17-03-2008, 10:46 | #1 |
|
Bu mudur ?
Mesleğimin dokuzuncu ayındayım sayın meslektaşlarım ama şimdiden artık bu işi bırakmalı mıyım diye düşünüyorum. Maalesef hiçbir şey bizim okulda öğrendiklerimizle bağdaşmıyor.Derin bir hayal kırıklığı içerisindeyim. Mesleğimin başında olduğumdan tecrübe kazanmak için CMUK avukatlığı yapıyorum. Geçen hafta Ağır Ceza Mahkemesindeki bir dosya için iki sanığa müdafii olarak atandım. o günden beri her gün mahkeme kalemini aşındırıyorum ama hala ne dosyayı inceleyebildim ne de fotokopi alabildim.Biraz önce yeniden uğradım ve kalemde sigarası ve çayı önünde gazete okuyan kalem müdürüne dosyayı incelemek istediğimi söyledim. Kendisi ise yüzüme bile bakmadan kalemdeki çalışanların ÖZEL işleri dolayısıyla çıktıklarını, benim bu CMUK avukatlığını çok ciddiye aldığımı, açıkça artık hergün gelmemden rahatsız olduğunu, bir daha gelmememi söyledi. Bense ilk şoku atlattıktan sonra zaten içimde birikmiş olan herşeyi söyledim tabii ki. Baro odasında olayı anlattığımda ise meslektaşlarım önce hafifçe alaycı bir şekilde gülümsediler ve kafamı takmamamı, işlerin nasıl yürüdüğünü zamanla anlayacağımı, kalem müdüdrüyle aramı iyi tutmam gerektiğini söylediler. Bu ve buna benzer birçok olay yaşadım arkadaşlar. Demekki ne yapmalıyım, fakültede öğrendiğim her şeyi unutmalı, kurulmuş bu çarkın içine dahil olmalı, her haksızlığa baş kaldırmamalıyım. Çünkü bu ülkede öğrendiğimizin aksine kanunlardan, hukuktan, adaletten daha üstün kavramlar ve kişiler ( mesela kalem müdürleri) bulunuyor. Siz ne dersiniz?
|
18-03-2008, 10:29 | #2 |
|
Değerli Meslektaşım,
Öncelikle hayırlı olsun demek isterim.Yazdıklarınız hepimizin başlangıçta yaşadığı ve hoş olmayan şeylerden yalnızca bir tanesi.Daha buna benzer pek çok olayla karşılaşmanız mümkün.Avukatlar odasında meslektaşlarınız bence sizinle alaycı konuşmamışlar.Belki de kendi yaşadıkları akıllarına gelmiştir.Geçmişteki hallerini sizde görmüşlerdir.O zamanlar sizin gibi üzülerek sıkılarak serzenişte bulundukları olaylara şimdi gülüp geçiyorlardır da siz yanlış anlamışsınızdır.Biz bu sitede bu ve benzer konuları delarca tartıştık.Ama maalesef kişisel başarılardan başka bir sonuç elde edemedik.Trafikte hızlı araç kullanırsanız kaza yapabilirsiniz,ya da akan trafikte yavaş araç kullanırsanız yine kaza yapabilirsiniz.Trafiğe çıkmanın kuralları vardır yani.Bizim meslekte iş yürütmenin ve kazasız bitirmenin de kuralları var.Bunları olumsuz olarak değerlendirmeyin.Tam tersi sizin için bir kazanımdır.Bundan sonra karşılaştığınız durumlarda sinirlerinize hakim olmayı,durumu lehinize çevirmeyi öğrenirsiniz.Bir abla tavsiyesi isterseniz herşeyi görün ama duymayın.Bilin ama yapmayın.Böyle ufak şeyleri de kafanıza takmayın. |
18-03-2008, 13:51 | #3 |
|
Avukat olmak direngen olmayı da gerektirir diyorum ben.Tüm dünyayı karşınıza alsanız da haklı olduğunuzu bildiğiniz bir konuda asla tavizkar olmamayı gerektirir.
Genç avukatların kalemlerle olan ilişkisi mesleğin ilk başlarında maalesef çoğu kez kabusa dönüşebiliyor.Gemisini kurtaran kaptan misali meslekte yıllarını doldurmuş meslektaşlara içini dökme eyleminde bulunmuşsa genç avukat çoğu kez "ilişkileri bilmemekle" itham edilebiliyor. Hiç unutmuyorum mesleğimin ilk yılıydı,gittiğim bir hacizde hacizden sonra icra arabası durmuş benim inmediğimi gören icra memuru "avukat hanım buyrun inebilirsiniz" demiş,bense "paranın üstünü bekliyorum memur bey" deme gafletinde bulunmuştum.Önce kısa bir şok (araçta bulunan meslektaşlar da dahil)belli belirsiz gülmeler ve icra memurunun öfke saçan bakışları...Parayı aldıktan sonra da "iyi günler "dileğime cevap verme tenezzülünde bile bulunmayan meslektaşlar ...Tahmin edeceğiniz gibi o icra dairesiyle olan ilişkilerim resmen karabasana dönüştü.Ama ben her seferinde paranın üstünü almadan inmedim. Yine aynı yıl icra dairesinde bir haciz talimatını elden almak için bekliyorum.İcra memuru önce gülen bir yüzle "güzelim (ben güzelim değilim avukatım demeyi çok istedim ama diyemedim ...şimdi olsa...) yarım saatlik işim var hemen yazarım"demiş, devam eden dakikalarda ve saatlerde ben hep o yarım saatin geçmesini beklemiştim.Saatler geçiyor ben müdür ile memur arasında mekik dokuyor ,ama bir türlü sonuç alamıyordum.Talimatı benim baro odasında yazıp imzalatma teklifim de "biz yazarız" diye reddediliyordu. Benden çok sonra gelip yazılarını tıkır tıkır alan meslektaşları gözlemlemeye başladım.Gördüğüm ,herkesin dosya içine bir miktar para koyduktan sonra müzekkeresini en geç on beş dakikada aldığıydı. İnanın şok olmuştum. Müdüre gittim durumu anlattım ve benim asla tek kuruş para vermeyeceğimi ...Diretirlerse savcılığa başvuracağımı...Neyse "avukat olabilmen için on fırın ekmek yemen gerekir" nasihati eşliğinde yazıyı alabildim. Bu icra dairesiyle de ilişkilerim hep sancılı oldu sonraki dönemlerde. Ama bir gün olsun yanlışı yanlışla düzeltmeye kalkmadım.Ve avukatlık mesleği isteyerek seçtiğim bir meslek olmamasına rağmen bir gün olsun "bırakacağım"demedim ,demedem de..Yaşamın devingen yanı oldu çünkü mesleğim benim için. Küçük yerlerde bu tip sıkıntılar pek yaşanmıyor.Ama şunu diyebilirim kalemle olan ilişkilerde bu tip sorunları sıkça yaşayacağınızı tahmin ediyorsanız taleplerinizi mutlaka yazılı iletin olumlu veya olumsuz bir sonuç mutlaka alınır. Ve ilişkileri öğrenme yolundaki nasihatleri asla ve asla kişiliğinizden ve onurunuzdan taviz verilmesini gerektirir bir rehber olarak algılamayın.Ne olursa olsun onurunuz ve buna bağlı olan iç huzurunuz ,iç barışınız cebinize girecek olan paradan kat ve kat daha değerlidir. |
18-03-2008, 14:51 | #4 |
|
Sn.utkan
Henüz son sonıf öğrencisiyim ama "uygulamaya dair" yeterince bilgim olmasa da nacizane fikrimi yazmak istedim.Fakülte hayatımızda sadece sınavlara mı yoksa mesleğe mi hazırlandığımıza dair bir form oluşturmuştum daha önceden, sanırım tam da sizin bahsettiğiniz konuyla ilişkili oluşturmuş olduğum bu form. Konuyla ilgili fikrime gelince : Siz de takdir edersiniz ki CMUK md.153 ve Avukatlık Kanunu md.2 sizin olayınızla ilgili oluşan duruma bir düzünleme getirmiştir. MADDE 153. - (1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir. (2) Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir. (3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz. (4) Müdafi, Cumhuriyet Savcılığınca iddianamenin mahkemeye verildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir. (5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır --------------------------- Avukatlık Kanunu : "....Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir." Sn.Utkan görüyorsunuz ki Yargılama aşamasının tam yerine getirilmesi için Kanunlar Size gerekli olan yetkiyi vermiştir. Bu yetki kullanımı yürürlükte olan mevzuattan da anlaşılacağı üzere sadece "soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecek ise", Sulh Ceza Hakiminin kararıyla kısıtlanabiliyor ( Dikkat ederseniz yok edilmiyor; başvurduğunuz kişi Sulh Ceza Hakimi değilken bile bu yetkinizi yok ediyor.) Sizin bir kez daha bu yetkinizi kullanma girişiminde bulunmanızı tavsiye eder aksi bir durum ile karşılaştığınız takdirde aşağıdaki TCK'nun içerdiği metni okumanızı tavsiye derim. Sanırım aşağıdaki kanun metni yeterince yol gösterebilecek size. MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. SAYGILARIMLA... |
19-03-2008, 00:16 | #5 |
|
Bu konuda forumda tartışıldı ve daha yıllar boyu tartılaşacağa benziyor.Bütün Avukatlar gibi bende kendi yolumu buldum.Burada genelde kalem personeli olsun,yazı işeri müdürü olsun sorun yaşamıyoruz.Ama ben genede içeriye girdiğim zaman dosyamı izin alıp kendim inceliyorum.Bence sizde öyle yapın,sorun çıkartan olursa durumu önce hakime ilgilenmiyrsa baronuza haber verin.Onlar gerekenleri yapacaktır
Saygılar... |
22-03-2008, 13:06 | #6 |
|
"Bir abla tavsiyesi isterseniz herşeyi görün ama duymayın.Bilin ama yapmayın.Böyle ufak şeyleri de kafanıza takmayın"
Duygu hanım baro odasında karşılaştığım tavır aynen yazımda anlattığım gibidir.Keşke sizin cevabınızda tahmin ettiğiniz gibi olsaydı. Ancak yazınızdan anladığım kadarıyla siz de pek farklı düşünmüyorsunuz. Ben bir hukukçu olarak etrafımdaki haksızlıkları gördüğümde üç maymunu oynayamam. Eğer bunu yaparsam daha en başından kendime olan saygımı kaybederim. Sanırım buradan başlamak üzere bazı meslektaşlarımla yollarımız ayrılıyor. Benim inandığım ve vazgeçemeyeceğim değerler mevcut. Bu nedenle işimin görülmesi için her yol mübah değil benim için. Belki bu yazımı da gülümseyerek karşılayacak bir çok meslektaşım olacaktır. İyi çalışmalar... |
23-03-2008, 16:40 | #7 |
|
av.utkan ile aynı fikirdeyim. Çok fevri olmadan yasal haklarımızı kullanmamız gerekmektedir. Eğer hepimiz aynı davranırsak o zaman o kendini bilmez iş güzarlar da belki kendilerine gelirler. Saygınlık bu şekilde kazanılır.
Ama tabiki herşey yasaya uyacak diye de mahkeme kaleminin belirlediği çalışma çizgisini de çok zorlamamak lazım çünkü bizim bir tane dosyamız varken orada binlerce dosya var, her kalemin ayrı ayrı bir prensibi var. Çok rahatsız oluyor iseniz hakimle de durumu nezaket kuralları içinde konuşabilirsiniz, görevi ihmal ile ilgili suç duyurusunda da bulunabilirsiniz.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
aşk bir suç mudur? | avönder | Site Lokali | 214 | 17-04-2011 01:17 |
Fal Bakmak Suç Mudur? | Av.Selim Balku | Meslektaşların Soruları | 18 | 12-10-2010 10:24 |
Anayasa'ya uygun mudur? | Tiocfaidh | Hukuk Sohbetleri | 4 | 29-09-2007 15:47 |
HukukÇu HukukÇunun Kurdu Mudur? | SNOW | Konumuz : Hukukçular | 11 | 15-03-2007 16:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |