İhtiyati Tedbir Kararının Devam Edip Etmediği Hususu HMK-HMUK

Yerel mahkemece açılan alacak ve menfi tespit konulu davada çekin ödenmemesi ile ilgili olarak 2009 yılında yani 1086 Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiştir(anılan kararda tedbirin ne kadar süre ile devam edeceği hususunda bir bilgi bulunmamaktadır).Sonrasında yerel mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girdikten sonra 2012 yılında esas hakkında karar verilmiştir. Anılan bu kararda ihtiyati tedbir kararı ile ilgili olarak herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Şu anda yargılama halen devam etmekte olup hüküm kesinleşmemiştir. Buradaki hukuki sorun tedbir kararının halen devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır.

Malumunuz olduğu üzere HMUK 112. madde uyarınca (Esas hakkında mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğ olunmasını mütaakıp ihtiyaten icra kılınmış olan tedbir mürtefi olur. Şu kadar ki mahkeme hükmün icrasını temin için işbu tedbirin tayin edeceği müddet zarfında devamına karar verebilir.) tedbir kararı esas hakkında karar verilice ortadan kalkmaktadır. Buna göre HMK 448. madde (Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.) uyarınca ihtiyati tedbir kararının tamamlanmış işlem olarak kabul edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı ortadan kalkmıştır. Ancak aksinin düşünüldüğü halde karar verildiği tarihte 6100 sayılı HMK yürürlükte bulunduğundan 397. maddenin 2. fıkrası uyarınca İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. ihtiyati tedbir kararının halen devam ettiğinin kabulü gerekmektedir.

Bu hususla ilgili araştırmalarımda herhangi bir sonuca ulaşamadığımdan meslektaşlarımızın bilgi ve tecrübelerine ihtiyaç duymaktayım. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Bana kalırsa ihtiyati tedbirin tamamlandığı an hem ihtiyati tedbirin kaldırıldığı teminatın iade edildiği andır. İhtiyati tedbir dava değil geçici hukuki koruma talebidir. Teminat iade edildiği an yargılama tam anlamıyla sona ereceğinden dolayı bu an tespit edilmelidir.

HMUK'ta bu konuda hüküm yok. Ama teminatın mantığı haksız çıkanın zararlarını karşılamak olduğundan kesinleşme beklenmeli diye düşünüyorum.

Ayrıca HMK geçici maddelere de bakıldığında "ne zaman uygulanır" değil "ne zaman uygulanmaz" vurgusu yapmış, aslonanın uygulanması olduğunu ortaya koymuştur. Sistematik yoruma göre kanatimce yeni HMK uygulanmalı.

Daha önce hiç karşılaştığım bir konu olmadığından ben de sizin kadar üstatlarımızı bekliyorum. Herhangi bir iddialılığım yoktur.

İyi çalışmalar.

TEDBİR KARARI :
Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı aracın üçüncü kişilere“rızaen devir ve temlikinin önlenmesine” yöneliktir. Karar, cebri icra yolu ile satışı engelleyecek ve icra dosyasındaki takibi durduracak nitelikte olmadığı gibi tedbir kararında ve dava dosyasında takip alacaklısı veya ihale alıcısı taraf değildir. İcra dosya numarası belirtilerek satışın durdurulması yönünde anılan kararda bir açıklama da yoktur. Bu durumda,
Kesinleşen ihale gereği, aracın bedelini ödeyen ihale alıcısı adına tesciline bir engel bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle icra müdürlüğünün tescil isteminin reddi yönündeki kararı yasaya uygun değildir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi isabetsizdir."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
12/05/2011 tarih
2010/28055 Esas
2011/9320 Karar

Verilen tedbir kararı konulduğu andan itibaren hüküm ifade edeceğinden. .daha önce gerçekleştirilen icrai işlemlere etkisi yoktur.
Yargıtay 12 Hukuķ Dairesi
2016/6782 E.
2016/24708 K.