Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Görev uyuşmazlığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-03-2017, 16:01   #1
dogano

 
Varsayılan Görev uyuşmazlığı

Merhaba arkadaşlar,

Bir yerde 2 adet asliye hukuk mahkemesi var, 1 nolu asliye hukuk aynı zamanda ihtisas mahkemesi olarak iş davalarına da bakıyor. görülen bir davanın iş kanunu kapsamına girmemesi halinde sıfat değiştirilerek asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla mı devam edilir yoksa görevsizlik mi verilir? Bununla ilgili içtihat var mı?
Old 17-03-2017, 16:04   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/14422
Karar: 2016/12397
Karar Tarihi: 02.11.2016


TAZMİNAT DAVASI - UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU - YARGI YERİNDE AYRI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ YOKSA DAVAYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA BAKILMASI VE KARARIN BU SIFATLA VERİLDİĞİNİN HÜKÜMDE GÖSTERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

(6102 S. K. m. 4) (6100 S. K. m. 114, 115, 297)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dilekçesi ile; 04.07.2014 tarihinde saat 17:10 civarında müvekkil şirket sahasında davalıdan kaynaklanan bir nedenden dolayı elektrik kesintisi yaşandığını, tekrar elektrik verildiğinde ise davalı tarafından ters fazda elektrik verildiğini, bu durum sonucunda davacı şirkete ait hava kompresörünün kullanılamaz hale geldiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/182 D.iş dosyası ile zararın tespit edildiğini iddia ederek, 53.313,512TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle husumet itirazlarının bulunduğunu, esas yönünden ise tazminat isteminin yerinde olmadığını, davalıya kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 48.267,67TL maddi tazminatın davalı yandan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra,19.11.2014 tarihinde açılmıştır.

6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.

Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış veya yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.

Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; davacı şirketin işyerinde meydana gelen zararın tazminine ilişkin olduğu her iki tarafın da tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içerisindedir.

Bu durumda, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olarak açılan iş bu davaya bakma görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.

Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK'nun 297/1-a maddesi uyarınca da kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 17-03-2017, 16:05   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/7894
Karar: 2016/12160
Karar Tarihi: 03.05.2016


ALACAK DAVASI - TİCARİ KREDİDEN KAYNAKLANAN MASRAFLARIN İADESİNE İLİŞKİN AÇILAN DAVAYA BAKMA GÖREVİNİN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE AİT OLDUĞU - TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Davacı kullanmış olduğu krediler nedeniyle davalı banka tarafından değişik adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. Asliye Ticaret Mahkemesi ile...Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, ticari krediden kaynaklanan masrafların iadesine ilişkin açılan davaya bakma görevi ..Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dosyadaki belgelerden 21.05.2007 tarihli ve … TL tutarlı kredinin ticari kredi olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 21.05.2007 tarihli ticari kredi yönünden, ...de müstakil Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, müstakil.... ticaret mahkemesinin bulunmaması halinde ise ara karar ile bu kredi yönünden de uyuşmazlığa ...Asliye Ticaret ....Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken,... Tüketici Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

(6102 S. K. m. 5)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, davalı banka şubesinden 2 adet kredi kullandığını, kendisinden haksız olarak farklı isimler adı altında kesilen 21.333,33 TL'nin kesinti tarihinden itibaren başlayacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, yargılama aşamasında 2007 tarihli kredi yönünden ticari kredi olduğu gerekçesiyle eldeki dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve yargılamaya tefhimle devam edilerek davacının 14/04/2009 tarihinde kullandığı 500.000 TL tutarlı konut kredisinden kaynaklı komisyon tutarı adı altında alınan 13.333,33 TL'nin, bankanın tahsilat yaptığı 14/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davacı kullanmış olduğu krediler nedeniyle davalı banka tarafından değişik adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de..; Asliye Ticaret Mahkemesi ile...Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, ticari krediden kaynaklanan masrafların iadesine ilişkin açılan davaya bakma görevi ..Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dosyadaki belgelerden 21.05.2007 tarihli ve 400.000 TL tutarlı kredinin ticari kredi olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 21.05.2007 tarihli ticari kredi yönünden, ...de müstakil Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, müstakil.... ticaret mahkemesinin bulunmaması halinde ise ara karar ile bu kredi yönünden de uyuşmazlığa ...Asliye Ticaret ....Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken,... Tüketici Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 227,70 TL harcın istek halinde iadesine, 03.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 17-03-2017, 16:05   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/15698
Karar: 2016/4925
Karar Tarihi: 02.05.2016


TAZMİNAT İSTEMİ - AÇILAN DAVADA TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU NIUN GÖZETİLMEMESİNİN İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, gelir koruma sigortası poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Sigorta sözleşmelerinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır. Bu itibarla, mahkemece; tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle ayrı tüketici mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, yoksa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu yön gözardı edilerek aksi şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

(6502 S. K. m. 3, 73, Geç m. 1) (4857 S. K. m. 17)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/04/2015 tarih ve 2014/464-2015/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı nezdinde gelir koruma sigortası yaptırdığını, iş aktinin13/05/2014 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu 'nun 17. maddesine dayalı olarak fesh edildiğini, ... Emekliliğe tüm belgeleri eksiksiz olarak teslim etmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, son brüt maaşının net yarısı tutarında 6 aylık ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, 18.300,00 TL sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın Ticaret Mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerektiğini, iş aktinin davacının kusuru nedeniyle feshedildiğini, işverenin haklı veya geçerli sebebe dayanan iş akdi feshinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının İş Kurumuna başvurmuş olma koşulunu da yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının iş aktinin haklı nedenle feshedilmediği, davacının İş Kurumuna başvuruda bulunduğu, bu haliyle rizikonun teminat kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, davacı-sigortalının altı aylık brüt gelirinin yarısı kadar tazminat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir

Dava, gelir koruma sigortası poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Yasa'nın 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Aynı Yasa'da görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin niteliğine ve zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlere de yer verilmiş, Yasa'nın 83/2. maddesinde, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi, 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, maddenin özel hüküm niteliğinde olduğu vurgulanmış ve 6502 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinde yasanın yürürlüğü sonrası açılacak davalarda usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Belirtilen düzenlemeler karşısında, sigorta sözleşmelerinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır.

Bu itibarla, mahkemece; tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle ayrı tüketici mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, yoksa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Olumlu görev uyuşmazlığı talebi kamulaştırmasız el atma Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 4 10-03-2018 22:05
kamulaştırmasız el atma olumlu görev uyuşmazlığı gtz Meslektaşların Soruları 5 15-03-2013 21:38
ilginç bir olumsuz görev uyuşmazlığı av.tgb Meslektaşların Soruları 0 01-11-2011 13:31
olumsuz görev uyuşmazlığı - vekalet ücreti Av.Camokay Yorgancılar Meslektaşların Soruları 5 22-01-2010 13:17
İdari para cezlarında olumusuz görev uyuşmazlığı tolga Meslektaşların Soruları 1 06-08-2007 16:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05484891 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.