Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Sizce Avukatın Kurusıkı Taşıması Caydırıcı Olur Mu?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-07-2007, 11:12   #1
advocate_demos

 
Varsayılan Sizce Avukatın Kurusıkı Taşıması Caydırıcı Olur Mu?

Son zamanlarda avukat meslektaşlarımıza yöneltilen şiddet eylemlerinden hepimiz şikayetçiyiz.Silah ruhsatı için "haraç" alındığını da biliyoruz.Tabi silah taşımak istemeyenler de çok.Diyorum ki her avukat bir kurusıkı tabanca taşısa yanında caydırıcı olmazmı ve acaba adlieyeye girerken zorluk çekilirmi?


Görüşlerinizi bekliyorum..
Old 04-07-2007, 11:50   #2
cemaydın

 
Varsayılan

Caydırıcı olmayacağı kanaatindeyim ayrıca karşı tarafı tahrik bile edebilir. Çünkü, kurusıkı silahınızı çekmek zorunda kalacağınız bir durumda, hasmınız da yanında silah bulunduruyorsa, büyük ihtimal oda silahına sarılacak ve sizin açınızdan hoş olmayan durumlar meydana gelecekdir.
Old 10-07-2007, 13:29   #3
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sayın cemaydın'a katılıyorum. kuru sıkı tabanca taşımanın bir espirisi yok, kurusıkı silaha ihtiyaç duyduğunuzda karşınızdakinde gerçek silah varsa o zaman ne yapacağınız konusunda pek bi fikrim yok!.


Duruşma salonuna silahla girmeyi denemediğiniz sürece Adliyelere girişte de sorun olmayacağı kanaatindeyim. Saygılarımla...
Old 10-07-2007, 17:37   #4
Belgium

 
Varsayılan

Caydırıcı olmaktan daha çok ters etkisi olacağı kanaatindeyim. Haklıyken kendimizi haksız duruma düşürmenin bir alemi yok.

Şiddet’e şiddet ile cevap vererek (göstermelik olsa dahi) hem meslek ahlakına aykırı buluyorum hem sadece daha fazla sorunlara yol açacağını düşünüyorum.

Gerektiğinde şiddet kullanmak devletin tekelindedir, avukatların değil.
Old 10-07-2007, 22:06   #5
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

cevap veren meslektaslarıma aynen katılıyorum...
bencede caydırıcılık acısından faydası olmaz....
hukukumuzda meşru müdafaa kurumu bulunmakta...
caydırıcı olunacak diye güme de gidilebilinir...
saygılarımla....
Old 11-07-2007, 12:31   #6
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Ben silah konusunun bir nevi tabu olduğunu düşünüyorum.Çok fazla dile getirilmiyor veya getirilemiyor. Meslektaşlar arasında konu açıldığında mutlaka birileri çıkıp, toplumda zaten var olan şiddete avukatlar olarak katkıda bulunmamamız, silahsızlaşma kampanyasına destek olmamız gerektiği yönünde fikirler ileri sürdüklerinde söylenecek fazla bir kelime bulunamıyor. Bütün bunlara katılmakla birlikte konunun başka yönlerinin de olduğunu kabul etmek gerekiyor.
En basitinden her ne kadar silahın kullanıldığı suçlarda artma var ise de bunların çok az bir kısmının ruhsatlı silahlarla işlendiği vakıa. Ayrıca üniversite mezunu ve hukuki bilgisi herhangi bir birinden fazla olan avukatların silahı taşıma, kullanma konularında gerekli özen ve dikkati göstereceğini düşünüyorum.
Konu ile ilgili olarak öncelikle, avukatların silah sahibi olması, ve bunu taşımasının gerekli olup olmadığı konusu halledilmeli. Zira, silaha karşı olan ve avukatın silah sahibi olmasını gerekli bulmayan çok sayıda meslektaşımız bulunmaktadır.
Fahiş miktarda ki harç konusunda ferden yapılabilecek çok fazla şeyler olmadığı açık. Barolar Birliği öncülüğünde konu gündeme getirilmeli. Daha önce bu mihvalde bir çalışma veya talep olup-olmadığını da bilmiyorum açıkçası.
Özet olarak öncelikle kendi aramızda silahın gerekliliği konusunu çözüme kavuşturmamız gerektiğini düşünmekteyim. Benim görüşüm gerekli olduğu yönünde.
Saygılarar..
Old 24-09-2007, 15:17   #7
obaykan

 
Varsayılan

silah kanımca caydırıcılıktan cok tahrik edici bir özelliğe sahip.Ben özellikle hacizlere çıkarken işportadan rahatlıkla bulabileceğiniz biber gazını yanımda götürüyorum.Daha kullanamadım gerçi ama en azından silahtan daha etkili ve zararsız görüyorum bu durumu.
Old 29-09-2007, 14:44   #8
ayşeN.

 
Varsayılan

silah...biber gazı...bir hukuk öğrencisi olarak gelecekte meslegimin getirebileceği hayati tehlikeden mi,yoksa hakka hukuka böylesi umursamaz olan toplumumdan mı korkayım bilemedim.acaba diyorum celik yelek nasıl olur?hani tamamen savunma ya
Old 05-10-2007, 18:02   #9
Av.Nur

 
Mesaj

Sizce Avukatın kurusıkı taşıması caydırıcı olurmu?
Bence hayır.
İster kuru sıkı ister gerçek, silah taşınmasını doğru bulmuyorum.
Biri Avukata yahut herhangibirine zarar verecek bir şey planlamışsa her halukarda yapacaktır. Silah kurusıkı, ne işe yarayacak ve yine ne anlamı olacak karşısındaki için, daha çok eylemine azmettirmekten başka?
Old 09-10-2007, 10:14   #10
Av.Nur

 
Karar

Hayır caydırıcı olmaz.

(Bir kez daha söylemek istedim. )
Old 09-10-2007, 11:45   #11
filorinalı 1

 
Varsayılan

Silah taşıyan insanlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucu; daha öncesine göre daha soğukkanlı ve sakin davranışlar gösterdikleri,
ancak; psikolojik açıdan sorunlu kişiler de kendine aşırı güven ve cesaret duygusu geliştirdiğini okumuştum.
Silah ruhsatı alınırken verilen sağlık raporu sırasında uzman hekimler tarafından özellikle şahsın psikolojik durumunun ayrıntılı irdelenmesi ile
belli sıkıntılar aşılabilir. Bu incelemenin ileride kendi faydalarına olacağı için meslektaşlarımıza da titizlikle uygulanması gerekir diye düşünmekteyim.
Sonuç olarak kimseye kullanmak nasip olmasın ama, bulunursa da gerçeği bulunsun diyorum.
Old 10-11-2007, 22:04   #12
agah

 
Varsayılan

Avukatların bilinçsiz olarak hasım olarak görüldüğü noktasında hemfikiriz sanırım.O zaman bu kadar çok hasmı olan bir insanın korunmasız kalması mantıklı mı.Bence her avukatın bulundurma veya taşıma ruhsatlı silah sahibi olması gerekiyor.Eğer toplumda avukatların silah taşıdığı bilinirse, bakın bakalım avukatlara saldırı oluyor mu.Herkes öldürülme veya yaralanma tehlikesi taşır ama silah bu riski azaltır.Eğer birgün biri bana saldırırsa ölen veya yaralanan kişi ben olmayacağım.
Old 11-11-2007, 23:56   #13
cemaydın

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan agah
Avukatların bilinçsiz olarak hasım olarak görüldüğü noktasında hemfikiriz sanırım.O zaman bu kadar çok hasmı olan bir insanın korunmasız kalması mantıklı mı.Bence her avukatın bulundurma veya taşıma ruhsatlı silah sahibi olması gerekiyor.Eğer toplumda avukatların silah taşıdığı bilinirse, bakın bakalım avukatlara saldırı oluyor mu.Herkes öldürülme veya yaralanma tehlikesi taşır ama silah bu riski azaltır.Eğer birgün biri bana saldırırsa ölen veya yaralanan kişi ben olmayacağım.

Evet belki ölen yada yaralanan kişi olmayacaksınız. Ama her ne kadar haklı olsanızda, öldüren veya yaralayan kişi siz olacaksınız,yani yine yaralanan siz olacaksınız. Benim kişisel tercihim silah bulundurmamakdan yana ama dediğim gibi bu benim tercihim.
Old 12-11-2007, 09:56   #14
agah

 
Varsayılan

Ben silah meraklısı bir insanım.Biraz da bu yüzden silah sahibi olmayı istiyorum.Bu tarz bir olayla karşılaşıp zarar görmemek mümkün değil ama kendimi korumak zorundayım.Eski hukuk sistemlerinden bu yana insanın kendini savunması haklı görülmüştür.Yani saldırıya uğrayanın menfaati saldırıyı başlatanın menfaatinden üstün tutulmuştur.Ama yine de vicdanımız yaralanacak haklısınız.
Old 12-11-2007, 17:02   #15
lawyer_721

 
Varsayılan

kurusıkı insanı biraz da yalana alıştırıyor. gerekli görülüyorsa gerçeğinin taşınması daha gerçekçidir.
harç hususu ise avukatlar açısından kesinlikle bir çözüme kavuşturulmalıdır. bu da barolar birliğinin çabalarıyla mümkündür.
Old 13-11-2007, 12:56   #16
Av.Barış

 
Varsayılan

Ben her türlü silaha ve silahlanmalara karşı olan birisiyim.Ama adliyenin içerisinde başıma gelen olaydan dolayı c.savcılarının ve hakimlerin ilgisizliğinden dolayı avukatların silah taşımalarının zorunlu olduğu kanaatindeyim.çünkü bir saldırıyıa maruz kaldığımız zaman kendi baromuz bile bizim arkamızda yer almazken ve bize saldıran soytarıların serbestçe dolaştıklarını ve bu nedenden ötürü kanunlardan cesaret alıp yine bize saldırma ihtimallerinin bulunması karşısında avukatların silah bulundurması artık gereklilik bir yana "ZORUNLUDUR"
Old 21-11-2007, 15:10   #17
uye8490

 
Varsayılan

Silahtan nefret ederim.Bir canlıyı yaralamak veya onun hayatına son vermek için üretilmiş bir aleti ben neden üzerimde bulundurayım ki?Bababım bir sözü vardı:Silah taşıyan insan karşısındakini karınca gibi görür, diye.Kesinlikle katılıyorum.
Kurusıkı bile olsa bir avukatın bu tiksinti verici aleti üzerinde taşımasını doğru bulmuyorum.
Old 22-11-2007, 14:11   #18
tiyerianri

 
Varsayılan

Kesinlikle caydırıcı olur.Hatta Üzerinizde hiç silah yoksa bile karşınızdaki külhanbeyi bir tavır takınırsa ve şiddete doğru eğilim gösteriyorsa elinizi belinize götürün o bile caydırıcı oluyor.tabi tersinin olmayacağını kimse garanti edemez.
Old 22-11-2007, 15:39   #19
agah

 
Varsayılan

Ne olacaksa olsun.Canlıları öldüren bir alete karşıyım, bireysel silahlanmaya karşıyım tarzı yaklaşımları anlamak mümkün değil. Bizde, sana tokat atana diğer yanağını çevir anlayışı yok.Bu anlayışa sahip olan da her zaman karınca gibi görülür.Madem ki riskli bir meslek icra ediyoruz ve taşıma ruhsatı alabilecekler arasında özellikle avukatlar da sayılmış o zaman kurusıkıya değil bilinçli bireysel silahlanmaya evet diyorum ben.Sonuçta bu alet savunma amaçlı kullanılacak.Elbette kötü niyetli insanların elinde kötü amaçlara hizmet ediyor ama ben bir avukatın silahı ile suç işleyebileceğini zannetmiyorum.İlla ki kötü bir olayla karşılaşmak mı gerekiyor.Tehlikenin farkında değil miyiz yoksa.Aldığı bir dava sonucu avukata husumet besleyenler her türlü kötülüğü yapmaya çalışabilirler.Bunun içinde avukatın ailesine zarar vermeye çalışmak ta dahil.Şayet ben evimde veya dışarıda savunmasız yakalanmak istemem.Bu riski alamam.
Old 14-12-2007, 16:12   #20
av_ispir

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarıma Danıştay saldırısını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Belki arkasında çok büyük bir organizasyon var, belki ülkenin bölünmez bütünlüğüne bir saldırı. Ancak; Avukatlara yapılan saldırıların cezasız kalması veya cezaların caydırıcı olmaması sonucu olarak bu tip olaylar büyüyerek ve çoğalarak devam edecek. Bu sebeple Avukatların caydırıcılıktan çok savunma amaçlı olarak silah taşıması gerekliliğine inanıyorum. Tahrik edici olması için teşhir edilmesi gerekli ki bunu hiç bir meslek mensubuna önermek mümkün değil. Kurusıkıya gelince intihardan başka birşey değil, aman ha sayın meslektaşlarım))
Old 14-12-2007, 16:17   #21
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Ne günlere geliyoruz ki, aklımızdan silah taşıma fikri geçmek zorunda kalıyor. Avukata bakış açısı git gide kötüleşiyor. Şahsen silaha karşıyım ve silahın bana fayda sağlayacağını sanmıyorum. Ancak aksini düşünen arkadaşlarıma da, hukukçulara karşı olan tutumu görünce hak vermiyor değilim. Yine de ben taşımayı düşünmüyorum.
Old 02-03-2008, 16:56   #22
Sezgin

 
Varsayılan İhtiyaç mı İstek mi?

Silah taşımak için avukatlara izin verenler silahın ne işe yaradığını bilmiyorlar mıydı acaba! Mütahitler, kuyumcular, muhtarlar... gibi liste uzayıp giden bir gurup silah alma bakımından önceliğe sahiptirler. Neden? Potansiyel risk grubundadırlar. Sıradan bir vatandaş ancak riski ispatladıktan sonra silah alabiliyor. Hakim, savcı, icra müdürleri gibi avukatlarda potansiyel tehdit altındadırlar. Ben tatlı dille işi çözerim diyemezsiniz. Hayatın gerçekleri buna müsade etmez. Silahsız polis düşünebiliyor musunuz? İnsana komik geliyor değil mi? Aynen öylede ihtiyaç duyan avukatın taşıma ve/veya bulundurma ruhsatı alması kaçınılmazdır. Özellikle belirttiğim husus ihtiyaç duyulmasıdır. İstek, imkan ve ihtiyacı birbirine karıştırmamak gerekir.

Kişisel silahlanmaya karşı çıkan arkadaşlara saygı duyuyorum. Ama bu düşüncelerini lütfen baskın ifadelerle üste çıkarmaya çalışmasınlar. Hayat neyi gerektiriyorsa öyle yaşamak gerekir. Annesinden şefkat tokadı bile yememiş insanlar adi bir katilin önünde adaleti temsil görevini yerine getirirken sırf silahı olmadığından ölüyorsa bu adaletin zayıflığıdır. Ve kendi hatasına annesi ve üç-beş yakınından başka kimse ağlamaz. Diğerleri de arkasından avukat değil mi ne halt karıştırmıştırda çok konuşan ağzını kurşunla kapattırmayı haketmiştir derler. Derler derler, emin olun derler. Mutlaka bunu diyen biri çıkar. Siz duymasanızda içinden der. Belki de bunu düşünen ilk siz olursunuz. Ama sizde silah olupta silah çeken aşağılığı meşru müdafa ile vursanız işte kahraman olursunuz. Sağ elinizde adalet kitabı olduğunuz halde sol elinizde kılıç yoksa orada, o işte ne işiniz var. Çekilin hemen.

Avukatta olması gereken silah küçük ve seri olmalıdır. Tam otomatik tabancalar tercihe şayandır. Ayrıca tutukluk yapma ihtimali düşük olması hasebiyle toplu tabancalarda tercih sebebi olabilir.

Ölmek kolay, ben senin için zor olanı, yaşamayı, seçtim ADALET.
Old 02-03-2008, 19:09   #23
Admin

 
Varsayılan

Sayın Sezgin,
Alıntı:
Yazan Sezgin
Sağ elinizde adalet kitabı olduğunuz halde sol elinizde kılıç yoksa orada, o işte ne işiniz var. Çekilin hemen.
İsterseniz önce kavramı bir netleştirelim: Sağ elindeki kılıç ve sol elindeki adalet kitabı ile "adalet"i temsil eden Themis "bir hukukçu"'nun mu simgesidir, yoksa "Adalet Dağıtan Devlet"in mi?

Ve soruyu bir adım daha ileri götürelim: Bir hukukçuya karşı fiziki güç kullanma ihtimali olan kişiler olduğu için hukukçu sizin tabirinizle "küçük ve seri silahlar" taşımaya başladığında, kendisine küçük ve seri silahlarla karşılık verme potansiyeli olan bir güçle karşıladığında ne yapacak? Bir sonraki adımda meşru müdafaa için ağır makineli tüfek ve el bombası taşımamız, bu silahlara da sahip bir güçle karşılarşırsak alev makinası ve tank edinmemiz mi gerekecek? Bu silahları kullanmak için gerekli eğitim de hukuk fakültelerinde bizlere verilmeli mi?

Yoksa tüm vatandaşları olduğu gibi hukukçuları da koruma ve can güvenliğini sağlama görevi devletin bu işle görevli, donanımlı ve eğitimli kolluk güçlerine mi bırakılmalı?
Old 02-03-2008, 19:26   #24
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Hukukçuları koruma can güvenliğini sağlama konusunda devletin bu iş ile ilgili donanımlı ve eğitimli(!) kadroları tarafından sık sık tartaklanan kurşunlanan meslektaş/yurttaş haberi o kadar çok ki, bu konuda Devletin yapamadığını birey olarak bizlerin yapması gerekmektedir. Aksi takdirde mezbaha da sırasını bekleyen koyun durumları söz konusu oluyor. Korunma amaçlı silahlanmaya karşı çıkan diğer dostların iş alanlarının ve iş konularının farklı olmasından dolayı böyle düşündüklerini sanıyorum.Küçük silahtan lav silahına ordan da silahlanmayı tank sahibi olmaya kadar götüren sayın adminin hayal gücüne hayran kaldığımı söylemek isterim
Old 02-03-2008, 19:45   #25
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av.Bülent AKÇADAĞ,

Benim duruşum ilkesel bir duruştur. Devletin bir yapılanması ve devlet kurumu altında yaşamanın da bir yöntemi vardır. Bu yönteme göre adalet alma ihtiyacınız varsa devletin adalet kurumlarına, güvenlik ihtiyacınız varsa devletin güvenlik kurumlarına başvurursunuz ve başvurmalısınız.

Eğer bizler hukukçu olarak "devletin güvenlikle ilgili donanımlı ve eğitimli(!)" kurumunu beğenmeyip, güvenliği elimizde silah bizzat kendimiz sağlayama çalışırsak, o zaman başka birileri de devletin adalet kurumlarını ve onların dağıttığı adaleti beğenmeyip kendi adaletini kendisi dağıtmaya karar verir ve sanıyorum bu senaryo hepimize tanıdık gelecektir.

Evet ne adalet, ne sağlık, ne de güvenlik kurumlarımız arzu edilen konumda değil hiç kuşkusuz. Ancak burada yapılması gereken bu kurumları arzu edilen noktaya getirmek için çalışmak mı olmalıdır, yoksa bu durumu herkesin kendi başının çaresine bakacağı texas vari bir ortamın hazırlanmasına mazeret olarak kullanmak mı?

Bence burada karar verilmesi gereken budur.

Ve yine merak ediyorum: Acaba kaç gelişmiş ülkede avukatlar silah taşımakta ve bunu da doğal kabul etmektedir? Ve bu gelişmiş ülkelerde bizden farklı olan nedir? Bu ülkelerde avukatlar zamanında kendilerine yapılan fiziki saldırılara "küçük ve seri silahlarla karşılık vererek" mi bugünkü "silahsız hukukçuluk yapabilme ayrıcalığını" elde ettiler, yoksa ülkelerinin kolluk güçlerinin güçlü, güvenilir ve herkesin huzur ve güvenliği sağlayacak konuma ulaştırarak mı?

Bu sorunun cevabı bence bu konunun da cevabı oluyor.
Old 02-03-2008, 19:52   #26
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Bu ülkelerde avukatlar zamanında kendilerine yapılan fiziki saldırılara "küçük ve seri silahlarla karşılık vererek" mi bugünkü "silahsız hukukçuluk yapabilme ayrıcalığını" elde ettiler, yoksa ülkelerinin kolluk güçlerinin güçlü, güvenilir ve herkesin huzur ve güvenliği sağlayacak konuma ulaştırarak mı?
.
Kolluk güçleri herkezin huzur ve güvenliğini sağlayacak konuma ulaşana kadar yaşayabilmek için gereken güvenliği sağlamak adına hareket edilmelidir.
Old 02-03-2008, 20:56   #27
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Devletin, bireyi korumakta (ve hatta düşünsel bazda dahi) geri ve yetersiz kaldığı yönündeki görüşe, "bilfiil ve ne yazık ki" katılmaktayım.

Gönül isterdi ki; sokağa çıktığımda, büromda çalışmakta olduğumda, devletin -salt güvenliğimiz bazında- bizi kolladığına iancımız tam olsun. Ama, maalesef... Ama istihdam yetersizliğinden, ama ekonomik nedenlerden, ama teknolojik nedenlerden ama ve ama vs. vs.

Yılını anımsamamak istediğimden ötürü olsa gerek; anımsamadığım tarihlerde (2 yıla yayılmıştı yanılmıyorsam) , silah, keser, tornavida vb. her türlü donanımı -muhtemelen korkunun değişik versiyonlarını deneyimlemek ve deneyimletmek adına değişik techizatlarla hareket eden ve halet-i ruhiyesini akli melekelerle açıklamakta yarı yolda kalacağımız-, "Benim Manisa'dan raporum var , bana bişi olmaz, sen düşün avukat!" cümlesi ile yola çıkan ve doğrusu uyumakta zorlandığım süreçler yaşadığım, bana kızmakta haklı olmayan, ama kızmak için "yönlendirilen" ve haklılık,haksızlık kavramını muhabesebe etmekte eksilerde olduğunu bildiğiniz, beni öldürdüğünde eski TCK kapsamında 46.m. kapsamında değerlendirilerek ceza dahi almayacak olduğunuda bildiğiniz, bir müptelam oldu.

Yaşadıklarımı hiç unutmadım -ama hep unutmak istedim, belki yıl bilgisi veremeyişim biraz da bundan-

Düşünün ki karşı koyamayacağınız bir tehditle karşı karşıyasınız, ölümünüz pisi pisiye olaca üstelik, ardınızdan hakkınız (ve ardınızdakinin hakları da aranamayacak) ve hayat size "Ya O, ya sen" ikilemini dayatıyor... Ne yapardınız? Lütfen samimi yanıt verin, ne yapardınız?

İlk hukuka ve akla uygu yanıt olarak, savcılığa giderdiniz,değil mi? Ya Devletin savcısı da aynı tehditle adliye binasındaki odasında (!) bilfiil karşı karşıya kaldığını, "Haklısınız av.hanım aynısını bana da yaptı, bireysel önlem almalıyız" yanıtını işittiğinizde, sözde size sivil koruma verildiğini bildiğiniz için rahat olduğunuz bir akşamüstü vaktinde, elinde tornavida ile malum şahıs, alkol, hap ve öldürücü enstrümanları ile, ansızın yalnız olduğunuz anı gözetleyerek, avcı yeleğinin iç cebindeki tornavida ile odanızı basıp, oda kapınızı üzerindeki anahtar ile kilitleyip, "Canını almaya geldim avukat!!" dediğinde, ne yapardınız?

Bunları yaşadım, kendime bile açıklayamadığım nedenlerle ertesi güne sağ çıktım, ama bu demek değildi ki, yarınım da güvence altında!

Böylesi bir süreci, bilfiil yaşamış bir avukat olarak, "HALA" , silahlanmadım. (Biber gazı silah sayılabilir mi?)

Bu mesleği icra ederken, takip edilmesi gereken yegane doğrunun "Doğruluktan ve hukuktan" ayrılmamak olduğuna inanıyorum. Hukukun cevaz verdiğinden ayrıldığınız vakit, ölümü hak mı ediyorsunuz? Hayır, ona da katılmıyorum. Hukuk dışı her türlü tehdidin bir büyüğü, her zaman olacaktır, tevessül ederseniz, endişe içinde yaşamaya mecbursunuz, üstelik hiç bir "Koruma" sizi korumaya yetmeyecektir (İster tehdit eden, ister edilen olun), bunu hem kendime, hem de müvekkillerime dikte etmekte, "Bugün dahi" beis görmüyorum.

Sevgili meslektaşlarım, verilecek bir tek canımız var, hukuktan, doğruluktan ve bunların doğrultusunda gelişmiş inançlarınızdan vazgeçmeyerek mesleğinizi icra ediyorsanız, "Hak ziyaına hukuku alet ederek cevaz vermediğinize "gönül rahatlığıyla" inanıyorsanız", sizce silaha gerek var mı, varsa da, silah sahiden çözüm mü, ne dersiniz?

Saygılarımla...
Old 02-03-2008, 22:11   #28
seclarum

 
Varsayılan umarım

silahı çeken bilek, tetiğe basan yürektir. Bazı avukat arkadaşlarımız hava olsun diye taşıyor ancak tetiğe basacak duruma gelindiğinde silaha bile gerek kalmayacağı kanısındayım. Bu nedenle silaha hayır.bireysel silahsızlanmaya evet.
Old 02-03-2008, 22:20   #29
Admin

 
Varsayılan

Sayın Demirel'e içten ve anlamlı katılımı için teşekkür ederim.

Olası bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için arz etmek isterim: Kişinin canını koruması en temel canlı içgüdüsüdür ve bu bağlamda böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan bir kişinin durumunu hukuk gözlüğüyle analiz etmek pek güç ve belki de çok anlamlı değil.

Benim yukarıda arz ettiğim görüşlerin de bireysel durumlardan ve örneklerden ziyade sistemin işleyişine yönelik kurumsal tesbitler olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.

Eğer siz bir avukat olarak ciddi bir ölüm tehlikesi altında bulunuyorsanız ve sistem de sizi yeterince korumuyorsa, kendi güvenliğinizi kendiniz sağlamak için elbette her yola başvurursunuz. Bu sadece bir avukat için de değil, her insan için geçerlidir ve insan tabiatının en doğal sonucudur.

Ancak hukukçuların kurumsal bir yapı içinde silahlanmasını teşvik etmek veya avukatı bir elinde kanun kitabı, diğer elinde "seri, küçük ve tam otomatik" silah olması gereken bir savaşçı olarak betimlemek çok ayrı bir bakış açısı. Benim kişisel duruşum bu bakış açısına karşıdır, yoksa hayati tehlike altında canını kurtarmaya çalışan bir insanın psikolojik ve doğal tepkisine değil.

Bir hacize gidince fiziksel şiddete maruz kalıyorsanız, bir sonraki hacizde güvenliğinizi sağlayacak her yolu istemek ve hatta mübah görmek sizin insan olarak en doğal hakkınızdır. Öte yandan avukatların topluca silahlandırılması yerine, kolluk güçlerinin avukatların can güvenliğini sağlamasını temin edecek mekanizmaların hayata geçirilmesini istemek ise vergi veren her vatandaşın hakkı.

Bu konuyla ilgili benim vermek istediğim mesaj bu son paragrafla en iyi şekilde özetlenebildiğinden, bundan sonra sanırım başkaca bir katılımda bulunamayacağım.
Old 02-03-2008, 22:31   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Admin'in son yazdıklarına tamamen katılıyorum.

Forumu baştan itibaren takip etmedim, o yüzden şimdilik konu hakkında susma hakkımı kullanacağım. Ancak Sehper Hanım'a bir geçmiş olsun demek ihtiyacını hissettim.

Saygılarımla,


Sonradan Eklenen Not: Forum konusunu şimdi okudum. Yaşanmış bir olayı anlatayım. Yalova-Topçular vapur iskelesinde iki kişi tartışmışlar. Birisi kuru sıkı tabancasını çekmiş; karşısındaki gerçek tabancasını çekip onu vurmuş... Bir avukat arkadaşım anlatmıştı. Basına da yansıdığını söylemişti. Ben yorum katmadım. Ayniyle vakidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
7 yıl sonra işe iade olurmu.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 7 29-04-2007 21:48
46 YTL karşı vekalet ücreti olurmu? Av.Caglar Hukuk Sohbetleri 4 03-04-2007 19:41
Parasını ödeyene kurusıkı serbest Y£LİZ Hukuk Haberleri 0 19-01-2007 12:46
Kurusıkı Silah Taşıması erdal Hukuk Soruları Arşivi 2 16-03-2002 22:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08751011 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.