Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muris Muvazaası olabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-08-2010, 16:53   #1
Av. ekilem

 
Soru Muris Muvazaası olabilir mi?

Müvekkilin babası 2. kez evlenmiş. 25 yıl süren bu evlilikten de bir çocuğu olmuş. İkinci eş öğretmen emeklisi. 2000-2002-2003 yıllarında alınan gayrimenkullerin tapusu 2. eş üzerinde görünüyor yani kadın tarafından dorudan satın alınmış gibi ayrıca ortak paya sahip oldukları bir yazlık da var. Muris 2009 yılında vefat ediyor.

Şimdi mesele şu ;2.eşin kendi kazanımı ile bu gayrimenkulleri alması mümkün değil bu sebeple muris muvazaası nedeniyle tapu iptali istenebilir mi? Kafamı karıştıran kısım incelemiş olduğum içtihatların hep muristen bir başkasına satış vb. şekillerle yapılan işlemlere ait olması. bizim olayımızda ise kadın doğrudan satın almış görünüyor
Old 20-08-2010, 22:18   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. ekilem
Müvekkilin babası 2. kez evlenmiş. 25 yıl süren bu evlilikten de bir çocuğu olmuş. İkinci eş öğretmen emeklisi. 2000-2002-2003 yıllarında alınan gayrimenkullerin tapusu 2. eş üzerinde görünüyor yani kadın tarafından dorudan satın alınmış gibi ayrıca ortak paya sahip oldukları bir yazlık da var. Muris 2009 yılında vefat ediyor.

Şimdi mesele şu ;2.eşin kendi kazanımı ile bu gayrimenkulleri alması mümkün değil bu sebeple muris muvazaası nedeniyle tapu iptali istenebilir mi? Kafamı karıştıran kısım incelemiş olduğum içtihatların hep muristen bir başkasına satış vb. şekillerle yapılan işlemlere ait olması. bizim olayımızda ise kadın doğrudan satın almış görünüyor

Sayın Av. ekilem,

Bir de tenkis davalarını incelemenizi öneririm.

Saygılar...
Old 23-08-2010, 10:50   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Av. ekilem,

Bir de tenkis davalarını incelemenizi öneririm.

Saygılar...

Ben naçizane Av.ekilem'in aynı sonuca ulaşacağını düşünüyorum.Çünkü tenkis davası da mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufları için söz konusudur.Bence dava şekline değil öncelikle tasrruf şekline yoğunlaşılmalı.
Old 23-08-2010, 15:28   #4
av.cemile

 
Varsayılan

Bu bir katkı payı davası olabilirdi. Katkı payını mirasçıları açabiliyor mu ona bakmak lazım.
Muvazaa olması için taraflar arasında temeldeki asıl işlemi gizlemek için yapılmış gerçek iradeyi yansıtmayan bir işlem(bağış ama satış gösterilmiş-nisbi muvazaa) ya da temelde bir işlem olmadan yapılmış, gerçek iradeyi yansıtmayan bir işlem (alacaklıdan mal kaçırmak için satış-aslında işlem filan yok-mutlak muvazaa) olmalı değil midir?
Old 23-08-2010, 23:41   #5
Av. ekilem

 
Varsayılan

Öncelikle Nevra hanım ilginize teşekkür ettiğimi belirtmek isterim. Tenkis davalarına bir gözattım. Sayın Demirtaşın tahmini üzere sonuç olarak aynı noktaya geldim. Tasarruf şekline de bakıyorum ancak hala bir sonuca varamadım. Davalarımı hiç kişiselleştirmedim. Ancak bu olayın bu şekilde cereyan etmesi halinde müvekkile açıkça bir haksızlık yapılmış olduğunu düşünmekteyim ve bu konuda birşeyler yapmalıyım yani bişiler yapılabilmeli Araştırmaya devam ediyorum siz de yardımcı olmaya devam ederseniz , aklınıza bir fikir gelir de paylaşırsanız çok sevinirim. Saygılarımla....
Old 23-08-2010, 23:56   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Av. ekilem,

