Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Avukat ve savcılar eşit değildir

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-03-2011, 21:00   #1
tiryakim

 
Varsayılan Avukat ve savcılar eşit değildir

İstanbul Adliyesi'nde görülen ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun yargılandığı davada mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı Avukat ve savcılar mahkeme heyetine eşit mesafede değildir dedi.

İSTANBUL - Beşiktaş Adliyesi’ndeki hakim ve savcıların İstanbul Emniyeti’nde görevli polis müdürleriyle yediği iftar yemeğinin fotoğraflarının internet sitesi Odatv'de yayınlanmasıyla ilgili davaya devam edildi.

Ergenekon soruşturmasından tutuklanan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun sanık olarak yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti ile avukatlar arasında polis, savcı ve hakim ilişkileriyle ilgili tartışma yaşandı.

Terkoğlu, savunmasında fotoğrafların haber değeri taşıdığını, Ergenekon davası öncesinde polis müdürlerinin bu davaya bakacak isimlerle yemek yemesinin kamuoyunda eleştiri konusu olduğunu ve yanlış algılmalara yol açacağını söyledi.

Terkoğlu, Eğer bu haber ileri demokratik bir ülkede yayınlansaydı ödül alırdı ancak ben yargılanıyorum dedi ve beraatını istedi.

Söz sırası savunma avukatlarına geldiğinde Mahkeme Başkanı'la avukatlar arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, Hakim ve savcılar avukatlarla yemek yer mi ki polislerle yiyor dediler. Bu sözlere Mahkeme Başkanı tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez dedi. Uyuşturucu avukatı tanımlaması üzerine savunma avukatları ayağa kalkarak tepki gösterdiler.

Mahkeme Başkanı ilginç bir tespitte de bulunarak, Amerika ve Türkiye arasında yargılama farkı vardır. Amerika'nın yargı sistemi gibi değiliz. Savcılar ve hakimler beraber çalışırlar çünkü savcılar gerektiğinde sanık lehine de delil toplar aleyhine de delil toplar. Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır. Burası Amerika değildir dedi.

Duruşma 17 Ağustos’a ertelendi.

Kaynak : ntvmsnbc
Old 12-03-2011, 14:06   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
...Mahkeme Başkanı Avukat ve savcılar mahkeme heyetine eşit mesafede değildir dedi...
Malumun (!) ilamı olmamış mı?
Old 12-03-2011, 14:20   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Malumun (!) ilamı olmamış mı?

Malumun ilanı da diyebiliriz.
Old 12-03-2011, 14:58   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Malumun ilanı da diyebiliriz.
O da olur belki ama doğrusu "ilam"
Old 12-03-2011, 16:10   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
O da olur belki ama doğrusu "ilam"

Bence ikisi de doğru(galat-ı meşhur) ama mahkeme başkanının söyledikleri kesinlikle yanlış.
Old 12-03-2011, 16:15   #6
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
...mahkeme başkanının söyledikleri kesinlikle yanlış.

Evet Üstadım. Bilinçaltının zaman zaman karşılaştığımız dışa yansımalarından biri
Old 12-03-2011, 20:16   #7
MARAHUKUK

 
Varsayılan

Eee...buyur buradan yak hakım olacak kısı bu lafı ederse sıradan vatandas ne yapar..bu ne avukat dusmanlıgıdIr anlamak zor bence avukat arkadaslar daha ılerı tepkı gostermelıydıler. Lafa bak “uyusturucu avukatı” pekı o zaman uyusturucu barolarından rusvet alan hakımler ıddıasına ne demelı!bu konulardakı sehır efsanelrınden ne haber..cıddıye alalım mı?
Old 12-03-2011, 20:38   #8
noyan

 
Varsayılan

Mahkeme başkanı doğruyu söylemiş.Savcı ile Avukat eşit değildir.
Old 13-03-2011, 11:21   #9
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan noyan
Mahkeme başkanı doğruyu söylemiş.Savcı ile Avukat eşit değildir.
İfadenizden, "savcı ile avukatın eşit olduğu nasıl söylenebilir?" şeklinde bir anlam çıkarıyorum, yanılıyorsam müdahale ediniz lütfen. Eşitlik konusuna gelince; savcı ile avukat yasalar önünde eşittir ancak savcının devlet otoritesinin bir unsuru olması münasebetiyle güvencesi sadece "hukuk" olan ve savunma görevini ifa ederken karşılaştığı engel ve sorunların çözümünde çoğu zaman yalnız kalan avukatla savcı bu anlamda eşit "olamamaktadır". Sunduğum bağlantıda Sayın Av. Adil Giray ÇELİK'in çok güzel bir yazısı mevcut. Okumanızı öneririm. Saygılarımla..

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10325
Old 13-03-2011, 13:49   #10
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan noyan
Mahkeme başkanı doğruyu söylemiş.Savcı ile Avukat eşit değildir.

ne demiş peki Mahkeme Başkanı?

demiş ki:
Alıntı:
Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez


Bu 'Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez' ifadesi bazı hakim ve savcının, en azından bu ifadeyi kullanan hakimin, savunma makamını nasıl değerlendirdiklerinin dışa vuruşudur. Ve bu ifade teori ile pratik arasındaki farkın en belirgin belirtisidir.

Teori savunmayı 'yargı organının' bir parçası olarak görür. Alman Hukuku savunmayı yargının bağımsız bir organı olarak tanımlar. Yargının bu bağmısız oranının görevi müvekkilini yasal haklarının korunmasıdır. Türk Hukuku savunmanın görevini Alman Hukukundadaki açıklıkla belirtmemiş olsa bile, savunma Türk Hukukunda da aynı göreve sahiptir.

Teori yanında bir de Türkiye pratiği var; 'Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez' ifadesi hukuk teorisine ve savunmanın tarihsel gelişimine ters düşen ve savunmayı sanıkla karıştıran bir düşünce tarzı ve savunma makamını aşağılayıcı bir ifade. Bu türden bir ifadeyi Türkiye Cumhuriyeti Yargı'sının tamamına mal etmek yersiz bir düşünce; Hukuk teorisi ile ters düşen bu türden bir düşünceye karşı tavır almak savunma makamını temsil eden avukatlraın yanında, hukuka saygılı hakim ve savcıların da en başta gelen görevidir. Benim düşünceme göre 'uyuşturucu avukatı' yoktur, uyuşturucu madde alım satımı veya kullanımı ile yargılanan kişilerin yasal haklarını mahkeme önünde savunan avukat vardır. Sanığın yasal haklarının gerçekleşmesi ile uğraştığı ve adaletin yerini bulması için çalıştığı sürece de kutsal bir görev üstlenmiştir.

Saygılarımla
Old 13-03-2011, 23:04   #11
deniz yaşar

 
Varsayılan

Böyle hassas ve göz önünde bir davada tartışılacak bir konu değil.Olay ergenekon davası olmaktan çıkıp avukat-hakim eşitliği davasına dönmesin.Mahkeme salonları dışında tartışılması gereken bu konuda benim fikrim mahkeme salonunda görevi farklı olsa da herkesin eşit olduğu ve eşit muamele görmesi gerektiği
Old 14-03-2011, 01:08   #13
Av.Engin Yeşil

 
Varsayılan

Bir hakim avukata nasıl uyuşturunun avukatı diyebilir akıl almaz bişey.
Old 14-03-2011, 13:42   #14
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Engin Yeşil
Bir hakim avukata nasıl uyuşturunun avukatı diyebilir akıl almaz bişey...
Mesleği yerine getirirken avukatı müvekkillerle özdeşleştirmemek gerekir ancak avukat bir başka avukat hakkında bu tip yakıştırmalarda bulunuyor, hakim nasıl demesin?
Old 15-03-2011, 17:06   #15
avukatkenan

 
Varsayılan

ben olaya başka bir açıdan bakmak istiyorum..evet hakım ve savcıların bıze asıl baktığı nasıl davrandığı ortada..neler yaşıyoruz neler duyuyoruz onlar da aşikar..peki o halde emekliliğinde avukat olmaya can atan hakımlerle ilgili biz, bağlı olduğumuz barolar ve barolar birliği ne yapmakta, ne yapacağız..bize karşı adeta düşman olan kişileri ben meslektaşım olarak görmek istemiyorum ya siz saygıdeğer meslektaşlarım...
Old 15-03-2011, 18:10   #16
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatkenan
...emekliliğinde avukat olmaya can atan hakımlerle ilgili biz, bağlı olduğumuz barolar ve barolar birliği ne yapmakta, ne yapacağız..bize karşı adeta düşman olan kişileri ben meslektaşım olarak görmek istemiyorum ya siz saygıdeğer meslektaşlarım...
"Tüm hakim ve savcılar tüm avukatların düşmanıdır" mantığıyla tartışmanın mecrasından çıkabileceği kanaatindeyim. Değindiğiniz konu ile ilgili bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=36409
Old 15-03-2011, 18:31   #17
avukatkenan

 
Varsayılan

Benim genele yayıllmış bir düşüncem yok ki sayım meslektaşım..ama hepimiz meslek hayatımızda bu durumları yaşadık yaşıyoruz ve yaşayacağız..ilgili konuyu daha önceden okudum..ama düşüncemde ısrarlıyım bizi düşman olarak görmeseler bile kendilerine denk olarak görmeyen, zaman kaybı ayak bağı olarak gören kişilerin üstelik koşa koşa meslektaşım olmasını istemiyorum, hazmedemiyorum..mesele bundan ibaret..
Old 15-03-2011, 19:40   #18
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatkenan
Benim genele yayıllmış bir düşüncem yok ki sayım meslektaşım..ama hepimiz meslek hayatımızda bu durumları yaşadık yaşıyoruz ve yaşayacağız..ilgili konuyu daha önceden okudum..ama düşüncemde ısrarlıyım bizi düşman olarak görmeseler bile kendilerine denk olarak görmeyen, zaman kaybı ayak bağı olarak gören kişilerin üstelik koşa koşa meslektaşım olmasını istemiyorum, hazmedemiyorum..mesele bundan ibaret..

Sayın meslektaşım,

Bu şekilde bir öznel düşünce taşımanızı ben şahsen saygıyla karşılıyorum. Geçmiş mesleki tecrübelerinizden yola çıkarak somut olarak bir hakim veya savcıyı, bundan böyle meslektaşınız olarak addetmekte zorlanmanız anlaşılır ve insani bir durumdur yani...

Ancak, diğer mesajınızda ifade ettiğiniz,

Alıntı:

emekliliğinde avukat olmaya can atan hakımlerle ilgili biz, bağlı olduğumuz barolar ve barolar birliği ne yapmakta, ne yapacağız..

görüşüyle ilgili olarak ne sizin, ne baroların ve ne de TBB.'nin yapabileceği hiçbir şey yoktur ve olamaz. Ne yapılabilir ki zaten, ne yapılmasını istiyorsunuz...

Hukuk Devleti'nde ve hukukun içinde kalınarak hiçbirşey yapılamaz, bu kesin. Meslek örgütlerinin böyle bir görev ve işlevi de yoktur; dolayısıyla mensuplarının da böyle bir çağrısı olamaz.

Saygılarımla.
Old 16-03-2011, 10:34   #19
avukatkenan

 
Varsayılan

yanılıyorsam düzeltin sayın meslektaşım avukatlık başvurusunda son sözü söyleme hakkı ilgili baro ya da barolar birliğinde diye biliyorum..Şu sözü söyleyen bir hakim emekli olduğunda kalkıp sizinle aynı baro odasında oturduğunda sizin içiniz rahat edecekse ben birşey diyemem..ama düzenli olarak mesleğimize yönelik yapılan bu davranışlara sessiz kalmak benim adalet inancıma ters..saygılar
Old 16-03-2011, 12:14   #20
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatkenan
yanılıyorsam düzeltin sayın meslektaşım avukatlık başvurusunda son sözü söyleme hakkı ilgili baro ya da barolar birliğinde diye biliyorum..Şu sözü söyleyen bir hakim emekli olduğunda kalkıp sizinle aynı baro odasında oturduğunda sizin içiniz rahat edecekse ben birşey diyemem..ama düzenli olarak mesleğimize yönelik yapılan bu davranışlara sessiz kalmak benim adalet inancıma ters..saygılar

Sn.meslektaşım,

Baro levhasına yazılma istemini baro, barolar birliği ve adalet bakanlığı mevzuat ve başvurucuların yasal koşul ve belgelere sahip olup olmadıklarına göre değerlendirecektir. "Son söz"ü söylemek yetkisi mevzuatla sınırlıdır anlayacağınız. Yerindelik veya değer yargısı saikiyle kullanılamaz.

Ben şahsen meslektaşlık olarak "hukukçu nosyonuna ve formasyonuna" bakarım kişilerin; avukat benim için bir adım önde değildir. Benim öyle çok yüksek ve genelgeçer koruma reflekslerim yok açıkçası.

Kimseye hakim/savcı diye öykünecek, imrenecek, beni kendine denk görmesini isteyecek, (ki çoğuyla lehime olarak denk değilim evvelallah) durumda değilim. Bu benim mizacıma ve telakkilerime ters.

Tıpkı bunun gibi, salt avukat diye somut halde bir kişiyi rahat rahat meslektaş addedecek ve hukukçuluğuna güvendiğim bir savcıdan üstün tutacak değilim.
Saygılarımla.

Alıntı:
MADDE 3. (Değişik: 30/1/1979 - 2178/1 md.)
Avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için :
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
b) Türk hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket hukuk fakültesinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak,
c) Avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmak,
d) (Ek : 2/5/2001 - 4667/3 md.; Mülga: 28/11/2006-5558/1 md.)
e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgahı bulunmak,
f) Bu Kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak gerekir.(1)


Old 16-03-2011, 12:19   #21
avukatkenan

 
Varsayılan

Sayın meşlektaşım kimsenin kimseyi denk görme çabası yok..Ancak bu demek değildir ki hakim savcıların avukatalrı kendilerinden düşük görme gösterme hakkına sahiptir. İsterse dünyanın en iyi hukukçusu olsun, ya da sizin en iyi arkadaşınız olsun, saygı duyduğunuz bir hocanız, büyüğünüz olsun..anlatmak istediğim avukatlar da adalet sisteminin ayrılmaz parçasıdır ve gerekli olan saygı gösterilmelidir. saygılar
Old 16-03-2011, 12:27   #22
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatkenan
Sayın meşlektaşım kimsenin kimseyi denk görme çabası yok..Ancak bu demek değildir ki hakim savcıların avukatalrı kendilerinden düşük görme gösterme hakkına sahiptir. İsterse dünyanın en iyi hukukçusu olsun, ya da sizin en iyi arkadaşınız olsun, saygı duyduğunuz bir hocanız, büyüğünüz olsun..anlatmak istediğim avukatlar da adalet sisteminin ayrılmaz parçasıdır ve gerekli olan saygı gösterilmelidir. saygılar

Bu mesajınıza tabii ki tümüyle katılıyorum.

Kimsenin kimseyi küçük görmek hakkı ve haddi olmadığı gibi, tanınmış yasal yetkileri görmezden gelme, kullandırmama yetkisi de yoktur.

Sorun en temelinde insan ve erdem sorunudur. Kimi zaman üstlenilen görev ve meslek, kişinin mizacında ve değerler sisteminde makes bulmaz. O zaman o kişi bu görevin (makamın) verdiği yetkileri şahsiyatıyla birleştirip yanlışa sapabilir.

Bu kişi avukat da olabilir, hakim ve savcı da. Önemli olan ve dikkat edilmesi gereken husus erdem ve olgunluk, kendisiyle ve meslektaşlarıyla barışıklık sorunu yaşayan "avukatı" konuşurken "avukatlığı" , yine bu haldeki "hakim/savcıyı" konuşurken "hakimlik/savcılığı" özenle korumaktır.

Saygılarımla.
Old 16-03-2011, 13:58   #23
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömer Güntay,
Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Baro levhasına yazılma istemini baro, barolar birliği ve adalet bakanlığı mevzuat ve başvurucuların yasal koşul ve belgelere sahip olup olmadıklarına göre değerlendirecektir. "Son söz"ü söylemek yetkisi mevzuatla sınırlıdır anlayacağınız. Yerindelik veya değer yargısı saikiyle kullanılamaz.
Baro levhasına yazılma işleminin mevzuatla sınırlı olduğu konusunda size katılıyorum ancak mevzuatın, Avukatlık Kanununun 3. maddesi ile sınırlı olduğu konusunda size katılamıyorum.

Bence Avukat Kanununun 5. maddesi ve özellikle de (c) bendi bu mesleğe ve mesleğin mensuplarına yeterince saygı göstermeyen, geçmişinde kamuoyuna yansımış benzer söylemleri olan vs. herhangi bir kimsenin baro levhasına yazılma istemini geri çevirmek için fazlasıyla yeterlidir:

Alıntı:
MADDE 5. Aşağıda yazılı durumlardan birinin varlığı halinde, avukatlık mesleğine kabul istemi reddolunur :
...
c) Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak,

Avukatlık mesleğini küçümsemekten daha fazla avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum bulmak güç değil mi?
Old 16-03-2011, 15:29   #24
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Sn.Admin,

Farklı bir pencere açan mesajınız için teşekkür ediyorum.

Ben, Avukatlık Yasası'nın ilgili bendinin maksad ve muradının ve uygulama alanının belirttiğiniz şekilde olmadığı düşüncesindeyim.

Bu bentle genel olarak başvuran kişinin (stajyer, hakim, savcı, öğr.üyesi...) kim olursa olsun, genel ve vasati ahlak kaidelerine aykırı bir yaşam sürmesi, tutum ve davranışlarının avukatlık vakarına uygun olmaması kastedilmektedir.

Yoksa, red nedenlerinin tesbiti müşkül ve çok tartışmalı olacak şekilde, "vakti zamanında avukatlara nasıl davranıyordu" cümlesinden ele alınması ve uygulanması doğru ve isabetli olmaz.

Barolar hukuk kurumudur ve bend'e bu içerik ve işlevin verilmesi, hiç şüphe yok başvuruların değerlendirilme ölçütlerini salt hukukilikten, yerindeliğe ve öznelliğe (belki bir ölçüde siyasallığa) doğru kaydıracaktır.

Zaman içinde Anayasal ve yasal bir haktan yararlanma alanını daraltan çok tartışmalı red sonuçları ile de karşılaşılabilir. Bu topyekun hukuk camiası aleyhinedir.

Başvuruların da belirttiğim zaviyeden ele alınması hukuk mesleklerini icra eden kişi ve zümreleri (avukatlar, hakim ve savcılar vs.) daha da yakınlaştırır ve pekiştirir.

Aksi kabul ve uygulama, yani avukatlığa başvuran savcı ve yargıçların bu bent dayanak alınarak vetolanması, kendilerine intikamcı, oportünist ve rövanşist bir algı ile davranıldığı intıbaı bırakacaktır.

Bunun mevcut yakınma ve sorunların giderilmesine yararı dokunmayacağının sizin de kabulünüzde olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 16-03-2011, 16:28   #25
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömer Güntay,
Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Bu bentle genel olarak başvuran kişinin (stajyer, hakim, savcı, öğr.üyesi...) kim olursa olsun, genel ve vasati ahlak kaidelerine aykırı bir yaşam sürmesi, tutum ve davranışlarının avukatlık vakarına uygun olmaması kastedilmektedir.

Barolar hukuk kurumudur ve bend'e bu içerik ve işlevin verilmesi, hiç şüphe yok başvuruların değerlendirilme ölçütlerini salt hukukilikten, yerindeliğe ve öznelliğe (belki bir ölçüde siyasallığa) doğru kaydıracaktır.
Endişelerinize katılıyorum ancak bu madde var olduğu sürece maddeyi ne şekilde yorumlarsanız yorumlayın endişelerinizin ortadan kalkmayacağına da inanıyorum, zira maddenin kendisi zaten gayet "subjektif".

Eğer kanun koyucu avukatlık mesleğine neyin yaraşmadığını belirli bir kriterle kısıtlamak isteseydi, maddeyi doğrudan o şekilde kaleme alabilirdi (mesela "genel ahlak kurallarına uygun yaşamayanlar avukatlık mesleğine kabul edilmez" diyebilirdi). Maddenin bu şekilde genel kaleme alınması, maddeyi dar yorumlamaya bence izin vermiyor.

Ama bir an için sizin belirttiğiniz şekilde yorumlansa dahi, o dahi maddedeki işaret ettiğiniz "tehlikeyi" ortadan kaldırmaya müsait değil. Ahlak anlayışları kadar subjektif bir kriter bulmak güç olacağına göre, bu maddeyi ahlaka özgülediğinizde de Baro Yönetimlerine belirttiğiniz "yerindelik" denetimi hakını fazlasıyla vermiş oluyoruz.

Dolayısıyla benim kişisel görüşüm değişmiyor: Avukatlık mesleğini küçümseyen bir kimsenin 5/c gereğince Avukatlık mesleğine kabul edilmemesinin doğru olacağı inancındayım. Esasen bana sorarsanız bunun için bir mevzuat düzenlemesine dahi gerek yok: Hiçbir topluluk kendisini veya üyelerini küçümseyen bir kimseyi arasına almak zorunda değildir, hayatın normal şartlarında bunu kimse de beklemez zaten. Eğer herhangi bir nedenle bu durumun aksi söz konusu olacaksa o zaman da mevzuatın kabul edilmemeye dair değil, kabul zorunluluğuna dair özel hüküm getirmesini aramak gerekir diye düşünüyorum (mesela tüketici kanunu madde 5 örneğinde olduğu gibi).
Old 17-03-2011, 09:05   #26
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
İstanbul Adliyesi'nde görülen ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun yargılandığı davada mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı Avukat ve savcılar mahkeme heyetine eşit mesafede değildir dedi.

İSTANBUL - Beşiktaş Adliyesi’ndeki hakim ve savcıların İstanbul Emniyeti’nde görevli polis müdürleriyle yediği iftar yemeğinin fotoğraflarının internet sitesi Odatv'de yayınlanmasıyla ilgili davaya devam edildi.

Ergenekon soruşturmasından tutuklanan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun sanık olarak yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti ile avukatlar arasında polis, savcı ve hakim ilişkileriyle ilgili tartışma yaşandı.

Terkoğlu, savunmasında fotoğrafların haber değeri taşıdığını, Ergenekon davası öncesinde polis müdürlerinin bu davaya bakacak isimlerle yemek yemesinin kamuoyunda eleştiri konusu olduğunu ve yanlış algılmalara yol açacağını söyledi.

Terkoğlu, Eğer bu haber ileri demokratik bir ülkede yayınlansaydı ödül alırdı ancak ben yargılanıyorum dedi ve beraatını istedi.

Söz sırası savunma avukatlarına geldiğinde Mahkeme Başkanı'la avukatlar arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, Hakim ve savcılar avukatlarla yemek yer mi ki polislerle yiyor dediler. Bu sözlere Mahkeme Başkanı tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez dedi. Uyuşturucu avukatı tanımlaması üzerine savunma avukatları ayağa kalkarak tepki gösterdiler.

Mahkeme Başkanı ilginç bir tespitte de bulunarak, Amerika ve Türkiye arasında yargılama farkı vardır. Amerika'nın yargı sistemi gibi değiliz. Savcılar ve hakimler beraber çalışırlar çünkü savcılar gerektiğinde sanık lehine de delil toplar aleyhine de delil toplar. Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır. Burası Amerika değildir dedi.

Duruşma 17 Ağustos’a ertelendi.

Kaynak : ntvmsnbc

Haberde yazılan olaylar ve sözler doğru mu, bilmiyorum. Doğru ya da değil, iki husus dikkat ve tepki çekici; bu iki hususta birkaç tümce yazmak istiyorum:

1-

Alıntı:
Mahkeme Başkanı Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez dedi. Uyuşturucu avukatı tanımlaması üzerine savunma avukatları ayağa kalkarak tepki gösterdiler.

"Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez"

Ben de yemem, yiyemem. İsteseniz de "Uyuşturucu avukatıyla", Peter Pan'la, Superman'le, Kırmızı Başlıklı Kız'la, Gargamel'le, Kötü Kalpli Cadı'yla yemek yiyemezsiniz. Olmayan biriyle nasıl yemek yiyeceksiniz? Bu ancak filmlerde, dizilerde olasıdır.

2-
Alıntı:
Mahkeme Başkanı ilginç bir tespitte de bulunarak, Amerika ve Türkiye arasında yargılama farkı vardır. Amerika'nın yargı sistemi gibi değiliz. Savcılar ve hakimler beraber çalışırlar çünkü savcılar gerektiğinde sanık lehine de delil toplar aleyhine de delil toplar. Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır. Burası Amerika değildir dedi.

"Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır."
Bu tümceden herkes şunu anlamış: "Avukatlarla Cumhuriyet Savcıları (ya da hakimler) eşit değildir."
Demir, çimento ve kum birbirine eşit midir? Birbiri ile karşılaştırılamayacak denli farklı bu üç unsur arasında "bu diğerinden üstündür" bağlantısı kurulamaz. Ama üçü doğru bir biçimde biraraya getirildiğinde sağlam bir bina yapmak mümkündür.
Peki ya un, şeker ve yağ? Hangisi hangisinden üstündür? Yukarıdaki tümceyi, "sağlam bir bina" yerine "güzel bir helva" koyarak okuyunuz.

Ya da en iyisi; binadan, helvadan, en önemlisi yargılamadan bir unsuru çıkarıp, elimizde ne kaldığına bakınız.
Old 21-03-2011, 00:04   #27
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Yargıcımıza sormak isterdim:

Şüpheli olarak ceza mahkemesinde yargılanan bir yargıcımızın veya savcımızın savunmasında görev yapan bir avukat meslektaşımız için de benzer nitelemeyi yapacak mıdır? Veya hakimlik mesleğinden avukatlığa geçip de bizzat kendisi müdafi sandalyesinde oturduğu zaman işbu yorumları aklına gelecek midir? Veya kürsüdeki eski meslektaşı o an içinde olduğu meslek grubuna ve baroya bu şekilde hitap ettiğinde gururu incinecek midir?

Savcının lehe delil toplaması veya beraat talep etmesi hakimler ile savcıların "beraber" çalıştıklarını mı gösterir? Kendi görüşünden hareketle, madem savcılar ile hakimler beraber çalıştıkları için kendilerine daha uzak mesafede olan, hele bir de "uyuşturucu"dan yargılanan bir "şüpheli"yi savunan bir avukatla, yemek yemeleri abestir; yargıçlarımızın kolluk görevlileri ile beraber aynı masada yemek yeme "özgürlüğüne" sahip olmaları mezkur "mesafenin izafiliği" kıstasından mı güç almaktadır?
Old 24-03-2011, 18:01   #28
efekankaptan

 
Varsayılan

Gerçekten hakimin de dediği gibi ülkemizde yargılama sistemi Amerika'daki gibi değil. Bir hocamız neden cübbe giydiğimizi söylüyordu daha ilk yıllarda aklımın bir köşesine kazınmış: Mahkemede bulunan herkes avukatından savcısına hakimine cübbe giyiyor çünkü aynı şeyi temsil ediyorlar, hepsi de adaletin temsilcisi demişti. Amerika'da ise savcı da avukat da mahkemeye cübbesiz sadece takım elbiseleriyle girip çıkıyorlar. çünkü savundukları şey adalet değil korudukları şahsi menfaatleri, mesela bir avukat için müvekkili. Evet dediği gibi ülkemiz Amerika gibi değil, işte zaten bu yüzden hakimler oturup avukatlarla birlikte yemek yiyebilmelidirler...
Old 25-03-2011, 00:09   #29
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan efekankaptan
Gerçekten hakimin de dediği gibi ülkemizde yargılama sistemi Amerika'daki gibi değil. Bir hocamız neden cübbe giydiğimizi söylüyordu daha ilk yıllarda aklımın bir köşesine kazınmış: Mahkemede bulunan herkes avukatından savcısına hakimine cübbe giyiyor çünkü aynı şeyi temsil ediyorlar, hepsi de adaletin temsilcisi demişti. Amerika'da ise savcı da avukat da mahkemeye cübbesiz sadece takım elbiseleriyle girip çıkıyorlar. çünkü savundukları şey adalet değil korudukları şahsi menfaatleri, mesela bir avukat için müvekkili. Evet dediği gibi ülkemiz Amerika gibi değil, işte zaten bu yüzden hakimler oturup avukatlarla birlikte yemek yiyebilmelidirler..

Sayın efekankaptan,
hocanız, eğer yazdığınız sözleri söyledi ise, gıpta edilecek bir mantığa sahipmiş. Açıkça belirtmek gerekirse ben cübbe ile veya üniforma ile adaleti savunma arasında fazla bir bağlantı kuramıyorum.Bu türden bir iddiadan şu sonuca varabilirsiniz: Eğer bir avukat üniforma giymiyorsa, adaleti temsil etmiyor demektir. THS'sini karıştırırsanız cübbe ve kravat konularında tartışmalar göreceksiniz, okumanızı tavsiye ederim.

Hocanız mı belirtti, yoksa sizin çıkardığınız sonuç mu bilemiyeceğim ama Amerika'daki avukatlar için 'mahkemeye cübbesiz sadece takım elbiseleriyle girip çıkıyorlar. çünkü savundukları şey adalet değil korudukları şahsi menfaatleri, mesela bir avukat için müvekkili.'cümleniz bana Amerika Birleşik Devletleri hukuk sistemi hakkında hiçbir bilgim ve fikrim olmadığını hatırlattı.

