekilde yufka yürekli, anlayışlı, sabırlı ya da özverili olamaya yatkınız diye düşünüyorum.


Ancak bunu tanıdığımız insanların bildiğimiz iyiniyetleri için kullanmakta fayda olduğunu, fazlasının bizim iş hayatımıza maddi yönü bırakın manevi yönü ile de zarar da getirdiğini gördüm. Bu nedenle danışma ücreti almayı uyguluyorum. Danışma konusunda "nedir ki, iki kelime konuştuk" diye düşünenler, bence uyugun bir cafe'ye gidip kendi aralarında davalarının gidişini konulşabilirler.

Hani alış-veriş ilanlarındaki gibi, kredi kartına peşinatsız 12+1 taksit diyemeyiz. Bu hem fikren hem bedenen emek verdiğimiz zaman ayırdığımız bir iş. Aldığımız işten sorumluyuz ve hesap vereceğimiz kişi, bu konuda tabii ki incitilmeden, saygısızlık edilmeden bir ödeme yapması gerektiğini bilmeli.

Ben yeni tanıştığım müvekkile yapacağım işin belirlenmiş bir ücreti olduğunu, bunun miktarını, kendi işinin gerektirdiği işlemler için nasıl harç ve benzeri ödemeler gerekiyor ise, işim için de belirli bedel olduğunu açıklıyorum. Hatta bu konuda tereddütte ise vekaletnamesini hemen çıkartmamasını ve beni de kendisini de sorumluluğa sokmamasını belirtiyorum.

Aslında Avukatlık Sözleşmesinden çok Görüşme Tutanağı tutuyorum ve sanırım müvekkili bu özel belge oldukça ikna ediyor. Bu arada kabul etmez ve başka bir avukat ile görüşmek ya da kibarca biraz düşünmek isterse de bu da onun özgürlüğü, benim için iş kaybetme riski olsa dahi, emek verip emeğimin bedeli ardında koşmaktan iyidir gibi düşünüyorum. Müvekkil ile bu şekilde olumsuz bir diyaloğum olduğunda zaten onunla bir daha çalışamam. Bu nedenle uzun vadeli çalışmalar için bu açıklamaları başında yapıyorum.
Old 15-09-2007, 08:24   #17
üye18721

 
Varsayılan Müvekkilden nasıl mı para istenir?

Önce bir kitabevine gideceksiniz. Kevın HOGAN'IN etkileme sanatı üzerine "İstediğiniz kişiye 8 dakikada nasıl evet dedirtirsiniz" adlı kitabını alıp okuyacaksınız. Ben şu anda okuyorum. öneririm.
Old 15-09-2007, 11:40   #18
üye18721

 
Varsayılan Müvekkilden nasıl mı para istenir?

Bu kitapta karşınızdaki insanı-müvekkili- diyelim beden dilinizle konuşmanızla görünüşünüzle iyi bir intiba yaratarak etki altına alabilmenin ve amaçladığınız hedefi başarabilmenin yöntemleri anlatılıyor. Gerçekten çok yararlı ve güzel bir kitap.Kitabı bitirince kısa bir özet halinde öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak isterim.Saygılarımla...
Old 17-09-2007, 22:20   #20
üye18721

 
Varsayılan

İşlerden ve THS'ye girmekten zaman kalsa yazacağım. Ama ne mümkün!..Kitabı ancak ulaşım araçlarında - bir yerden bir yere giderken-okuyabiliyorum!... Neyse ki 220 sayfalık kitabın 60. sayfasına gelebildim!...Az kaldı! THS'de diyelim ki bir tadilat çalışması olsa ve site bir kaç günlüğüne kapansa hemen bitecek!...
Old 17-09-2007, 22:35   #21
Godfather

 
Varsayılan

ben de tembelliğimin yükünü size attım. şimdi kim bulup okuyacak o kitabı. sizden özet olarak bir bilgi edinebilirsek onu hayal gücüyle genişletip kullanabiliriz diye düşündüm

şaka bir yana oldukça yoğun günler... bir de üzerine ramazan ayı, oruçlu olunca fiziksel aktiviteleri aza indirdik, tabii beyinsel aktiviteleri de sonuç: halen merakla bekliyoruz
Old 17-09-2007, 22:56   #22
üye18721

 
Varsayılan

İlk önce hayırlı ramazanlar diliyor; ahirette mekanınızın cennet olmasını niyaz ediyorum!... Okuyabildiğim 60.sayfaya kadar özetlemek gerekirse yazar; Kevın HOGAN bey şöyle der; "Vücut diliniz ve fiziksel görüntünüz ne kadar beğenildiğinizin, ne kadar ikna edici olduğunuzun ve tanıştığınız kişiler tarafından nasıl göründüğünuzün anahtarıdır. Tanıştığınız kişiler üzerinde iyi bir ilk izlenim bırakmak için on saniyeniz var. Yapılan yüzlerce araştırmanın sonuçları gösteriyor ki, biriyle tanıştığınız ilk birkaç saniyede hem kişisel olarak, hen de profesyonel olarak karşı tarafta izlenimler bırakırsınız. Hatta bu izlenimler adeta kaydedilir ve ilşikinizin geleceğinde belirleyici rol oynarlar. Bu ilk izlenimlerin sizin belirleyeceğiniz biçimde oluşmasını belirlemelisiniz. Şimdilik arkası yarın...
Old 17-09-2007, 23:00   #23
Godfather

 
Varsayılan

güzel dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. yürekten mukabele ediyorum ben de.

izlenim olayını not ettik. arkası için yarını bekliyoruz sabırsızlıkla saygılarımla.
Old 18-09-2007, 16:19   #24
keklik

 
Varsayılan

Sayın ferda ben de merakla kitabın kalan kısmını bekliyorum
Old 18-09-2007, 23:34   #25
Günsu Akçagöz

 
Neşeli

Sayın Meslektaşım 'MAYDİN' ,

Bu sorunuza, 26/08/2007 günü yine Türk Hukuk Sitesinde yayınlanmış aşağıdaki yazımı karşılık olarak vermek isterim. Belki bir işinize yarar :



" Sevgili Meslektaşlarım,

'Ortak avukat aranıyor' ilanımızla ilgili olarak, tarafımıza mail atarak veya telefonla ulaşarak bizimle çalışmak istediğini belirten yüzlerce genç meslektaşımıza çok teşekkür ederim.

Genç meslektaşlarımız arasında, çok kıymetli insanların bulunduğunu görmek bana mutluluk verdi.

Ancak, genç avukatların çoğunun, yanlarında maaşlı çalıştıkları büro sahibi bazı avukatlar tarafından, güvenlerinin törpülenmek istendiği yolundaki yakınmaları ve ast-üst / memur-patron ilişkisinin avukatlığın özüne aykırı olduğu yolundaki düşünceleri bana her defasında kendi geçmişimi hatırlattı ve beni mahsunluğa sürükledi..

Ben de kendi büromu kurmadan önce, öyle 'patron'lar tanıdım ki:
Yazdığım İngilizce faksın altına, kendi adımı yazmamı istemeyenler mi dersiniz ? - 'Müşteriyi kaparmışım' !?!-
'Derhal yarın işe başlayın' dedikten sonra, Kova burcu olduğumu öğrenip, 'ben çiftliğimdeki horozların kapılmasını istemem' diyerek, çalışmaktan vazgeçenler mi dersiniz ?
Kendini kral veya kraliçe zannedip, vücud diliyle insanı ezenler mi dersiniz ?
Dosya saklayan, işin tam öğrenilmemesi için dosyanın her bir bölümünü bir başka avukata yaptıran, her bir çalışanı diğer çalışana ispiyonlatıp bürosunu yönetenler mi dersiniz ?
Soru sorduğunuzda, 'devamlı soru soruyorsun' diyenler mi dersiniz ?
Teşekkür ettiğiniz için, 'amma çok teşekkür ediyorsun' diyenler mi dersiniz ?
Kendisinin yazamayacağı kadar güzel bir dilekçe yazdığınızı görünce, hızını alamayıp -sinirinden- üstünü harita gibi kırmızı kalemlerle çizenler mi dersiniz ?
Kısa yazınca 'çok kısa yazmışsın', uzun yazınca 'bu kadar uzun dilekçe yazılmaz' diyenler mi dersiniz ?

,,,,
Hangi birini anlatayım ?

Ama, Sevgili genç Meslektaşlar, hiç üzülmeyin.
Ve kendinize güveninizi hiç ama HİÇ kaybetmeyin!

Lütfen 18 yıllık avukatlık hayatımda edindiğim ve beyin süzgecimden geçmiş aşağıdaki tecrübelerimi okuyun ki, Sizler daha az yanlış yapın:

1.İyi avukat, herşeyi bilmez, ama hangi bilgiyi nerede arayacağını bilir ve doğru yere doğru bilgiyi uyarlar. Aynı bir doktorun, doğru teşhisi yapıp, o hastalığa doğru ilacı vermesi gibi..
2. Mutlaka , o gün dek yayınlanmış ve lehinize olan en son Yargıtay Kararlarını arayın ve bulun.
3. Hayatta en önemli şey kendinizi bilmektir. Güveninizi yitirmeyin. Ama her edindiğiniz bilgiyi de kontrol edin. Yani bir matematik problemi çözer gibi, bilginizin acaba aksi var mı diye, her zaman sağlamasını yapın.
Ya da satranç oynar gibi, her hamlenizin sonrasında, karşı tarafın yapabileceği tüm hamleleri hesaplayıp stratejinizi ona göre belirleyin.
4. Kitaba paranızı kıyın. Hangi meselede çalışıyorsanız çalışın, o konuda yazılmış piyasadaki TÜM KİTAPLARI ALIN VE HİÇ BİR SATIRI ATLAMADAN, not alarak OKUYUN.
5. Araştırma yaparken, acele etmeyin.Dilekçenizi son güne asla bırakmayın ama, bir an evvel yazıp da kurtulayım diye de düşünmeyin.
6. Dilekçenizi yazdıktan sonra mutlaka 24 saat bekleyin. Tekrar okuyup, düzeltmeleri yaptıktan sonra gönderin.
7. Eğer meselenizi, o dosyaya bakan hakimden daha çok araştırırsanız, hakime iyi bir yol göstermiş olursunuz. O zaman hakim sizin yönlendirdiğiniz o yola gitme eğilimi gösterir. Çünkü 'doğru birdir'.
8. Hep en iyi olun; ama en iyi olunca da başkalarını ezmeyin. Bilginizi paylaşın. Bilgi, aynı sevgi gibidir.Paylaşılan bilgi, sizin bilginizi de arttırır. Verdikçe çoğalır; sakladıkça da azalır.
9. Bilginizi paylaşmaktan hiç korkmayın. Ancak, şunu da bilin ki, her verdiğiniz kişiden alamazsınız. Fakat, hiç beklemediğiniz bir anda, Yaradan'dan Size öyle bir yardım gelir ki, o zaman geçmişte verdiklerinizin karşılığının verildiğini anlarsınız.
10. Hep güleryüzlü ve hoşgörülü olun. Güleryüz, yüz ve vücut kaslarınızı otomatik gevşetir ve Sizi mutlu bir insan yapar. En sıkıntılı anınızda -zorla bile olsa- yüzünüze bir gülümseme oturtun. Göreceksiniz, işe yarayacak ! Üstelik güleryüz bulaşıcıdır. En sinirli insanın bile, güleryüzlü ve hoş bir insana yaklaşımı farklı olur.
11. Bir de şunu unutmayın Lütfen :
Müvekkilden danışmanlık ücreti isteyin. Bilin ki, insanoğlu, yatırım yaptığı kişiden ayrılamaz. Bu özel hayatımızda da öyle değil midir ? Hiç bir şey vermediğimiz insanlardan uzaklaşmamız daha kolaydır.
12. Ücret almadan hizmet verirseniz, müvekkil, 'Bedava bilgi bilgi değildir' gibi bir düşünceye kapılır ve genelde size itimad etmez. Bir de para vermeden giden müvekkil, genelde yeni bir iş için tekrar gelmez; çünkü İNSAN BORÇLU OLDUĞU KİŞİDEN KAÇAR, ONU SEVMEZ.
13. Müvekkiliniz ilk geldiği gün, onu en yakınınızdaki notere gönderip vekalet isteyin; vekalet vermek bile müvekkili size -ince iplerle de olsa- bağlar.
14. Bir de mutlaka ücret sözleşmesi yapın. ASLA SÖZLEŞME OLMADAN ÇALIŞMAYIN. YOKSA PARANIZI ALAMAZSINIZ.
Ama iyi sözleşme yapın. Tüm alternatifleri düşünün ve yazın. İyi bir Avukatlık Ücret Sözleşmeniz varsa, paranızı önünde sonunda alırsınız !
15. Ayrıca, aklınıza birşey takıldığında bana rahatlıkla yazın. Adresim: av.gunsu@gmail.com ve empatylaw@hotmail.com
16. Ve hep karşınızdakinin en az Sizin kadar akıllı olduğunu farz edin. O zaman kendinizi sürekli kontrol edersiniz. Bu da, bir zaman sonra huy haline gelir ve Sizi başarıya götürür.
17. Bir de, en az 2 günde bir mutlaka bisiklete binin veya sevdiğiniz bir sporu yapın. Spor insanın kendine güvenini arttırır, mutluluk hormonu salgılatır ve tabii ki insanı güzelleştirir. Gerçi her avukat güzeldir ama, fazla güzel olmanın kimseye zararı yoktur . Di mi ? "

Sevgiler

Av. Mukaddes Günsu Akçagöz
Old 24-09-2007, 16:22   #26
SHODAN

 
Varsayılan

Bu başlık altında yazan sevgili meslektaşlarımdan kaçı danışma ücreti alıyor çok merak ediyorum?
Old 28-09-2007, 10:55   #27
avukatsamsun

 
Varsayılan

Bırakın danışma ücreti, vekalet ücretini tahsil ederken bile zorlanıyor insan. bir defasında hayatımda ilk defa gördüğüm o tanımadığım tanıdıklardan biri geldi. vekaleti yaptırdı.dava ile ilgili evrakları da bıraktı. ben telefon numaramı da bırakayım dava ile ilgili bilgi verirsiniz dedi ve kapıya yöneldi. tüm enerjimi toplayarak gidiyorsunuz ama masraf ve vekalet ücreti ödemeniz gerekiyor dedim.çünkü daha önce bu konuyu konuşmaya çalışmıştım. aslında başka tanıdık avukat varmış da o bana gelmiş diye geçiştirmeye çalışmıştı. ama yine de şaşırdı. dava sonunda para alacağız ya o zaman alırsınız dedi, bu şekilde dava alamayacağımı söyledim.nazla vekalet ücretinin yarısını getirdi, bana paragözsün der gibi bakarak.
onca zorlanarak isteyebildiğiniz danışma ücretinde insanların avukata layık gördükleri para 5 - 20 YTL. arasında değişiyor. biz para isteyerek onlaraı utandırıyoruz, onlar ödedikleri para ile adeta bize hakaret ediyorlar.
fakat en azından insanlara avukata danışma ücreti ödenmesi gerektiğini öğretmek adına her defasında danışma ücreti istemeliyiz.
tabii ben de yapamıyorum bunu çoğu defa.
Old 14-10-2007, 23:54   #28
ali ekmekçi

 
Varsayılan

meslektaşlarım bence şu önemli....müvekkil sizin paraya ihtiyacı olan bir durumunuzu algılamamalı...o zaman sizi istediği ücrete koşturur...mali yönden güçlü ve yoğun bir iş ortamınız olduğu imajının yanında bu yoğunluk içinde ona zaman ayırmasının bedelinin olacağını ona hissettirin..bol kazançlar dilerim
Old 01-01-2008, 18:33   #29
üye20519

 
Varsayılan

Ben de bütün yazılanları büyük bir hayretle okudum.
Yani , nasip olurda bir kaç sene sonra avukat olursam,bunlarla mı karsılasacagım dedim kendi kendime. Hiç böyle bir durum hayal etmiyordum acıkcası.

Anneme de sordum güldü. Bazen ne ihtiyaç sahipleri gelicek ki sen onlara para verip göndericeksin dedi .

Bu işlerin belli bir ücreti falan yok mu

yani büroma fiyat listesi falan cıkarmak isterdim acıkcaı

şaka bir yana cidden şaşırdım.

ve bir durup düşündüm ki ben hayatta ve hayatta isteyemem para.
Old 02-01-2008, 14:48   #30
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan maydin
Benim sorunum büroma gelen ve hukuki yardım isteyen insanlardan para istemek... Bir türlü bunu başaramıyorum. Ne yapmalıyım? Nasıl bir yol izlemeliyim? .

Müvekkilden para istenir istenmesine de bu istenen para nasıl alınır ? daha önemli bir soru ve sorundur.Avukatları hayır kurumu çalışanı olarak gören zihniyetler var sizin de bildiğiniz üzere ..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TRT'nin bandrolsüz satış nedeniyle verdiği para cezası idari para cezası mıdır ? Selahattin Meslektaşların Soruları 20 16-01-2008 15:23
mahkeme ne kadar tedbir nafakası bağlar? nafaka geriye dönük istenir mi? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 21-03-2007 19:23
Ağır Para Cezası- Adli Para Cezası Kılıç Mest Meslektaşların Soruları 1 14-01-2006 22:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06052303 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.