Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Cirantanın başka isim altında faaliyet göstermesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-03-2017, 07:13   #1
net profil

 
Varsayılan Cirantanın başka isim altında faaliyet göstermesi

Karşılıksız çekte cirantalar ve çek düzenleyen aleyhine ihtiyati haciz kararı almak istiyoruz. Cirantalardan biri adresinde bulunmayıp şirketin faaliyetlerini biraz değiştirerek civarda farklı bir şirket kurarak işlerine devam etmekte. Bu durumda bu sirketi de davaya dahili etmenin yolu nedir? Ayrica ihtiyati haciz karari almadan tum cirantalar ve yeni kurulan sirkete karsi icra takibi yoluna gidilebilir mi? Tesekkurler
Old 17-03-2017, 14:50   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

8.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/14550
Karar: 2015/16152
Karar Tarihi: 10.09.2015


İSTİHKAK DAVASI - HACZİN YAPILDIĞININ VE DAVADA İSPAT YÜKÜNÜN DAVALI ALACAKLI TARAFA AİT OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKTİĞİ - ALACAKLI KARİNENİN AKSİNİ KANITLAMAYA ELVERİŞLİ DELİLLERİ DOSYAYA SUNAMADIĞI - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Mülkiyet karinesi davacı 3. kişi yararınadır. 3. kişi tarafından dava açılmış olması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Dava konusu olayda haczin yapıldığının ve davada ispat yükünün davalı alacaklı tarafa ait olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan alacaklı karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olup, karinenin aksini kanıtlamaya elverişli, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğu ve borçlu ile 3. kişinin adreste birlikte faaliyette bulunduğu kanaatini oluşturacak delilleri dosyaya sunamamıştır. Bu durumda, Mahkemece, davacı 3. kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

(2004 S. K. m. 96, 99)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı 3. kişi şirket vekili, borçlu şirketin borcundan dolayı müvekkili şirketin mallarının haczedildiğini, borçlu ile müvekkilinin adreslerinin farklı olduğunu, borçlu ile ilgilerinin bulunmadığını, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, haczin davacı 3. kişi şirketin iş yerinde yapıldığı, N.. Ö.. ile M.. N.. K..'nin davacı 3. kişi ve borçlu şirkette hissedar oldukları aynı zamanda her iki şirketin yönetim kurulunda yer aldıkları, davacı 3. kişi şirket ve borçlu şirketin 2005-2008 yıllarındaki genel kurul toplantılarını aynı zamanda haciz mahalli olan davacı 3. kişi şirket merkezinde yaptıkları, her iki şirketin faaliyet konularının aynı olduğu, bu hali ile davacı ve borçlu arasında organik bağ bulunduğu ve birlikte hareket ettiklerinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı 3. kişi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3. kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacı şirket ortakları ile borçlu şirket ortaklarının bir kısmının aynı kişiler olduğu, şirketlerin faaliyet konularının aynı olduğu, şirketlerin birlikte hareket ettikleri ve bu doğrultuda aralarında organik bağ bulunduğu gerekçesine dayanılmışsa da; ticaret sicil bilgilerine göre, borçlu şirketin ortaklarının N.. Ö.., N.. K.., H.. A.. olduğu, davacı şirketin ortaklarının ise A.. Ö.., N.. Ö.., N.. K.. ve N.. K.. olduğu, bu haliyle sadece 2 gerçek kişinin her iki şirkette de ortaklığının bulunduğu görülmekle; ortakların bir kısmının aynı olması ve şirketlerin aynı konularda faaliyet göstermeleri nedeniyle organik bağ içinde bulunmaları tek başına İİK'nun 96. ve 97. maddesinin uygulanması için yeterli değildir. Öte yandan takip borçlusu şirket 1993 yılında davacı şirket ise 1978 yılında kurulmuş olup, takibe dayanak ilama göre davanın açılış tarihi 24.11.2006'dır. Bu bilgilere göre 3. kişi ve borçlu şirketlerin kuruluşları borcun doğumundan çok önceki bir tarihe isabet etmektedir. Ayrıca, davacı 3. kişi şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ".. caddesi No: 43/1 .." olup, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ise, ".. Mah. .. sok. No:7/A .." dir, ve haciz 3. kişinin sicil adresinde yapılmıştır. Davaya konu 04.03.2011 tarihli haciz tutanağının incelenmesinden de; haciz mahallinde borçluya ait olabilecek herhangi bir bilginin, belgenin temin edilemediği ve borçlunun haciz adresiyle ilişkisini gösterir emarelere rastlanmadığı gözlenmiştir.

Tüm bu bilgiler ışığında somut olayda, mülkiyet karinesi davacı 3. kişi yararınadır. 3. kişi tarafından İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak dava açılmış olması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Dava konusu olayda haczin İİK'nun 99. maddesi hükümleri uyarınca yapıldığının ve davada ispat yükünün davalı alacaklı tarafa ait olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan alacaklı karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olup, karinenin aksini kanıtlamaya elverişli, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğu ve borçlu ile 3. kişinin adreste birlikte faaliyette bulunduğu kanaatini oluşturacak delilleri dosyaya sunamamıştır.

Bu durumda, Mahkemece, davacı 3. kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlilik dışı bebeğimin başka ülkede evli olan babası evimin önünde sürekli bir Şahıs Tarafından bizi takip ve Gözlem altında tutuyor.yardım. Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 28-12-2015 13:44
bir markanın ürününün benzerini başka bir marka altında yapmak norm Meslektaşların Soruları 6 30-10-2009 17:18
Sadece Benim Memleketim Bir Başka Değil, Başka Memleketlerde Bir Başka Gemici Hukuk Sohbetleri 2 01-06-2004 08:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03585100 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.