Ayrıntılı şekilde açıklama içeren bir kararı yol göstermesi açısından eklemek istedim:

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 11.03.2003 T., Esas: 2003/2320, Karar: 2003/2656:
" DAVA: Tarafların arasında görülen davada; ortak murisi babaları tarafından ödendiği halde davalıların annesi ve murisin 2. eşi olan A____ adına tescil edildiğini, A____'nin bu taşınmazlardan 2 ve 3 sayılı parselleri de kızı N____' a bedelsiz olarak devrettiğini ileri sürerek, muvazaa nedeniyle iptal - tescil olmadığı takdirde tenkis istemişlerdir.

Davalılar, taşınmazların bedellerinin anneleri A____ tarafından ödenerek 3. kişilerden satın alındığını, davanın haksız olduğunu ve reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazların muris tarafından devredilmeyip, 3. kişilerden satın alındığı dolayısıyla muvazaa nedeniyle iptal - tescil istenemeyeceği, murisin taraf olmadığı işlemler nedeniyle tenkis talebinde de bulunulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Dava, gizli bağış nedenine dayalı tapu iptali - tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

Mahkemece, miras bırakanın işlemlerde taraf bulunmadığı, bu durumda iptal - tescil ve tenkis istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle iddianın ileri sürülüş biçimine göre miras bırakanın taşınmazların kayden maliki olmadığı anlaşılmaktadır, iddiada, taşınmazların bedelinin miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalılar adına sicil oluştuğu yönündedir. Bu kabul biçimine göre olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı içtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur.
Muvazaa nedeniyle tapu iptal - tescil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ancak, taşınmazların satış bedelinin miras bırakan tarafından ödendiğinin saptanması halinde davada Medeni Kanunun 560 ve takip eden maddelerinde düzenlenen tenkis hükümlerinin uygulanacağı muhakkaktır.
Bilindiği üzere; Tenkis ( indirim ) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların ( teberru ) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu ( inşai ) davalardandır.
Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakının ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma ( temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. ( MK. 565 ) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen mahfuz hisseye tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif ( nesnel ) ve sübjektif ( öznel ) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda ( ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler ) veya mahfuz hisseyi ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570 maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda ( sabit tenkis oranı ) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı ( MK. 564 ) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanılması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir."

Saygılar...
Old 24-08-2010, 10:46   #7
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sn.Av.ekilem , benim tasrruftan kastettiğim ; murisin sağ iken yaptığı tasarruflardı.Birkaç tane g.menkul alındığını belirtmiştiniz.Sağ kalan eşin parası olmadığına ve g.menkul ederinin de yüksek olduğu bilindiğine göre mezkur g.menkuller , murisin banka hesabından para çekmek suretiyle alınmış olabilir.İşte tenkis burada devreye girer.Önce tek tek banka şubelerinden murisin hesaplarını incelemelisiniz.Murisin para çektiği tarihle sağ kalan eşe gayrimenkul alınan tarihleri yan yana koyduğunuzda size çok şey anlatacaktır.
Old 24-08-2010, 14:02   #8
av.cemile

 
Varsayılan

Konu bu başlık altında da tartışılmış: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26835

Muvazaa olmayacağı sabit. Taraflar arasında katkı payı davası iken mirasçılar sözkonusu olunca tenkis davasına dönüşecek. Bunu kaçırmışım. (Linkte Yargıtay kararı da var.)

Sayın Av. Serdar Demirtaş'ın bahsettiği şekilde bir hesap hareketi yoksa eş de çalıştığına göre ispatı zor bir dava olabilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muris muvazaası av.tuğbabal Miras Hukuku Çalışma Grubu 50 09-09-2016 17:50
Muris Muvazaası AV.MAHİROĞLU Meslektaşların Soruları 5 29-06-2010 09:45
muris muvazaası msahinparlak Meslektaşların Soruları 3 23-04-2010 13:59
muris muvazaası ALAMUT Meslektaşların Soruları 2 10-01-2010 14:50
muris muvazaası taylan Meslektaşların Soruları 2 24-09-2009 16:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03531289 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.