|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-07-2011, 14:43 | #1 |
|
Temel İlişkinin İspatı
Zamanaşımına uğramış bir sıra senedin müvekkil aleyhine ilamsız icraya konulması sonrası itirazda bulunduk ve karşı taraf itirazın iptali davası açtı. Senetlerin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle karşı taraf , tanık dinletti ise de tanıklar senetlerin ne için verildiğini bilmediklerini beyan ettiler. Tam davayı kazandık derken , bilirkişi raporunda senetlerdeki nakten ibaresinin karz aktini çağrıştırdığı , budnan dolayı temel ilişkinin ispat edilmiş kabul edilmesi gerektiği yönünde bir kanaat verildi. Hakim ise sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanmalı diyor. Biz ise davacı tarafın temel ilişkiden bahsetmediğini , tanıkların temel ilişkiyi ortaya koyacak bir beyanda bulunmadıkları , davacı tarafın sebepsiz zenginleşme yönünde bir talebi olmadığından ve ortada bir temel ilişki iddiası olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunuyoruz. Birkaç karar buldum bu yönde ancak yeni tarihli birkaç karara daha ihtiyacım var. Kanaat ve bulabileceğiniz kararları istirham ediyorum. Saygılarımla.
|
01-07-2011, 16:16 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Takibe koyan kişi, lehdar ise, aradaki temelilişkinin ispatı cihetine gidilebilir. Burada takip, ilamsız yapılmış ise temel ilişkinin ispatı için davacı tarafa hak tanınacaktır. Cirantada ise temel ilişki olmayacağından zamanaşımı itirazı üzerinden değerlendirme yapılıp karar verilirdi. |
01-07-2011, 20:40 | #3 |
|
Senetlerde nakten yazdıgından karz akti kabul ediliyor ve aksini isbat külfeti borçluya geçiyor.Bu isbatda yazılı delille yapılması gerekiyor.Senetlerde malen yazsaydı bu durumda alacaklının ne verdiğini isbatlaması gerekiyordu.Çok yeni benzer bir karar onandı.Selamlar.
|
02-07-2011, 20:03 | #4 |
|
YARGITAY 19.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 2.6.2006 Esas: 2006/835 Karar: 2006/5930 Zamanaşımına Uğramış Olan Bono, Temel İlişkiye Dayanılan Alacak Davasında Yazılı Delil Başlangıcı Olup Alacak Her Türlü Delille Kanıtlanabilir Özet:İtirazın iptali talebinde bulunan davacı, takip dayanağı bononun hayvan alım satımı nedeniyle düzenlendiğini iddia etmiştir. Bu durumda temel ilişkiye dayanıldığının kabulü gerekir. Zamanaşımına uğramış bono, temel ilişkiye dayanılan alacak davalarında yazılı delil başlangıcıdır. Yazılı delil başlangıcının bulunması halinde ise alacak her türlü delil ile ispat edilebilir. Davacıya alacağını her türlü delille ispat konusunda olanak sağlanıp sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. - 1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU m.292 - 2004 sayılı İCRA İFLAS KANUNU m.67 - 6762 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU m.661 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle 06.01.2000 vade tarihli 14.000.000.000.-TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, TTK`nun 661/1. maddesine göre bonoyu düzenleyene karşı açılacak bütün davaların vade tarihinden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, dava konusu bononun vade tarihinin 06.01.2000 olduğunu, 3 yıllık süre geçtikten sonra icra takibi yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, % 40 tazminat talep etmiştir. Mahkemece bononun zamanaşımına uğradığı, ancak yazılı delil başlangıcı olabileceği, davacının ise dava dilekçesinde temel ilişkiye dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine, % 40 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu senette davalı keşideci, davacı lehtar durumundadır. Davacı 22.06.2005 tarihli dilekçesinde senedin hayvan alım satımı nedeniyle düzenlendiğini bildirmiş ve böylece temel ilişkiye dayanmıştır.Bu durumda zamanaşımına uğradığı mahkemenin de kabulünde olan bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek davacıya alacağını her türlü delille kanıtlama olanağı sağlanıp deliller toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
02-07-2011, 20:29 | #5 |
|
Benzer karar
Aşağıya çıkardığım minvalde kararlar varsa da hakimi ikna etmekte zorlanıyoruz. Bedel kaydı talep ve iddia olmadan resen karz akti kabul edilip karar verilebilir mi ? Bence mesele burada. O zaman hakim taleple bağlıdır ilkesi neden var ? diye sormak lazım. Herkese zahmetleri için teşekkürler.
T.C. YARGITAY 3. Hukuk Dairesi E:2010/1655 K:2010/5088 T:25.03.2010 ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN BONO YAZILI DELİL BAŞLANGICI ALACAKLININ HAKLARI Özet Ticaret Kanunu hükümlerine göre zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı olan alacak, temel ilişkiye dayanılarak genel hükümlere göre istenebilir. Ticaret Kununu yönünden zamanaşımına uğramış bir bono yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. O halde; temel ilişkiye dayanılarak açılan alacak davasında borç sebebinin kanıtlanması için tanık dinletilebilir. Dava dilekçesinde 1.575,00 TL. asıl alacak ve 7.202,45 TL. faiz için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir YARGITAY KARARI Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili; davalı borçlunun müvekkiline olan borcundan dolayı icra takibi başlatıldığı; borçlunun itirazında takibe konu senetteki imzasının reddetmediğini, borcunu ödediğine dair herhangi bir delil veya belge ibraz etmediğini; zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını, bu sebeple itirazın iptalini, davalının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili; senedin ihtiva ettiği borcun kendisine ait olmadığı gibi, TTK’nın 661. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir Mahkemece, senedin 30.04.1999 vadeli olup; üzerinden 3 yıldan fazla sürenin geçtiği böylelikle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Türk Ticaret Kanunu'nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, genel hükümlere göre ve temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 gün ve 2007/13-153 Esas, 2007/183 ve 2008/3-159- 2008/158 sayılı Kararında da benimsendiği gibi "Zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir." Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 292. maddesine göre, senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcı mevcut ise, tanık dinlenmesi mümkündür. Görülmekte olan davada, davacı zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı olarak davalı hakkında genel haciz yoluyla icra takibi yapmış, ancak davalının itirazı üzerine takip durmuştur. İtirazın iptaline dair bu dava dilekçesinde temel ilişkiden bahsetmemiş ise de ıslah dilekçesi vererek araç satışı karşılığı bu senedin alındığını, bildirerek temel ilişki konusunda tanıkların dinlenmesi talebinde bulunmuştur. Bu durumda takip dayanağı zamanaşımına uğramış bono, temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, davacı tarafın buna dayalı olarak tanık dinletme hakkı bulunmaktadır. O nedenle genel hükümlere göre davacı tanığı dinlenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir, SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazlar ı bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
22-01-2013, 15:01 | #6 |
|
Gereği Düşünüldü
Davamız bitti. Davanın kabulüne karar verildi. Nakten ibareli zamanaşımına uğramış senetlerde , borcun varlığını ispat etmek yeterliymiş , sebep bilinmese bile. Geçmiş olsun bize.
|
19-02-2020, 13:37 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba ... Benzer konuda bir davam var rica etsem, mail dahi olur söz konusu kararı atabilir misiniz |
19-02-2020, 13:54 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba.. Bu yönde bir karar arıyorum bulamadım |
22-02-2020, 15:54 | #9 |
|
Sayın Av Güçlü,
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü ALACAKLI olan davalıdadır. Ancak taraflar arasında borç ikrarını - MALIN TESLİM ALINDIĞINI - içeren bir belge var ise ispat yükü davacı BORÇLUDA olacaktır. Bono, borç ikrarı içeren - malın teslim alındığı ikrarını içeren- yazılı bir belgedir. Buraya dikkat..Bono sadece bono değildir. Malen yazan bir bono mal alındığı ikrarını da içeren yazılı bir belgedir. Bu belgeyi imzalayan keşideci zaten .....malı aldım, bu mal artık bendedir, borcumu da ....şu tarihte de ödeyeceğim ..... demektedir. Böyle bir halde ispat yükü kimde olacaksa ispat yükü onda olacaktır. Davalı olan alacaklının elinde zaten malın teslim edildiğini içeren yazılı belge - bono- var..Davalı alacaklı daha neyi ispatlayacaktır.Bu halde ispat yükü gayet tabiki davacı borçluda olacaktır. Malen kaydı olan bononun önden avans olarak verildiğini ve fakat anlaşılan malın daha sonra teslim edilmediği iddiası yazılı deliller ile kanıtlanmalıdır. T.CYARGITAYHUKUK GENEL KURULUESAS NO: 2013 / 19-2402KARAR NO: 2015 / 1532KARAR TARİHİ: 10.06.2015 ÖZET: Davaya konu bonoda “malen” ibaresi bulunduğuna göre, böyle bir bonoda malın teslim alındığı, borçlu tarafından ikrar edilmiştir. Alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Yazılı ikrarın aksini diğer bir deyişle, malın teslim edilmediğini borçlu kanıtlamak yükümlülüğündedir. Şu durumda, uyuşmazlığa ve takibe konu yapılan bononun hukuken geçerli olduğunun kabulü gerekir. O halde, davacı-borçlu bononun bedelsiz olduğunu ileri sürdüğüne göre, ispat yükü davacılardadır. Davacılar bu iddiasını ise, yazılı delille kanıtlamalıdır. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Vekil ve Müvekkili veya Avukatla Müvekkili Arasındaki İlişkinin Boyutu | Gemici | Hukuk Sohbetleri | 10 | 11-02-2012 19:29 |
İstihkak İddiasının İspatı | Av. Ayse Gül | Meslektaşların Soruları | 3 | 18-12-2010 16:54 |
Ayrı Şehirlerde Yaşamak Çocuklarla Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 03-12-2010 12:41 |
Maluliyetin İspatı | avnihat | Meslektaşların Soruları | 1 | 06-02-2008 20:26 |
Babalık Davası ile Kurulan İlişkinin Mirastan Feragat Halinde Durumu | iussy | Meslektaşların Soruları | 4 | 11-11-2007 14:11 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |