Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Müvekkilin Avukatı Şikayeti - Teminat alındığı iddiası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-08-2010, 15:49   #1
xploide

 
Varsayılan Müvekkilin Avukatı Şikayeti - Teminat alındığı iddiası

Sevgili meslektaşlarım şikayetler her zaman olduğu gibi başımızı ağrıtmaya devam ediyor. Geçen yıl itibarı ile boşanma davasını aldığımız masraflar hariç 1500,00-tl vekalet ücretine anlaştığımız bir müvekkilimiz var. Daha sonradan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ve ilgili tespit masraflarına ilişkin olarak müvekkille sözleşmemize ek konulmuş ve vekalet ücretinin toplam 2500.00-tl olacağı kararlaştırılmıştı. Dava devam ederken aylık 750 tl tedbir nafakasına lehimize olmak üzere karar verildir. İlamsız takip yolu ile takibe geçerek takibi kesinleştirdik ve davalı eşin maaşına nafaka miktarı kadar haciz koyduk. Ancak kurumundaki bir gecikmeden dolayı para yaklaşık 2 ay geç geldi. Bu süreçte de müvekkil büromuza gelrek sorun çıkarttı icra dairelerinde kendi dosyalarından fotokopi istedi ve sair hatta icra müdürlüğünde tartışmamız dahi oldu. Bizde davasına devam edemeyeceğimiz ve ücretimizi vermesini sözleşme gereği istedik. Masraflar hariç 2500 tl ücretimizi zar zor aldık. Ancak müvekkil elinde nereden geldiği belirlenemeyen ve üzeirnde bize ait bir ibare olmayan mahkeme veznelerinden alınan makbuzlara benzer bir makbuzla ortaya çıkarak "avukat benden teminat diyerek 2500 lira aldı" diyerek hakkımızda şikayette bulundu. Şaşırdık kaldık. Bu olay yaklaşık bir yıl önce idi henüz ifadem dahi alınmadı. Netice ne olur acaba saygılar.
Old 27-08-2010, 19:07   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan xploide
Sevgili meslektaşlarım şikayetler her zaman olduğu gibi başımızı ağrıtmaya devam ediyor. Geçen yıl itibarı ile boşanma davasını aldığımız masraflar hariç 1500,00-tl vekalet ücretine anlaştığımız bir müvekkilimiz var. Daha sonradan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ve ilgili tespit masraflarına ilişkin olarak müvekkille sözleşmemize ek konulmuş ve vekalet ücretinin toplam 2500.00-tl olacağı kararlaştırılmıştı. Dava devam ederken aylık 750 tl tedbir nafakasına lehimize olmak üzere karar verildir. İlamsız takip yolu ile takibe geçerek takibi kesinleştirdik ve davalı eşin maaşına nafaka miktarı kadar haciz koyduk. Ancak kurumundaki bir gecikmeden dolayı para yaklaşık 2 ay geç geldi. Bu süreçte de müvekkil büromuza gelrek sorun çıkarttı icra dairelerinde kendi dosyalarından fotokopi istedi ve sair hatta icra müdürlüğünde tartışmamız dahi oldu. Bizde davasına devam edemeyeceğimiz ve ücretimizi vermesini sözleşme gereği istedik. Masraflar hariç 2500 tl ücretimizi zar zor aldık. Ancak müvekkil elinde nereden geldiği belirlenemeyen ve üzeirnde bize ait bir ibare olmayan mahkeme veznelerinden alınan makbuzlara benzer bir makbuzla ortaya çıkarak "avukat benden teminat diyerek 2500 lira aldı" diyerek hakkımızda şikayette bulundu. Şaşırdık kaldık. Bu olay yaklaşık bir yıl önce idi henüz ifadem dahi alınmadı. Netice ne olur acaba saygılar.

Sayın meslektaşım, öncelikle geçmiş olsun.
Bildiğiniz gibi avukatların görev sırasında ya da görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili yasamızın 58 ve devamı maddelerinde özel bir usul vardır. Sizinle ilgili şikayet de Adalet Bakanlığı tarafından değerlendirilecek, soruşturma izni verilmesi halinde beyanınıza başvurulacaktır.
Sözünü ettiğiniz makbuz size ait değilse bir sorun olacağını sanmıyorum. Adalet Bakanlığı soruşturma iznini neredeyse otomatik vermekte ise de, mesajınızdan edindiğim izlenime göre Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nce kovuşturma yapılmasına gerek görülmeyeceğini düşünüyorum. Saygılarımla.
Old 28-08-2010, 14:04   #3
xploide

 
Varsayılan

Sayın Cengiz bey yorum ve düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Saygılar sunarım.
Old 01-12-2011, 01:55   #4
xploide

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım bahsi geçen makbuzun bana ait olmadığı adli tıp incelemesi ile sabit oldu ve savcılık da hakkımda soyut iddia dışında delil bulunmadığından işlem yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Ancak bu kez anladığım kadarıyla adalet bakanlığının emri ile dava açılmasına karar verilmiş ve tck 257/1 görevi kötüye kullanma suçlaması ile hakkımda dava açıldı. Bu konuda yorumlarınıza ihtiyacım var saygılarımla
Old 01-12-2011, 16:20   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan xploide
Sayın meslektaşlarım bahsi geçen makbuzun bana ait olmadığı adli tıp incelemesi ile sabit oldu ve savcılık da hakkımda soyut iddia dışında delil bulunmadığından işlem yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Ancak bu kez anladığım kadarıyla adalet bakanlığının emri ile dava açılmasına karar verilmiş ve tck 257/1 görevi kötüye kullanma suçlaması ile hakkımda dava açıldı. Bu konuda yorumlarınıza ihtiyacım var saygılarımla

Sayın meslektaşım,
Üzülmeyiniz. Açılacak davada beraat eder, sonra da hem sahte evrak düzenlemek hem de iftira suçlarından siz şikayetçi olursunuz.
Old 02-12-2011, 00:13   #6
xploide

 
Varsayılan

Cengiz bey inanın bu konu uykularıma dokunuyor sizin gibi dostlar da olmasa çok zor. Bu meslek kadar saygınlığı ayaklar altına alınmış ve kendi içinde dayanışması olmayan bir meslek görmedim. Yazık
Old 02-12-2011, 09:06   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan xploide
Cengiz bey inanın bu konu uykularıma dokunuyor sizin gibi dostlar da olmasa çok zor. Bu meslek kadar saygınlığı ayaklar altına alınmış ve kendi içinde dayanışması olmayan bir meslek görmedim. Yazık

Öncelikle geçmiş olsun.

Adalet Bakanlığı neredeyse avukat ile ilgili tüm izin taleplerine olumlu cevap veriyor.

Benim başımdan geçen bir olayı kısaca özetlersem sanıyorum sistemin böyle olduğunu anlarsınız ve sabırlı olmak gerektiğine de kanaat getirirsiniz.

2004 yılında bir müvekkile ait ihtarnameyi noterden muhatplarına gönderdim. Muhataplar, kurum ve kurum yetkilisiydi.

İhtardan sonra kurum vekili, ihtar nedeniyle hakaret ve tehdit şikayeti ile hem müvekkil hakkında hem de vekili olarak şahsımdan şikayetçi oldu.

Savcılık avukat olduğum için benim hakkımdaki şikayet nedeniyle Adalet Bakanlığından izin istedi. Bakanlık, suç unsuru görülmediği gerekçesiyle izin vermedi.

Kurum vekili, Ankara 7.İdare Mahkemesine başvurup, Adalet Bakanlığının izin vermediği işleminin iptalini dava etti. ( Bu dava tarafıma ihbar edilmedi)

Ankara 7. İdare Mahkemesi Adalet Bakanlığının izin vermeme kararını iptal etti. Adalet Bakanlığı karara uydu ve izin verdi.

Dosya İstanbula geldi, Savcılık Son Soruşturmanın açılmasına izin istedi.

Ağır Ceza mahkemesi, ihtarnamede suç unsuru olmadığı ve avukatlık görevinin gereği yapıldığı gerekçesiyle (oybirliği ile) talebi reddetti.

Kurum vekili bu karara da itiraz etti. En yakın yerdeki Ağır Ceza Mahkemesi itirazı değerlendirdi ve izin vermeme kararının doğru olduğunu belirterek, "itirazı reddetti"

Dosya kapandı sandım…


Aradan yaklaşık 2 yıl geçti. Bir gün bir tebligat geldi.

Adalet Bakanlığı Yazılı Emirle Son soruşturmaya yer olmadığına dair kararı bozduğunu, "suçun olup olmadığını son soruşturma kararı verildikten sonra asıl mahkemesinin vereceğini" gerekçe gösteriyordu. (Son Soruşturma talebini inceleyen mahkeme neyi inceliyor açıkçası anlaşılmıyor bu gerekçeden)

Ya sabır çektim ve her şerde bir hayır vardır demeye başladım.

Derken Mahkeme bu defa yazılı emirle bozmaya uydu ve hakkımda Ağır Ceza Mahkemesinde konusu suç teşkil etmeyen ihtar nedeniyle dava açıldı.

Bu arada müvekkilim aynı şikayet ve ihtar nedeniyle yargılandı, beraat etti ve karar kesinleşti. Ben hala aynı ihtar için yargılanıyorum…

Mahkemenin ilk duruşmasına katıldım, savunmamı tekrar ederek, verdim.. Müvekkilimim beraat ettiğini de söyledim. Dosya numarasını istediler onu da verdim...

Mahkeme müvekkilin beraat kararını istemek üzere duruşmayı erteledi. 2. Duruşmada beraatime karar verildi.

Kurum vekili Temyiz etti. Savcı temyiz etmedi. Halen Yargıtay'da. İnternetten baktığımda Yargıtay Başsavcılığı lehime Onama istemiş.

Bekliyorum halen…

Yani suç yoksa yorulursun üzülürsün, hatta kırılırsın ama neticede olay aydınlanır.

Not: Bu dosyayı torunlarıma anlatacağım bir anı olarak saklıyorum.
Old 02-12-2011, 09:30   #8
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan xploide
Sayın meslektaşlarım bahsi geçen makbuzun bana ait olmadığı adli tıp incelemesi ile sabit oldu ve savcılık da hakkımda soyut iddia dışında delil bulunmadığından işlem yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Ancak bu kez anladığım kadarıyla adalet bakanlığının emri ile dava açılmasına karar verilmiş ve tck 257/1 görevi kötüye kullanma suçlaması ile hakkımda dava açıldı. Bu konuda yorumlarınıza ihtiyacım var saygılarımla
Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Öncelikle geçmiş olsun.

Adalet Bakanlığı neredeyse avukat ile ilgili tüm izin taleplerine olumlu cevap veriyor.

Benim başımdan geçen bir olayı kısaca özetlersem sanıyorum sistemin böyle olduğunu anlarsınız ve sabırlı olmak gerektiğine de kanaat getirirsiniz.

2004 yılında bir müvekkile ait ihtarnameyi noterden muhatplarına gönderdim. Muhataplar, kurum ve kurum yetkilisiydi.

İhtardan sonra kurum vekili, ihtar nedeniyle hakaret ve tehdit şikayeti ile hem müvekkil hakkında hem de vekili olarak şahsımdan şikayetçi oldu.

Savcılık avukat olduğum için benim hakkımdaki şikayet nedeniyle Adalet Bakanlığından izin istedi. Bakanlık, suç unsuru görülmediği gerekçesiyle izin vermedi.

Kurum vekili, Ankara 7.İdare Mahkemesine başvurup, Adalet Bakanlığının izin vermediği işleminin iptalini dava etti. ( Bu dava tarafıma ihbar edilmedi)

Ankara 7. İdare Mahkemesi Adalet Bakanlığının izin vermeme kararını iptal etti. Adalet Bakanlığı karara uydu ve izin verdi.

Dosya İstanbula geldi, Savcılık Son Soruşturmanın açılmasına izin istedi.

Ağır Ceza mahkemesi, ihtarnamede suç unsuru olmadığı ve avukatlık görevinin gereği yapıldığı gerekçesiyle (oybirliği ile) talebi reddetti.

Kurum vekili bu karara da itiraz etti. En yakın yerdeki Ağır Ceza Mahkemesi itirazı değerlendirdi ve izin vermeme kararının doğru olduğunu belirterek, "itirazı reddetti"

Dosya kapandı sandım…


Aradan yaklaşık 2 yıl geçti. Bir gün bir tebligat geldi.

Adalet Bakanlığı Yazılı Emirle Son soruşturmaya yer olmadığına dair kararı bozduğunu, "suçun olup olmadığını son soruşturma kararı verildikten sonra asıl mahkemesinin vereceğini" gerekçe gösteriyordu. (Son Soruşturma talebini inceleyen mahkeme neyi inceliyor açıkçası anlaşılmıyor bu gerekçeden)

Ya sabır çektim ve her şerde bir hayır vardır demeye başladım.

Derken Mahkeme bu defa yazılı emirle bozmaya uydu ve hakkımda Ağır Ceza Mahkemesinde konusu suç teşkil etmeyen ihtar nedeniyle dava açıldı.

Bu arada müvekkilim aynı şikayet ve ihtar nedeniyle yargılandı, beraat etti ve karar kesinleşti. Ben hala aynı ihtar için yargılanıyorum…

Mahkemenin ilk duruşmasına katıldım, savunmamı tekrar ederek, verdim.. Müvekkilimim beraat ettiğini de söyledim. Dosya numarasını istediler onu da verdim...

Mahkeme müvekkilin beraat kararını istemek üzere duruşmayı erteledi. 2. Duruşmada beraatime karar verildi.

Kurum vekili Temyiz etti. Savcı temyiz etmedi. Halen Yargıtay'da. İnternetten baktığımda Yargıtay Başsavcılığı lehime Onama istemiş.

Bekliyorum halen…

Yani suç yoksa yorulursun üzülürsün, hatta kırılırsın ama neticede olay aydınlanır.

Not: Bu dosyayı torunlarıma anlatacağım bir anı olarak saklıyorum.
Halkla iç içe bir meslek icra ederken canı sıkılan, avukatından gereksiz ve dayanaksız şekilde şüphe duyan, suç unsuru taşımadığı halde yine de şikayet etmekte bir sakınca görmeyen müvekkiller ve savunma dokunulmazlığı sınırlarını kesinlikle aşmadığı/hakaret ve iftira niteliğinde olmadığı halde dilekçedeki beyanlardan dolayı meslektaşı hakkında şikayetçi olan avukatlar.. Bu ve benzeri birçok durumda Adalet Bakanlığı'nın hiç inceleme dahi yapmadan soruşturma izni verdiği çok sayıda örnek mevcut.
Old 02-12-2011, 09:45   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Halkla iç içe bir meslek icra ederken canı sıkılan, avukatından gereksiz ve dayanaksız şekilde şüphe duyan, suç unsuru taşımadığı halde yine de şikayet etmekte bir sakınca görmeyen müvekkiller ve savunma dokunulmazlığı sınırlarını kesinlikle aşmadığı/hakaret ve iftira niteliğinde olmadığı halde dilekçedeki beyanlardan dolayı meslektaşı hakkında şikayetçi olan avukatlar.. Bu ve benzeri birçok durumda Adalet Bakanlığı'nın hiç inceleme dahi yapmadan soruşturma izni verdiği çok sayıda örnek mevcut.

Ben, bu noktada (özellikle benim hakkımda şikayette bulunan) meslektaşlarıma hiç kızmadım, kırılmadım. Çünkü bağımsız değiller, talimat ile hareket etmek zorundalar, bunu görüyorum, biliyorum.

(Bu noktada yeri gelmişken; bağımlı avukatlığın Serbest avukatlık kavramı ile hiçbir ilgisi olmadığı ortada bulunduğundan, Avukatlık Kanununun 1.maddesinin "Bağımlı çalışmayan avukatlar serbest meslek mensubudur." şeklinde düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum.)
Old 02-12-2011, 09:53   #10
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Ben, bu noktada (özellikle benim hakkımda şikayette bulunan) meslektaşlarıma hiç kızmadım, kırılmadım. Çünkü bağımsız değiller, talimat ile hareket etmek zorundalar, bunu görüyorum, biliyorum.

(Bu noktada yeri gelmişken; bağımlı avukatlığın Serbest avukatlık kavramı ile hiçbir ilgisi olmadığı ortada bulunduğundan, Avukatlık Kanununun 1.maddesinin "Bağımlı çalışmayan avukatlar serbest meslek mensubudur." şeklinde düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum.)
Sayın DİKİCİ;

Müvekkilinin hiçbir talebi olmadığı halde meslektaşını zor duruma düşürmek gibi kötü bir niyetle hareket ederek şikayetçi olan avukatlar da -maalesef- var ve kastettiğim ziyadesiyle bu durum idi.
Old 02-12-2011, 20:47   #11
ilkay efe

 
Varsayılan

Bu meslek kadar saygınlığı ayaklar altına alınmış ve kendi içinde dayanışması olmayan bir meslek görmedim. Yazık

Katılıyorum. Sosyalist değilim ama meslektaşlarımız arasında sınıf bilinci o kadar az ki.
Old 11-06-2013, 19:44   #12
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Öncelikle geçmiş olsun.

Adalet Bakanlığı neredeyse avukat ile ilgili tüm izin taleplerine olumlu cevap veriyor.

Benim başımdan geçen bir olayı kısaca özetlersem sanıyorum sistemin böyle olduğunu anlarsınız ve sabırlı olmak gerektiğine de kanaat getirirsiniz.

2004 yılında bir müvekkile ait ihtarnameyi noterden muhatplarına gönderdim. Muhataplar, kurum ve kurum yetkilisiydi.

İhtardan sonra kurum vekili, ihtar nedeniyle hakaret ve tehdit şikayeti ile hem müvekkil hakkında hem de vekili olarak şahsımdan şikayetçi oldu.

Savcılık avukat olduğum için benim hakkımdaki şikayet nedeniyle Adalet Bakanlığından izin istedi. Bakanlık, suç unsuru görülmediği gerekçesiyle izin vermedi.

Kurum vekili, Ankara 7.İdare Mahkemesine başvurup, Adalet Bakanlığının izin vermediği işleminin iptalini dava etti. ( Bu dava tarafıma ihbar edilmedi)

Ankara 7. İdare Mahkemesi Adalet Bakanlığının izin vermeme kararını iptal etti. Adalet Bakanlığı karara uydu ve izin verdi.

Dosya İstanbula geldi, Savcılık Son Soruşturmanın açılmasına izin istedi.

Ağır Ceza mahkemesi, ihtarnamede suç unsuru olmadığı ve avukatlık görevinin gereği yapıldığı gerekçesiyle (oybirliği ile) talebi reddetti.

Kurum vekili bu karara da itiraz etti. En yakın yerdeki Ağır Ceza Mahkemesi itirazı değerlendirdi ve izin vermeme kararının doğru olduğunu belirterek, "itirazı reddetti"

Dosya kapandı sandım…


Aradan yaklaşık 2 yıl geçti. Bir gün bir tebligat geldi.

Adalet Bakanlığı Yazılı Emirle Son soruşturmaya yer olmadığına dair kararı bozduğunu, "suçun olup olmadığını son soruşturma kararı verildikten sonra asıl mahkemesinin vereceğini" gerekçe gösteriyordu. (Son Soruşturma talebini inceleyen mahkeme neyi inceliyor açıkçası anlaşılmıyor bu gerekçeden)

Ya sabır çektim ve her şerde bir hayır vardır demeye başladım.

Derken Mahkeme bu defa yazılı emirle bozmaya uydu ve hakkımda Ağır Ceza Mahkemesinde konusu suç teşkil etmeyen ihtar nedeniyle dava açıldı.

Bu arada müvekkilim aynı şikayet ve ihtar nedeniyle yargılandı, beraat etti ve karar kesinleşti. Ben hala aynı ihtar için yargılanıyorum…

Mahkemenin ilk duruşmasına katıldım, savunmamı tekrar ederek, verdim.. Müvekkilimim beraat ettiğini de söyledim. Dosya numarasını istediler onu da verdim...

Mahkeme müvekkilin beraat kararını istemek üzere duruşmayı erteledi. 2. Duruşmada beraatime karar verildi.

Kurum vekili Temyiz etti. Savcı temyiz etmedi. Halen Yargıtay'da. İnternetten baktığımda Yargıtay Başsavcılığı lehime Onama istemiş.

Bekliyorum halen…

Yani suç yoksa yorulursun üzülürsün, hatta kırılırsın ama neticede olay aydınlanır.

Not: Bu dosyayı torunlarıma anlatacağım bir anı olarak saklıyorum.


Değerli meslektaşım benimle ilgili olarak ta Bakanlık izin vermedi hukuki ihtilaf dedi karşı taraf idare Mahkemesinde dava açtı tüm bu noktaya yaklaşık 6 sene içinde gelindi İdare Mahkemesi'nin bu izin vermeme kararlarını bozma yüzdesi/olasılığı yüksek midir zira ben 6 sene daha bekleyecek güçte hissetmiyorum kendimiBu arada davanın bize ihbarı gerekiyor mu dava içeriğini öğrenmek ve örnek almak için nasıl bir yol izlemeliyim?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim'in Avukatı, Avukatın Hakimi Şikayeti duha Hukuk Sohbetleri 79 11-10-2011 15:51
Bankanın teminat mektubundan kaynaklanan risk iddiası eke Meslektaşların Soruları 1 17-07-2010 22:32
Hakimin Yanıltması - Temyiz Süresinin Kaçırılması - Sanığın Avukatı Şikayeti bahar kesici Meslektaşların Soruları 42 28-07-2009 22:37
vekillikten çekilme-müvekkilin avukatı ibrası avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 2 23-03-2009 12:08
teminat senedi iddiası, ödeme niteliğinde bono serdarserdar Meslektaşların Soruları 3 21-11-2008 12:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04871988 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.