Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ticaret Hukuku Sorusu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-02-2010, 10:07   #1
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan Ticaret Hukuku Sorusu

Sayın meslektaşlarım, çözüm aradığım konu ve sorun şudur;

X ... A.Ş.' nin bütün (%100) hisselerini Y ...A.Ş. devralmıştır. Daha sonra, SGK Y..A.Ş.' ye yazı göndererek, işyeri ve işçi bildirgesi göstermediğinden bahisle yüklü bir idari para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. Bu yazıya cevaben, Y ... A.Ş., aslında kendilerinin yeni bir şirket (işyeri) olmadıklarını, sadece X A.Ş. nin %100 hissesini satın aldıklarını, teknik olarak X A.Ş. yi devralmış olmadıklarını, sadece Tic. Ünvanını değiştirerek faaliyet gösterdiklerini, esasen Y A.Ş. ünvanlı şirketin X A.Ş. olduğu, X A.Ş. nin ise işyeri ve işçi bildirgesini süresinde SGK ' ye takdim ettiğini ve dolayısıyla idari para cezasına müstehak olmadıklarını belirmişlerdir. Durum davalık olmuştur.

Soru; Bir şirketin %100 hissesinin başka bir şirkete devri, TTK da düzenleme alanı bulan, teknik anlamda şirket (işyeri) devrimidir ?

NOT; Konuyla ilgili Yargıtay ve/veya Danıştay kararlarına ihtiyacım var.

Bütün meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler. İşlerinde kolaylıklar dilerim.
Old 11-02-2010, 11:32   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
Sayın meslektaşlarım, çözüm aradığım konu ve sorun şudur;

X ... A.Ş.' nin bütün (%100) hisselerini Y ...A.Ş. devralmıştır. Daha sonra, SGK Y..A.Ş.' ye yazı göndererek, işyeri ve işçi bildirgesi göstermediğinden bahisle yüklü bir idari para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. Bu yazıya cevaben, Y ... A.Ş., aslında kendilerinin yeni bir şirket (işyeri) olmadıklarını, sadece X A.Ş. nin %100 hissesini satın aldıklarını, teknik olarak X A.Ş. yi devralmış olmadıklarını, sadece Tic. Ünvanını değiştirerek faaliyet gösterdiklerini, esasen Y A.Ş. ünvanlı şirketin X A.Ş. olduğu, X A.Ş. nin ise işyeri ve işçi bildirgesini süresinde SGK ' ye takdim ettiğini ve dolayısıyla idari para cezasına müstehak olmadıklarını belirmişlerdir. Durum davalık olmuştur.

Soru; Bir şirketin %100 hissesinin başka bir şirkete devri, TTK da düzenleme alanı bulan, teknik anlamda şirket (işyeri) devrimidir ?

NOT; Konuyla ilgili Yargıtay ve/veya Danıştay kararlarına ihtiyacım var.

Bütün meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler. İşlerinde kolaylıklar dilerim.

Sayın meslektaşım,

Bildiğiniz gibi şirket hisse devri ile işletmeye ait varlıkların devri ve Şirketlerin birleşmesi farklı farklı şeylerdir. Şirket hissesinin devredilmesi, sadece ortaklık yapısını değiştirir. Şirket aynı şirket olarak kalır. Yine şirket unvanının değişmesi şirket tüzel kişiliğine tesir etmez.

Sizin bahsettiğiniiz olayda bazı teknik hatalar var:

Evvela Anonim Şirketler 5 ortaktan az olamayacağı için, bir A.Ş. nin %100 hissesini bir diğer şirket alamaz. Muhakkak devraldığını söylediğiniz Y___ A.Ş.nin ortakları veya iştirakleri ile Y___ A.Ş. birlikte hisseleri devralmışlardır.

Eğer olay böyle ise; hisselerin devri veya unvan değişikliği tek başına mevcut şirket tüzel kişiliğine tesir etmeyeceği için daha önce verilmiş olan beyannameler geçerlidir.

Bu konuda bir çok yargıtay kararı bulabilirsiniz.

Eğer hisse devri değil de işletme (varlık) devri ya da birleşme söz konusu ise TTK.146 vd ila BK.179-180 vd okuyunuz.
Old 11-02-2010, 11:43   #3
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan Kanaat beyanı

Sayın meslektaşım, dediğiniz doğru, devraldığını söylediğim Y___ A.Ş.nin iştirakleri ile Y___ A.Ş. birlikte hisseleri devralmıştır. Ancak, bu teknik hatanın, sorunun cevabına doğrudan etkisi olmadığı kanaatindeyim. Ancak, genel olarak bilgi sunmuşsunuz teşekkür ederim.

