Karakolda polisten avukatlara ateş

Şırnak Barosuna kayıtlı iki avukata, karakolda bir polis tarafından ateş açıldı. Polis memuru, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.

ŞIRNAK - Şırnak Barosu Başkan Yardımcısı İdris Tanış, olayın avukat Hüseyin Cihan’ın bir trafik suçu nedeniyle çağrıldığı Şehit Mehmet İşler Polis Karakolu’nda meydana geldiğini açıkladı.



Avukat Cihan’ın, karakola, beraberinde avukat Serhat Kadırhan ile gittiğini ifade eden Tanış, şunları söyledi:

“Şehit Mehmet İşler Polis Karakolu’nda, meslektaşlarımız avukat Hüseyin Cihan ve avukat Serhat Kadırhan’a, aynı karakolda görevli polis memuru B.Ö. tarafından öldürme kastıyla ateş açılmış, arkadaşlarımız şans eseri olaydan yara almadan kurtulmuşlardır. Vatandaşın can ve malını korumakla görevlendirilen bir polis memurunun, fütursuzca karakolun içinde böyle bir eyleme girişmesinin savunulur hiçbir tarafı olamaz. Olayı nefretle kınıyoruz. Eylemi gerçekleştiren polis memurunun görevden alınması ve tutuklanması hukuk devletinin gereğidir.”

AVUKATLAR OLAYI ANLATTI
Avukat Hüseyin Cihan da polis memuru hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.

Diğer avukat Serhat Kadırhan ise karakolda tartıştıkları polis memurunun üzerlerine 3-4 el ateş ettiğini belirterek, “Karakolda, arkadaşım Hüseyin Cihan ile bir polis memuru tartıştı. Polis memuruna bu şekilde davranmaması gerektiğini söyledim. Benimle de tartışmaya başladı. Ben de sicil numarasını istedim. Vermedi ve bir arbede yaşandı. Arbede sırasında polis memuru silahına davrandı ve o esnada kaçan bir kişinin üstüne bir el ateş etti. Cam kurşun geçirmez olduğundan isabet ettiremedi. Daha sonra silahını bize doğrultarak 3-4 el ateş etti. Bu arada, bir polis memuru onu durdurmaya çalışıyordu” diye konuştu.

POLİS MEMURU TUTUKLANDI
Yaşanan gelişmelerin ardından, avukatlar Cihan ve Kadırhan, polis memuru B.Ö. hakkında suç duyurusunda bulundu. Gözaltına alınan B.Ö, adliyeye sevk edildi.

Savcılıkta ifade veren polis memuru B.Ö, nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Kaynak : ntvmsnbc.com

Polis; ne yazık ki namludan çıkan kurşunların mahkemede hesabının sorulduğu süreçte, kendisinin hangi meslek grubu tarafından savunulacağını düşünemiştir. Savunma kutsaldır, fakat meslektaşlarımız yara almadan kurtulmuş ise de bu kutsiyet nicedir çok ağır yaralar almıştır, almaktadır..

Saygılarımla..

geçmişler olsun Allah herkese akıl fikir versin.. saygılarımla

Alıntı: Yazan AV.HARUN UYANIKOĞLU geçmişler olsun Allah herkese akıl fikir versin.. saygılarımla

Tövbe haşa Allah'ın da işi zor. İnsanlık iyice zıvanadan çıktı.

Öncelikle meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum.

Ben CMK nöbetçisi olduğum zamanlarda karakollara,emniyet müdürlüğündeki çeşitli şubelere yalnız gitmiyorum.Jandarmaya yalnız gidiyorum.

Niçin?Diye soracak olursanız?İşte bu anlatılan olayların maktülü omamak için.Olursam da hiç olmazsa olayları arkada anlatacak birileri olsun diye.Niyazi olmayayım diye.

Polisin hele karakolda bir avukata silah çekip ateş etmesinin savunulacak bir tarafı olamaz.

Olayda meslektaşımız müşteki ve mağdurdur.Tez elden Şırnaktaki meslektaşlarımız olayı üstlenmelidirler.Soruşturma evrağını günü gününe takip etmelidirler.

Polisin savunulmasına gelecek olursak;Polisi kim savunursa savunsun o avukat afaroz edilmelidir.İsmi açıklanmalıdır.Polisi savunan avukat kimdir bilmemiz gerek Avukata saldırana bu avukatlık mesleği ve örgütü savunma hizmeti vermemelidir

Alıntı: Polisin savunulmasına gelecek olursak;Polisi kim savunursa savunsun o avukat afaroz edilmelidir.İsmi açıklanmalıdır.Polisi savunan avukat kimdir bilmemiz gerek Avukata saldırana bu avukatlık mesleği ve örgütü savunma hizmeti vermemelidir

Avukatların adaleti savunduğu kabul edilerek suçun ne olduğuna bakılmaksızın sanığın yanında yer alınmalıdır.

Suçun avukata karşı işlenmiş olması nedeniyle sanığın savunmasız bırakılması avukatlığın kamu hizmeti niteliğine aykırı düşer. Kamu hizmeti verilirken vatandaşlar arasında ayırım yapılmaz.

Avukatın işi kabul etmeme özgürlüğü bulunmaktadır ama bu özgürlük kullanılırken kin, nefret, intikam gibi hukuk dışı ilkel duygular etken olmamalıdır. Avukatlar ellerindeki savunma yetisini kendilerine ayrıcalık yaratmak üzere kullanmamalıdır. Avukatlık öylesine bir meslektir ki avukat ayrıcalığa ihtiyaç duymaz.

"Herkesin savunulmaya hakkı vardır" kuralının istisnası yoktur.

Saygılarımla

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Avukatların adaleti savunduğu kabul edilerek suçun ne olduğuna bakılmaksızın sanığın yanında yer alınmalıdır. Suçun avukata karşı işlenmiş olması nedeniyle sanığın savunmasız bırakılması avukatlığın kamu hizmeti niteliğine aykırı düşer. Kamu hizmeti verilirken vatandaşlar arasında ayırım yapılmaz. Avukatın işi kabul etmeme özgürlüğü bulunmaktadır ama bu özgürlük kullanılırken kin, nefret, intikam gibi hukuk dışı ilkel duygular etken olmamalıdır. Avukatlar ellerindeki savunma yetisini kendilerine ayrıcalık yaratmak üzere kullanmamalıdır. Avukatlık öylesine bir meslektir ki avukat ayrıcalığa ihtiyaç duymaz. "Herkesin savunulmaya hakkı vardır" kuralının istisnası yoktur. Saygılarımla

Sayın Konyalı'nın haklı görüşüne bir ekleme yapmak istiyorum. Meslek kurallarımıza göre de "Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasındaki anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır."

Sanık suçlu demek değil üzerine suç isnat edilen kişidir. buradan hareketle sırf bir avukata yönelik sanık pozisyonunda olmak savunmadan yoksun bırakılmaya sebep değildir.

Eger bir kişi aleyhinde işlediği iddia edilen suçun özelliğinden dolayı savunma hakkıyoktur diyorsak yargısız infazı biz yapmış oluruz..bırakalım yargılamayı mahkemeler infazını da infaz kurumları yapsın.

bireysel olarak böyle bir davayı alıp almamaksa her avukatın kendi değer yargıları ve vicdanı ile alakalı olarak değişebilir ve elbette her iki yöndeki karara da saygı duyulmalıdır.

Neden olmasın.

Alıntı: Yazan duyurucu1 Öncelikle meslektaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Ben CMK nöbetçisi olduğum zamanlarda karakollara,emniyet müdürlüğündeki çeşitli şubelere yalnız gitmiyorum.Jandarmaya yalnız gidiyorum. Niçin?Diye soracak olursanız?İşte bu anlatılan olayların maktülü omamak için.Olursam da hiç olmazsa olayları arkada anlatacak birileri olsun diye.Niyazi olmayayım diye. Polisin hele karakolda bir avukata silah çekip ateş etmesinin savunulacak bir tarafı olamaz. Olayda meslektaşımız müşteki ve mağdurdur.Tez elden Şırnaktaki meslektaşlarımız olayı üstlenmelidirler.Soruşturma evrağını günü gününe takip etmelidirler. Polisin savunulmasına gelecek olursak;Polisi kim savunursa savunsun o avukat afaroz edilmelidir.İsmi açıklanmalıdır.Polisi savunan avukat kimdir bilmemiz gerek Avukata saldırana bu avukatlık mesleği ve örgütü savunma hizmeti vermemelidir

Şırnak barosu gibi doğuda yer alan birçok baro bu konularda çok hassas olduğunu söylemek isterim.Şırnak barosundan hiçbir avukat bu talihsiz olay karşısında şüpheliyi savunmayacaktır.

Polise taş atan çocukları 27 yıldan yargılayanlar, umarız olayı soyut birkaç kelimeyle para cezasına çevirmezler.

Alıntı: Yazan membalik umarız olayı soyut birkaç kelimeyle para cezasına çevirmezler

Erken öten horozu keserler. Yargılama yapılmadan verilen ceza adalet duygusunu uyandırmaz; tam tersine rahatsız eder.

Mahkemece karar verilene kadar suçsuz kabul edilmesi gereken şüpheli hakkında, olayı bile bilmeden, şimdiden en ağır cezayı talep etmek hukuka aykırı düşer. Adalet keşke bu kadar kolay olsaydı.

Alıntı: Yazan Av.Barış Şırnak barosu gibi doğuda yer alan birçok baro bu konularda çok hassas olduğunu söylemek isterim.Şırnak barosundan hiçbir avukat bu talihsiz olay karşısında şüpheliyi savunmayacaktır.

Hassasiyet gösterilecekse, hemşeri dayanışmasından önce, hukuk kurallarına ve meslek kurallarına gösterilmelidir.

Saygılarımla

Mahkemece verilen tutuklama kararı, kuvvetli şüpheyi içermekle beraber nihai hükmün kesinleşmesine kadar şüphelilerin masum olduğu karinesi yürüyecektir.

Ancak; her ne sebeple olursa olsun, polisin meslektaşımıza ateş etmesi eylemi hukuka uygunluk nedenleri olmaksızın icra edilmişse, failin ve fiilin bu konuda bizlerin tepkisini alması doğaldır ve daima kınanmalıdır..


Saygılarımla.

Avukatlar, mesleklerine ve meslektaşlarına karşı işlenen suçlarda bile görevlerinin yapmalıdırlar. Meslek yeminimizi anımsayınız.

savunma hakkı kutsaldır. bir suçun avukata, hakime veya savcıya karşı işlenmesi savunma hakkının istisnasını teşkil etmemelidir. ancak somut olayımızda sadece şırnak barosu değil; bütün bölge baroları hatta barolar birliğinin müdahil olması gerekir. burada hem meslektaşlarımızı hem de mesleğimizi savunmak mecburiyetindeyiz. hem avukatlık mesleğinin bir gereği, hem de meslek dayanışması olarak olaya bakıyorum.

Olayda, "savunmanın kutsallığı" meslek ilkesi ile, "yaşama hakkının kutsallığı" karşı karşıya gelmektedir. Elbette savunma kanadını teşkil etmeden, adaleti ve hakkaniyeti sağlamak söz konusu olamaz.

En kötü ihtimalle, şüpheli öldürme veya yaralama kastıyla hareket etmişse, lehe olan hususlar göz önüne alınacaktır. Bu da ceza indirim nedenleri ve sair hususlardır.

Ancak, kasten öldürmeye teşebbüs veya kasten yaralama niyetinin sabitliği anlaşıldığı vakit, şüphelinin cezalandırılarak kamu vicdanın rahatlatılması gerekmektedir.

Saygılarımla.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Erken öten horozu keserler. Yargılama yapılmadan verilen ceza adalet duygusunu uyandırmaz; tam tersine rahatsız eder. Mahkemece karar verilene kadar suçsuz kabul edilmesi gereken şüpheli hakkında, olayı bile bilmeden, şimdiden en ağır cezayı talep etmek hukuka aykırı düşer. Adalet keşke bu kadar kolay olsaydı. Hassasiyet gösterilecekse, hemşeri dayanışmasından önce, hukuk kurallarına ve sonra meslek kurallarına gösterilmelidir. Saygılarımla

Sayın konyalı
Burada hemşeri dayanışması değil meslektaş dayanışması vardır.Emin olun Türkiyenin hiçbir yerinde bu denli bir dayanışma görülmez.Daha önce'de Adana'da Adliye çıkışı şehit edilen bir Avukat arkadaşımızı (haberden okumuştum) Adana barosundan hiç kimse savunmamış ve il dışından bir avukat arkadaş savunmuştu.

emin olun Avukat denilince özelliklede bu bölgede bu zihniyetlerin aklına vatan hainliği gelmektedir.Siz bu zihniyeti savunmak isterseniz siz bilirsiniz ama bu şekilde mesleğe sıkılan kurşunu ben savunmam,savunmak isteyeni de kınarım.Unutmayın bu kurşunlar yarın size de sıkılabilir!

Hukuku hiçe sayarak yapılan bu eylemin savunulacak bir yanı olamaz...

Sayın Av.Barış

Duygusal bir bölgede yaşıyorsunuz. Mesajlarınızı bu duygusallık çığı altında ''hassasiyetle'' yazmanızı anlayabiliyorum. Ancak yine de hassasiyetin adalet duygusundan uzaklaşmasına izin vermemek gerek.

Bir zihniyetin yanlışını tekrarlayanların yaptığı da başka bir ''zihniyet'' oluşturur. Yapılan yanlış avukatı müvekkiliyle özdeşleştirmektir.

Alıntı: Siz bu zihniyeti savunmak isterseniz siz bilirsiniz

Avukatı müvekkiliyle birlikte sanık sandalyesine oturtma yanlışını siz de yapmayın. Avukat hiç bir zaman zihniyeti savunmaz.

Alıntı: ama bu şekilde mesleğe sıkılan kurşunu ben savunmam,savunmak isteyeni de kınarım.

Meslek kurallarına uygun davranılmazsa da mesleğe kurşun sıkılmış olur. Sanık avukatını müvekkiliyle özdeşleştirmekle de mesleğe kurşun sıkılmış olur. Avukatlık mesleğine bir polis kurşun sıkarsa sadece suç işlemiş olur. Ama avukatlık mesleğine bir avukat kurşun sıkarsa intihar etmiş olur.

Alıntı: Unutmayın bu kurşunlar yarın size de sıkılabilir!

Kurşunun kime sıkıldığı önemli değil. Burada tartıştığımız konu mağdurun uğradığı haksızlık değil, sanık avukatının uğradığı haksızlık.

Alıntı: Hukuku hiçe sayarak yapılan bu eylemin savunulacak bir yanı olamaz...

Sanık hukuku hiçe sayabilir. Ama avukatlar hukuku hiçe sayamaz. Hukuku hiçe sayarak sanığı savunmasız bırakmak kısas sayılır. Halbuki adalet intikamdan daha fazla bir anlam taşımalı.

Vurulan avukat da olsa adalet yerini bulmalı. Adalet aranırken mahkemede bir de sanık avukatı bulunmalı. Yoksa avukatların var olma nedeni yok olur.

Saygılarımla

Sayın Konyalı,

Avukatlık mesleğinin tarafsız olması gerektiğini,hiçbir zaman ayrım yapmadan sanık-şüpheli-müşteki-mağdur vs çıkarını her koşulda korumamız gerektiğini,avukatın görevini yaparken Siyasi,dini inanç ve görüşlerini bir kenara bırakarak meslek faaliyetini bağımsız ve tarafsız bir biçimde yürütmesi gerektiğini bilir ve savunurum.

yalnız burada başka bir husus var.O kurşun rastgele ateş edilmedi.Avukatların toplumun özellikle belli kesimi tarafından nefret edilen bir meslek dalı olduğu özellikle emniyet mensupları tarafından sıklıkla dile getirilen bir husustur.Özelliklede bu bölgede.Burada işlenen suçlar nedeni ile sanık-avukat deyim yerinde ise aynı kefeye konulmaktadır.Olayın ayrıntısını bilmiyoruz ama o kurşun kişiye değil Mesleğe o meslek örgütünü temsil eden onların tabiri ile biz vatan haini Avukatlara sıkılmıştır.

Kişilerin özelliklede kamu hizmetlerini yerine getirirken tarafsız olması gerektiğine inanırım.görevini tarafsız bir biçimde yerine getirmeyen bir kendini bilmezin nefretle baktığı bir meslek mensubu birisine karşı işlemiş olduğu bu suçu ben savunmam-savunamam.

Çünkü suç kişiye karşı değil,mesleğe yukarıda belirttiğim gibi belirli bir meslek icra ettiğimizden ötürü sıkılmıştır.Nasıl haciz sırasında hayatını kaybeden meslektaşlarımız görevlerinin ifası dolayısı ile bu olay başlarına gelmiş ise bu olayda da benzer durum meydana gelmiştir.

Dolayısı ile böyle bir olayda ben bu kişileri savunmayı doğru bulmuyorum.

sayın av.barış
"bu şekilde mesleğe sıkılan kurşunu ben savunmam," katılyorum-ben de savunamam "savunmak isteyeni de kınarım." katılmıyorum- ben kınamam

Değerli meslektaşımın sonuna kadar yanında olduğumu bilmesini isterim. Benzer bir olay sebebiyle ben de bir ay içinde iki kere gece yarısı polisle tabiri caizse gırtlak gırtlağa geldim, yaklaşık on tane polis etrafımı çevirdiler.Hiçbir şekilde alttan almadım. Yalnız karakoldaki tüm rütbeliler benden özür dilediler öylece kapattık olayı. Bu iki olayda şunu anladım arkadaşlar; polisin bencil tavrına karşılık hissettirmeden anladıkları dilden konuşmak gerekiyor. Anladıkları dili söylememe gerek yok zaten hepimiz biliyoruz. Onlar mesajı alıyor zaten. (Mesleğini layığıyla yapan, yasalarımıza ve insanlara saygılı polis memuru arkadaşları tenzih ederim)