Açıkça belirtmek gerekirse 'ülkemiz Amerika gibi' mi değil mi, Amerika'da hakimlerle avukatlar birlikte yemek yiyorlar mı yemiyorlar mı beni ilgilendirmiyor da. Ülkemizdeki hakimlerle avukatların birlikte yemek yiyip yemedikleri de beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek konu bir hakimin 'Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez' demesi ve bunu demekle savunma makamını küçümsediğini belirtmiş olmasıdır. Ben Sayın Av.Cengiz Aladağ'ın 'söz konusu cümle sadece uyuşturucu avukatlarını içeriyor tüm avukatlara yönelik bir aşağılama yoktur' türündeki fikrine katılmıyorum. Ben düşünceme göre olayda bir genelleme var ve söz konusu hakim bu genelleme ile kendisinin savcılara ve avukatlara bakış açısını belirtmiş oluyor. Cümlesinin genelleme olarak algılanmasını istemeyen hakimin ikinci bir cümle kurması ve 'hiçbir hakim görevini gerektiği gibi yapmayan savcı ile de yemek yemez' demesi gerekirdi.

Saygılarımla
Old 25-03-2011, 00:47   #30
efekankaptan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Açıkça belirtmek gerekirse ben cübbe ile veya üniforma ile adaleti savunma arasında fazla bir bağlantı kuramıyorum.Bu türden bir iddiadan şu sonuca varabilirsiniz: Eğer bir avukat üniforma giymiyorsa, adaleti temsil etmiyor demektir.

Alıntı:
Yazan Gemici
Hocanız mı belirtti, yoksa sizin çıkardığınız sonuç mu

Bazı şeylerin temsili olduğunu düşünüyorum hayatta tamamen şahsi fikrim, zamanla yozlaşmış da olabilir bunlar tabiki bilemiyorum, ama bir mantığı olduğu, yapanın yaparken bir amacının olduğu kesin bana göre. Örneğin bütün askerlerin aynı üniformayı giyiyor olması tek bir güç olarak gözükmeleri manasına, bir dönem Osmanlıların fes adetlerinin başlarındaki hakkında aynı fikri ("padişahım çok yaşa"manasına geldiğini, hatta o kadar ki günümüzde de kullandığımız birisi öldüğü zaman "başın sağ olsun" derken hala osmanlıdan kalma baş yani padişahın sağ olması her şeyden önemli manasında kullanıldığını düşünüyorum. ) benimsemiş olmaları manasına geldiğini düşünüyorum. Dediğim gibi tamamen şahsi fikrim. Bugün avukatların da hakim savcı gibi cübbe giyiyor olmaları aynı ide çevresinde birleşmiş olduklarını bence gösteriyor.

Hocam söylemedi benim şahsi kanaatim.Amerika hukuk sistemi hakkında inanılmaz bir dağarcığım olduğunu söyleyemem ancak bir dönem Angolo Sakson sistemini çok merak edip araştırmıştım. Amerika'da avukat suçlunun suçlu olduğunu biliyor ve bunu bile bile onu dışarı çıkartmak için elindeki tüm kozları kullanıyor juriyi de ikna ediyor, suçluyu da elini kolunu sallaya sallaya dışarıya çıkartıyorsa gayet meşru davranmış oluyor. Bizde böyle mi tartışılır, ama bence adalet bizim hukukumuzda her şeyin üzerinde tutuluyor.

saygılarımla....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
eşit işe eşit ücret (eşit davranma ilkesi) mdelen82 Meslektaşların Soruları 4 13-04-2017 12:11
İdare Mahkemesi Kararı : Avukat Yargı Mensubu Değildir halit pamuk Hukuk Haberleri 6 17-03-2011 22:50
iş verenin eşit işe eşit ücret sorumluluğu avktderya Meslektaşların Soruları 1 05-10-2010 15:52
eşit kazanç olmadığında bölünme eşit mi olmakta akıl almak istedim Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-02-2009 13:17
kadın erkek eşit mi ?yoksa kadın erkek kanun önünde eşit mi?hangisi? iustinianus Kadın Hakları Çalışma Grubu 30 24-04-2008 14:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10176301 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.