Sorumun cevabı;

"hisselerin devri veya unvan değişikliği tek başına mevcut şirket tüzel kişiliğine tesir etmeyeceği için daha önce verilmiş olan beyannameler geçerlidir".

olmuştur. Bu cevabınızı tespit edecek kanun hükmü ve/veya ilgili Yargıtay karar veya karaları sunarsanız minnettar kalırım.

Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Old 11-02-2010, 13:29   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
Sayın meslektaşım, dediğiniz doğru, devraldığını söylediğim Y___ A.Ş.nin iştirakleri ile Y___ A.Ş. birlikte hisseleri devralmıştır. Ancak, bu teknik hatanın, sorunun cevabına doğrudan etkisi olmadığı kanaatindeyim. Ancak, genel olarak bilgi sunmuşsunuz teşekkür ederim.

Sorumun cevabı;

"hisselerin devri veya unvan değişikliği tek başına mevcut şirket tüzel kişiliğine tesir etmeyeceği için daha önce verilmiş olan beyannameler geçerlidir".

olmuştur. Bu cevabınızı tespit edecek kanun hükmü ve/veya ilgili Yargıtay karar veya karaları sunarsanız minnettar kalırım.

Zaman ayırdığınız için teşekkürler.

Sayın meslektaşım,

Sorunuzu doğru anlayabilmek için bahsettiğim şirket hissesinin %100'ünün devrinin bir kişi ya da bir şirket tarafından alınamayacağına değinmek zorunda kaldım. Gerçekten hisse devri mi var yoksa birleşme mi var anlayabilmek için müsadenizle o hususu sormalıydım.

Diğer yandan aşağıdaki Yargıtay kararında koyulaştırdığım bölümde, unvan değişikliğinin şirket tüzel kişiliğinde "unvan" dışında değişiklik getirmeyeceğine açıkça vurgu yapmaktadır.

Alıntı:

T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/3484

K. 2004/5403

T. 15.6.2004

• İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET NEDENİYLE SSK'NIN YAPTIĞI ÖDEMELERİ İÇİN İŞVERENE RÜCU TALEBİ ( Davalı Şirketin Üçüncü Bir Şirketle Birleşmiş Olması - Mahkemece Şirketin Tüzel Kişiliğinin Devam Edip Etmediğinin Araştırılması ve Sonucuna Göre Hüküm Kurulması Gereği )

• RÜCUAN TAZMİNAT TALEBİ ( İş Kazası Sonucu Malul Kalan Sigortalıya Yapılan Ödemeler İçin - Davalı İşveren Şirketin Başka Bir Şirketle Birleşmiş Olması Halinde Mahkemece Yapılması Gereken Araştırmalar )

• İŞVERENE RÜCU TALEBİ ( İş Kazası Sonucu Maluliyet Nedeniyle SSK'nın Yaptığı Ödemeler İçin - Davalı İşveren Şirketin Başka Bir Şirketle Birleşmiş Olması Halinde Mahkemece Yapılması Gereken Araştırmalar )

• ŞİRKETLERİN BİRLEŞMESİ ( Birleşen Şirketlerden Davalı Şirketin İş Kazası Geçiren İşçisine Yapılan Ödemeler İçin SSK'nın Rücu Talebi - Mahkemece Tüzel Kişiliğin Devam Edip Etmediğinin Araştırılması Gereği )

506/m.26

818/m.179

6762/m.451/2


ÖZET : Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya davacı Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının, davalı işverenden rücuan tahsili talebine ilişkindir. Somut olayda davalı H... Ltd. Şti. aleyhine hüküm kurulmuş ise de; anılan şirketin sorumluluğunun saptanmasında bu şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediğinin, 23.09.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan birleşme sözleşmesinin tarafları olan H... AŞ. ve dava dışı S... AŞ. ile ilişkisinin, her üç şirketin Ticaret Sicilinde bulunan sicil dosyalarının celbedilerek incelenmesi suretiyle açığa kavuşturulması gereklidir.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya davacı Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının, 506 sayılı Yasanın 26. maddesi kapsamında davalı H... Ltd. Şti. den işveren sıfatıyla rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davalı H... Ltd. Şti. aleyhine hüküm kurulmuş ise de; anılan şirketin sorumluluğunun saptanmasında bu şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediğinin, 23.09.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan birleşme sözleşmesinin tarafları olan H...AŞ. ve dava dışı S... AŞ. ile ilişkisinin, her üç şirketin Ticaret Sicilinde bulunan sicil dosyalarının celbedilerek incelenmesi suretiyle açığa kavuşturulması gereklidir.
Bu yönde; H... Ltd'nin sonradan unvan değişikliği ile H... AŞ. olması halinde; önceki tüzel kişilik, unvan değişikliği dışında hukuki varlığını devam ettirdiğinden, H... AŞ. işveren sıfatıyla sorumlu olduğu dikkate alınarak karar verilmelidir.
H... Ltd veya H... AŞ ye ait işyerinin; iş kazasının vukuundan sonra, Borçlar Kanunu madde 179'da öngörülen yasal koşulları içerecek biçimde tüm hak ve borçları ile birlikte ayrı tüzel kişiliği haiz dava dışı S... AŞ ye devredildiğinin saptanması durumunda ise; davalı şirketin devreden şirket sıfatıyla; muaccel Kurum alacağı için devir keyfiyetinin ihbar yada ilan tarihinden, sonradan muaccel olarak rücu alacağı içinde muacceliyet tarihinden itibaren 2 yıl müddetle devralan şirketle birlikte müteselsil nitelikteki hukuki sorumluluğu devam edecektir.
Davalı H... Ltd. Şti.'nin Türk Ticaret Kanunu madde 451/2 kapsamında, dava dışı şirkete devri suretiyle infisah etmesi durumunda ise; katılan Anonim Şirket tüm aktif ve pasifiyle devralan şirkete geçeceğinden giderek infisah eden şirketin malları ve borçları tediye ve temin edilinceye kadar devralan şirketçe idare olunacağından; bu hukuki statüde de dava dışı S... AŞ. devralan şirket sıfatıyla Kurumun rücu alacağından sorumlu olacağından davalı şirket aleyhine hüküm kurulması hatalı olacaktır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.06.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 11-02-2010, 14:01   #5
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

Burda aynı şirketin ünvan değişikliğinden bahsedilmektedir. Benim çözümünü rıca ettiğim soru, başka bir şirketin diğer şirketten, hisselerinin tamamını devr alması hali ile bu halin, devir sonucu doğurup doğrumayacağıdır. İşte buna ilişkin kararları, siz değerli meslektaşımdan rıca ediyorum.

saygılar sunarım.
Old 11-02-2010, 17:16   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
Burda aynı şirketin ünvan değişikliğinden bahsedilmektedir. Benim çözümünü rıca ettiğim soru, başka bir şirketin diğer şirketten, hisselerinin tamamını devr alması hali ile bu halin, devir sonucu doğurup doğrumayacağıdır. İşte buna ilişkin kararları, siz değerli meslektaşımdan rıca ediyorum.

saygılar sunarım.

Değerli meslektaşım,

Hisse devri unvanı değiştirmez. Unvan değişikliği de tüzel kişiiğin varlığını değiştirmez.
Old 11-02-2010, 18:31   #7
mantis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
...aslında kendilerinin yeni bir şirket (işyeri) olmadıklarını, sadece X A.Ş. nin %100 hissesini satın aldıklarını, teknik olarak X A.Ş. yi devralmış olmadıklarını, ...

Öncelikle, TTK'ya ve birleşme ve devralma işlemlerine yeterince hakim olmadığımı belirtmeliyim.

Ancak hisse satışı ile unvan değişikliği savunmalarının birbirleriyle çelişen savunmalar olmaları nedeniyle -üstadların affına sığınarak- kabul görmeyeceği kanaatindeyim.

Ayrıca, olayda iş ve sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde uygulanan bir idari para cezası söz konusu olduğundan, burada, yukarıda değinilen TTK ve BK'nın ilgili hükümlerinin yanı sıra, işyerinin devrini düzenleyen İş K. m.6'nın da mutlaka göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum.

Ki, m.6'den yola çıkıldığında yukarıda sorunuzdan alıntıladığım savunma geçersiz ve yetersiz kalmaktadır. Çünkü, burada;
"İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde..." denmekte, sorumluluk bakımından birleşme ya da devralma, keza hisse devri hususları önemini yitirmektedir.
Old 13-02-2010, 09:59   #8
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

"hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde..." denilmektedir. İş Kanununda. Ama, iş kanunundaki "devir" TTK anlamındaki teknik devirmidir? eğer evet orda kastedilen devir TTK anlamındaki teknik devirdir dersek, bu sefer hisselaerin tamamının alınması teknik olarak devir anlamını taşırmı? sorum aslında budur?
Old 13-02-2010, 11:42   #9
mantis

 
Soru

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
"hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde..." denilmektedir. İş Kanununda. Ama, iş kanunundaki "devir" TTK anlamındaki teknik devirmidir? eğer evet orda kastedilen devir TTK anlamındaki teknik devirdir dersek, bu sefer hisselaerin tamamının alınması teknik olarak devir anlamını taşırmı? sorum aslında budur?

"TTK anlamındaki teknik devir"i tanımlar mısınız? Daha doğrusu teknik devir dediğiniz nedir? Tüm hisselerin satışı devir niteliğindedir.
Israrlı sorularınız karşısında beni de şüpheye düşürdünüz, acaba yanlış noktaya mı çekiyorum sizi? Sorunuzu biraz daha somutlaştırarak ve ayrıntılandırarak sorabilir misiniz?

TTK kapsamında, BK kapsamında, hisse satışı ile, işletme devri ile... her hangi bir fark doğrumaz. Zira, Yasa'da açıkça "hukuki bir işlem" denilmiş olup, bu sayılan işlemlerin tümünün hukuki işlem olduğu izahtan varestedir. Bunun açık istisnası hükümde iflas hali olarak belirtilmiştir.

"
İşyerinin veya bir bölümünün devri

MADDE 6. - İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.


Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.


Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.


Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.


Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.


Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz."
Old 13-02-2010, 11:45   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hükümdar H.
"hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde..." denilmektedir. İş Kanununda. Ama, iş kanunundaki "devir" TTK anlamındaki teknik devirmidir? eğer evet orda kastedilen devir TTK anlamındaki teknik devirdir dersek, bu sefer hisselaerin tamamının alınması teknik olarak devir anlamını taşırmı? sorum aslında budur?

Tam olarak neyi aradığınızı anlamak çok zor.

Ancak yine de şunu söylemek zorunda hissediyorum kendimi:

Kural olarak hissenin tamamının bir şirket grubu tarafından (iştirakleri yahut iştirak şirketteki ortakları ile aynı olan şahıslarca) devir alınması halinde veyahut bir hakim ortak kontrolündeki şahıslarca alınması halinde (Çünkü A.Ş. lerde en az 5 ortak gereklidir! Yürürlükteki TTK'ya göre tek kişi ya da tek şirket tüm hisseyi alamaz ama kontrolündeki kişiler alabilir!) devir alınması -tek başına- işyeri devri anlamına gelmez!!!

Ancak bazı hallerde yapılan devir işlemi, başkalarına özellikle de alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılmış sayılabilmektedir. Bkz. İİK.280. madde.:

Alıntı:
ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL:
MADDE 280. (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/115 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./66. md.) Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/55 md.) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.

Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.

Bu maddeye göre, bir işletmenin -önemli bir varlığını- almak bile alacaklılara zarar vermek kastı ile yapılan işlem olarak değerlendirilmekte, bu durum, kanuni karine sayılmaktadır.

Fakat sizin olayınızda ilk mesajınızdan çıkan zorunlu anlama göre böyle bir ızrar kastı anlaşılamamaktadır. Yani sizin olayınızda böyle bir durum da yoktur. (Tabi ki bunu mesajlarınızdan anlamaya çalışıyorum.)
Old 13-02-2010, 12:10   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mantis

"TTK anlamındaki teknik devir"i tanımlar mısınız? Daha doğrusu teknik devir dediğiniz nedir? Tüm hisselerin satışı devir niteliğindedir.
Israrlı sorularınız karşısında beni de şüpheye düşürdünüz, acaba yanlış noktaya mı çekiyorum sizi? Sorunuzu biraz daha somutlaştırarak ve ayrıntılandırarak sorabilir misiniz?

TTK kapsamında, BK kapsamında, hisse satışı ile, işletme devri ile... her hangi bir fark doğrumaz. Zira, Yasa'da açıkça "hukuki bir işlem" denilmiş olup, bu sayılan işlemlerin tümünün hukuki işlem olduğu izahtan varestedir. Bunun açık istisnası hükümde iflas hali olarak belirtilmiştir.

"
İşyerinin veya bir bölümünün devri

MADDE 6. - İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.


Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.


Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.


Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.


Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.


Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz."

Bilindiği üzere bir şirket, tasfiye edilmedikçe tüzel kişiliği devam eder. Şirket ortaklık yapısının değişmesi şirketin devri anlamına gelmez. Zira şirket, ortaklarından ayrı bir hukuki kişiliğe sahiptir. Dolayısıyla borç ve alacakları şirket üzerinde doğar. -Kamu borçlarına dair bir iki istisnai hal hariç-, şirket ortakları şirketin borcundan mesul tutulamaz.

Şimdi somut soruya dönersek, bir şirketin ortaklık yapısının tamamı değişirse acaba bu şirket, hisseleri devir alan kişi veya şirketlere -işyeri devri- anlamında devredilmiş sayılabilir mi?

Böyle bir şey muvazaa hali hariç mümkün değildir! İşyeri devredilmiş sayılamaz. Zira hisse devrinde şirketin devredilen bir bölümü veya işletmesi yoktur!! Sadece ortaklık yapısı değişmiştir.

Bu itibarla -muvazaa hali hariç- İş Kanununun 6. maddesinin bu olaya uygulanma kabiliyetinin olamayacağı kanaatindeyim.
Old 13-02-2010, 14:05   #12
mantis

 
Varsayılan

Sayın Mehmet Saim Dikici, yanıtınız için çok teşekkür ederim, konu benim için gittikçe daha ilgi uyandırıcı olmaya başladı. Yukarıda da belirttiğim gibi ticaret hukukuna hakim değilim, müsadenizle kafama takılanları danışmak isterim.
  • Sayın Hükümdar H.'nin sorusunda,
    Alıntı:
    X ... A.Ş.' nin bütün (%100) hisselerini Y ...A.Ş. devralmıştır
    denilmektedir.
Olayda, şirketin ortaklık yapısının tamamen değişmesi, X A.Ş. adı altında olmamış, ya da ben öyle anlıyorum. A'nın payı B'ye, C'nin payı D'ye satılarak X A.Ş. tüzel kişiliği içindeki gerçek kişiler değişmemiş. X A.Ş. tüm paylarını Y A.Ş.'ye satmış.
Bir A.Ş.'nin tüm hisselerinin başka bir A.Ş.'ye satılmış olması karşısında (5 ortak şartının bir şekilde aşılmış olduğunu varsayıyorum) hiç hissesi kalmamış X A.Ş. ortadan kalkmaz mı? &Tasfiye& demeye çekiniyorum, ama hisselerin tamamen devri, tüzel kişiliği oluşturan payların, şirket mamelekinin de ortadan kalması -ve dolayısıyla- gerek tüzel kişiliğin gerekse şirket ortaklarının ortaklık sıfatının ortadan kalkmasına yol açmaz mı? Hisselerinin tümü satılmış bir şirket varlığını korur mu? Fiilen, X A.Ş.'nin tüm paylarını devri, şirketin feshi iradesi anlamı taşımaz mı?
  • İş K. m.6 ile kurduğum bağa gelince,SGK, adres olarak aynı yer olan, aynı tüzel kişi tarafından kullanılan işyerine, görülen işin niteliğine göre birden fazla işyeri kaydı yapabiliyor.
Örneğin, elimdeki bir dosyada, organizasyon işleri yapmakta olan bir A.Ş. ihale yoluyla aldığı bir iş için mal sevkiyatı için araç temini gerekince, bu işi bir oto kiralama firmasi üzerinden gerçekleştiriyor. Sevkiyat fatura mukabilinde ve oto kiralama firmasının şoförleri ile yapılıyor. SGK yaptığı incelemede, Kurum'a daha evvel bu iş için müvekkil tarafından işçi çalıştırılmadığı bildirilmiş olmasına rağmen, "araç kiralama" işyeri tescili ve işçi sigorta bildirimi yapılmadığından bahisle re'sen tescil yaptı. Yüklü miktarda para cezası da yolda. Aynı A.Ş.'nin benzer nitelikli 4 adet dosyası için dava açtım. Başka başka yerlerden de SGK'nın benzer re'sen tescil uygulamalarını duyuyorum.

Yukarıdaki örneği SGK'nın bakışına örnek olması açısından verdim. Sayın Hükümdar H.'nin sorusunda da, &işyeri ve işçi bildirgesi göstermediğinden bahisle yüklü bir idari para cezası uygulanması& söz konusu olduğundan, X A.Ş. - Y A.Ş. arasındaki ilişki ise m.6 gereği kurulacağından bu noktaya değinme gereği duydum. 5510 s. K.'da da sigortalılığın başlangıcı ve sona ermesinde şirket ortaklığı önem arz ediyor. Somut olayda 5510'nun 11. maddesine bakılması gerektiğini, çünkü söz konusu para cezasının dayanağının bu hüküm olduğunu düşünüyorum, bunu da İş K. m. 6'ya bağlıyorum...

Alıntı:
Kural olarak hissenin tamamının bir şirket grubu tarafından (iştirakleri yahut iştirak şirketteki ortakları ile aynı olan şahıslarca) devir alınması halinde veyahut bir hakim ortak kontrolündeki şahıslarca alınması halinde (Çünkü A.Ş. lerde en az 5 ortak gereklidir! Yürürlükteki TTK'ya göre tek kişi ya da tek şirket tüm hisseyi alamaz ama kontrolündeki kişiler alabilir!) devir alınması -tek başına- işyeri devri anlamına gelmez!!!

- İş mevzuatı bakımından kanaatimce bu işyeri devridir.

Özetle, sorunun biraz ayrıntılandırılması halinde ben de rahatlayacağım.
Old 13-02-2010, 16:01   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mantis
Sayın Mehmet Saim Dikici, yanıtınız için çok teşekkür ederim, konu benim için gittikçe daha ilgi uyandırıcı olmaya başladı. Yukarıda da belirttiğim gibi ticaret hukukuna hakim değilim, müsadenizle kafama takılanları danışmak isterim.
  • Sayın Hükümdar H.'nin sorusunda, denilmektedir.
Olayda, şirketin ortaklık yapısının tamamen değişmesi, X A.Ş. adı altında olmamış, ya da ben öyle anlıyorum. A'nın payı B'ye, C'nin payı D'ye satılarak X A.Ş. tüzel kişiliği içindeki gerçek kişiler değişmemiş. X A.Ş. tüm paylarını Y A.Ş.'ye satmış.
Bir A.Ş.'nin tüm hisselerinin başka bir A.Ş.'ye satılmış olması karşısında (5 ortak şartının bir şekilde aşılmış olduğunu varsayıyorum) hiç hissesi kalmamış X A.Ş. ortadan kalkmaz mı? &Tasfiye& demeye çekiniyorum, ama hisselerin tamamen devri, tüzel kişiliği oluşturan payların, şirket mamelekinin de ortadan kalması -ve dolayısıyla- gerek tüzel kişiliğin gerekse şirket ortaklarının ortaklık sıfatının ortadan kalkmasına yol açmaz mı? Hisselerinin tümü satılmış bir şirket varlığını korur mu? Fiilen, X A.Ş.'nin tüm paylarını devri, şirketin feshi iradesi anlamı taşımaz mı?
  • İş K. m.6 ile kurduğum bağa gelince,SGK, adres olarak aynı yer olan, aynı tüzel kişi tarafından kullanılan işyerine, görülen işin niteliğine göre birden fazla işyeri kaydı yapabiliyor.
Örneğin, elimdeki bir dosyada, organizasyon işleri yapmakta olan bir A.Ş. ihale yoluyla aldığı bir iş için mal sevkiyatı için araç temini gerekince, bu işi bir oto kiralama firmasi üzerinden gerçekleştiriyor. Sevkiyat fatura mukabilinde ve oto kiralama firmasının şoförleri ile yapılıyor. SGK yaptığı incelemede, Kurum'a daha evvel bu iş için müvekkil tarafından işçi çalıştırılmadığı bildirilmiş olmasına rağmen, "araç kiralama" işyeri tescili ve işçi sigorta bildirimi yapılmadığından bahisle re'sen tescil yaptı. Yüklü miktarda para cezası da yolda. Aynı A.Ş.'nin benzer nitelikli 4 adet dosyası için dava açtım. Başka başka yerlerden de SGK'nın benzer re'sen tescil uygulamalarını duyuyorum.

Yukarıdaki örneği SGK'nın bakışına örnek olması açısından verdim. Sayın Hükümdar H.'nin sorusunda da, &işyeri ve işçi bildirgesi göstermediğinden bahisle yüklü bir idari para cezası uygulanması& söz konusu olduğundan, X A.Ş. - Y A.Ş. arasındaki ilişki ise m.6 gereği kurulacağından bu noktaya değinme gereği duydum. 5510 s. K.'da da sigortalılığın başlangıcı ve sona ermesinde şirket ortaklığı önem arz ediyor. Somut olayda 5510'nun 11. maddesine bakılması gerektiğini, çünkü söz konusu para cezasının dayanağının bu hüküm olduğunu düşünüyorum, bunu da İş K. m. 6'ya bağlıyorum...


- İş mevzuatı bakımından kanaatimce bu işyeri devridir.

Özetle, sorunun biraz ayrıntılandırılması halinde ben de rahatlayacağım.

Sayın mantis,

Ticaret Kanununun 417. maddesine göre şirket ortaklarına ait payların devrinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için pay defterine kaydedilmesi gerekmektedir.

418. maddede ise şirketin yapılan hisse devrini pay defterine işlememek ihtimali, yani kayıttan imtina etme ihtimali düzenlenmiştir. Bu madde ile şirket Anasözleşmesine yahut kanuna aykırı hisse devir işlemleri ile şirketi bağlamamak amaç edinilmiştir.

TTK.434. maddeye göre anonim şirket ortak sayısı 5'ten aşağı düşerse bu durumun şirket için bir "infisah" nedeni olacağı, TTK.435. maddedeki düzenlemeye göre ise, ortak sayısının 5'ten aşağıya düşmesi halinde şirketin kendiliğinden infisah etmeyeceği, durumun giderilmesi için mahkemece mehil verileceği ya da benzeri tedbirlerin alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla şirket ortak sayısının 5'ten az olması kendiliğinden şirketin feshine neden değildir. Bu bir "infisah" nedenidir. Bu konuda kararı mahkeme verir. Mahkeme feshe karar verip, şirket sicilden terkin edilmedikçe şirket tüzel kişiliği devam eder!

Diğer yandan Sayın Hükümdar Beyin mesajından anladığım kadarıyla şirket ortaklık sayısı bire düşmemiştir. Esasen teknik olarak bu mümkün de olamaz. Şirketin hisseleri başka bir şirketin 5 ayrı ortağınca yahut iştiraki şirketlerce alınmıştır. Ortak sayısı somut olayda da kanunun belirlediği 5 kişi olarak kalmaktadır.

Hükümdar Bey, anladığım kadarıyla;

"Şirket hissesinin %100'ü bir başka şirketin kontrolüne giriyorsa, "örtülü olarak" işletme devri söz konusu olamaz mı?" diye soruyor...


Yani sanıyorum bunu soruyor.

Alıntı:
A) İNFİSAH

I - SEBEPLERİ

1. UMUMİ OLARAK

MADDE 434 - Anonim şirketler şu sebeplerden biri ile münfesih olur:

1. Akdolundukları müddetin sona ermesi;

2. Şirket maksadının husulü veya husulünün imkânsızlığı;

3. Şirket sermayesinin 324 üncü madde gereğince üçte ikisinin zıyaı;

4. Pay sahiplerinin beş kişiden aşağıya düşmesi;

5. Şirket alacaklılarının 436 ncı maddeye göre talepte bulunması;

6. Esas mukavelede bir fesih sebebi tâyin edilmiş ise onun tahakkuku;

7. Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi;

8. Şirketin iflâsına karar verilmiş olması;

9. (Değişik: 3585 - 16.6.1989) 388 inci maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarına uygun olarak umumî heyetçe feshe karar verilmiş olması.

274 üncü madde ile 299 uncu maddenin son iki fıkrası hükümleri mahfuzdur.

2. HUSUSİ HALLER

a) PAY SAHİPLERİ SAYISININ DÜŞMESİ VEYA ORGANLARIN EKSİKLİĞİ

MADDE 435 - Şirketin tescilinden sonra hakiki pay sahiplerinin sayısı beşten aşağıya düşer veya şirketin kanunen lüzumlu organlarından biri mevcut olmaz yahut umumi heyet toplanamazsa, pay sahiplerinden veya şirket alacaklılarından birinin yahut Ticaret Vekâletinin talebi üzerine, mahkeme şirketin durumunu kanuna uygun hale ifrağ için münasip bir müddet tâyin eder ve buna rağmen durum düzeltilmezse şirketin feshine karar verir.

Dâvanın açılmasını mütaakıp mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine lüzumlu tedbirleri alabilir.


Alıntı:
b) PAY DEFTERİ

MADDE 417 - Şirket, nama yazılı hisse senetleri sahiplerini ad, soyad ve adresleriyle bir pay defterine kaydeder.

Hisse senedinin yukarıki maddeye uygun olarak devredildiği ispat edilmedikçe devralan pay defterine yazılamaz.

İdare meclisi, kaydın yapıldığını hisse senedine işaret eder.

Şirkete karşı ancak pay defterinde kayıtlı bulunan kimse ortak sıfatını haizdir.

c) KAYITTAN İMTİNA

MADDE 418 - Şirket, devir keyfiyetini esas mukavelede derpiş olunan sebeplerden dolayı pay defterine kayıttan imtina edebilir.

Sebep gösterilmeksizin dahi kayıttan imtina olunabileceği şartının esas mukaveleye konması caizdir.

Hisse senedi karşılığının tamamen ödenmemiş olması halinde şirket teminat talep ve teminat gösterilmediği takdirde kayıttan imtina edebilir.

Hisse senetleri, miras, karı-koca mallarının idaresine ait hükümler veya cebri icra yoliyle iktisap edilmiş ise teminat istenemiyeceği gibi kayıttan imtina olunamaz. Şu kadar ki; idare meclisi âzaları veya ortaklar bu hisseleri borsa rayici, bulunmadığı takdirde kayıt için müracaat tarihindeki hakiki değeri üzerinden almaya tâlip oldukları takdirde kayıtan imtina olunabilir.
Old 13-02-2010, 16:42   #14
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

Mehmet Bey. evet, başından beri onu soruyorum. Doğru anlamışsınız beni. Aslında olay - soru basit ama ben anlatamadım galiba. x şirketi y şrketine hisselerinin tamamını devr ediyor. Burdaki devir, dolaylı devir olarak adlandırmak suretiyle devrin hukuki sonuçlarını tatbik etmemiz mümkünmü? (burda yeni şey söyledi, bu sefer "SGK nın para cezası işlemi değilde hukuki sonuçları dedi. ne demek istedi, farklı şey söyledi her halde" demeyeceğinizi umarım. çünkü, olayın hukki mantığını belirtmeye çabalıyorum.) Sayın Mehmet Bey anlamışlardır. Olayımın özü odur. Siz değerli meslektaşlarımdan çözüm bekliyorum. Mehmet Beyin çözümü mantıken ve hukuken isabetli olduğu kanaatindeyim. Şahsi kanaatim ve menfaatimde o yöndedir ama Yargıatay kararlarıyla desteklemeye ihtiyacımız var. Sabrınız için teşekkür ederim.
Old 13-02-2010, 18:29   #15
Mehmet Ovayolu

 
Varsayılan

Sayın Hükümdar,
Üstad Mehmet Saim Bey sorunuza çok iyi cevap vermiş, ancak sorunuz kendi içerisinde çelişkili, bence burada 1 değil 2 tüzel kişilik bulunmaktadır. Bunlar X ve Y tüzel kişilikleridir. X tüzel kişiliği bence devam etmektedir. SGk'ya vereceğiniz savunma dilekçesinde işçilerin X tüzel kişiliğinde çalıştığını y tüzel kişiliğinde çalışmadığını bu nedenle X tüzel kişiliği zamanında SGK'ya bütün bildirimlerini yaptığını Y tüzel kişiliğin ise işçi çalıştırmadığından bildirimleri yapmadığını belirtirseniz sonuca ulaşacağınızı sanıyorum. SAYGILAR
Old 16-02-2010, 16:43   #16
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

benimde kanaatim iki tüzel kişiliğin olduğu yönündedir. Savunmamızıda İdare Mahkemesi nezdinde bu şekilde yaptık. Ancak Emsal Kararlara ihtiyacım var. Siz değerli meslektaşlarımdan en fazla bu husuta yardım ve destek istirham ediyorum. Emekleriniz için teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdare Hukuku Sinav Sorusu buffy7 Hukuk Lisans Eğitimi 11 26-10-2007 00:29
Bir Ceza Hukuku Pratik Çalışma Sorusu oguzhand0 Hukuk Soruları Arşivi 3 05-01-2007 01:53
borclar hukuku sorusu Ahmetcan Tekince Hukuk Soruları Arşivi 1 11-02-2002 03:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05249095 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.