|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-08-2009, 13:20 | #1 |
|
davanın adı ne?
merhabalar
A'ya ait 10000 metrekare taşınmaz var ,b'ye ait ise 6000metrekare ....kadastro sırasında A buralarda olmadığı için sınırlarda bir yanlışlık yapılmış ve A 'nın taşınmazının 2000 metrekarelik bir kısmı B'de gösterilmiş...yani her ikisi de 8000'er metrekare şuan....A şimdi o yanlışlığın giderilmesini istiyor..B ile aralarında ihtilaf bulunmuyor...bu olay,tapuda halledilebilir mi yoksa dava mı açılmalı,açılmalıysa davanın adı ne olmalı?ücret tarifesinde hangi kısma giriyor?(meslekte yeniyim,aydınlatırsanız sevinirim) teşekkürler |
24-08-2009, 13:37 | #2 |
|
Sayın av.ta;
Kadastro Kanunu'nun "Kadastro tespitine itiraz" başlıklı 9. maddesinde "Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir. İtiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılır. Bu durumda itirazla ilgili tutanak veya ekleri en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir. İtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında yapılabilir. Bir belgeye dayanmayan itirazlar incelenmez. İtiraz edenin ilan süresi içinde dava açma hakkı saklıdır." şeklinde bir düzenleme mevcut. Ayrıca, yine Kadastro Kanunu'nun 11. maddesinde "Kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler; bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir. Kadastro müdürü bu işlemleri, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde yapmak zorundadır. Müdür, Genel Müdürlüğün iznini alarak, kadastrosu henüz tamamlanmayan çalışma alanlarında mahalle bucak merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalışmaları sonuçlanan taşınmaz mallara ait kısmi ilanı yukarıdaki esaslara göre yapabilir. Bu Kanun gereğince yapılan ilanlar, ilgili gerçek kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliğ edilmiş sayılır." Kanunun "Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre" başlıklı 12. maddesinde "30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir." denilmek suretiyle Kadastro Mahkemesi'nde Kadastro Tespitine İtiraz Davası açılabileceği, ancak bu davayı açmanın süreye tabi olduğu ifade edilmiştir. Saygılarımla.. |
24-08-2009, 14:20 | #3 |
|
Asliye Hukuk Mahkemesinde "tapu iptali ve tescil" davası.Ücret tarifesinde taşınmazın değeriyle orantılı nısbi ücrete giriyor.
T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2005/8327 K. 2005/8852 T. 22.12.2005 • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Taş Duvar Dışında Kalan Dava Konusu Bölümün Taraflar Arasındaki Taş Duvarın Dışında Kaldığı Halde Davalının Zilyetliğinde Bulunmasının Sebebi Araştırılmadan Davanın Reddinin Hatalı Olduğu ) • TAŞ DUVAR ( Dışında Kalan Dava Konusu Bölümün Taraflar Arasındaki Taş Duvarın Dışında Kaldığı Halde Davalının Zilyetliğinde Bulunmasının Sebebi Araştırılmadan Davanın Reddinin Hatalı Olduğu - Tapu İptali ve Tescil ) • TESPİTTEN ÖNCE TARAFLARIN BELİRLEDİĞİ SINIR ( Neresi Olduğu Halen Mevcut Bulunan Taş Duvarın Kadastrodan Önce ve Tarafların Anlaştıkları Sınır Olup Olmadığı Kesin Olarak Açıklığa Kavuşturulmadan Davanın Reddinin Hatalı Olduğu - Tapu İptali ve Tescil ) 3402/m.14 ÖZET : Dava, tapu iptali ve tescil talebidir. Kadastro tespitinden önce tarafların belirlediği sınırın neresi olduğu, halen mevcut bulunan taş duvarın kadastrodan önce ve tarafların anlaştıkları sınır olup olmadığı kesin olarak açıklığa kavuşturulmadan ve bu konuda yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri arasındaki çelişki giderilmeden, teknik bilirkişi krokisinde kırmızı çizgi ile gösterilen fiili kullanım alanının da kadastroca tespit edilen sınırlara ne sebeple uygun olmadığı ve taş duvar dışında kalan dava konusu A harfi ile gösterilen bölümün taraflar arasındaki taş duvarın dışında kaldığı halde davalının zilyetliğinde bulunmasının sebebi araştırılmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. DAVA : Ali Şen ile Ahmet Şen aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Alanya l.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 18.04.2005 gün ve 272/179 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacı, kendisine ait 107 ada 45 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kadastro tespiti sırasında davalıya ait 107 ada 56 parsel içinde kaldığını bildirerek bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile kendi parseline eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, 107 ada 45 ile 56 parsellerin öncesinin bir bütün olduğunu ve aralarında yapılan rızai taksime uygun olarak kadastro tespitinin yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz bölümünü kapsayan 107 ada 56 parsel ile davacıya ait 45 parselin aralarındaki sınırı tarafların 15 yıl önce belirleyip taş duvar yaptıkları, daha sonra kadastro tespiti sırasında bu duvar dikkate alınmayarak 22.10.2004 tarihli teknik bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilen bölümün davalı adına tespit ve tescil edilen 56 parsel içinde kaldığı davacı tarafından ileri sürülmüş, ancak kadastro tespitinden önce tarafların belirlediği sınırın neresi olduğu, halen mevcut bulunan taş duvarın kadastrodan önce ve tarafların anlaştıkları sınır olup olmadığı kesin olarak açıklığa kavuşturulmadan ve bu konuda yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri arasındaki çelişki giderilmeden, teknik bilirkişi krokisinde kırmızı çizgi ile gösterilen fiili kullanım alanının da kadastroca tespit edilen sınırlara ne sebeple uygun olmadığı ve taş duvar dışında kalan dava konusu A harfi ile gösterilen bölümün taraflar arasındaki taş duvarın dışında kaldığı halde davalının zilyetliğinde bulunmasının sebebi araştırılmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Mahkemece yerinde yeniden keşif yapılarak yukarıda açıklandığı şekilde delillerin toplanıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 11,20 YTL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
24-08-2009, 14:22 | #4 |
|
T.C.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2005/8103 K. 2005/7827 T. 1.7.2005 • TAPU KAYITLARININ İPTAL VE TESCİLİ ( Taraflardan Taşınmazların ve Öncesini İyi Bilen Elverdiğince Yaşlı Tanık Göstermeleri İstenmesi Gereği ) • TANIK GÖSTERME ( Yerinde Yeniden Keşif Yapılarak Bilirkişi ve Tanıklardan Taraf Tapularının Oluşturulduğu Tarihte Ortak Sınırın Nereden Geçtiği Olaylara Dayalı Olarak Ayrı Ayrı Sorulup Saptanması Gereği ) • KOMŞU PARSEL MALİKLERİ ( Tanıklardan Taraf Tapularının Oluşturulduğu Tarihte Ortak Sınırın Nereden Geçtiği Olaylara Dayalı Olarak Ayrı Ayrı Sorulup Saptanmalı Gerektiğinde Bu Konuda Komşu Parsel Maliklerinin ya da Zilyetlerinin Tanık Sıfatıyla Bilgilerine Başvurulması Gereği ) 3402/m.20 ÖZET : Davacılar tapu kaydına ve kadastro öncesi nedene dayanarak genel kadastro sonucu davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptal ve tescili isteğiyle dava açmışlardır. Taraflardan taşınmazların ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı tanık göstermeleri istenmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile tüm tespit bilirkişileri ve gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak bilirkişi ve tanıklardan taraf tapularının oluşturulduğu tarihte ortak sınırın nereden geçtiği olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, gerektiğinde bu konuda komşu parsel maliklerinin yada zilyetlerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmalıdır. DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davalılar Hazine ve İlhami Öncül, Turan Öncül, Recep Öncül, Gülümser Aksu ile Ahmet Öncül vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Davacılar tapu kaydına ve kadastro öncesi nedene dayanarak genel kadastro sonucu davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptal ve tescili isteğiyle dava açmışlardır. Mahkemece davalılar Mehmet Azeri, Enver Azeri, İsmail Şuay, Yaşar Şuay, Orhan Topcu, Enver Azeri mirasçıları aleyhine açılan davanın HUMK.nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, 19 ada 2 ve 3 nolu parseller yönünden açılan davanın kabulüne, Karagöl Mahallesi 19 ada 3 nolu parselin hazine adına tescilinin iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, 19 ada 2 nolu parselin 14.11.2002 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde ( A ) harfi ile gösterilen 10858.07 metrekarelik kısmının davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; ( B ) harfi ile gösterilen 13.750.48 metrekarelik kısmının davalılar Mehmet Hanefi Öncül ve paydaşları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve İlhami Öncül, Turan Öncül, Recep Öncül, Gülümser Aksu ile Ahmet Öncül vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, 19 ada 3 nolu parselin davacı taraf adına iskanen oluşan 10.8.1938 tarih 274 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığının keşif ve uygulama ile saptanmasına, hazinenin iskanen temlik sonucu mülkiyetinden çıkarmış olduğu bir yerde hak iddia edemeyeceğine göre hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun aleyhindeki hükmün ONANMASINA, 2-Davalılar İlhami Öncül ve arkadaşlarının 19 ada 2 nolu parselle ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme dahi hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. İddia ve ileri sürülüşe ve savunmaya göre taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak sınıra ilişkin bulunmaktadır. Davacı tarafın dayandığı tapu kaydının hazine adına tespit edilen 3 nolu parselin tümü ile 2 nolu parselin bir bölümüne, davalı İlhami Öncül ve arkadaşlarının dayandıkları tapu kaydının ise 2 nolu parsele uygunluğu yerel bilirkişi tarafından haber verildiği gibi bu yön mahkemenin de kabulündedir. Taraf tapularının evrakı müsbiteleri arasında harita ve krokilerinin bulunmadığı merciinden bildirilmiştir. Tapular birbirlerini sınır komşusu olarak göstermektedirler. Dayanak tapuların harita ve krokileri olmadığına göre ortak sınırın tarafların bildireceği tanıkların arazi başında dinlenerek tespiti gerekir. Oysa ki mahkemece tek bir yerel bilirkişi ile tanık olarak bir tespit bilirkişisi dinlenilmişler, bunlar da taraf taşınmazlarını ayıran ortak sınırın nereden geçtiğini bilmediklerini söylemişlerdir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, taraflardan taşınmazların ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı tanık göstermeleri istenmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile tüm tespit bilirkişileri ve gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak bilirkişi ve tanıklardan taraf tapularının oluşturulduğu tarihte ortak sınırın nereden geçtiği olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, gerektiğinde bu konuda komşu parsel maliklerinin yada zilyetlerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmalı, ortak sınırın bilirkişi ve tanık beyanlarıyla da saptanamaması durumunda her iki taraf tapusunun yüzölçümleri toplamının 37.000 m2, davalıların tapusunun yüzölçümünün 21.000 m2 olup buna göre davalı tapuların yüzölçümü toplamına oranının %57, davacı tapusunun %43 olduğu ve bunun sonucu olarak 3 ve 2 parsellerin yüzölçümleri toplamının da 29750 m2 olduğu kabul edilip buna göre 2 nolu parselin kuzey sınırından başlanmak üzere 16957.5 m2 nin tespit gibi adı geçen davalılar geri kalan 7651.05 m2 lik kısmı ile 3 nolu parselin ( toplam 12.792.98 m2 ) ise davacı taraf adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeli ve ona göre fen bilirkişisine kroki düzenlettirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. SONUÇ : Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Davalılar İlhami Öncül ve arkadaşlarının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile 19 ada 2 nolu parsele hasren hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Davanın Kabulü | Gün Altay | Meslektaşların Soruları | 4 | 10-10-2008 12:50 |
Davanın İnkarı | Av.Selim HARTAVİ | Meslektaşların Soruları | 3 | 11-01-2008 11:02 |
Boşanma/Davanın Ve Karşı Davanın Kabulü/Karşı Davanın Temyizi | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 10-01-2008 21:18 |
davanın ne olacağı | davut | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 23-05-2006 19:07 |
Davanın Açılmamış Sayılması - Temyiz Edilmeyen ek davanın Bozul | aeyesilkaya | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 08-09-2005 21:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |