|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-05-2009, 15:37 | #1 |
|
AİHM'e başvurulacağının temyiz dilekçesinde belirtilmesi gerekirliği
Merhabalar ,
Aihm 'in; dava dilekçesinde ya da temyiz dilekçesinde yani davanın aşamalarında hakime yanlış karar verilmesi halinde aihme gidileceğinin hatırlatılması gerektiğini aradığına dair bir bilgi hatırlıyorum. dava ya da temyiz dilekçesinde bu hatırlatmanın hangi bilgiler ışığında yapılacağının bir örneğine sahip bir arkadaşım yardımcı olabilirse sevinirim.. |
21-05-2009, 16:07 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Umarım yanlış hatırlıyorsunuzdur. |
21-05-2009, 17:19 | #3 |
|
Sevgili meslektaşım,
Temyiz dilekçesinde Aihm'ye gidileceğinin yazılması gerekmiyor. Sözleşmeyle korunan hakkın niteliğini ve önemini yazmanız gerekli ve yeterlidir.Örneğin "adil yargılanma hakkımız ihlal edilmiştir" |
21-05-2009, 22:24 | #4 |
|
Bahsettiğiniz durum "öztüketme" diye adlandırılıyor. Yani söz konusu ihlalin AİHS'e aykırı olduğunun iç hukuk yollarının tüketilmesi sırasında iç hukuk makamlarına bir şekilde bildirilmesi.Dava dilekçesinde,duruşma zaptında,temyiz dilekçesinde bu konuya değinebilinir.Elbette AİHM'e gidileceği tehditi hoş karşılanmasa da bir nevi dolaylı olarak iç hukuk makamları uyarılmaktadır.Fakültedeyken hocamız bu konuda çekinmemezi söylerdi hep
Aynı doğrultuda; Bu konuda zamanında çok faydalandığım bir çalışmadan ilgili bir alıntıyı faydalı olması amacıyla sunuyorum: Bireysel başvuruda bulunmadan önce, Sözleşme standartlarına (Sözleşme hükümlerine ve Mahkeme içtihatlarına) aykırı bir tasarrufun bulunduğunu ulusal makamlar önünde ileri sürmek gerekir. Bu Sözleşmenin 35. maddesi uyarınca bir başvurunun kabuledilebilir bulunması için bir ön koşuldur. Kamu makamları iç hukuk normları varken bir de insan hakları standartlarının ileri sürülmesinden ötürü bezginlik duyabilir ya da aldırmazlık gösterebilirler. Ancak bir avukat hem insan haklarına saygılı bir toplum düzeni adına mücadele için, hem de elindeki bir davayı kazanabilmek için, ulusal kamu makamları önünde Sözleşme'yi ve Sözleşme'nin standartlarına uygun iç hukuk kurallarını ileri sürmek zorundadır. |
21-05-2009, 22:36 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın mfa, aktardığınız alıntı kimden/neredendir? 35.maddeye baktım; iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu var, ancak "sözleşmeye aykırılığın ulusal makamlar önünde ileri sürülmesi koşulu" yok. Bu yorum nereden kaynaklanıyor, açıklar mısınız? |
21-05-2009, 23:46 | #6 |
|
İçtihatlar da sözleşmenin birer parçası sayılıp üye devletlerce uygulanması gerekir. Bu kural da içtihatlarla sınırı çizilen bir kuraldır. Bir karar örneği vermek gerekirse:
JULY ve SARL LIBERATION/FRANSA, Başvuru No:20893/03 "KABULEDİLEBİLİRLİK KRİTERLERİ--içhukuk yollarının tüketilmesi--Başvurucular Versay Temyiz Mahkemesi’ndeki yargıçlardan Bay Riolacci’nin tarafsızlığını etkileyecek bir durumun söz konusu olduğunu; fakat kendileri bu durumu sonradan fark ettikleri için buna karşı bir şey yapamadıklarını belirterek Sözleşme’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Bununla beraber Mahkeme, içhukuk yollarının tüketilmiş sayılması için söz konusu hakkın ihlal edildiğinin içhukukta hiç değilse özü itibarıyla ileri sürülmüş olmasının gerekliliğini hatırlatmış ve başvurucuların hakimi reddetme yoluna gitmeyişlerinin nedeni olarak o dönemde bu durumun farkında olmadıklarına ilişkin gerekçeleri konusunda da ikna olmamıştır. Bu gerekçeyle--Md 35(1): şikayetin kabuledilebilir olmadığına" http://ihami.anadolu.edu.tr/aihmgoster.asp?id=9245 |
21-05-2009, 23:51 | #7 |
|
Sanırım AİHM iç hukuk yollarının tüketilmesi derken; usul ve kanun yolu yönünden tüketim yanında esas yönden de tüketim aramaktadır.
|
21-05-2009, 23:59 | #8 |
|
Sayın Şenses ve sayın Büyükavcıya verdikleri bilgiler için teşekkür ederim.
|
22-05-2009, 11:50 | #9 |
|
Anayasanın 90. maddesine göre A.İ.H.S. iç hukukumuzun bir parçasıdır. Yine Türk Hukukunda Hakimin önüne gelen davada konuyla ilgili hükümleri kendiliğinden araştırıp uygulaması ilkesi hakimdir. Eğer dava sırasında veya temyiz aşamalarında sözleşmeye aykırılık dile getirilmemişse bile bu noktaya dikkat çekilmesi sonuç verebilir. Tabiki böyle bir içtihat oluşup yerleşmesi yıllar alabilecektir.
|
22-05-2009, 12:25 | #10 |
|
[quote=Av.Armağan Konyalı]İhtarnameler genellikle kabalık olarak nitelendirilir. quote]
Sözleşme hükümlerine ve Mahkeme içtihatlarına aykırılık olacağını da ekleyerek verdim dilekçemi.. umarım kabalık olarak nitelendirmezler.. gerçi onların bize yaptıkları kabalıkların yanında bu bir hiç ... o yüzden çok da önemsemiyorum.. tüm yanıtlar için çok teşekkür ediyorum.. |
22-05-2009, 12:35 | #11 |
|
Hukuki çareler üretmek kabalık sayılmaz, asıl kabalık yasaları uygulamamaktır.
|
22-05-2009, 12:42 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Davacı : Mehmet Vekili : Av. Himmet Davalı : Ahmet Konu : Tahliye ve kira alacağı ( Mülkiyet hakkı ile ilgilidir) Olay : Kiracı borcunu süresi içinde ödemediğinden müvekkilimin alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesini talep ederim. (Karar aleyhimize verildiği takdirde mülkiyet hakkı ihlal edileceğinden lehimize karar verilmezse AİHM’e başvuracağımı hatırlatırım.) ( Davanın uzun sürmesi halinde adil yargılanma hakkı ihlal edileceğinden kısa sürede karar verilmezse AİHM’e başvuracağımı hatırlatırım.) (Diğer insan haklarına aykırılıklar olursa bunlar hakkında da AİHM’e gideceğimi bildiririm.) Davacı Vekili Av.Himmet |
22-05-2009, 13:29 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence Av. Himmet bir daha hiç dilekçe yazmasın.. |
22-05-2009, 13:30 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynen katılıyorum.. |
22-05-2009, 14:29 | #15 |
|
Anladığıma göre kararda ulusal yargılama aşamasında savunulan hakkın bir insan hakkı olduğu bilincinin var olması aranıyor. Bence çok yersiz bir karar, bir insan, sırf insan olduğu için kendisine verilen hakkın ihlal edildiğini her ne aşamada anlamış olursa olsun bunu her zaman ileri sürebilmelidir.
Bunu ulusal yargılama aşamasında ileri sürmenin saygısızlık olabileceği görüşü ise Armağan Bey gibi hakimlik ile avukatlık mesleklerinin birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak gören kibar hukukçuların savunacağı görüştür. Belki yıllar önce bunu saygısızlık olarak nitelendirebilsek bile bugün için bu konunun hatırlatılması bir zorunluluktur. |
22-05-2009, 15:01 | #16 |
|
Dava dilekçesinde "davamın reddedilmesi halinde temyiz etme hakkımı saklı tutuyorum" demek gibi bir şey bu.Ne yazık ki;adamlar kabul etmem derse onların dediğini yapmak zorundayız.
|
22-05-2009, 16:47 | #17 |
|
AİHM e başvurmanın kriterleri arasında ,dava devam ederken, ulusal yargı merciileri önünde sözleşmeyle güvence altına alınan haklara aykırı karar verilmesi durumunda AİHM sine başvurulacağını vurgulamak-talep etmek gibi bir husus olmadığı gibi bu bir uslup hatası da olacaktır.fakat elbette yargılama aşamasında sözleşmeyle veya protokolllerle güvenceye alınmış hakların ihlalini, içtihatlarla ,yada yargılam sürecinde çeşitli şekillerde talep etmek mümkün ve hatta gereklidir.Uzun yıllardır devam eden ve hâla derdest
kadastro dosyaları için başvuruda bulundum başvuru kabul edildi , bir kısmından tazminat dahi alındı ama Strazburg dan "neden yargılama esnasında, makul sürede yargılanma ilkesi ihlal edildiğini belirtip AİHM e gideceğinizi söylemediniz " diye bir cevap gelmedi .İmzacı devletler sözleşmeye riayet etme külfetini tahmil ederler ki; bu bizde anayasal bir düzenlemedir.Anayasayla tanzim edilmiş ve yargısal mercilerin evleviyetle uymakla mükellef oldukları bir hususun ,ayrıca anımsatılması lüzumsuzdur. Aksi bir durum zaten sözleşmeyi ihlal anlamına gelir ki bunu ayrıca izah etmeye gerek yok. |
22-05-2009, 18:56 | #18 |
|
Aşağıda bir kararı daha bilginize sunuyorum, yine burada da özü itibariyle ileri sürme şartı var.
Cardot/Fransa, 19.03.1991, 11069/84 "KABULEDİLEBİLİRLİK KRİTERLERİ--iç hukuk yollarının tüketilmesi--adil yargılanma hakkı--asgari sanık hakları--tanık sorgulama hakkı--duruşmada sorgulanamayan tanık ifadesi--tanığın önceki ifadesine dayanan mahkumiyet--Mahkeme'ye göre iç hukuk yollarını tüketme kuralı aşırı bir biçimselcilikle uygulanmaması gerektiği halde, başvurucunun da kendisi hakkında iç hukukta verilen kararlar aleyhine itiraz imkanı tanıyan iç hukuk yollarını kullanması gerekir. Yine bu kurala göre Strasbourg organları önünde iddia edilebilecek şikayetlerin özü itibariyle öncelikle ulusal mahkemeler önünde ileri sürülmüş ve iç hukuktaki usullere ve sürelere uyulmuş olması gerekir. Sözleşme'nin ihlalini engelleyebilecek olan iç hukuktaki bütün usul araçlarının kullanılmış olması gerekir. Olayda başvurucu ilk derece mahkemesi önünde eski suç ortaklarının ifadelerinin alınması talebinde bulunmamıştır. Bu tür bir delilin elde edilmesi için Üst Mahkemeye de başvuru yapılmamıştır. Strasbourg Mahkemesi önündeki dosyadan başvurucuyu tanıkların dinlenmesi talebinde bulunmaktan alıkoyan özel bir sebep bulunduğu anlaşılamamaktadır. Başvurucu iddia ettiği ihlallerin meydana gelmesinin önlenmesi veya düzeltilmesi için Fransız mahkemelerine Sözleşme'nin (eski) 26. maddesinin aradığı fırsatı vermediğinden, olayda iç hukuk yollarının tüketilmediği itirazının kabulü gerekir. Bu gerekçeyle--Md 35(1): itirazın kabulüne" http://ihami.anadolu.edu.tr/aihmgoster.asp?id=260 Yani AİHM, AİHM'e başvurucam tehdidi aramıyor, sadece ileri sürülen hak ihlalini ulusal hukukta ileri sürmek gerektiğini berlitiyor. AİHS'in maddesini belirtmek şart olmasa dahi örneğin ulusal makamlar önünde, uzun süren bir tutukluluğun özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali olduğunu belirtmek yeterlidir kanımca. Yoksa bunun AİHS'in 5.maddesinin ihlali olduğu şartı aramak AİHM'in kabul edilebilirlik kriterlerini ağırlaştıran bir durum olur. |
22-05-2009, 22:31 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle kusura bakmayın geç cevap veriyorum.Bugün staj eğitim seminerinde arkadaşın(Sy.Hasan Büyükavcı) hatırlatması üzerine sorunuzdan haberdar oldum. Sy.Aladağ haklısınız, söz konusu madde "öztüketme" koşulunu doğrudan içermemekte. Diğer cevap veren meslektaşların belirttiği gibi içtihatlarla oluşmuş bir koşul. Hem fakültede hem de staj eğitiminde "öztüketme" koşulunun üzerinde çok duruldu. Alıntı yaptığım paragrafı da aslında avukatların bu konuda çekinmemeleri gerektiğini daha iyi anlattığı için vermek istemiştim. 35.maddeyi doğrudan dayanak göstermesi yanlış bir ifade olmuş katılıyorum. Şuanda kendi bilgisayarım olmadığı için alıntı yaptığım çalışma hakkında yarın bilgi vereyim.Hatta size yollayayım o çalışmayı.powerpoint ile hazırlanmış. İçtihatları paylaşan Sy.Erkan Şenses'e de ayrıca teşekkür ediyorum. Buara 1-2 ay önce Aihm'e yaptığımız bir başvuruda "öztüketme" koşulunun mevcut olmadığını da belirtmek isterim Şansımızı denedik, sonucu merakla bekliyorum.. |
23-05-2009, 10:15 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Yaptığım alıntı; Avukatların AİHS Konusunda Aşamalı Eğitimleri Projesi kapsamında hazırlanan sunulardan, Av.Mustafa Cinkılıç'ın "AİHM ve Bireysel Başvuru" başlıklı sunusundan imiş. TBB sitesinden de bu konuda daha fazla çalışmaya ulaşabilirsiniz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Temyiz Dilekçesinde Düzelterek Onama Talep Edilebilir Mi? | SINIRSIZ | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-01-2014 10:37 |
AİHM ve Maddi/Manevi Tazminat Miktarının Belirtilmesi | Yerleşik Yabancı | Meslektaşların Soruları | 4 | 09-08-2008 22:11 |
ihtarnamede belirtilmesi çok gerekli mi? Çok acillll!! | av_sibelll | Meslektaşların Soruları | 3 | 16-06-2008 12:33 |
Dilekçede açılamalar ve netice bölümünde farklı faiz başlangıcınn tarihi belirtilmesi | johnross | Meslektaşların Soruları | 6 | 05-06-2008 14:07 |
Temyiz dilekçesinde maddi hata bulunması | tolga | Meslektaşların Soruları | 6 | 17-10-2007 21:50 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |