Eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez

Yargıtay , karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi sözleşmeye bağlamalarının beklenemeyeceğine karar verdi.

Yargıtay , bu gerekçeyle evlilik süresince çalışan kadının edinilen mallardan pay alması gerektiğini belirtti.

ANKARA (ANKA)- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi , çiftlerin evlilikleri süresince ortak birikimleriyle edindikleri malların paylaşılması gerektiğine karar verdi. Eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi sözleşmeye bağlamlarının beklenemeyeceğini belirten Yargıtay , sözleşme yapılmadan da çiftlerin evlilik süresince edindikleri malları paylaşmaları gerektiğine karar hükmetti.

Boşandıktan sonra birbirleri aleyhine alacak davası açan karı koca ile ilgili Yargıtay 13. Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı. Eşlerin, evlilik birliği içinde birlikte satın almış oldukları taşınmazın davalı koca adına kayıtlı olması nedeniyle dava açıldı. Taşınmazın yarı hissesinin veya sürüm değerinin yarısının kendisine verilmesini talep etti.

Davalı koca, taşınmazı kendi imkanları ile satın aldığını, davacının katkısının bulunmadığını talep ederek davanın reddini istedi. Mahkeme, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde birlikte alındığı iddiasının resmi bir sözleşme ile kanıtlanması gerektiğini belirterek, davacının resmi bir sözleşme ibraz edememesi nedeniyle davanın reddine karar verdi.

Mahkemenin verdiği red kararının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi , mahkemenin kararını bozarak kadınları sevindirecek bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: `Evlilik birliği içinde ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları da beklenemez. Davacı, taşınmazın satın alınmasındaki katkı payı oranında tazminat isteminde bulunmuş olup, dosya sunulan belgelerden davacının evlilik birliği devam ederken çalıştığı ve gelirinin de olduğu göz önünde bulundurularak, bu konudaki tanık dahil tüm delilleri toplanıp, davacının katkısı belirlenip sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece resmi şekilde yapılmış sözleşmenin ibraz edilemediğinden bahisle yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.`

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/2007/10/18/son/sontur06.asp

Her ne kadar 2002'den önce de olsa ben Yargıtay'ın şöyle bir kararını da hatırlıyorum.

Yargıtay'dan kadınları üzecek karar
Yargıtay, ev kadınlarını üzecek bir karara imza attı. "Kadının yemek, temizlik yapması ve çocukların bakımını üstlenmesi, mal edinimine katkı sayılamaz" kararı veren Yargıtay, yerel mahkemenin boşanan kadının "evlilikte edinilen mallardan katkı payı" alması kararını bozdu.

FATMA A. ve Mehmet A. çifti, şiddetli geçimsizlik nedeniyle karşılıklı boşanma davası açtı. Davaya bakan Ankara 5. Aile Mahkemesi, boşanma kararı verdi. Hakim Şerafettin Şanver, evlilik sürecinde edindikleri mallardan katkı payı talebinde bulunan Fatma A’nın bu talebini de uygun buldu. Hakim Şanver, evlilik sürecinde alınan ev ile otomobilden kadına belli bir oranda katkı payı verilmesine karar verdi.

YARGITAY BOZDU

Ancak davalı koca Mehmet A. kararı "katkı payı" yönünden temyize götürdü. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi dosyayı inceledikten sonra yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar verdi. 2. Hukuk Dairesi’nin, ev kadınlarının ev işleriyle uğraşmalarının mal edimine katkı sağlamayacağı sonucuna vardı. Yargıtay kararında şöyle denildi:"Dinlenen tanıklar, davalı kadının 2000 yılında hediyelik eşya yapıp sattığını, zaman zaman da temizliğe gittiğini ifade etmişlerdir. Davacının davalıya ait evin ve otomobilin edinilmesine katkıda bulunduğuna ilişkin bir beyan ya da delil bulunmamaktadır. Kadının ev kadını olarak evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olması, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi anlamında katkı sayılamaz. O halde isteğin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç olarak, hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir."

Yargıtay’ın bozma kararının ardından dosya yeniden Ankara 5. Aile Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, önümüzdeki günlerde dava ile ilgili kararını verecek. Mahkeme kararında direnirse son sözü Yargıtay Genel Kurulu söyleyecek.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6847220.asp?m=1