|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
17-12-2006, 10:41 | #1 |
|
Hukuk literatürüne girecek keşif
Kurusıkı silahların genel güvenliği tehlikeye sokmadığı yönündeki Yargıtay kararının hatalı olduğunu kanıtlamak isteyen hâkim, sokak ortasında kuru sıkıyla ateş ettirdi.
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU'nun haberi Yargıtay'ın bir kararını hatalı bulan hâkim, Bursa'da hukuk literatürüne girebilecek bir keşif yaptı. Kuru sıkı silahların genel güvenliği tehlikeye sokmadığı yönündeki Yargıtay kararının hatalı olduğunu kanıtlamak isteyen hâkim, mübaşirine sokak ortasında kurusıkı tabancayla ateş ettirdi. Silahın ateşlenmesiyle ortalık birbirine girerken vatandaşın tepkileri tutanakla kayıt altına alındı. Yargıtay, Bursa ... ... Ceza Mahkemesi'nin baktığı davada, kurusıkı silahlarla havaya ateş açılmasının "genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak" suçunu oluşturmayacağına karar verdi. ... Ceza Mahkemesi de, bunun üzerine söz konusu sanık hakkındaki yargılamayı yeniden başlattı. Hâkim ... 7 Aralık'taki duruşmada konuyla ilgili keşif yapılmasına karar verdi. Keşifle ilgili düzenlenen 11 Aralık tarihli tutanağa göre ..., mübaşir ... ve bilirkişi ...'den oluşan keşif heyeti, Bursa Tuna Mahallesi, Yalova caddesi, Beşyol Kavşağı'nda bulunan üstgeçidin yanına geldiler. Bilirkişi olarak tayin edilen Bursa Emniyet Müdürlüğü Genel Denetim ve Disiplin Şube Müdürü başkomiseri ...'nin gözetiminde keşif işlemine başlandı. ..., suçta kullanılan kurusıkı ses tabancısını, çevrede gerekli önlemleri aldıktan sonra mübaşirine verdi. Mübaşir de önceden aldığı talimat gereği havaya üç el ateş etti. Polis de olay yerinde Tutanağa göre, tabancanın sesinin duyulmasıyla birlikte çevrede bulunanlar önce şaşkınlıkla durakladı. Telaşla çevrelerini izleyen kalabalık, daha sonra elinde silah bulunan mübaşire korkulu gözlerle baktı. Trafikte bulunan araçların bir kısmı ani fren yaparken, çevre esnafı da işyerlerinden dışarı fırladı. Konutlarda oturanlar da balkonlara çıkarak olayı izlemeye başladı. Tutanakta, silah sesinin normal bir silahın sesinden ayırt edilemeyecek şekilde yüksek çıktığı belirtildi. Bu nedenle keşiften habersiz bazı polislerin olay yerine geldiği, Trafik Ekipler Amir Yardımcısı Komiser ...'ın olaya müdahale etmek istediği anlatıldı. Tutanakta, yapılan tüm işlemler sonucunda silahın, insanlarda korku, kaygı ve panik uyandırabilecek nitelikte olduğu belirtilerek, Yargıtay'ın verdiği kararın aksi yönünde bir görüş oluşturuldu. Tutanakta, bilirkişinin de ...'nun gözlemlerine katıldığını söylediği, ayrıntılı bir rapor hazırlayacağı ifade edildi. 'Yargısal işlem yaptık' Hâkim ..., "Amacımız gerçeği gösterebilmekti. Yargısal bir işlem yaptık. Bu konuda konuşmam doğru değil. Çok eleştirildi, ama bu silahların korkuya neden olduğunu kanıtlamak istedik" dedi. Yargıtay'ın gerçekçi keşif işleminden sonra kararını değiştirip değiştirmeyeceği önümüzdeki aylarda belli olacak. Milliyet |
17-12-2006, 12:42 | #2 |
|
Saygıdeğer Hakimi içtenlikle destekliyor ve helal olsun diyorum. Kurusukı da olsa; ilkel bir benliğin dışavurumudur silah kullanmak. Ayrıca silah sempatisini de körüklemektedir bu kurusıkı silahlar.
Silahlanmaya son....... |
17-12-2006, 12:51 | #3 |
|
Sayın Abdülkadir Yıldız'a katılıyorum:
Silahın sahte olması doğurduğu korkuyu ortadan kaldırmamaktadır. Silahlanmaya karşı her tavır ve karar doğrudur; desteklenmelidir. Saygılarımla |
17-12-2006, 13:01 | #4 |
|
Yapılan yorumlara katılıyorum ve yineliyorum silahlanmaya son!
|
17-12-2006, 13:07 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Yargıcın alışılmış kalıpların dışına çıkması ve inandığı bir karar uğruna değişik ve yaratıcı keşif yapması da işin bir yönü, ki bence takdire değer. Ancak görünüşe göre Yargıtay'a ders vermek için yapılan bu keşfin olası sonuçlarını da dikkate alalım mı biraz: Ya o ani fren yapan araçlar kaza yapsaydı? Ya o komiser müdahaleyi silahıyla yapsaydı? Ya silahın ateşlendiği yerin yakınlardan geçen bir kalp hastası kalp krizi geçirip ölseydi? Yine hakimi takdir edecek miydik? Meskun mahalde silahla ateş etmek suçtur (kurusıkı da dahil). Bu eylemin suç olmasının gerekçesi de bu tip olası senaryoları engellemektir. Yargılama sırasında inandığınız bir kararın haklılığını bir suç işleyerek ispat edebilir misiniz? Sayın Yargıcın iyiniyetine, idealizmine, azmine, yaratıcılığıne saygılarımı sunuyor ancak seçtiği -bence- protesto ve biraz da şov nitelikli metotunu onaylamıyorum. |
17-12-2006, 13:25 | #6 |
|
Yargıtayın gerekçesi fiili elverişsizlik mi acaba.Bence de korku ve panik yaratmak için fiili elverişlilik önemli değil bir tehlike suçu söz konusu.
|
17-12-2006, 14:39 | #7 |
|
Sayın Admin;
Bir teze ulaşmak için en ideal yol, en az bedeli olan yoldur. Mesela bilim adamları, kağıt üzerinde çıkarabilecekleri bir formül için asla laboratuvara girmezler. Zira laboratuvar çalışmaları hem pahalıdır hem de sağlığa zarar verebilecek niteliktedir. Olayımıza dönersek; Bence burada Yargıtay "kurusıkı silahlarla havaya ateş açılmasının 'genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak' suçunu oluşturmayacağına" karar vermekle hakime başka çıkar yol bırakmamıştır. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki; birçok suçun olay yerinde yapılan tatbikatı sırasında bu tür tehlikeler mevcuttur. Tatbikatı gerçek sanan vatandaş veya polisler müdahale edecek diye bunu yapmaktan vaz mı geçeceğiz. Yeterli önlemlerin alınmış olması koşulu ile, olayımızdaki hakimin yanlış yaptığını düşünmüyorum. En basit bir derby maçından sonra bile saatlerce mermi sıkılan bir ülkede; saymış olduğunuz gerekçelerin pek de gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Yine de; hassasiyetinizi insan hakları açısından takdire şayan bulduğumu da belirtmeden edemeyeceğim. Saygılar |
17-12-2006, 16:02 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Gazeteci Mustafa Mutlu, "Günün Sorusu" başlığı altında şunu sormuştur: Hakim cinayet davasına baksaydı; mübaşirin eline silahı verip birisini öldürmesini mi isteyecekti? Saygılarımla |
17-12-2006, 16:18 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Sn.admin ve sn.Av.Suat Ergin;
Sizce
|
17-12-2006, 16:27 | #10 | |||||||||||||||||||
|
Sayın İbreti
Sayın İbreti, Aynı haberden yaptığım alıntıya bakılırsa "çevrede gerekli önlemler" alınmamıştır. Saygılarımla |
17-12-2006, 16:38 | #11 |
|
Tüm yukarıda yazılanlar "çevrede gerekli önlemlerin" alındığını göstermektedir. Zira en ufak bir olumsuz olay yaşanmamıştır. Yaşanan kargaşa ise keşfin hedefi ve sınırları doğrultusunda yaşanmıştır.
|
17-12-2006, 16:54 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Abdulkadir Yıldız. Mahkemelerin görevi kargaşaya sebebiyet vermek değildir. Kargaşa çıkmasını önlemektir. Bir önceki mesajımdaki alıntıya göre ihtimalleri sıralayalım: 1- Silah sesinden korkan hamile kadın, çocuğunu düşürdü.(Veya erken doğum sebebiyle hastaneye kaldırıldı.) 2- Silah sesinden korkan sürücü aniden frene basınca, ne olduğunu anlamayan kamyon aracına arkadan çarptı, kazaya bir çok araç karıştı...Şu kadar ölü, şu kadar yaralı... 3- Silah sesini teröristlerin açtığı ateş sanan, acemi polis memuru olaya silahla müdahele edince vs... 4- Silah sesini duyan yaşlı bir vatandaş kalp krizinden öldü... Yukarıda saydıklarım olmamıştır. Ama bunlardan birisi veya birkaçı olsaydı sizin de fikriniz değişecekti. Ama iş işten geçmiş olacaktı. Soru: Böyle interaktif bir keşfe ne gerek vardı ki? Saygılarımla |
17-12-2006, 17:11 | #13 |
|
Yapılan yorumlardan ve çevreden gelen tepkiden anlaşıldığı kadarı ile, kuru sıkı silahla yapılan ateşleme genel güvenliği tehlikeye sokabilecek nitelikte. Bunun böyle olduğunu yahut ta olabileceğini kestirmek için olay yerinde keşif yapılmasına gerek yok bence; kuru sıkı silahtan çıkan ses ve kuru sıkı silahın çevredekiler üzerinde yapacağı etki objektiv olarak genel güvenliği tehlikeye sokabilecek niteliktedir. Silahı elinde tutan ve çevreye ateş eden kimsenin sübjektiv olarak bu türden bir kastı olmasa bile.
Silahtan anlıyan ve kuru sıkı nedir, hakiki silah nedir bilen bir kimse, kuru sıkı silahla sağa sola ateş edildiğinde, büyük bir ihtimalle, soğukkanlılığını muhafaza eder ve paniğe kapılmaz. Buna karşılık silahtan hiç anlamıyan, kuru sıkı nedir, hakiki silah nedir bilmeyen büyük çoğunluk paniğe kapılır düşüncesindeyim. Haa.. birisi çıkıp derse ki, "biz silahla yatıp kalkan bir halkız, silahın ne olduğunu bilmeyenimiz yoktur, bu yüzden de paniğe kapılmayız", bir diyeceğim olmaz. Yargıtay'da bu düşünceden yola çıkmış olsa gerek! Yargıtay'ımızın bazı gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu ne kadar teorik düşündüğünü sergileyen yerinde keşifi yapan veya yaptıran hakimi kutlamak gerekir demek geliyor içimden ama diyemiyorum. Çünkü sayın hakim, alınan tedbirlerden ve çevreden gelen tepkilerden anlaşıldığı kadarı ile, alınan tüm tedbirlere rağman olayın vahim neticeler doğurabileceğinin farkında diye düşünüyorum. Herhangi bir olay çıksaydı olayı nasıl adlandıracaktık? Olası kasıt mı desek, ne dersiniz? Saygılarımla |
17-12-2006, 17:27 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Suat Ergin; Yukarıdaki soruyu sanırım, hakime başka çare bırakmayan Sayın Yargıtaya sormak gerekiyor. Elbette Mahkemelerin görevi kargaşa çıkarmak değildir. Fakat, adalete ulaşmak için Mahkemelerin yasal sınırlar içinde kalmak şartıyla değişik yollara başvurabileceğini kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kurguladığınız senaryoya gelince şunu sormak istiyorum: Bugüne kadar 2-3 el kurusıkı mermi sıkılması sonucunda; senaryonuzdakine benzer bir olayın yaşandığını ben hiç duymadım. Bizim semtte haftada bir iki gece silah sıkılır, ama sizin iddialarınıza uyacak hiçbir olay yaşanmadı bugüne kadar. Hakimin ulaşmak istediği yüce amaç yanında; sizin iddialarınızın fazlası ile dramatize edilmiş iddialar olduğunu düşünüyorum. Saygılar. |
17-12-2006, 19:02 | #15 |
|
Bir de olaya soyle baksak: Yargitay suc demis olsaydi ve hakim suc olmadigini dusunuyor olsaydi... Hakim yine ayni kesfi yapabilir miydi? 'Kesif' adi altina siginarak 'suc' islenebilir miydi?
Ya da bu olayda hakim, 'suc olduguna inandigi bir seyi' kanitlamak istiyor. Bunu kanitlarken de 'suc olduguna inandigi' eylemi yapiyor. Bu bir celiski degil midir? Sonucta bu bir 'tehlike sucu' ve yapildigi anda suc islenmis sayilir, sonucunda ihtimallerin gerceklesip birinin yaralanmasina, olmesine gerek yoktur. Ancak, gercekten bir de Sayin Admin ve Sayin Ergin'in senaryolari gerceklesmis olsaydi, hakimin 'olasi kast'tan sorumluluguna gidilmez miydi? Zira manevi unsur alenen ortada. Tehlikeye sebep olacagina hakim kesinlikle inanmis durumda, ancak yine de 'kanitlamak' icin eylemi yapiyor. Bunun adinin 'kesif' olmasi bir hukuka uygunluk sebebi midir? |
17-12-2006, 21:07 | #16 |
|
Forumda keşfi eleştirenlerin, Türk hukuk sisteminin dar kalıplarını öne sürerek kendi argümanlarını haklı çıkarmaya çalıştıklarını düşünüyorum.
Hakimin yaptığı keşif şekli çok yaratıcı ve cesurca. Bakın askeri tatbikatlarda bir sürü asker ölüyor. Yukarıda da açıkladığım gibi, tehlike her zaman mevcuttur. Fakat, belki de bu hakim eğer bugün böylesine cesur bir çıkış yapmamış olsa ve Yargıtay doğrultusunda davransaydı; yarın bu karar ülkenin her yerinde uygulanır bir karar haline gelecekti. Bu kadar zararsız bir keşfin, yarın bu ülke için getireceği yararları düşünelim lütfen. Kurusıkı silahlar, silah sempatisini tatmin etmenin ilk basamağı oluyor ve ikinci aşamada gerçek silah devreye giriyor. Kısacası gerçek silah almaya parası yetmeyenler şimdilik kurusıkı silahla idare ediyorlar. Kurusıkı silahların sosyo-psikolojik etkileri üzerinde çok şey söylenebilir. Fakat konuyu dağıtmamak adına buna değinmeyeceğim. Bence yapılan keşif (yeterli güvenlik önlemi alınmak koşulu ile) çok zararsızdır. Ama etkisi muazzamdır. Umarım bütün ülkede konuşulan bir konu haline gelir ve tüm toplumu ilgilendiren davalarda diğer hakimlere de örnek teşkil eder. Saygılar |
17-12-2006, 21:41 | #17 |
|
Tüm bu yorumlar gösteriyor ki.Yargıtay bu kararında haksız.Bence hakim fazlasıyla amacına ulaşmış durumda.Benim merak ettiğim yargıtayın gerekçesi.
|
17-12-2006, 21:51 | #18 |
|
Sayın hakimimiz iyiniyetle, olası tehlikelerin önüne geçmek için keşif icra etmiş ve haklılığını ispatlamıştır..Fakat burada ispat aracında bir hata vardır..yukarıdaki yorumlarda belirtildiği gibi hamile bir kadın çocuğunu düşürebilir yada ani fren yapan bir araç kazaya sebebiyet verebilirdi..Şimdi aynı mantıkla yola çıkarsak Kurusıkıdan bozma bir silah ile 10 metreden yaralamaya teşebbüs eden bir sanığa ait yargılama yaparken, bu tabanca "yaralamaya elverişlimidir değilmidir" diye mağdura aynı yerde, 10 metre mesafeden ateş etmek suratiyle keşif mi yapacağız? Hukukçu Çivi çiviyi söker mantığıyla hareket etmemelidir.Saygılarımla
|
18-12-2006, 00:47 | #19 |
|
Bir yargıç, elini taşın altına koymuş. Yargıtay'a, somut nitelik arzetmeyen, soyut bir kabulünün, hatalı olduğunu, biifiil keşif icrasıyla somutlaştırarak ortaya koymuş.
Ya keşif sırasında bir kadın çocuğunu düşürseydi, ya ani fren yapan iki araç kaza yapsaydı vb. seçeneklerin hayata geçmiş olması ihtimali ise, keşifte aranan gerçeğin, daha da gerçek verilerle kanıtlanmasına yol açar ve bu keşfin icra edilmeyerek eski kabulün devam etmesi ihtimalinde ilanihaye karşılaşılacak olumsuzlukları, keşif mahallinde yaşanacak bir olaya özgü olumsuzlukla sınırlar , bir çizgi çekmiş olurdu. Hakim, bu keşfi başka bir mahalde yapamazdı. Yapsa, inandırıcı da olmazdı. Böyle korkusuz, kişişel kayıp ve kaygılardan uzak, hukuk sevdalısı yargıçlarımız olduğu müddetçe endişelenmemiz değil, sevinmemiz gerekir diye düşünüyorum. Aklıma mesleğe yeni başladığımda aldığım ilk ağır ceza dosyası geldi bu haberi okuduğumda. Manken şahıslar kullanılmak suretiyle tatbik edilen bir gece keşfi. Bu keşif yapılmadan evvel sanıklar yaşlı bir tanığın "ben sanıkları gördüm" şeklindeki teşhisi doğrultusunda senelerce ceza alacaklardı (Biri almış, diğer ikisi hakkındaki beraat hükmü de suçu üçü birlikte işlemişlerdir, onlar da cezalandırılmalıdır gerekçesiyle bozmaya konu olmuştu). Dolayısıyla Yargıtay bir sanığın cezasını da onamıştı. Bilumum temyiz süreçleri ve yeniden yapılan yargılamalar sonrası, nihayet tatbikatlı gece keşfi yapılmış ve bu keşif sırasında artık hayatta olmayan merhum tanığın, sanıkları falanca pencereden teşhis etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış ve diğer sanıklar beraat etmişlerdi. Suçu birlikte işledikleri inancıyla sanıklardan biri hakkında evvelce hüküm kurulduğundan, ilk sanığın kesinleşen mahkumiyeti de yargılamanın iadesine konu olmuştu. Keşif kararını veren yargıcımızı kutluyorum. Saygılarımla... |
18-12-2006, 01:26 | #20 |
|
Benim düşünceme göre ortada bir kavram kargaşası var. Keşif'ten değil, bir denemeden bahsetmek zorundayız olayımızda.
Ortada somut bir olayın kanıtlanmasından ziyade, hakimin yargıtayın değil de kendisinin haklı olduğunu kanıtlamaya yönelik bir denemesi var. Bu türden populist eylemlerin hukuka olan güveni artıracağından şüphem var. Saygılarımla |
19-12-2006, 01:42 | #21 |
|
Hakim meslektaşımız güzel bir tartışmanın doğmasına sebebiyet vermiş.
Sayın Admin (birde alıntı yapmayı becersem); "Meskun mahalde silahla ateş etmek suçtur (kurusıkı da dahil). Bu eylemin suç olmasının gerekçesi de bu tip olası senaryoları engellemektir. Yargılama sırasında inandığınız bir kararın haklılığını bir suç işleyerek ispat edebilir misiniz? Sayın Yargıcın iyiniyetine, idealizmine, azmine, yaratıcılığıne saygılarımı sunuyor ancak seçtiği -bence- protesto ve biraz da şov nitelikli metotunu onaylamıyorum..." son kelimeniz dışında, düşüncelerinize katılıyorum, ancak ayrık düşünceler, davranışlar bizi düşünmeye sevkederken, yaratıcılığa prim vermemizi sağlar... |
19-12-2006, 11:25 | #22 |
|
Sevgili Meslektaşlarım, Değerli İzleyenler;
Kuru Sıkı Tabanca ile Atış neticesi görülmekte olan davayla ilgili yerel mahkeme yargıcının keşif yapma içeriğine ve biçimine ilişkin değerlendirmeleri çok düzeyli bulduğumu belirtmek isterim. Yargıç, öncelikle yerleşik Yargıtay kararının hukuka uygun olmadığını düşünerek bir keşif yapmakla konuyu kamuoyunun gündemine taşımıştır. Meslekte deneyimli hukukçular ile hocalarımız YARGIÇ KARARLARI ve KARALARINI AÇIKLAYAN GEREKÇELER İLE KONUŞUR demişlerdir. Görüş doğrudur. Mesleğin genel ilkesidir. Bu olayda yargıç konuyu hukukçu olmaktan uzaklaşarak kamuoyunun gündemine taşımıştır. Yargıç, önüne gelen olayda öncelikle ve özellikle fail ve fiili ile bağlıdır. Oyalımızda keşif mahallinde mahkemenin mübaşiri KONU MANKENİ OLARAK KULLANILMIŞTIR. Sayın yargıç olayın suç niteliğinde olduğunu kanıtlamak adına böyle bir keşif yapmış ve mübaşire kuru sıkı ile ateş ettirmiştir. (Sevgili meslektaşlarım Av. Suat Ergin ve ADMİN in örnekleri çok yerindedir ve artırılabilir.) Peki bu durumda aynı düşünce ile MÜBAŞiR SUÇLU, YARGIÇ İSE AZMETTİREN OLMAYACAKMIDIR?(Ahu hanımın suç unsuruna ilişkin değerlendirmesine katılıyorum.) Bir olayın suç unsuru taşıyıp taşımadığını saptamak için aynı eylemin başka bir şahsa yaptırılması eylemin suç olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Yargıç, olayın suç unsurlarını taşıyıp taşımadığını, ceza hukukunun temel ilkeleri, bu hususta uzmanlardan, sosyologlardan alınacak görüşler ile desteklemesi gerekir idi. |
19-12-2006, 12:58 | #23 | |||||||||||||||||||
|
|
19-12-2006, 13:10 | #24 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Mübaşir suçlu, Yargıç azmettiren olmayacaktır. Mübaşir keşifte manken şahıstır. Kaldı ki bir olayın suç niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılırken öncelikle KASTA bakılır. Sayın yargıcın, suç işleme kastı taşıdığı düşünülemez. Saygılarımla... |
19-12-2006, 19:04 | #25 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Yargıç'ın düşüncesi: kuru sıkı silahla ateş etmek "Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda" bir davranıştır. Bunu kanıtlamak için de ateş ettrimiştir. Sayın Yargıç, kendisinin vuku bulacağından emin olduğu bir neticeye başkalarını inandırmak için bir deney yaptırmıştır. Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi ortada bir keşif yoktur, denemenin asıl olayın gerçekleştiği yerde yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, ama en azından asıl olayın sanığı değil, bir başkasıdır ateş eden. Ceza kanunu suçun oluşması için "tehlikeli olacak biçimde" kavramını kullanıyor. Ve sayın Yargıç aynı eylemi gerçekleştiren bir kimsenin suç işlemiş olduğu görüşünde. Başkası kuru sıkı silahla havaya ateş edince suç oluyorda, mübaşir ateş edince neden suç olmuyor? İnşallah bundan sonra kuru sıkı mı yoksa sahici mi oldukları bilinmiyen silahlarla işlek cadde ve meydanlarda havaya ateş edenler, 'tedbririmi almıştım, kimseye zarar vermedim' diye savunmada bulunmazlar. Ama tüm tedbirlere rağmen çevredekilerin korktukları anlaşılıyor. Kanunun suç unsuru olarak aradığı tek şey, yapılan eylemin belirli bir sonucu gerçekleştirebilecek vasıfta olması, o sonucun gerçekleşmiş olması değil. Yargıcın istediği de zaten kuru sıkı silahla ateş etmenin bu vasıfta olduğunu kanıtlamak. Kısaca belitmek gerekirse ortada olası kast var. Saygılarımla |
19-12-2006, 19:22 | #26 |
|
İyi de sayın Gemici,
İşte Yargıtay tam da bu durumda, TCK.m.170'in ihlali sözkonusu değildir demiş? Anımsarsanız, mübaşir kuru sıkı silah kullanmıştı |
19-12-2006, 19:54 | #27 |
|
Sayın Üyeler
Olayda Hakim kanuna göre ve kendi takdirine göre suçludur Yargıtay'a göre suçsuzdur. Bana göre suçlular dururken hakimler yargılanmamalıdır. Saygılarımla |
19-12-2006, 19:58 | #28 |
|
Benim görüşüm, yargıtayın burada yanlış bir karar vermiş olduğu yönünde. Bunu ilk mesajımda zaten belirtmiştim. Bu düşünceme rağmen kuru sıkı silahın kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda bir silah olup olmadığı konusunun tartışılabilir bir konu olduğunu kabul ediyorum. Konuyu en iyi şekilde açıklığa kavuşturacak kimseler bilir kişilerdir bence, hem Sayın Yargıç'ın hem de Yargıtay'ın bu yolu denemesi ve ona göre bir sonuca varmaları gerekirdi.
Benim vurgulamak istediğim asıl konu Sayın Yargıç'ın suç olarak nitelendirdiği bir eylemi kendisinin yapması veya yaptırması. Sayın Yargıç'ın doğru bildiği bir konuyu savunmasını bir cesaret örneği olarak kutlamak gerekir. Bildiği doğruyu savunma metodunu değil. Not: Ben nasıl ifade edeyim diye düşünürken, Bir Dost'um yazmak istediklerimi az ve öz olarak yazmış bile. Saygılarımla |
19-12-2006, 21:03 | #29 |
|
"Olayda Hakim
kanuna göre ve kendi takdirine göre suçludur Yargıtay'a göre suçsuzdur." Sn Konyalı nın yukarıdaki ince değerlendirmesine aynen katılıyorum. Sn Konyalı; KANUNA yerine HUKUKA desek daha mı uyar acaba? |
19-12-2006, 21:24 | #30 |
|
Sayın Av. Adil Giray Çelik
Kanun yerine hukuk sözcüğünü koymak istemenizi anlayamadım. Doğrusu, teori ile sizin kadar yakından ve yoğun ilgilenmediğimden sizin düşündüklerinize de hemen ulaşamıyorum; anlayamıyorum. Anlatmanız gerekecek. Zahmetleriniz için teşekkür ederim. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Elektrik hırsızlığı suçunda bilirkiş ve keşif zorunlu mu takdiri midir? | ruze | Meslektaşların Soruları | 8 | 27-01-2009 18:05 |
1.1.2007de yürürlüğe girecek Sosyal Güvenlik kanunu hakkında | Serap Han | Meslektaşların Soruları | 4 | 16-12-2006 00:17 |
Denizli Buldan'da duruşmaya girecek meslektaş | Av. O. TEKGUL | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 0 | 12-12-2006 15:49 |
Mahkeme , 04.50'de keşif yapacak | PINAR YILMAZ | Hukuk Haberleri | 0 | 08-08-2006 22:23 |
Affa Girecek Mi? | Ercan Şenyay | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 18-02-2002 20:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |