|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-11-2009, 11:42 | #1 |
|
İcra İflas Kanununun 106 Ve 110.Maddesinin Uygulanması
sayın meslekdaşlarım sizlerle i.i.k.nun 106 ve 110.maddesininin aşağıdaki olayda uygulanıp uygulanamayacağı hususunda içinden çıkılmayan bir hususu paylaşmak isterim,yorumlarınızı bilgilerinizi ve mevcut ise bu konuda yargıtay göndermenizi dilerim,
Bir icra dosyasından borçlunun 20.01.2000 tarihinde taşınmazı siciline haciz şerhi konulmuş ve devamında 20.01.2001 tarihinde taşınmazın satışı talep edilerek satışa gidilmiştir,Taşınmaz ihale edilmiş ve ihale alıcısı çıkmadığından satış düşmüştür.Alacaklı kanuni süreler yani (2 yıl) içerisinde 19.01.2002 tarihinde tekrar taşınmazın satışını talep etmiş ve icra dosyasına 200.00 tl.satış avansı yatırmış ve 20.01.2006 tarihine kadar taşınmazın satışı ile ilgili hiç bir girişimde bulunmamıştır,aradan geçen 4 yıl içerisinde hiç bir satış talebide mevcut değildir,20.01.2006 tarihinde taşınmazın tapu siciline yeniden haciz konulmasını talep ederek tapu sicile yeniden 20.01.2006 tarihle haciz koydurmuştur,devamında bugün yani 26.11.2009 tarihine kadarda dosyada taşınmazın satışı ile ilgili hiç bir işlem yapmamıştır,benim düşünceme göre alacaklının 20.01.2006 tarihinde talebi ile yenilemiş olduğu haciz bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadığından düştüğü yönündedir,bu düşüncemi danışmış olduğum icra memurları ve meslekdaşlarımda doğrulamaktadır,ama içinden çıkılamayan husus şudur,Alacaklının 20.01.2000 tarihli haczinin devam edip etmediği hususudur,İcra memurları kararsız kalmaktadırlar,meslekdaşlarımında bir kısmı kararsız kalmaktadır,benim düşüncem her iki haczinde düştüğü yönündedir,şöyleki kısmi bir avans yatırarak ve satış talep edilerek haczin süresi sınırsız olamaz,burda şöyle bir konuda var, madem haciz devam ediyor ise Alacaklı 20.01.2006 tarihinde neden haczin yenilenmesini talep etmiş neden tekrar tapu sicile bu tarihle haciz koydurmuş,yenileme talebi ile eski sayılı haczin düşeceğini düşünmekteyim,bu hususda araştırma yaptım net olarak bir karara varamadım,bazı düşünceler devam ettiği yönünde bazıları kesinlikle her iki haczinde düştüğü yönündedir,sizlerle bu hususu paylaşmak istedim,fikirlerinizi düşüncelerinizi bekliyorum. yukarıda yazılı hususla ilgili yargıtay kararları mahkeme kararları mevcut ise paylaşılmasını dilerim saygılar.. |
26-11-2009, 15:48 | #2 |
|
Merhaba,
Sorunuzu okuduğumda tamamen sizin gibi düşünüyordum. Ancak içtihat programımda arama yaptığımda karşıma aşağıdaki karar çıktı. Kararın özü, satışın yapılmasının İİK 123. madde ile icra müdürüne bırakıldığı ve işlemlerin durmasında alacaklının bir kusurunun olmadığı.. Umarım işinize yarar. İyi çalışmalar T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi Esas: 2005/2848 Karar: 2005/7744 Tarih: 07.07.2005 ÖZET: İcra Mahkemesi'nce İcra ve İflas Kanunu'nun 106 ncı maddesi uyarınca haczedilen taşınmazların satışının haciz gününden itibaren iki yıl içerisinde istenmesi gerekir. 123 üncü maddede satışın yapılması görevi icra müdürüne bırakılmıştır. (2004 sayılı İİK. m. 106, 123) KARAR METNİ: YARGITAY İLAMI Taraflar arasındaki sıra cetvelinin davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dışı borçlu Kemal Özden'e ilişkin taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, davalı yanın haczinin düştüğünü; haczin 14.05.1999 gününde konulduğunu, 10.05.2001 gününde satış talep edildiğini ve satış avansı yatırıldığını ancak iki yıla yakın bir süre için dosyadan işlem yapılmadığını, 29.01.2003 gününde yeniden kıymet takdiri istendiğini; normal şartlarda dosyaların işlemden kaldırılması gerektiğini; bu durumun davalı yanın satış iradesi bulunmadığı yada satış isteminden vazgeçmesi olarak anlaşılabileceğini, davalının davranışlarının hukuken korunamayacağını ileri sürerek sıra cetvelinin iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili haczi izleyen iki senelik kanuni süre içerisinde taşınmazların satışının talep edildiğini ve hacizlerinin düşmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce İcra ve İflas Kanunu'nun 106 ncı maddesi uyarınca haczedilen taşınmazların satışının haciz gününden itibaren iki yıl içerisinde istenmesi gerektiği, 123 üncü maddede satışın yapılması görevinin icra müdürüne bırakıldığı; davalı alacaklının satışın yapılmamasında kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK.nun 366 ncı maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 7.7.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak: Corpus Arşiv |
26-11-2009, 16:07 | #3 |
|
yukarıdaki karara bende aynen katılıyorum,karar yerinde ve doğru bir karardır,bu kararda alacaklı vekili 2 yıl içerisinde taşınmazın satışını talep ederek avans yatırmakla süreyi kesmiştır,3,yılda tekrar kıymet takdirini yaptırarar işlemine devam etmektedir,benim yazmış olduğum konuda ise Alacaklı 2.yılın bitiminde satış talebinde bulunmuş ve avans yatırmış ve dosyada satış talebinden sonra 4 yıl boyunca hiç bir işlem yapmamıştır,satış talebinden 4 yıl sonra taşınmaz siciline yeniden haciz koydurmuş ve yine yani bugüne kadar hiçbir şekilde ne satış nede haciz talebinde bulunmamıştır,haczi devam ediyor ise 4 yıl sonra neden haczin yenilenmesi gereksimimini dumuştur,yukarıdaki karara göre düşünürsek alacaklı haciz talebinde bulunsun süresinde satış talebinde bulunsun avans yatırsın bir ömür boyu haciz düşmesin mantıklımı sizce.
|
26-11-2009, 16:13 | #4 |
|
yukarıda yazıldığı gibi satışın yapılması icra müdürüne bırakılmış ise icra müdürü neden satışa devam etmez 10 sene sonra satışa devam ederse haciz bakimi kalır sizce mantıklımı satışı engelleyen bir unsurmu mevcut burda bence buda sorunu çözmez yinede göndermiş olduğunuz yanıt için teşekkür ederim.
|
27-11-2009, 13:27 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
|
27-11-2009, 13:50 | #6 |
|
Sn. Atasoy,
Aşağıdaki Yargıtay kararı işinize yarar mı bilemiyorum ancak bugüne kadar yayınlanmış içtihatlara hakim olan genel görüş satışın istenmiş olmasının tek başına süreyi kesmesi ancak satış masraflarının yatırılmamış olmasının süreyi işletmeye devam ettirmesi yönündedir. T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 1989/129 K. 1989/246 T. 16.1.1989 • HACİZİN DÜŞMESİ ( Satış Giderlerinin Yatırılmaması ) • TAŞINMAZLARDA SATIŞ İSTEME SÜRESİ • DEĞER TAKDİRİ TALEBİNİN SATIŞ İSTEME SÜRESİNİN İŞLEMESİNİ ENGELLEMEMESİ • SÜRE ( Taşınmazlarda Satış İsteme ) 2004/m.106 ÖZET : Taşınmaza değer biçilmesine ilişkin talep ve işlemler satıştan önceki satışa hazırlık niteliğinde birer işlem olup, açıkça satış talebi olmadıkça İcra ve İflas Kanununun 106. maddesindeki süreyi kesmez. Satış talebinde bulunan alacaklı, bu talep için gerekli giderleri yatırmamışsa; ya da yatırdığı halde değer takdiri için yapılan harcamalar sonucunda bu para harcanmışsa, iki yıllık sürenin geçmesi ile haciz işlemi düşer. DAVA: Merci kararının onanmasını mutazammın 18.11.1988 tarih ve 10986-13883 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 3.1.1989 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : KARAR: Alacaklı vekili 26.2.1986 tarihinde icra dairesine satış isteme hakkı mahfuz kalarak satışa esas olmak üzere kıymet takdiri istemiş ve kıymet takdiri zımnında avans yatırılmış, bilirkişilerin mesaileri nazara alınarak dört bilirkişi için kırkbeşerbin liradan yüzseksenbin lira ücret takdir edilmiş bu nedenle evvelce yatırılan yüzelli bin liraya ilaveten otuzbin lira daha masraf ödenmiştir. Taşınmaza kıymet takdirine dair istem ve muameleler satıştan önceki satışa hazırlık mahiyetinde birer muamele olup, açıkça satış talebi olmadıkça İİK`nun 106. maddesindeki süre kesilmez. Bilahare alacaklı vekili iki senelik yasal süre içerisinde ve 8.4.1986 tarihinde 1299 parselde kayıtlı taşınmazın satışını istemiş ise de, satış için masraf vermemiş, kıymet takdiri için yatırılan avansla 10.5.1986 tarihinde kıymet takdiri yapılmıştır ve 26.5.1986 tarihinde de memurlukça kıymet takdiri için yatırılan 180.000 lira avansın bilirkişilere ödenmesine karar verilmiştir. Bundan sonra diğer taşınmazların da kıymet takdiri istenmiş bu muamelelerde yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi, satıştan önceki muamele olan kıymet takdirine ait avans yatırılmış 8.4.1986 tarihinde satış isteğinde bulunulmuş ancak, satış masrafı 2 yıllık süre içerisinde yatırılmamış mercice de bu cihet kabul edilmiş olduğundan İİK`nun 59. maddesi gereğince 9.10.1984 tarihinde yapılan haciz düşmüştür. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle masraf yatırılmamasında alacaklının kusuru olmadığından bahisle şikayetin reddine dair verilen merci kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından tashih isteğinin kabulü ile 18.11.1988 tarih 10986- 13883 sayılı Yargıtay onama ilamının kaldırılarak, 1.7.1988 tarih 923-914 sayılı merci kararının İİK`nun 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
30-11-2009, 11:49 | #7 |
|
yanıtlardan anladığım üzre taşınmazlarda satış talebi ile bir miktar avans yatırılması halinde yani satışa yönelik hiçbir işlem dahi memur tarafından yapılmaz ise dahi satış talebi mevcut olduğundan ve bir miktar avans mevcut olduğundan haciz düşmez satış talebinden itibaren 5 yılda geçse 10 yılda geçse haciz düşmez yani cevaplarda ve kararlarda bunu anladım doğrumudur bu
|
01-12-2009, 09:51 | #8 |
|
Evet. Her iki Yargıtay kararından da aynı sonuç çıkıyor. Satışın istenmesi ve avansın yatırılması ile alacaklı vekili kendi sorumluluğunu yerine getirmiş olacağından bu işlemin süresi içerisinde yapılması 2 yıllık süreyi kesiyor. Satış talebi ve avansın yatırılmasına karşılık müdürlükçe hiç bir işlem yapılmaması halinde başvurulabilecek tek yok sorumlular hakkında şikayettir kanımca.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
3091 sayılı kanunun uygulanması | muzio | Meslektaşların Soruları | 6 | 12-12-2012 21:17 |
Sitede Kat Mülkiyeti Kanunun Uygulanması | counselor | Meslektaşların Soruları | 10 | 18-05-2009 16:22 |
Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik | üye8180 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 11 | 01-03-2008 22:50 |
mk 2. maddesinin uygulanması | neomatrix | Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 01-12-2006 10:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |