22-03-2007, 15:13 | #1 |
|
Damak zevki ve Hukuk Devleti
Damak tadı dünyanın her yerinde farklıdır. Elbette kişiden kişiye de değişir.
Örneğin bizler genelde ayranı çok tuzlu içeriz. Ayranı bilen ve bizim gibi tuzlu içen başka uluslar var mıdır bilmiyorum… Hukuk devleti olabilmek istenç ve özlemi, damak zevki gelişmiş bir toplumda mı somutlaştırılabilir? Damak zevkiyle hukuk devleti arasında bir ilişki kurulabilir mi? |
22-03-2007, 18:16 | #2 |
|
gecenlerde pakistanli arkadaslarla , onlarin yemeklerinin yapildigi lokantada yemek yedim ve ayrani sekerli ictiklerine tanik oldum (bence pek guzel degildi ama neyse ).
dunyada hukuk sistemini gelismis olarak gordugumuz ulkelerin damak zevklerine ve yemek cesitlerine baktigimizda boyle bir korelasyon goremiyoruz... Ingilizler yemek konusunda belki dunyanin en kotu ulkesiyken hukuk konusunda belki dunyanin en ileri devletine sahip, diger taraftan , benim ozellikle peynir ve saraplarina bayildigim fransizlar , dunyanin belki en harika mutfagina sahipken , hukuk bakimindan da en ileri ulkelerinden biri , hatta fransizca hukuk dili icin en ideal dil kabul ediliyor. ama keske boyle bir baglanti olsaydi, bizim gibi zengin bir mutfaga sahip bir ulke keske ayni oranda hukuk zenginligine de sahip olsaydi, yemek yapmasini ogrendigimiz kadar, hukuk yapmasinda da uzman olabilseydik |
23-03-2007, 17:40 | #3 |
|
Sayın Persona, aslında bir bağlantı yoktur diye düşünüyordum.Ancak yazınızı okuyunca bilimsel olmasada bir bağlantı olabileceğini fark ettim.Bağlantı şu; damak zevki -zevkler göreceli olduğundan mutfak zenginliği desek daha doğru olur belki- ne derece ileriyse hukuk devleti vasıfları o kadar geri.Yani, ters orantı var galiba.
|
23-03-2007, 17:43 | #4 |
|
İçtiniz mi bilmiyorum ama bir de acılı ayran var.Ayranın içine taze acı kırmızı biberi koyuyorlar.Ayran bi süre sonra acı ayran oluyor.Tavsiye ederim.Değişik bir tad.
|
24-03-2007, 13:43 | #5 |
|
Daha kısa ve öz yazayım ben fikrimi;
Doğal hukuk açısından ilgi yoktur ama pozitif hukuk açısından ilgi vardır. Saygılar |
26-03-2007, 22:57 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Selamlar Değerli Üstadım, pozitif hukuklar arasında birbiriyle örtüşmezlik vardır. ama doğal hukuk anlayışında tüm insanlık için geçerli olan bir ortak hukuk varlığı vardır. Mesela kimi yerde ölüm cezası var iken kimi yerde yok gibi, bu inceleme pozitif(mevzuat) hukuk açısındandır yani, olan hukuk. SAYGILARIMLA |
27-03-2007, 19:31 | #7 |
|
gercekten ozur dilerim sayin ustadim..
|
27-03-2007, 19:38 | #8 |
|
ustadim, burada tartistigimiz konu galiba, milletlerin damak zevki ile hukuklari arasinda bir baglanti olup olmadigi idi, eger boyle bir baglanti goruyorsaniz, tezinizi somut orneklerle aciklarsaniz, en azindan uzerinde tartisabilecegimiz bir imkan yaratmis olursunuz.
saygilar. |
27-03-2007, 21:09 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
ALINTI:Syn.Av. Hulusi Metin: Hukuk devleti olabilmek istenç ve özlemi, damak zevki gelişmiş bir toplumda mı somutlaştırılabilir? Syn. Av. Hulusi Metin, konuyu açıcımız olarak gelişimi götürmesi gereklidir bence Üstadım, ağırlıkta Üstadımızın nereye varmak istediği önemlidir, ben de Siz" in gibi konunun somutlaşmasını istemekteyim elbette. Alıntıya bakılır ise, ben kendi görüşü aslında belirttim, pozitif hukukların değişimi gibi damak zevkleri de değişmektedir, ben ilgi görüyorum ve hatta Gelişmiş ülkelerin damak zevklerinin gelişmemiş ülkelere bile yayıldığını ve hatta hukuklarının bile gelişmemiş ülkelere yayıldığı bilinen bir gerçektir. Fast food kültürü aldı başını gidiyor örneğin. Geçenlerde sinemaya gittim, kafeteryanın menüsünde TAVUK ABİDİK GUBİDİK(yani tavuk bilmem ne yazıyor) diye -yarı Türkçe yarı İngilizce olarak ve daha açığı tamlayan Türkçe, tamlanan ise İngilizce- bir şey yazıyor tabi anlamadım ne olduğunu Şefimize sordum, nedir bu dedim, anlattı ama yine anlamadım, neyse tavuk sonuçta dedim bari onu getirin dedim, sonra getirildi önüme, tavuk denilen şeyde tavuk tadı yok, sanırım kıyma makinasından geçirilmiş bir tavuk ve hamur haline getirilip sıkıştırılmış sonra sanırım ve öylece yağda kızartılmış olmalı, damak tadım sıfır zorlukla yedim ama çünkü fena halde acıkmıştım, yanındaki marul-salatalık-domates yetti bana zaten ve ekmek en azından bizden. Sonra doymayınca dedim, ya kardeşim bizden birşeyler yok mu burda, dedi tavuk göğsü kızartalım ok dedim işte bu olur, sonra geldi geri Efenim kalmamış, peki üstad ben doydum zaten dedim. Sonuç olarak, evet damak tadımızı bile artık el belirliyor daha ne yapalım yani. Çok ilgisi var üstadım çok. Aslında çok geniş bir çerçeveye oturacak bir konu olduğu kanaatindeyim, ve her geçen gün tek bir konuda somutlaşmaktansa GENİŞLEYEREK SOMUTLAŞACAK bir konu ile karşı karşıya olduğumuz düşünmekteyim. Ayrıca damak zevkiniz belirgin hale gelmiş ise artık sürekli o tadı ararsınız, ben şahsen yemek seçiyorum üstadım, kimileri için iyi bir alışkanlık olarak görülmese bile. Aynı şekilde bir hukuki uygulamayı benimsemiş iseniz toplum geneli olarak hukuksuzluk daha az doğar. Artık önceden Ahmetin-Mehmetin yemeği sevdiğini bilir ve misafirliğe gelince Siz" e hazırlığınızı ona göre yaparsanız ki HUKUK DEVLETİ OLMAK bazı şeyleri önceden bilmeyi de gerektirir. SAYGI VE SEVGİLERİMLE (ayrıca özür sebebini değiştirme imkanınız hala var, mesaj değiştir kısmından değişiklik yapılabilir, ama geçmişi kafanıza takmayın fakat geleceği değiştirmekte yarar vardır. Bence şu hitaplar daha güzel, kişinin rumuzu belli ve başına Syn. ekleyip Syn. calikusu_kamuran gibi bir ifade daha yerinde yani bu tip sorunlar yaşamamak için) |
28-03-2007, 12:57 | #10 |
|
siteye goreceli olarak yeni uye oldugum icin sil -duzelt gibi ozellikleri yeni yeni kesfediyorum... ozur
herneyse konuya donecek olursak, verdiginiz ornekte fast food kulturunden bahsetmissiniz, bunun gelismis ullekerin damak zevklerinin gelismemis ulkelere yayilmasi olarak tespit etmissinizki bu bana gore pek yerinde bir ifade degil... fast-food denen kultur tamamen ABD nin urettigi ve gelismis gelismemis tum ulkelere zehirli mantar gibi yayilan bir olgu, bunu batida globallesme basligi altinda tartisiyorlar, size ilginc bir ornek moskovada ilk mc-donald restorant i acildiginda (dunyada en buyuk) insanlar burada evlilik torenleri duzenliyorlardi, ingiltereye ilk geldiginde insanlar en guzel elbiselerini giyip hamburger yemege gidiyorlardi... ama artik bu ulkeler uyandilar yani obez olmaya basladiklarini anladiklari zaman bu tur yiyeceklere ve firmalara olan sempati sona erdi, simdi bu ulkelerde bu tur firmalar kuculmeye basladi. ve bu durumun damak tadiyla , veya gelismislikle herhangi bir ilgisi yoktur, bu restoranlara tokyoda veya pariste veya istanbulda rastliyor olmamiz kuresellesme olgusu icinde ele aliniyor. kuresellesme olgusu icinde bir baska ornekte ornegin simdi kuresel genclik diye bir kavram var buna gore ankaradaki bir 15-20 yas arasi gencle bir japon gencinin arasinda kucuk farklar disinda bir fark kalmadi, hepsi eminem dinliyor hepsi ayni bilgisayar oyunlarini oynuyorlar,hemen ayni dili konusuyorlar (yeahh, okey falan gibi) bu da kuresellesmenin insana yansiyan boyutu. kuresellesme olgusu da aslinda egemen ve elinde cok silah olan amerikan kulturunun diger kulturlere nufuz etmesinden ibaret bir olgu aslinda, ve bilincli ulkeler mesela Fransa elinden geldigince buna karsi direniyor, gerek dil anlaminda gerek muzik vs. tabiki elinden geldigince, cunku dedigim kulturel bakimdan bir guc dengesizligi sozkonusu.Turkiye konusunu hic acmak istemiyorum, olanlar hepimizin malumu damak zevki ve hukuk bilinci konusuna tekrar donecek olursak, bu anlamda yukaridaki orneklerime ek olarak japonlari ornek vermek isterim, eger bir japon ascisini yemek yaparken izlerseniz goreceksinizki japon insani yemek olgusunu basit bir sey olarak gormuyor, adeta sanatci gibi ince ince isleyerek mesela bir baligi dilimlere ayiriyor,ve bugun tokyoda bir restorana gittiginizde sadece gunluk baliklarin yendigini goreceksiniz,sabahtan toplanan baliklar bekmeden restoranlara geliyor, cunku japon insani icin pisen yemegin tazeligi cok onemli, sonra donup japonlarin hukuk bilincine baktiginizda yine mukemmellik en azindan ona ulasma konusunda bir arzu goruyorsunuz, bugun japonyada hukukcu olmak icin hayatinizdan bircok seyi feda etmeniz gerekiyor. kurallara uyma konusunu hic bahsetmiyorum. yani muhtesem damak zevki ve yemek kulturu + gelismis bir hukuk bilinci ikinci ornekte iskandinav ulkelerini ele aldiginizda , damak zevlerinde az gelismislik ( isvecliler sebzeleri uzun uzun pisirip , guzel soslar hazirlayip yemek yerine cig yemegi tercih ediyorlar , finliler ingililzlerle beraber en kotu yemeklere sahip ulke kabul ediliyor) ama hukuk sistemlerine ve bilinclerine baktiginizda, bu konuda dunyanin en ileri ulkeleri arasindalar,.. yani zayif bir damak zevki(gerci bu kavram insanlara gire degisir ama benim gorusum) ,gelismemis bir yemek kulturu + gelismis bir hukuk kulturu bu gibi ornekler inanin ustadim cogaltilabilir, uzgunum ama en basit anlamda bana gore boyle bir baglanti yok |
28-03-2007, 16:04 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
1-Toplumdan topluma değişen değerleri yazınız? 2-Bir kez alışıldı mı vazgeçilmeyen değerleri yazınız? 3-Zorlukla değiştirilen alışkanlıkları yazınız? 4-Zırt/bırt değişmesini istemediğimiz değerleri yazınız? Bunların hepsini DEĞİŞEN DEĞERLER VE DEĞİŞMEYEN DEĞERLER(EVRENSEL) BAŞLIĞI ALTINDA TOPLAYINIZ. Bu futbol maçımızda ben topu size attım, karşı kaleye gol atacaksınız bizim kaleye değil üstadım. Buyrun yukarıdaki önermelerle hangi kaleye gol atacaksınız görmek istiyorum ben.(Osmanlıdaki bir fes değişimi ile matbaanın ülkeye geç gelişi göz önüne alınabilir bir ipucu olarak verilir-ayrıca benim bir üst örnekteki sinema kafeteryasında alışkanlığım dışı yemek anlayışı da örnektir) SAYGILARIMLA (kendime notum: somutun örnekleri, akıl varlıkları örnekleri) |
30-03-2007, 06:38 | #12 |
|
Açılım
Katılımınız ve konuyu varsıllaştıran görüşleriniz için hepinize teşekkür ederim.
“Hukuk Devleti”nin dünyaca bilinen bir yemek olduğu kabulüyle… Toplumsal (ve bireysel) damak zevki; çağdaş uygarlık ilkelerinin başında gelen hukuk devleti ilkesinin farklı anlayış ve uygulanışının gerekçesi olabilir mi? Sevgiler |
30-03-2007, 22:16 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli Üstadım, sanırım ben Sizi geç anladım gibi geldi bana. Ben şöyle algılıyorum yazılarınızı; burada yalnızca benzerlik olarak götürmeye çalışıyorum ben. Siz ise sanki DAMAK ZEVKİ HUKUKUNU, bir diğer hukuk alanı olan POZİTİF HUKUK İLE sebep sonuç ilişkisi kurmak savaşı veriyor gibisiniz. Bence birbirimizi anlamamışız gibi. Diyelim ki damak zevki hukuku, pozitif hukuktur. Burada artık damak zevki hukuku diye yürütmek gerekir meseleyi, yoksa birini diğerinin ucuna eklemek anlamsız olur. Yani biri diğerinin sebebi veya sonucu olamaz ki sadece benzerlik düşünülebilir. Ama eğer yukarıdaki söyleminizde bir hata var ve esasta şunu söylemek istiyor iseniz onu bilemem: DAMAK ZEVKİ HUKUKUNUN FARKLI VE KOLAY VAZGEÇİLMEZ OLUŞU GİBİ, POZİTİF HUKUKLAR DA FARKLI VE KOLAY VAZGEÇİLİR DEĞİLDİR. Öyleyse, damak zevki hukunun bu kolay değişmezlik ve farklılığını yaratan sebebler ile pozitif hukukun kolay değişmezlik ve farklılığını yaratan sebepler BENZER ÖZELLİKTE MİDİR? Diye sorulabilir. Yani ne sebepten bizim hukukumuz ile başkalarının hukuku farklı ise aynı sebeplerden damak zevklerimiz de farklılık gösterebilir mi? İşte burada sebep aynıdır derim ben, çünkü insan ilk doğumdan itibaren neleri tecrübe etmiş ise aklı ve damağı ona yatkın olmaktadır diye düşünmekteyim.Yani mikrobunu bünyeme katarak bağışıklık kazandığım ortamı tercih ederim ki diğer yöreler bünyeme uymaz derim, çocukken ne aldıysan o kar yani. Fakat giderek insan için 1 saat içinde çok farklı yerlere gidebilme imkanı hasıl olunca sanırım aynı yaş dönemlerinde tüm insanlar aynı meyveleri yiyecekler gibi görünmektedir, aynı meyveleri tadabilenlerin ise küçüklükten beri artık damak zevklerinin aynı oluşu da kaçınılmaz olacak gibidir, SONUÇ OLARAK AYNI ŞEYLERİ TECRÜBE EDENLERİN HUKUKLARI DA DAMAK ZEVKLERİ DE AYNIDIR DENEBİLİR. KANAATİMCE TECRÜBEN NE İSE ONDAKİ EN İYİDEN ÖTEYE GEÇEMEZSİN. Ancak ve ancak denediklerim içinden en iyi olanı seçebilirim. SAYGILARIMLA |
06-04-2007, 15:34 | #14 |
|
Bizim damak zevkimizin ürünü olan yemekleri hukuken koruyabiliyormuyuz. Antep baklavasına Yunanların sahip çıkması ya da kıbrısın hellim peynirine rumların sahip çıkması ve patent haklarını alması damak zevkimizle onun ürünlerini koruyabilme gücünün aynı paralellikte olmadığnın bir götergesi. Artık hukuki güvencesi olmayan hiç bir şeyin garantisi yok.
|
13-04-2007, 16:06 | #15 |
|
Konu bu noktaya gelmisken, bir ornek vermek isterim. buyuk britanya da hangi market e giderseniz gidin ( turk urunu satan turklerin marketleri haric) turk usulu yapilan yogurtlarin , yunan usulu diye satildigini goreceksiniz, bu gercekten sinir bozucu.
ince bir damak zevkine sahip oldugumuz ortada, ancak maalesef konu ,bundan maximum fayda elde etmeye geldiginde cok aciz durumdayiz. konumuz yogurt oldugundan bir ornek vermek isterim. Bugun dunyanin en buyuk yogurt ureticisi firma hangisi, DANONE denen fransiz firmasi, bu firmayi kuran aslinda bir ispanyol bir yahudi, peki nasil boyle bir firma kuruyor. bunun oykusu su bu insan anadoluda bircok insanin hazim ve bagirsak ile ilgili sorunlari avrupalilar gibi cekmedigini farkediyor , ve nedenini arastirdiginda bunun yogurtla direkt baglantili oldugunu goruyor, daha sonra barcelona da ilk yogurt fabrikasini aciyor ve o ana kadar avrupa yemek kulturunde olmayan yogurt (20. yuzyil in basinda) boylelikle avrupa kulturune giriyor , tabiki firmaya buyuk karlar saglayarak, daha sonra patlak veren ispanyol ic savasi nedeniyle, firmayi Fransaya tasiyor, ve gelinen nokta, milyar dolarlik bir dunya devi. dunyanin en buyuk yogurt ureticisi. bu yazi pek hukuk ve felsefe basligina uymadi , bu acidan konuyu acan sayin Hulusi Metin den af dilerim. saygilar. |
13-04-2007, 16:59 | #16 |
|
|
18-04-2007, 09:27 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Bu konu açıldığından beri düşünüyorum, bu soru nereye gider, diye. Geldiği yer, kimin yoğurdu kimin kebabı oldu. Aslında mutfakların takibi ( değişmeleri, etkilenmeleri, başka mutfakları etkilemeleri) bizi sömürgeciliğin izini sürmeye doğru da götürebilirdi. Mutfaklarla ilgili pek bilgim olmasa da, iyi yediğim konusunda beni tanıyan site üyeleri hakkımı teslim edeceklerdir Bu nedenle galiba, damak tadı konulu bir başlığa ilgisiz kalamadım. Aşağıda damak tadı , mutfaklar ve hukuk devleti ile bunların ilgisi konusundaki atıp tutmalarımı okuyacaksınız, maalesef Bir örnekle gidersem , en azından dağınıklığı, gereksiz fikir uçuşmalarını önlemeye yaklaşmış olurum diyerek, İngiliz mutfağına ve fast food meselesine bir göz atayım. Sn.persona'nın yazdıklarından da yaralanırım böylece. İngilizlerin otantik bir mutfağı olmadığı malum ( yorkshire pudingini filan saymıyorum, öyle üç -beş yemekle mutfak olmaz.) Ne yapmışlar, mesela Hint mutfağına göz dikmişler çoklukla. Sömürdükleri ülkelerin mutfaklarının üzerilerinde etkisi olmuş, besbelli. Hint mutfağı, önemli ve büyük bir mutfak, demokrasileri ve hukuk devleti anlayışları mutfakları kadar ilgi çekici mi? Sanmam. İngilizlerin mutfağı sağdan soldan apartma bir mutfak ( hadi, bir mutfak verdik diyelim, onlara ) Demokrasi ve hukuk devleti anlayışları ilgi çekici mi? Kesin, öyle. Daha 13. yüzyılda Magna Carta Libertatum'u imzaladılar ( o dönemdeki kral -Richard'ın kardeşi miydi - biraz zayıf bir otoriteydi bundan oldu o iş derler, ama olsun, imzaladılar değil mi.) Peki, fast food? McDonald"slaştıramadıklarımızdan mısınız, hala? Yok canım, değilsinizdir. Öyle olsanız bile burgerkingleştirdiklerimizdensinizdir, o da olmazsa kentuckyfriedchickenleştirdiğimiz olmanız lazım. Amerika, hız kültürünü yemekleri ve filmleri aracılığıyla satıyor. Artık sömürgeciliğin yeni bir anlam kazandığı yıllarda olduğumuza göre, bizi ( dünyanın Amerika dışındaki büyük bölümünü ) fiilen işgal etmek yerine kültürel olarak işgal ediyor. Fast food lezzetli mi? Tartışılır, bence değil, ben zaten kağıttan yemeyi ve içmeyi hiç sevemedim. Amerikan mutfağı dendiğinde aklımıza fast fooddan başka gelen bir şey var mı? Benim yok. Peki ülke içindeki demokrasi ve hukuk devleti anlayışı ilginç mi? Bir hayli ilginç bana göre. ( Amerika'nın kendisi herşeyiyle ilginç zaten.) Bunlar kolay örneklerdi, denebilir. Eh, atıp tutmak için biraz kolaya kaçmak lazım zaten. Peki üç büyük mutfak ne durumda? Çin, Fransız ve Türk mutfağının demokrasisi nasıl? Biribiriyle tamamen alakasız sayılır, aslında. Peki, mutfaktan bağımsız olarak damak tadı nasıl birşey? Öyle ya, artık tek mutfağa mahkum değiliz. İtalyan, Çin, Thai, Fransız...bir ton mutfaktan yemek tatma şansımız var. ( Parası olana tabii.) Şimdilerde damak tadı, gurmelik adı altında bize gazetelerde ve hatta bu alana özgülenmiş dergilerde allanıp pullanıp sunuluyor. Gurmelik, fakir işi değildir, bu nedenle özellikle memleketimizde yeni zengin sınıfın bir geçer akçesi haline gelmiştir. Yemekten anlamak, ciddi bir meseledir artık. Damak tadınız geliştiği, şarabı kokusu ve tadından anladığınız takdirde rafineliğiniz tavana vurmuş, sınıfısal borsada hisseleriniz artmıştır. Bu kadar rafine bir kişi olarak, adil ve hukuki ( ! ) bir insan olmanız zaten kaçınılmazdır. O zaman, hayatında take maki yememiş, yanında sake içmemiş birinin hukuk devleti ile ne işi var ki zaten? Kaldı ki, o, hukuk devletini Arfika'da bir ülke sanır. Hukuk devleti ve/ veya demokrasi, damak tadı olsun olmasın herkes için gereklidir. Saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hukuk devleti | burcu nas | Hukuk Lisans Eğitimi | 3 | 08-01-2007 17:07 |
hukuk devleti | slmons | Hukuk Sohbetleri | 17 | 09-07-2006 00:05 |
hukuk devleti ve biz | ahmetsacit | Hukuk Sohbetleri | 2 | 05-07-2006 17:45 |
Hukuk Devleti | msandikli | Hukuk Soruları Arşivi | 8 | 16-04-2006 18:20 |
Ekmek - Tuz - Hukuk Devleti | Av. Hulusi Metin | Hukuk Sohbetleri | 6 | 23-06-2002 17:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |