Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aynı anda hem dul yetim aylığı hem de emekli aylığının alınması sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlık

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2012, 14:34   #1
özel.yetkili.avukat

 
Varsayılan Aynı anda hem dul yetim aylığı hem de emekli aylığının alınması sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlık

Davalı B, 1995 yılında ölen babasının dul kız çocuğudur. Aynı zamanda 1975-1995 arası SSK'lı olarak çalışmış ve 1996 yılında emekli olmuştur.

1996-2002 yılları arasında,davalı B; hem babasından dolayı yetim aylığı; hem de emekliliği sebebiyle SSK'dan emekli aylığı almıştır.

1996 yılında babasının ölümü sebebiyle yetim aylığından faydalanabileceği bilgisini alarak,ilgili kuruma başvuran B;kurum yetkililerinin istediği belgeleri ibraz etmiş;yetkililerin herhangi bir uyarısıyla karşılaşmadan,kendisine yetim aylığı bağlanmıştır.

Bu olay sebebiyle SSK-SGK tarafından,5510 s.k m.96 sebebiyle,davalıya 2006 tarihinde icra takibi başlatılmış,ödeme emri davalıya 2011 yılında tebliğ edilebilmiştir.Borçlunun itirazı ve bu itirazın kaldırılmasıyla birlikte dava süreci devam etmektedir.

Davalıdan ödenmesi istenen miktar,fazladan ödenen maaş olarak 18 bin TL; geriye dönük faiz olarak 14 bin TL; toplam 32 bin küsur TL'dir.

Bu olayda nasıl hareket etmek gerekir?

Benim görüşüm şu; davalının, yetim aylığı alabilecek nitelikte olup olmadığını araştırmakla yükümlü olan SSK'dır. Davalı,bu maaş için aranan niteliklere sahip olmasa da SSK,kendi kusuru ile yanlışlığa düşerek bu maaşın bağlanmasına sebep olmuştur.

Konuyla ilgili değerli görüşlerinizi bekliyorum. İyi çalışmalar.
Old 16-12-2012, 14:35   #2
av.s.solak

 
Varsayılan

5510 sayılı kanun m.96/b Kurumun kusurlu işleminden kaynaklanan yersiz ödemelerin istirdatını düzenlemiştir. Yersiz ödeme Kurumun kusurundan kaynaklansa bile tespitten itibaren 5 yıl önceki yersiz ödemelerin istirdatı mümkündür.
Old 16-12-2012, 14:50   #3
noonemins000

 
Mesaj Benzer Konu Belki Isinize Yarar

Ölen eş ve ölen babadan ölüm aylığı bağlanması
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas:* 2012/21-21
Karar: 2012/223
Karar Tarihi: 21.03.2012
TESPİT DAVASI – ÖLEN BABASI NEDENİYLE HAK SAHİBİ OLAN DAVACININ EŞİNDEN ÖLÜM AYLIĞI ALMAKTA OLSA DAHİ EVLİLİĞİNİN ÖLÜM NEDENİYLE SON BULMASINDAN SONRA BABASINDAN DA ÖLÜM AYLIĞI TALEP ETME HAKKINA SAHİP OLDUĞU – HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET:*Uyuşmazlık, ölen eşinden dolayı ölüm aylığı almakta olan davacının babasından da ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, davacı, 01.10.2003 tarihinden itibaren ölen eşinden ölüm aylığı almaktadır. Davacı, 01.04.1996 tarihinde ölen babasından dolayı ölüm aylığı talebini 04.01.2008 tarihinde dile getirmiştir. Davacının evli olması nedeniyle eşinin ölüm tarihi olan 27.08.2003 tarihinden önce ölüm aylığı talep etmesi mümkün değildir. Ancak yapılan mevzuat değişikliği ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı, eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
(506 S. K. m. 23, 65, 66, 68, Geç. m. 91) (6100 S. K. Geç. m. 3)
Dava:*Taraflar arasındaki <tespit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.12.2009 gün ve 2008/264 E., 2009/968 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 29.03.2011 gün ve 2010/1954 E., 2011/2938 K. sayılı ilamı ile,
( … 1 – Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddine,
2 – Dava, 27.08.2003 tarihinde ölen eşinden dolayı 01.10.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı almakta olan davacının 01.04.1996 tarihinde ölen sigortalı babası A. D.’dan da ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan davacının babası A. D.’ın 01.04.1996 tarihinde, eşi M. A. Y.’in 27.08.2003 tarihinde vefat ettiği, davacının ölen eşinden dolayı 01.10.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı aldığı, davacının 04.01.2008 tarihli dilekçesi ile ölen babasından ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, Kurumun 28.02.2008 gün ve 156450 sayılı yazı ile 506 sayılı Yasa’nın 23 ve 68.maddelerine göre anadan veya babadan veya eşinden gelir/aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan sadece yüksek olanın ödeneceğini, davacının eşinin aylığının yüksek olması nedeniyle babasından dolayı aylık alamayacağını belirterek talebi reddettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, ölen eşinden dolayı ölüm aylığı almakta olan davacının babasından da ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 65, 66 ve 68. maddelerine göre aylık bağlama koşulları bulunduğu takdirde ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına ölüm sigortasından aylık bağlanır. Davacıya, eşi M. A. Y.’in 27.08.2003 tarihinde vefat etmesi üzerine 01.10.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmıştır. Davacı, bu davada, eşi yanında babasından da ölüm aylığı bağlanmasını talep etmektedir.
506 sayılı Yasa’nın 68. maddesinin 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik VI. bendine göre, sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I. bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartıyla, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 91. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre, 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar, bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir.
Somut olayda, davacı, 01.10.2003 tarihinden itibaren ölen eşinden ölüm aylığı almaktadır. Davacı, 01.04.1996 tarihinde ölen babasından dolayı ölüm aylığı talebini 04.01.2008 tarihinde dile getirmiştir. Davacının evli olması nedeniyle eşinin ölüm tarihi olan 27.08.2003 tarihinden önce ölüm aylığı talep etmesi mümkün değildir. Ancak 02.07.2005 tarih 5386 sayılı Yasa’nın 2. Maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91. madde ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı, eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar:*Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç:*Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 21.03.2012 gününde oyçokluğu, ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 17-12-2012, 14:22   #4
ISTANAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi
Esas No
: 2010/05542
Karar No
: 2010/07277
Tarih
: 24.05.2010
Davacı davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:


KARAR
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.

Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 68. maddesinin 6. bendidir. Anılan maddede "Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir." hükmü mevcut olup, davalının ölüm aylığı almakta iken 15.01.1987 tarihinden itibaren Emekli sandığına tabi çalışmasından aylık almakta olduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davalıya 21.08.1994 - 31.07.2004 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların tahsili ne karar verilmiş ise de. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, "Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;


Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır …" hükmünü içermektedir. Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili"ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.

Borçlar Kanununun, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan 63. maddesinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bilindiği üzere, iyi niyetli zenginleşen sebepsiz zenginleşme konusunun kendisinden istendiği tarihten önce elinden çıktığını iddia ve ispat ettiği miktar nispetinde ret ve iadeyle yükümlü olmayacaktır.

Buna karşın; zenginleşen, zenginleşme anında veya sonrasında mal varlığındaki artışın geçerli bir hukuki sebebe dayanmadığını biliyor veya bilmesi gerekiyor ise kötü niyetli sayılacağında kuşku bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca, davalıya ödenen ölüm aylıklarından kaynaklanan yersiz ödemeleri iade yükümünün, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmü gereği, 21.07.1993 - 16.08.2003 tarihleri arasındaki aylıkların tutarı olduğu gözetilmeksizin ve Kurumun, düzeltme işlemi sonucu bildirdiği yersiz ödenen aylıklara ilişkin tutarlar nazara alınmaksızın, bozma öncesi bildirilen aylık tablosu dikkate alınarak hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 24.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-12-2012, 16:58   #5
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Alıntı:
Benim görüşüm şu; davalının, yetim aylığı alabilecek nitelikte olup olmadığını araştırmakla yükümlü olan SSK'dır. Davalı,bu maaş için aranan niteliklere sahip olmasa da SSK,kendi kusuru ile yanlışlığa düşerek bu maaşın bağlanmasına sebep olmuştur.
İyiniyet savunması doğrudur. Bu konuda Sayın Istanaz'ın eklediği karar işinize yarayabilir. Fakat kararda bahsedilen 5510/96 madde 2. fıkranın son şekli şu anda böyle değildir. Üstelik müvekkiliniz emekli ise bu alacağın öncelikle emekli maaşından kesinti yoluyla tahsil edilmesi gerekir.
Old 16-05-2014, 16:04   #6
Av. Turna

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Bugün, konu başlığının aynısı bir olayla karşılaştım ve hukuki imkanlar noktasında bilgi ve yardımlarınızı diliyorum.

Müvekkilim'e SGK'dan gelen bir yazı ile kısaca şu bildirimde bulunulmuştur:

'Emekli Sandığından almış olduğunuz aylık talep tarihi ( babasından ölüm aylığı bağlanması talebinden bahsediyor) olan 20.09.2010 tarihindeki gelire göre brüt asgari ücretten fazla olduğundan, babanızdan bağlanan aylık başlangıç tarihi itibariyle kesilmiş olup bu güne kadar almış olduğunuz aylıklar faizsiz olarak Emekli Sandığı aylığından kesilecektir.'

Olay şöyle; müvekkilim vefat eden eşinden ölüm aylığı almaktadır. 20.09.2010 tarihinde de babasından kaynaklı ölüm aylığı almak için kuruma başvurmuştur ve 01.10.2010 tarihi itibariyle de kurumca babasından kaynaklı ölüm aylığı bağlanmıştır. Şimdi ise yukarıda kurumun bildirim yazısından da anlaşılacağı üzere 01.10.2010'dan itibaren müvekkilime ödenen aylıkların iadesi istenmektedir.

İyi niyet konusunda yukarıdaki Yargıtay Kararı'na dayanılabilir sonuç itibariyle kurumun hatası mevcut. 21.03.2012 tarihli yukarıdaki diğer Yargıtay Kararı'na göre de iki aylığın birlikte alınabileceği belirtilmiş. Buraya kadar her şey yolunda fakat kurum yazısında 2013/26 No'lu Genelgeden bahsetmiş. Genelgeye göz gezdirdim fakat tam vakıf olamadım açıkçası. Bu tarz bir mevzuyla karşılaşmış bir meslektaşım var ise tecrübelerini paylaşması bana çok büyük yarar sağlayacaktır.

Teşekkürler.
Old 02-09-2014, 12:49   #7
av. canan0

 
Varsayılan

benim de başımda benzer bir sorun var. 1995'ten beri eşinden emekli sandığı dul maaşı alan müvekkilim 2004'te de babasından bağ-kur yetim maaşı almaya başlamış. ancak geçen ay bağ-kur maaşını kesip ödenen 24.000.TL. emekli sandığı maaşından kesmek suretiyle iade alınmaya başlanmış. ölümler ve maaşların bağlanma tarihleri 2008'den önce olduğu ve kurumlar farklı olduğu için her ikisini de alabilir diye düşünüyorum. dava açmayı düşünüyorum. siz ne dersiniz?
dava da idari yargıda mı iş mahkemesinde mi olacak ? bana yardım ederseniz sevinirim.
Old 02-09-2014, 13:34   #8
Av. Turna

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. canan0
benim de başımda benzer bir sorun var. 1995'ten beri eşinden emekli sandığı dul maaşı alan müvekkilim 2004'te de babasından bağ-kur yetim maaşı almaya başlamış. ancak geçen ay bağ-kur maaşını kesip ödenen 24.000.TL. emekli sandığı maaşından kesmek suretiyle iade alınmaya başlanmış. ölümler ve maaşların bağlanma tarihleri 2008'den önce olduğu ve kurumlar farklı olduğu için her ikisini de alabilir diye düşünüyorum. dava açmayı düşünüyorum. siz ne dersiniz?
dava da idari yargıda mı iş mahkemesinde mi olacak ? bana yardım ederseniz sevinirim.

Canan Hanım ben idari işlemin iptali istemli idare mahkemesinde dava açtım fakat idare mahkemesi görevsizlik verdi. Görevsizlik kararı kesinleşince iş mahkemesine başvurucam fakat benim de şöyle bir sıkıntım var; ödeme emri tebliğ edildiğinde idareye itiraz ettik süresinde onlardan ret yanıtı alınca idare mahkemesine başvurduk. Şimdi bu durumda ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde değil de idareye itirazımın reddinden itibaren 7 gün içinde dava açmış olmamız süre yönünden hak kaybına neden olur mu?
Old 04-08-2016, 10:58   #9
Av.Ece Ural

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Turna
Canan Hanım ben idari işlemin iptali istemli idare mahkemesinde dava açtım fakat idare mahkemesi görevsizlik verdi. Görevsizlik kararı kesinleşince iş mahkemesine başvurucam fakat benim de şöyle bir sıkıntım var; ödeme emri tebliğ edildiğinde idareye itiraz ettik süresinde onlardan ret yanıtı alınca idare mahkemesine başvurduk. Şimdi bu durumda ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde değil de idareye itirazımın reddinden itibaren 7 gün içinde dava açmış olmamız süre yönünden hak kaybına neden olur mu?

Sayın Meslektaşlarım Av. canan0 ve Av. Turna;

Benzer bir konuda dava açacağım. Öncelikle sizin davanızdaki son durumu öğrenebilir miyim?

Bizim olayımızda da; müvekkil öncelikle Mart 1989 yılında ölen eşinden maaş almaya başlıyor, akabinde de Mayıs 1989'da annesi ölüyor ve ondan da aylık bağlanıyor. 1993 tarihinde ise kendisi emekliliğe hak kazanıyor. 2006 yılına gelindiğinde, SGK Tahsisler Daire Bşk.'dan bir yazı geliyor ve "yersiz ödenen miktar" olan 19 bin TL ana para 26 Bin Tl faizi için icra takibi başlatılıyor. Bu sırada da kurum maaşından kesintiler yapıyor ve 2016 yılına kadar toplam 18bin TL kesinti yapılmış yani istirdat edilmiş durumda. Fakat SGK 'ya yazdığımız bir yazıya kuruma bakiye 32bin TL borcu olduğu bildirilmiştir. Biz burumda ; yukarıda alıntılanan 2012 tarihi HGK kararına dayanarak:

1-İş Mahkemesine başvurarak öncelikle 2006 yılında yapılan (yersiz ödeme olduğuna ilişkin) kurum işleminin iptalini
2- Müvekkilin eşinden dul aylığı aldığı gerekçesiyle kesilen annesinden bağlanmış olan ölüm aylığının yeniden bağlanmasını ve o tarihten itibaren ödenmeyen bedellerin istirdatını
3-bu güne kadar maaşından kesilmek suretiyle ödediği 17bin TL nin yasal faiziyle birlikte iadesini

talep edeceğiz. Bu hususta elinde yeni bir mahkeme veya Yargıtay kararı olan, destek ve katkı sunabilecek olan meslektaşlarımın değerli görüşlerini beklemekteyim.
Old 06-08-2016, 11:19   #10
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın Av. Ece Ural,
Sigortalıların yani müvekkilinizin dul aylığı aldığı eşinin, yetim aylığı aldığının annesinin kurumlarına göre ve özellikle kendi yaşlılık aylığı aldığı kuruma göre detaylı değerlendirme yapmanız gerekiyor.
1-2012 tarihli HGK eşi ve anne/babası SSK emeklisi olanları kapsıyor. Üstelik Yargıtay bu görüşten döndü. O karar Geçici 91 maddeye dayalıydı. Sigortalılar farklı kurumlardansa zaten emsal niteliği yok.
2-Müvekkilinizin kendisinin de emekli olduğunu söylüyorsunuz. Bu durumda annesinden yetim aylığı alabilmesi ancak bizim "eski kızlar" dediğimiz 2008 yılı öncesi Emekli Sandığı'na mensup olanların kız çocukları kendi emekliliği ile birlikte yetim aylığı alabilir. Yani annesi Emekli Sandığı emeklisi olmalıdır.
3-Eğer yetim aylığı Emekli Sandığından ise dava idari davadır.
4- Değilse İş Mahkemeleri Kanununa göre Kuruma ön başvuru yapmak dava şartıdır.
5-Davalar tespit talepli olmalıdır. "Ölüm aylığına müstehak olduğunun tespitine, ödenmeyen aylıkların faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespitine, yersiz ödeme borcu bulunmadığının tespitine,
6- Davanız kurumun yersiz ödeme için tahsile başlamasına ve icra takibine engel değildir. İtiraz edebilirsiniz. Bu durumda davanızın ve itirazın iptali davasının aleyhe sonuçlanması halinde dosya borcu en az % 40 artar.
Old 06-08-2016, 15:46   #11
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sonradan aklıma geldi, eğer müvekkiliniz tahsis başvurusunda aldığı diğer aylıkları tam olarak bildirmişse 96/b ye göre borca faiz işletilmemesi ve 24 ay içinde faizsiz ödenebilmesi gerekir.
Old 08-08-2016, 12:45   #12
Av.Ece Ural

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın Av. Ece Ural,
Sigortalıların yani müvekkilinizin dul aylığı aldığı eşinin, yetim aylığı aldığının annesinin kurumlarına göre ve özellikle kendi yaşlılık aylığı aldığı kuruma göre detaylı değerlendirme yapmanız gerekiyor.
1-2012 tarihli HGK eşi ve anne/babası SSK emeklisi olanları kapsıyor. Üstelik Yargıtay bu görüşten döndü. O karar Geçici 91 maddeye dayalıydı. Sigortalılar farklı kurumlardansa zaten emsal niteliği yok.
2-Müvekkilinizin kendisinin de emekli olduğunu söylüyorsunuz. Bu durumda annesinden yetim aylığı alabilmesi ancak bizim "eski kızlar" dediğimiz 2008 yılı öncesi Emekli Sandığı'na mensup olanların kız çocukları kendi emekliliği ile birlikte yetim aylığı alabilir. Yani annesi Emekli Sandığı emeklisi olmalıdır.
3-Eğer yetim aylığı Emekli Sandığından ise dava idari davadır.
4- Değilse İş Mahkemeleri Kanununa göre Kuruma ön başvuru yapmak dava şartıdır.
5-Davalar tespit talepli olmalıdır. "Ölüm aylığına müstehak olduğunun tespitine, ödenmeyen aylıkların faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespitine, yersiz ödeme borcu bulunmadığının tespitine,
6- Davanız kurumun yersiz ödeme için tahsile başlamasına ve icra takibine engel değildir. İtiraz edebilirsiniz. Bu durumda davanızın ve itirazın iptali davasının aleyhe sonuçlanması halinde dosya borcu en az % 40 artar.


Meslektaşım öncelikle vakit ayırıp sorumu cevapladığınız için teşekkür ederim.

Ben de bu süreçte SGK dosyalarına bakan İstanbul'daki mahkeme ile görüşerek, birkaç güncel karar edindim, bunlara göre şu an çoğunlukla iyi niyet üzerinden red veya kabul veriliyor. (Kuruma başvururken doğru bilgi/belge vermişse maaşın kesilemeyeceği ve yersiz ödemeden bahsedilemeyeceği şeklinde. )

Müvekkilin hem annesi hem eşi hem de kendisi 4/a 'lıdır. dolayısıyla 2012 tyarihli HGK kararına uyuyor diye düşünüyorum.

Dolayısıyla, kuruma başvuru yaptıktan sonra iş mahkemesinde "tespit" davası açmak gerekecek diye anlıyorum.
Buna göre:
1)Kurumun 2006 yılında yapmış olduğu borçlandırma işleminin iptalini,
2) bu süreçte gerek icra takibiyle gerek maaşından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen bedelin iadesini / veya iadesinin gerektiğinin tespitini,
3)Kesilen aylığın yeniden bağlanmasını ve bugüne değin ödenmeyen kısmın yasal faiziyle ödenmesini / ödenmesi gerektiğinin tespitini dava yolu ile talep edeceğim.

YARGITAY 10. Hukuk Dairesi 2007/23291 E. 2009/6617 K. sayılı karara göre : "Özet: 506 SAYILI YASA'NIN 68. MADDESİNİN (VI) NUMARALI BENDİNE 4958 SAYILI KANUN'UN 35. MADDESİ İLE EKLENEN "BURALARDAN GELİR VEYA AYLIK ALMAYA " İBARESİ İLE SOSYAL SİGORTA 'DAN VE EMEKLİ SANDIĞI'NDAN AYLIK ALMAYA BAŞLAMA OLGUSU, HAK SAHİBİ KIZ ÇOCUKLARINA BAĞLANAN AYLIĞIN KESİLME NEDENİ OLARAK ÖNGÖRÜLMÜŞ İSE DE; BU DÜZENLEME 06.08.2003 TARİHÎNDE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞ OLUP, SONRADAN YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞ OLAN YASA HÜKÜMLERİNİN, ÖNCEKİ YASA İLE OLUŞAN KAZANILMIŞ HAKLARI ORTADAN KALDIRAMAYACAĞI KURALI DİKKATE ALINDIĞINDA, BU TARİHTEN ÖNCEKİ DÖNEME AİT ÖDEMELERİN İSTİRDADI YOLUNA GİDİLEMEZ." denilmekte, bu hükmün somut olaya uygulanabileceği kanaatindeyim zira, borçlandırma işlemi dışındaki tüm işlemler ile ölüm tarihleri 2003 yılından önce meydana gelmiş durumdadır.

İkinci mesajınızda bildirdiğiniz hususta çok sayıda yargıtay kararı var ancak, şayet bu taleplerimiz haklı görülmez ise bu durumda 96/b 'nin uygulanmasını talep ve dava etmekte hukuki yararımız yok mudur?



Şimdiden teşekkürler.
Old 08-08-2016, 16:32   #13
avemre

 
Yeni Fikir Bilgi

Son zamanda benzer iki tane davamız oldu.

İkisinin de konusu aynı olmasına rağmen Yargıtay'da farklı dairelere düştüklerinden farklı neticeler aldık.

OLAY: Şahsa babasının ölümünden sonra yetim aylığı bağlanır. Ardından kocası vefat eder, şahıs dul aylığı için de başvuruda bulunur. SGK bir takım evrak toparlamasını ister, şahıs bunları temin ettikten sonra kendisine dul maaşı da bağlanır. SGK aradan yıllar geçtikten sonra PARDON! sana yanlışlıkla dul maaşı da bağlamışız aslında hak etmiyormuşsun dedikten sonra geriye dönük yersiz ödeme adında bugüne kadar ödenen dul aylıklarının hepsini vatandaştan talep eder.

SONUÇ: Açtığımız davada kurum işlemi iptali ile vatandaşa yeniden dul maaşı bağlanmasını, mahkeme aksi kanaatte ise SGK mevzuatı gereği ödemenin en fazla 5 yıl ile sınırlandırılmasını talep etmiştik.

Mahkeme kısmen kabul ile kurum işlemini iptal ederek iyiniyetli vatandaştan ödenen paranın iadesinin talep edilemeyeceği kanaatini bildirdi. Yargıtay 21. HD bunu onadı.


Aynı konu ile ilgili aynı mahkeme yine aynı kararı verdi ancak bu sefer 9.HD kararı bozdu ve vatandaşın 5 yıl tutarı kadar olan maaş borcunu ödemesi gerek dedi.

Konu ile ilgili son durum bu şekildedir.
Old 10-08-2016, 12:57   #14
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Dediğiniz gibi 68/ IV teki "buralardan gelir ve aylık almaya ibaresi" 2003 te eklenmiştir.
Fakat "Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir." cümlesi zaten vardı. Üstelik Yargıtay'ın bu konudaki görüşlerinde maalesef avemre'nin de belirttiği gibi istikrar yok. Önceden ölüm aylıklarında sigortalının ölüm tarihindeki mevzuat uygulanır ve değişiklikler hak sahipliğini etkilemez deniyordu. Fakat daha çok kurum lehine olmak üzere içtihatlarda değişiklik gözleniyor.
Old 19-08-2016, 13:40   #15
av. canan0

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ece Ural
Sayın Meslektaşlarım Av. canan0 ve Av. Turna;

Benzer bir konuda dava açacağım. Öncelikle sizin davanızdaki son durumu öğrenebilir miyim?

Bizim olayımızda da; müvekkil öncelikle Mart 1989 yılında ölen eşinden maaş almaya başlıyor, akabinde de Mayıs 1989'da annesi ölüyor ve ondan da aylık bağlanıyor. 1993 tarihinde ise kendisi emekliliğe hak kazanıyor. 2006 yılına gelindiğinde, SGK Tahsisler Daire Bşk.'dan bir yazı geliyor ve "yersiz ödenen miktar" olan 19 bin TL ana para 26 Bin Tl faizi için icra takibi başlatılıyor. Bu sırada da kurum maaşından kesintiler yapıyor ve 2016 yılına kadar toplam 18bin TL kesinti yapılmış yani istirdat edilmiş durumda. Fakat SGK 'ya yazdığımız bir yazıya kuruma bakiye 32bin TL borcu olduğu bildirilmiştir. Biz burumda ; yukarıda alıntılanan 2012 tarihi HGK kararına dayanarak:

1-İş Mahkemesine başvurarak öncelikle 2006 yılında yapılan (yersiz ödeme olduğuna ilişkin) kurum işleminin iptalini
2- Müvekkilin eşinden dul aylığı aldığı gerekçesiyle kesilen annesinden bağlanmış olan ölüm aylığının yeniden bağlanmasını ve o tarihten itibaren ödenmeyen bedellerin istirdatını
3-bu güne kadar maaşından kesilmek suretiyle ödediği 17bin TL nin yasal faiziyle birlikte iadesini

talep edeceğiz. Bu hususta elinde yeni bir mahkeme veya Yargıtay kararı olan, destek ve katkı sunabilecek olan meslektaşlarımın değerli görüşlerini beklemekteyim.

Sayın Meslektaşım, öncelikle çok geç cevap yazdığım için özür diliyorum. Müvekkil belirsizlikten dolayı vazgeçtiği için ben bu konuda dava açmadım. diğer meslektaşların da dediği gibi her mahkemeden ayrı karar çıkıyor. Umarım sizin davanız lehinize sonuçlanır.iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hem Emekli aylığı hem de yetim aylığı almak mümkün müdür? av.gzm Meslektaşların Soruları 2 17-03-2016 18:03
SSK'dan dul aylığı alırken Bağ-Kur'dan da aynı anda yetim aylığı alınabilir mi? Av.Nur Hayat BURAN Meslektaşların Soruları 12 19-02-2015 10:05
Yetim aylığı ve Dul aylığı aynı anda alınabilir mi ? avismailhdr Meslektaşların Soruları 1 18-10-2012 12:49
Dul,Yetim Maaşı ile Emekli Maaşı Aynı Anda Almak Hacer Köken Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 04-02-2011 10:37
Ssk Ve Emekli Sandığına Aynı Anda Prim Ödemiş Kişinin Emekli Maaşı Hesaplanması Esası DenizSu Hukuk Soruları Arşivi 1 09-09-2005 12:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07116294 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.