|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
29-01-2007, 17:29 | #1 |
|
Boşanmayı Istemeyen Davalı Taraf buna rağmen Maddi Manevi Tazminat İsteyebilir mi?
Boşanmayı istemeyen davalı taraf (bayan), kendisine karşı yöneltilmiş olan boşanma davasında maddi ve/veya manevi tazminat isteyebilir mi? Sayın Meslektaşlarım şu şekilde terditli bir talepte bulunabilirmiyim ; öncelikle davanın reddine ve eşlerin boşanmamasına eğer mahkeme aksine görüşte ise ...... manevi tazminata, ........ maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ederiz. Böyle bir talep olabilir mi? Yoksa bu talep kendi içinde çelişir mi? Sizce tazminat hakkımızı saklı tutup çıkacak karara göre mi hareket etmeliyiz ya da en başında cevap dilekçemizde istemelimiyiz? Görüşlerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
|
29-01-2007, 17:56 | #2 |
|
SAYIN MESLEKTAŞIM, TERDİTLİ OLARAK TALEPTE BULUNABİLİRSİNİZ. MAHKEME ÖNCELİKLE KUSURLU TARAFI TESPİT EDEREK KUSURSUZ OLAN YADA DAHA AZ KUSURLU OLAN TALEBİNE GÖRE HAREKET EDECEKTİR.ANCAK HERHALÜKARDA EVLİLİK BİRLİĞİNİN BİTTİĞİ KANAATİ OLUŞUR İSE DE EN AZINDAN TAZMİNAT TALEPLERİNİZ DEĞERLENDİRİLİR.
T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas : 2005/9117 Karar : 2005/11730 Tarih : 21.07.2005 ÖZET : Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Boşanma isteğinin reddi gerekir. (4721 sayılı MK. m. 166) KARAR METNİ : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü. Davalının kocasına sık sık yalan söylediğine ait delil yoktur. Davacının ise; sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ve tüp yüzünden çıkan son tartışmadan sonra, evi terk ettiği bir daha da gelmediği anlaşılmaktadır. Olaylarda davacı kusurlu olup, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Türk Medeni Yasasının 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükümü elde edebileceği şeklinde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Sair taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Yasasının 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK. md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu halde açıklanan sebeple isteğin reddi gerekirken kanun hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Hükmün yukarda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 tarih içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.07.2005 per. Kaynak : Corpus |
29-01-2007, 18:15 | #3 |
|
10 gün içinde karşılık dava ile ,nafaka ve tazminat içeren karşılık dav açabilirsiniz,mahkeme re'sen tedbir nafakası bağlar. ayrıca davanın her aşamasında ''''''''boşanma davsı açılmakla uğradığı manevi zarar için '' manevi tazminat istenebilir çeyiz senediniz varsa istihkak talebinde bulunabilirsiniz.
|
30-01-2007, 13:03 | #4 |
|
Sn.Yasemin,
Sn.Sanem'in ilettiği karar, kusur durumuna göre davanın red ya da kabul edilmesi hususunda kusur durumunun etkisi hakkında söylenmesi gereken her şeyi içeriyor. Davacı tamamen kusurlu ise davasının reddedilmesi sözkonusu olacaktır. Bu durumda boşanmayı kabul etmemekle birlikte tazminat talepleriniz var ise, boşanma davası reddedilirse bu konuda hakim karar vermeyecektir. Davanın kabul edilmesi ihtimaline binaen talete bulunabilirsiniz;boşanmayı kabul etmeyip, mahkeme aksi yönde karar verecekse tazminat talep etmenizde bir sakınca yok kamınca. İyi çalışmalar dilerim. |
30-01-2007, 13:42 | #5 |
|
Boşanma davalarında maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka talepleri boşanmanın fer' i oldukları için karar verilmeden önceki herhangi bir aşamada mahkemeden talep edilebilir. Tabi bu tür taleplerin yargılamanın ilk başında yapılarak delillerin de sunulması boşanmanın kabulü halinde maddi manevi tazminatın değerlendirilmesinde ve hüküm altına alınmasında daha lehe sonuçlar doğuracaktır.
Maddi - manevi tazminat, nafaka taleplerinin BOŞANMANIN REDDİ İLE terditli olarak istenilmiş olması hukuken mümkündür ve hiçbir sakıncası bulunmamaktadır.Ancak hakim nezdindeki psikolojik boyutu sizi rahatsız etmekte anladığım kadarıyla. Hakimin " madem boşanmayı istemiyorsun neden tazminat, nafaka istiyorsun " gibi bir düşünce içerisinde olabileceğini ve bunun aleyhe sonuçlar doğurabileceğini düşünüyorsunuz. Böyle bir tespit doğru bile olsa kanaatim mahkemeden talepte bulunmanızdır. Dilekçenizde boşanmak istenmediğini, şartların oluşmadığını sağlıklı bir şekilde ifade ettikten ve delillendirdikten sonra terditli bir talebin sakıncası olmayacaktır. SAYGILAR |
31-01-2007, 00:51 | #6 |
|
..Kesinlikle terditli bir talep, sonradan tazminat hakkınızı saklı tutmaktan daha işe yarar bir çözüm olacaktır.Mahkemenin kusurlu ya da daha az kusurlu tarafı tesbit etmeden önce dilekçenizde belirteceğiniz tazminat talepleri davanın sonuna gelmeden mahkemeye yön verecektir.
|
02-02-2007, 17:28 | #7 |
|
Sayın meslektaşlarım vermiş olduğunuz değerli bilgiler ve de fikirleriniz için çok teşekkür ederim.
|
27-06-2008, 12:57 | #8 |
|
yasemin hanım aynı durumda benimde bir dosyam var siz bu hususta ne şekilde hareket ettiniz acil yanıt verirseniz sevinirim
terditli bir talepte mi bulundunuz yoksa tazminat hakkınızı saklımı tuttunuz |
30-06-2008, 13:20 | #9 |
|
Sayın meslektaşım ben terditli bir talepte bulunmayı burada doğru bulmadım olayın kendine has özellikleri vardı ve müvekkilimden aldığım talimat doğrultusunda maddi ve manevi tazminat isteme hakkını saklı tuttuk.
|
30-06-2008, 15:08 | #10 |
|
Davalı taraf,hem davanın reddini isteyip hem manevi tazminat talebinde bulunamaz.O'nun da ya karşı dava ya da ayrı dava açması gerekir.Dava boşanmayla neticelense bile, davalı için taznata hükmedilmez.
|
06-09-2012, 08:21 | #11 |
|
Davacı tarafın boşanma talebini kabul etmemekle birlikte, eğer mahkeme boşanmaya hükmedecek ise maddi manevi tazminat talebi çelişkili değil mi? Şöyle ki, eğer davacının talebi uygun görülür ve boşanmaya karar verilirse bu durumda davalı daha fazla kusurlu demektir, bu halde de evlilik birliğinin sarsılmasında daha fazla kusurlu iken nasıl tazminat alabilecektir?
Diğer halde ise davacı daha fazla kusurlu ise veya tamamen kusurlu ise hiç kimse kendi kusurundan faydalanamayacağına göre davası zaten reddedilecek ve böylece de davalı yararına tazminata zaten hükmedilmeyecektir Ben mi yanlış düşünüyorum??? |
06-09-2012, 09:53 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Boşanma-Ziynet Eşyaları ve Eşya Tespiti Talepleri | akgnc | Meslektaşların Soruları | 21 | 13-07-2018 13:36 |
Baro'nun adını görmek istemeyen Mahkeme | Av.Ömer KAVİLİ | Hukuk Haberleri | 24 | 25-06-2013 18:47 |
Davayı kaybeden tarafın ödemesi gereken harçtan kazanan tarafın sorumluluğu | ilava | Hukuk Sohbetleri | 27 | 14-06-2011 17:20 |
Uçak Kazasında ölenlerin yakınları için tazminat talepleri ve hukuki çözümler | ersen | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-01-2007 02:14 |
Talep Olmadan Davalı Tarafın Ticari Defterlerinin İncelenmeye Karar Verilmesi | omerkostelekoglu | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-01-2007 22:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |